• objektif bir hocadan ders almanız durumunda, atatürk'ün de nihayetinde bir insan olduğunu, cumhuriyet devrimini tek başına yapmadığını anlayacağınız, türkiye'nin kuruluş tarihini daha doğru değerlendirebileceğiniz ders. ama dar görüşlü ve şovenist bir hocadan ders almanız durumunda bilginiz "yunanlıları denize döktük, avrupalıları postaladık. lozan da iyi oldu, çok da güzel oldu."dan öteye gidemeyecektir.
  • 20.yy osmanlıdan başlayıp, türkiye cumhuriyetinin kuruluşu ve 1945'e kadar olanların anlatıldığı bölüm.içinde atatürk ilke ve inkilapları da anlatılır.ayrıca tarihte ygs'de en fazla soru çıkan bölüm.

    atatürk'ü sevmeyenlerin çoğunun burada anlatılanlara bilmediğini ya da dinlemediğini düşünüyorum.osmanlı'da fetih politikası anlatılırken.inkilap tarihinde yüzyıllarca üzerinde bulunduğumuz topraklardan çıkarılmaya çalışmamız ve bunun karşısında ki haklı mücadelemiz anlatılıyor.

    edit : cemaatçi bir öğretmenden dinlediğim halde noktayı koyarken "atatürk olmasa ne kazım karabekir ne başkası liderlik görevini üstlenebilirdi" diyordu.ardından izmir suikasti ile ilgili fotoğrafları getirip bir çok insan sebepsiz yere bir kişinin sözüyle asıldığını da söylüyordu.

    tarih öğretmenin objektif olması çok önemli.bana anlatılanlarda olayların iki yönü de anlatılmıştı.devrimler gerçekleştirilirken yapılan yanlışlarda, atatürk'ün başarıları da.ayrıca "lozan hezimettir, aslında gizli anlaşma imzalamışız, doğal kaynakları 2013 e kadar kullanamayacakmışız, ingiliz mandasını kabul etmişiz" vb şekilde anlatan bir tarihçiye de denk geldim.

    anlatılanla yetinmeyip olabildiğince sorgulamak, olaylara objektif bakmak lazım.
  • nedense kafamın bi türlü almadığı, kronlojiyi bi türlü hafızamda oturtamadığım, her şeyi ezberleyebilirken en kısa konusunu bile ezberleyemememden ötürü lisede ve üniversite sonrası kpss'de zor anlar yaşatan ders...
  • yillardir uzerimizde uygulanan turk'ten turk'e propagandasinin universitelerde uygulanan kismidir, yok'e bagli her universitede mecburi bir derstir. yapilan devrimlerden cok dusman devletlerin osmanli uzerinde oynadigi oyunlar anlatilir, hatta ermeni soykirimi ozel seansi yapildigina bile bizzat sahit oldum.
    seans sirasinda pek muhterem hocamiz aynen soyle demistir,
    -- malum savas sirasinda insanlar goc edebilir bu goc sirasinda kazalar, salgin hastaliklar ve benzeri seyler yuzunden birkac insan olmus olabilir, ancak bunlari abartmaya gerek yoktur.
    (bkz: oha)
  • üniversitelerde zorunlu olarak okutulduğu düşünüldüğünde, kısmen objektif olabilmeyi başarmış bir tarih kurulu tarafından müfredatına ve adına türkiyenin yakın tarihinin de eklenmesi faydalı olan ders. bu objektiflik nasıl sağlanacak, orası soru işareti... ancak şu da var ki, yakın geçmişi incelemek konulara dahil edilmediği sürece teori ve pratik arasında bir boşluk kalacaktır. öte yandan, tarihi değiştirerek olanları da değiştirebileceğinizden, açıklığa kavuşturulmadan bekletilen bilgiler çıkarlar doğrultusunda yönlendirilmeye, değiştirilmeye maruz kalabilirler. bir örnek vermek gerekirse bir kesim tarafından bıyıklarının ucu uzatılarak, cımbızla seçilmiş cümlelerle oluşturulmaya çalışılan atatürk imajı ile şapka devrimini getiren mustafa kemal imajı arasında ortak noktalara varabilmek için tabloya haddinden fazlaca dikkatli bakmak, boşlukları tamamlamak, hayal gücünü kullanmak gerekir. ki bu türkiye tarihinin nispeten kesin sınırlarla çizilmiş bir parçası...
  • ilkokuldan üniversiteye kadar öğretildiği halde, aklımda kalan tek konusu, ilkokulda öğrendiklerimden ibaret, atatürk'ün yaptığı harf devrimi, kıyafet devrimi vs. olan derstir. evet, atatürk bir sürü devrim yapmıştır. devrim. öğretmenimiz böyle derdi. ama hiçbir zaman bu dersin herhangi bir okulda, devrim tarihi diye geçtiğini duymadım. peki, bu adam aslında büyük bir devrimcidir, bu kadar devrim yapmıştır, türkçenin önemini de vurgulamıştır da, biz neden hala bunları inkılap diye anlatıyoruz? devrim kelimesine alerjimiz mi var? gençlere, çocuklara bu kelimeyi aşılamak mı istemiyoruz? ne olur? biri büyüyüp, gerçekten bir devrim mi yapar? öyle tabii; inkılap yapacak hali yok ya... n'olur, n'olmaz, devrim mevrim diyip durmamak lazım. yarın öbür gün birileri bir yolunu bulup çıkar da; bu ülkenin yönetimi komünizm olacaktır derse ya da birileri sokakta çıplak dolaşmak serbest olacaktır diye bir kıyafet devrimi yapmaya kalkarsa ne yaparız? 70 yıl sonra bütün dünya sokakta çıplak dolaşırken, onlara bunu unutturmak için ne kelime uydururuz devrim yerine?

    remember remember the fifth of november...

    edit: yanılmışım, bilgi üniversitesi çekinmiyormuş hiçbir şeyden: (bkz: türk devrim tarihi)
  • 2011 yılında, hala, devletin 1.7 milyon kişiye "doğu anadolu ve karadeniz bölgesinde hangi azınlıklar hainlik yapmıştır" temalı soru sormasının müsebbibi olan konu başlığı. sonra demokrasi zart zurt.
  • kimse de çıkıp sormuyor ki: yahu bu ingiliz çanakkaleyi geçmek için 500 bin askerini gömdü, ne olduda 8-10 sene sonra yunan yenilince “e hadi eve dönelim” dedi?
  • eski sovyetlerde indoktrinasyon amacli verilen ideoloji derslerinin ayarinda verilen, ogrencilerin universite dahil 15 yil boyunca ayni konulari tekrar tekrar okudugu, daha cok ezberledigi dogmatik ders garibesi. hedeflenenin ataturk'un dusunce yapisi, devrimleri ve turkiye cumhuriyeti tarihini ogrenmek mi yoksa ogrencileri bezdirmek mi oldugu konusu ayrica tartisilabilir. belki tartisilmasi bile gereksizdir.
hesabın var mı? giriş yap