• ibranice bilmemesi sorun değil de, en azından küfürleri öğrenseydi iyi olurdu. o önemli.
  • sorgulanmaması gereken bir durum. zira bilmek zorunda değildir. eğer türkiye botswana da bir büyükelçilik açarsa müstakbel botswana büyük elçisi de botswanaca bilmek zorunda değildir. oradaki öküzlük israil bakan yardımcısının ibranice konuşmasıdır.

    yabancı bir ülkeye gittiğinizde size yapılabilecek en büyük ayıp her iki tarafında konuşabileceği ortak bir dil olduğu halde ev sahibi olan tarafın sizin yanınızda bu dili değil de sizin bilmediğini kendi dilini konuşmasıdır. zira tecrübe etmiş olanlar bileceklerdir ki onların dilini bilmeyen taraf onların kendi aralarında ki gülüşmeleri ya da tepkileri net bir şekilde takip edecek ve "acaba ne dedi", "yanlış bir şey mi yaptım", "benimle mi dalga geçiyorlar", "mal mı lan bunlar neden kendi aralarında konuşuyorlar", "biz adam değil miyiz?", gibi gibi sorular soracaktır.

    bu sadece diplomatik bir ayıp değildir. direk öküzlüktür. ordaki israilli dallamanın direk art niyetidir. çok seviyesizce yapılmış bir harekettir.

    hayatınızda kaç tane ibranice bilen adam tanıdınız da büyükelçinin ibranice bilmesini bekliyorsunuz? sonuçta israil sadece 60-65 senelik bir memleket. sürekli çatışma halinde diasporası olmasa kendi ayakları üzerinde durmaktan aciz bir memleket. neden ilgi duyayım ben ibranice'ye.

    ancak olay daha en baştan çözülemez miydi? çözülürdü. adam bekletmiş, tokalaşmamış, vs. vs. bunlar ince elenip sık dokunsaydı orada yapılması gereken ibranice konuştuğu esnada "ibranice bilinmediğinin belirtilmesi ve neden ingilizce konuşmadığının sorulmasıydı."
  • turkiyede elciligi bulunan tum ulkelerin diplomatlarinin turkce bilmek gibi bir zorunlulugu olmadigi gibi bizim diplomatlarimizin da gorevli olduklari ulkenin dilini bilmek zorunda olmadiklari aklimizin bir kenarinda bulundurulmalidir ancak anlamadigimiz seylere tebessum etmenin de basimiza bela olabilecegi bu vesile ile bir kez daha hatirlatilmistir. haa peki kucuk hesaplar pesindeki, madden zengin olsa da bir turlu asagilik kompleksini yenememis toplumlarin ilkokul ogrencisi zeka duzeyindeki, kendi yaricaplarindaki eglencelerine alet olmaktan kurtulabildik mi? maalesef hayir...
  • gözlerimin parlamasina neden olmustur. ben de isvecce bilmiyorum, isvec büyükelcisi olmak istiyorum.
  • yahu defalarca yazılmış aynı konu dönüp dönüp dile getiriliyor

    1. insan her gittiği ülkenin dilini, konuşmaları yanlış anlamaya meydan vermeyecek kadar iyi derecede öğrenmek isterse, hele de 40 yaşından sonra, diplomatlığı bırakıp günde 10 saat dil çalışması lazım

    2. uluslararası diplomasi dili ingilizcedir

    3. kendi arasında ibranice konuşarak hakaret edenler dallamanın allahıdır

    4. en önemlisi büyükelçiler yanlarında tercüman getirebilecekleri söylenmediyse tercüman götüremyorlar. bunun da gayet iyi bir açıklaması var, ev sahibi ülke kendi aralarındaki konuşmaların o esnada büyükelçi tarafından anlaşılmasını istemiyor olabilir. bizim karşılaştığımız durumda dallamalık amacı ile bunu yapmışlar. elden ne gelir ?

    hırsızın suçunu geçtik ev sahibine "neden 8. kattaki evinin penceresine demir parmaklık yaptırmadın, adam itfaiye arabası ile gelip merdiveni dayamış" diye kızıyoruz
  • ibranice diplomasi için kullanılan uluslararası bir dil olmamasından dolayı gayet normaldir. gerisi sığ populizm. aç israil türkiye konsolosuna telefon "baba be bir telefona üfler misin?" de bakayım sana ne cevap veriyor.
    edit: şansıma sıçayım israil büyükelçisi türkiye doğumlu çıktı.
  • ibranice gibi alfabesini öğrenmenin bile aylar alacağı bir dilde karşınızdaki muhattaplarınızı doğru anlayacak seviyeye (örnek olsun diye ingilizce yazıyorum "see, we are all positioned in higher places, the only flag on the table is ours and we are not smiling", ben şahsen anadolu lisesinde 6 ay ingilizce okuduktan sonra yazılı halini çat pat sökebilirdim, karşımda bu monoloğu konuşan birisini anlayamazdım, hele hele yarım yamalak anladığım haline itiraz edip olay çıkartıp sonrada gülünç duruma düşmeye cesaret edemezdim) 3 ay değil ben de 3 ay veriyorum 6 ayda gelebilecek 40 yaş üzerinde diplomat bir insanın (dil bilimci değil veya dile kabiliyeti olan özel bir kişi değil) olduğuna inanıyorsunuz tartışacak bir konu yoktur.

    dışişleri personel alırken dil bilgisinden ziyade temsil, müzakere, dış politika vs. gibi konulara dikkat ediyor. bunların hepsine hakim bir de rusça, çince, ibranice gibi egzantrik dilleri bilen kişileri alsalar bile başkonsolos seviyesine yükselmeleri en az 15 sene sürüyor. bundan 20 sene önce rusça öğrenenin peşine mit takılırdı, hatırlamıyorsunuz herhalde.
  • hayatları boyunca 4 senede bir yer değiştiren büyükelçilerimizin dil bilmesini beklemek bence daha abes bir durumdur. bir büyükelçinin ortalama 30 sene yurtdışında çalıştığını varsayalım. 7 farklı ülkede bulunması olasıdır yani. 7 dil. adamların işi orada türkiyeyi temsil etmek mi yoksa dil kursuna mı gitmek? siz hele bi 2. yabancı dili çözün öyle eleştirin efenim

    edit: 2 örnek vereceğim, birincisi hindistan. hindistanda toplamda hindu ile birlikte 27 dil konuşulmaktadır. o da belli başlı bir ülkedir. büyükelçi 27 dili de öğrensin mi yani?
    veya çin'i ele alalım. zibilyon tane lehçe var adamların memleketinde. hareket dili dahil. misal biz türkiyede kafayı geriye atıp "cık" yaptık mı, bunun hayır olduğunu anlarız. araplar da dahil buna. ama bunu gidip batılı ülkenin bi vatandaşına yapsan anlamaz. eğer amaçları kötüyse bunu her türlü yaparlar. bizim elçimiz ordaki dili çok iyi bilse de bilmese de.
  • oncelikle soylemek isterim ki isvec buyukelcisi muhtemelen isvecce bilmiyordur, ispanya buyukelcisi ispanyolca bilmiyordur. tabi ki bilse iyi olur, ama bir diplomatin yabanci bir ulkeye atanmasi, buyukelci olmasi icin orada konusulan dili bilmesi gerekmez. turkiye'deki hangi yabanci buyukelci turkce bildigi icin turkiye'ye tayin olmustur sizce? evet bilenler var ama hepsi geldikten sonra ogreniyorlar. onemli olan diplomatik vasiflardir.

    sayin celikkol'un da soyledigi gibi kimse ama kimse turkiye cumhuriyeti buyukelcisini 'ben onlari alcak koltuga oturttum, zaten yuzumuz de gulmuyor bakin' diye asagilayamaz. zaten boyle bi seye yuzu olsaydi ingilizce konusurdu, hem de kameralarin onunde. ayrica ulkenin disisleri bakani ve turkiye cumhuriyeti buyukelcisinin gorusmesine neden o kadar kamera cagirilmis? boyle is mi olur? diplomatik gorusmeye ne zaman kameralar cagirilmis da haberimiz yok?

    ayrica soylemeden edemicem bi ulkenin disisleri bakan yardimcisinin makam odasi oyle mi olur be? iki tane dandirik koltuk bi sehpa falan. once kendi durumunuzu duzeltin, bi ulkenin buyukelcisini, o ulkenin cumhurbaskanini temsil eden, 'ekselanslari' diye cagirilan birini oyle odada mi kabul ediyorsunuz?

    siz daha cok ugrasin. turkiye cumhuriyeti'ni, turkiye cumhuriyeti buyukelcisini kimse kucumseyemez. anca kendi seviyelerini belirttiler alcaklar.

    ayrica rica ederim, turk gencleri olarak ulkemizin degerlerine sahip cikalim. disisleri bakanligi turkiye'nin en saygin kurumlarindan bir tanesi. diplomatlarimiz bulunduklari noktalara kolayca gelmiyorlar. bir diplomat buyukelci olmak icin ortalama 25-30 sene bakanlikta calisiyor.yok efendim bizimkiler oraya oturmaya gitmis, vucut diliyle anlasiyorlarmis. bilmemne. ' tercuman korece usutunden tercume edirmus falan filan. azicik sayginiz olsun bu insanlara karsi. kimse burada gazetelere yansimis bi olay yuzunden ahkam kesemez turkiye buyukelcisine ya da diplomatina. onlar bu ulkenin cikarlarini, milli degerlerini gozetmek icin herkesten fazla calisiyorlar. turkiye cumhuriyeti diplomati sizin gazetelerde gordugunuz politikacilara ya da ortalama devlet memuruna benzemez.

    oyle olsaydi yurt disinda 'ekselanslari/his excellency' diye karsilanmaz, dunya liderleriyle ayni masalara oturtulmazlardi.
  • sayın suser lar.

    siz, israil büyükselçisinin ibranice, rusyadakinin rusça, ispanyadakinin ispanyolca, çindekinin çincemi bildiğini sanıyorsunuz?

    veya türkiyede görev yapan yukarıda adı geçen veya geçmeyen ülke büyükelçilerinin türkçe bildiğinimi sanıyorsunuz?

    diploması dili çok uzun yıllardır fransızca ve ingilizcedir.

    keşke mümkün olsa, gerekli yaptırımlar, kurallar uygulansada her ülkeye o dili konuşan büyükelçi ve belki dahada önemlisi diplomatik görevliler atansa.
hesabın var mı? giriş yap