• john forbes nash'in hayatını anlatan kitapta aktarılan von neumann ile ilgili bir anı:

    kampüste dönen matematik sorularından biri şöyledir:

    a ile b arası 20 km dir. a dan b ye giden bir bisiklet saatte 10 km hız yapmaktadır, aynı hızla b den a ya gelen bir başka bisikletin tamponundaki sinek saatte 30 km hızla uçmaktadır. bu sinek birinci bisikletin tamponu ile ikinci bisikletin tamponu arasında mekik dokumaktadır. bisikletler yolun ortasında çarpışıp ezilene kadar sinek ne kadar yol almıştır.

    sorunun iki çözüm yolu vardır. (belki daha fazladır bilemiyorum) sürekli azalan ve sonsuza giden kesirleri toplamak veya
    sineğin toplam uçuş süresini bulup (ki 1 saat olduğu aşikardır) hızını da bildiğimizden cevabı şakkadanak yapıştırmaktır.

    soru von neumann'a sorulur.

    3 saniye kadar düşündükten sonra doğru yanıtı verir. soruyu soran kişi gevrek bir şekilde;

    - demek kısa yolu biliyordun

    der. von neumann cevap verir

    - ne kısa yolu, kesirleri topladım.

    etrafta bulunan matematikçiler, elemanları 0 a yakınsayan bir dizinin toplamını kafadan bu kadar kısa zamanda yapabilen ustanın önünde saygı ile eğilirler ve bu hikayeyi heryerde anlatırlar ki bu yüce beyin herkes tarafından biline.

    dede korkut m.ö. 200
  • "nasıl olur da, on milyar civarında güvenilmez bile$enden olu$an bir mekanizma güvenilir bir biçimde çalıştığı halde, on bin bile$enden oluşan bilgisayarlar düzenli olarak hata verir" sözüyle insanların göremediği noktalara ı$ık tutmuş eli öpülesi amca.
  • 20. yüzyılın dehalarından. oyun kuramının, bilgisayar biliminin öncüsü olan bu şahıs, 1950li yıllarda istanbul'da yapılan bir kongre sonrasında, erdal inönü'nün "ileride bilgisayarlarla satranç oynayabilecekmiyiz?" sorusuna "o günler bana çok uzak geliyor" yanıtını vermiştir. ayrıca soğuk savaş sırasında abd'nin hiçbir sebep olmasa bile sovyetler birliğine saldırması gerektiğini, aksi halde bir gün sıcak savaş çıktığında daha fazla kayıp verileceğini ileri sürmüştür. dahilikle ileri görüşlülüğün farkını çok iyi gösteren şahsiyet.
  • "hans bethe, a nobel prize–winning physicist, graded academic seminars on a
    scale of one to ten:
    grade one was something my mother could understand. grade two my wife
    could understand. grade seven was something i could understand. grade
    eight was something only the speaker and johnny von neumann could
    understand. grade nine was something johnny could understand, but the
    speaker didn’t. grade ten was something even johnny could not yet
    understand, but there was little of that"

    turkcesi:
    nobel odullu fizikci hans bethe akademik seminerleri birden ona kadar derecelendirir:
    derece 1: annemin anlayabilecegi bir seminerdir.
    derece 2: karimin anlayabilecegi bir seminerdir.
    derece 7: benim anlayabildigim bir seminerdir.
    derece 8: sadece konusmaci ve john von neumann'in anlayabildigi bir seminerdir.
    derece 9: konusmacinin neden bahsettigini anlamadigi ama neumann'in anladigi bir seminerdir.
    derece 10: bunlari neumann bile anlayamiyor, neyse ki bu tur seminerlerden cok yok.
  • bu pek akıllı profesör üstün zekasını operation research için de ortaya koymuştur. öyle ki bir sonbahar günü*, simplex metodunu bulan george dantzig, dönemin en bir önemli matrematik profesörü olan neumann'a gelir ve bulduğu metodu gösterir. onu dinleyen neumann hemen akabinde iyi güzel de yavrucum ben bunu daha önce düşünmüştüm zati, hatta al sana duality demiştir.. karizmadır..
  • söylentiye göre, soğuk savaş sürecinin başladığı yıllarda, o günlerde geliştirilmiş olan en iyi bilgisayarların bile kapasitesini aşan, yeni ve önemli bir matematik problemini çözmek üzere geliştirilecek olan bir sistemin tasarımıyla ilgili kendisinden yardım istenmiş. o da problemin kendisine açıklanmasıyla başlayan birkaç dakikalık süre zarfında problemi çözmüş ve söz konusu bilgisayarın tasarımına yardım etmeyi, ilgili problemin cihaz yardımı olmaksızın da çözülebiliyor olduğu gerekçesiyle reddetmiş.
  • zamaninda "assemblera ihtiyac yoktur, sembolleri binary hale disi operatorler cevirebilir, ne gerek var makinanin degerli zamanini beyhude islere harcamaya" diyerek feminist akimin olusmasina sebep olan kisilerden bisi. feci karizma bir adi var, veresim geldi.
  • "kendi kendini kopyalayabilen program" fikrini ortaya atarak bir anlamda viruslerin fikir babaligini yapmi$ ki$i.
  • sözü "şu anda bilgisayar teknolojisiyle yapılabileceklerin sınırına ulaşmışız gibi görünebilir, fakat böyle fikirler beyan ederken dikkatli olmanız gerekir, çünkü bu tür fikirler aradan beş yıl geçtikten sonra kulağa çok saçma gelmeye başlayacaktır." şeklindedir. adamın iq'su hepimizin toplamını döver. laflarını çarpıtmayalım.
  • macaristan dogumlu, insan davranislarinin oyunlar yoluyla aciklanabilecegi fikrini ilk dusunen, stratejik oyunlar kuraminin yaraticisi olan matematikci. ilk calismasini 1928'de yapmisken, 1944'te oscar morgenstern ile birlikte "theory of games and economic behaviour" adli yapiti yayinlamistir. bu kitabin yaklasik ucte biri sifir toplamli oyunlarla ilgilidir.
    (bkz: oyun teorisi) (bkz: john forbes nash)
hesabın var mı? giriş yap