isveç sineması

• (bkz: michael nyqvist)
  (bkz: noomi rapace)
  (bkz: gunnar björnstrand)
  (bkz: harriet bosse)
  (bkz: alf kjellin)
  (bkz: ernst-hugo jaregard)
  (bkz: vilgot sjöman)
  (bkz: alexander skarsgard)
  (bkz: stellan skarsgard)
  (bkz: mikael spreitz)
  (bkz: mauritz stiller)
  (bkz: peter stormare)
  (bkz: par sundberg)
  (bkz: lars hanson)
  (bkz: krister henriksson)
  (bkz: mikael persbrandt)
  (bkz: doris rönnqvist)
  (bkz: tom schacht)
  (bkz: ragnar hylten-cavallius)
  (bkz: bo svenson)
  (bkz: max von sydow)
  (bkz: erland josephson)
  (bkz: tommy körberg)
  (bkz: jarl kulle)
• gerek oyuncuları gerekse de yönetmenleriyle zamanında avrupa ve dünya sinemasını yönlendiren ekollerden biri.
  
  isveç sineması klasik avrupa sineması özellikleri gösterir. sanatsal kaygı dikkat çekerken, ticari başarı arka plandadır doğal olarak.
  
  ingmar bergman : sadece isveç sinemasının değil avrupa sinemasının da gurur kaynaklarından olan yönetmen. özellikle psikolojik durumları, kişilerin olaylar karşısındaki tutumlarını ön plana çıkarır. en önemli filmleri yedinci mühür, persona ve yaban çilekleri ile sanat sinemasında zirvelerde yer alır.
  
  lukas moodysson : isveç sinemasının yükselen yeni yıldızlarından olan yönetmen. özellikle fucking amal adlı lezbiyen bir ilişkiyi konu alan filmiyle meşhur olmuştur.
  
  ingrid bergman : isveç'in dünyaca ünlü aktrislerinden...
  
  greta garbo: dünya sinemasının gelmiş geçmiş en iyi ve en ünlü oyuncularından biridir.
• mauritz stiller (greta garbo’yla birlikte meslektaşları gibi hollywood’a göçtüyse de victor sjöström, erich von stroheim ve josef von sternberg gibi en sonunda bir kenara itilecekti), john w. brunius ve sjöström’ün sessiz filmlerinden çok sonra, 50’li yıllardan başlayarak isveç sinemasına ingmar bergman neredeyse tek başına damgasını vurmuştur.
• 1986 yapımı oyuncuları arasında tuncel kurtiz'in de bulunduğu den frusna leoparden filmini türkçe altyazılı bir şekilde izleyebilirsiniz:
  
  den frusna leoparden türkçe altyazılı
• allah belasını versin öyle sinemanın, sırf bunalım bunalım bunalım. adam dünya'nın en refah ülkesinde yaşıyor, çektiği filmlerdeki bunalım afrika sinemasında yok. rahat batıyor ibnelere.
• daha çok victor sjöström ve ingmar bergmanla 20.yüzyılda avrupa'da etkileyici olan önemli bir ülke sineması.sjöström,sessiz filmlerde ve nobel ödüllü selma lagerlöfün hikaye uyarlamalarında başarılı olmuştur.isveç sinemasının altın çağını yaşatan ise ingmar bergmanın varoluşsal filmleri olmuştur.bergman hakkında söylenecek çok şey var dünya sinemasına kattıkları hakkında.yalnız det sjunde inseglet bile bir efsanedir. daha sonra savaş sonrası sinemasında bo widerberg,göçmenlerle ilgili çeşitli filmleri olan jan troell,belgeselleriyle tanınan stefan jarl gibi klasik dönem yönetmenleri bulunmaktadır..
• "isveç sineması" başlığıyla bir "ülke sineması"ndan bahsedebilmek aslında mümkün değildir. isveçli, münferit ustalardan, münferit "iyi" filmlerden bahsedebiliriz. ve fakat bir "isveç sineması" başlığı altında biraraya derleyebileceğimiz ortak bir sinema anlayışından, fikrinden, bir birlikten, ortak bir teoriden sözedemeyiz.
  
  isveç gelişmiş bir ülke. küçücük ama buz gibi bir ülkede yaşayan bir avuç nüfustan dünyaca meşhur futbolcular, kayakçılar, yüksek atlamacılar, tasarımcılar, mimarlar çıkıyorsa, sinema oyuncuları ve yönetmenleri de çıkar. bu oyuncular ve yönetmenler iyi filimler de yaparlar. ama biri bize soracak olursa "nedir isveç sineması?" diye; "ingmar bergman"dan başka konuşabilecek en fazla 5 cümle bulabilirsiniz, 6'ıncısı çıkmaz.
  
  misâl; lütfen ingmar bergman'dan başka başta oscar olmak üzere, hatırı sayılır bir uluslararası ödül kazanmış bir isveç filminin ismini söyleyebilir misiniz güzel sözlük? söyleyemezsiniz, çünkü yok.
  
  nasıl ki, güzel ülkemizin, çok büyük ustaları, çok büyük filmleri olmasına rağmen bir "türkiye sineması"ndan bahsetmemiz mümkün değil ise...
  
  hâsıl-ı kelâm; bir ülkede film ve filmler çekiliyor olması, bir ülkede değişik büyüklüklerde bir sinema endüstrisinden sözedebiliyor olmamız, o ülkeye has, o ülkeye özgü bir "ülke sineması"nda bahsedebileceğimiz anlamına gelmez. bu ikisi başka başka şeylerdir ve kültür sahasında idâreci ülkeler hâricindeki onlarca ülke için de aynı şeyler geçerlidir. örneğin "isviçre sineması" ya da "irlanda sineması" ya da "arnavutluk sineması" ya da portekiz sineması" ya da "gürcistan sineması" ya da "yeni zelanda sineması" ya da "nijerya sineması" ya da "arjantin sineması" ya da "paraguay sineması" ve sâir sinemalar da yoktur, aynı sebeplerden dolayı. inşallah bir gün olur.
• isveç'in insanlığın kültürel gelişimine yaptığı katkının pastasındaki büyükçene dilim.
• ingmar bergman - sven nykvist - liv ullman
  
  bu uclunun kesistigi noktalarda tepeye vurmus sinema. vurdugu tepe de dunyanin tepesidir.
  
  bir kuple gelsin.
  
  bi kuple daha. kirmizi gece elbisesi ile mustesna.
  
  bu kuple feci. gozyaslarinin gelis anina dikkat. yukun cogu liv uzerinde. canimbenm.
• (bkz: låt den rätte komma in)
  (bkz: män som hatar kvinnor)