kanada

• sadece kanada'da yaşanabilecek olaylar
• dünya tatlı sularının %12 sine sahiptir zorunuza gitmesin. sadece quebec eyaletinde göllerin sayısı konusunda mutabakata varılamıyor. sadcece bir seferde 4-5 saat yağan yağmur niğde gibi şehirlerin tüm yıl aldığı yağıştan fazladır. diğer eyaletlerde su paralıdır ama quebec'te ücretsizdir. bahçe sularken başında durma mecburiyeti vardır cezası ağırdır suistimal etmemek için.
• avustralya'nin soguk olani.
• liberal ve muhafazakar senatörlerin kanser araştırmaları için boks maçı yaptığı memleket:
  http://www.youtube.com/watch?v=xuspz3_5ptc
  
  bir de bizden daha az vergi veriyorlar:
  http://www.kpmg.com/…al-income-tax-rates-table.aspx
  http://en.wikipedia.org/…_of_countries_by_tax_rates
• zerre güvenmediğim ülkedir.
  
  komşuluk da zor bir kavram. komşuya dikkat edeceksin. sizi bilmem ama ben kanada’ya zerre güvenmiyorum mesela, millet çok seviyor. kanada’yla ciddi düşünenler bile var.
  
  oysa kanada’da tam sinsi, yancı komşu tipi var bence. amerika’yla bir araya geldiğinde, onu bize karşı dolduruyor. sonra amerika bir yerde “yeter bu ortadoğu’nun allahsızlığı” (ya da allahlılığı) deyip saldırınca da sanki kendi hiç olaylardan haberdar değilmiş gibi duruyor bir köşede masum masum.
  
  desen niye böyle yapıyorsun, cevabı da hazır, “buralar çok soğuk”. lan bırak! sen çok tehlikelisin kanada, ayrıca eminim ki amerika’dan daha az kira ödüyorsun. siz kanada’yı övedurun, birisi bunu amerika’ya söylemeli.
  
  (menşe)
• kanadalı bir bira firması kanada'yı ve kanadalıyı şöyle tanımlıyor :
  
  "hey, i'm not a lumberjack or a fur-trader. i don't live in an igloo, eat blubber or own a dog-sled and i don't know jimmy, sally or susie from canada although i'm certain they're really really nice. i have a prime minister, not a president. i speak english and french, not american. and i prounounce it "about" not " a boot." i can proudly sew my country's flag on my back-pack. i believe in peace keeping, not policing, diversity not assimilation and that the beaver is a truly proud and noble animal. a toque is a hat, a chesterfield is a couch and "z" is pronounced "zed!" not "zee", zed! canada is the second largest land mass, the first nation of hockey and the best part of north america! my name is joe and i am canadian! thank you..."
  
  meali:
  
  "hey, ben bir oduncu veya bir kürk tüccarı değilim. bir eskimo kulübesinin içinde yaşamıyorum, balina yağı yemiyorum ya da bir köpek kızağım yok. kanada'da yaşayan bir jimmy, sally veya susie bilmiyorum, buna rağmen gerçekten iyi insanlar olduğuna da eminim. benim bir başbakanım var, başkanım değil! ingilizce ve fransızca konuşurum, "amerikanca" değil! about kelimesini "about" olarak telaffuz ederim, "a boot" şeklinde değil! ülkemin bayrağını gururla sırt çantama dikerim. barışı korumaya inanırım, polisliğe değil! çeşitliliğin asimilasyon olmadığına inanırım ve bence kunduz gerçekten gururlu ve asil bir hayvandır. "toque" bir şapkadır, "chesterfield" bir kanepedir ve "z" harfini "zed" diye telaffuz ederim! "zee" değil, "zed!" kanada, dünyadaki en büyük ikinci kara kütlesi, hokeyin ilk ulusu ve kuzey amerika'nın en iyi parçasıdır! benim adım joe ve ben kanada'lıyım! teşekkür ederim..."
• soğuk ama her 20 metrede sincaba rastlanan fantastik ülke. rakumu ve kokarcası da cabası.
• halkının refah düzeyi oldukça yüksek, abd'den daha güvenli bir kuzey amerika ülkesi. soğuk hava sebebiyle kusursuzluğu ve yeryüzündeki cennet ünvanını kaybetse de yine de yaşanacak memlekettir. ancak göçmen nüfusun sisteme entegresinde sıkıntılar yaşamaya başlamışlar, önümüzdeki 50 yıllık süreçte bu durum daha da ciddileşecek gibi görünüyor. ülkeye dair ilginç bir kaç not;
  
  -yüzölçümü açısından ikinci büyük ülke olmasına rağmen sadece 33 milyonluk nüfusa sahiptir.
  -10 eyalet, 3 bölgeden oluşmasına rağmen kısaca özetlemek gerekirse; vancouver, toronto ve montreal'dir.
  -metrik sistem kullanması ile birimlere yabancılık çekme sıkıntısı yaşanmıyor, özellikle abd'de farklı birimler sebebiyle büyük sıkıntı yaşıyor insan.
  -dünya üzerindeki en komik paraya sahip ülkedir. 100 doların yarısı şeffaf, bozuk paralar desen disneyland hatırasından hallice. insan neye ne kadar harcadığını şaşırıyor. bir de kağıt paralar bildiğiniz pastırma kokuyor.
  -tüm bankalarda olmasa da büyük kısmında, atm'lerde parayı doğrudan yatıramıyorsunuz. parayı zarfa koyup yatırdığınız miktarı manuel olarak atm'ye girip, yine zarfların açılıp manuel olarak kontrolünden sonra parayı hesabınıza yatırabiliyorsunuz. sebebini bilmemekle birlikte oldukça hantal bir sistem olduğu söylenebilir.
  
  bir kaç şehrine ait detaylar için;
  (bkz: montreal/@hayaser)
  (bkz: quebec city/@hayaser)
  (bkz: ottawa/@hayaser)
  (bkz: toronto/@hayaser)
  (bkz: niagara şelalesi/@hayaser)
• gidip uzun yıllar yaşamak istediğim ülke.
• bır bucuk aydır bulundugum, dunya guzelı ulke. an ıtıbarıyle edmenton'dayım. ılk geldıgımde sordugum soru suydu: donarak olenler coktu mu?.aldıgım yanıta cok sasırmıstım zıra sureklı eksının altında on sekızler otuz altılarda olunca ısısı, herhalde bırılerı donarak oluyordur dıye dusunmustum. oysa hıc donma vakası olmazmıs. sadece hatırladıkları kucuk bır cocugun evden emekleyerek dısarı cıkması sonucu donması. oysa benım ulkemde kıs aylarında artı ıkılerde bıle donarak olen ınsan haberlerı hala mevcut. her sey oldukca ama oldukca duzenlı, hatta oyle kı bır ara bu ne kurallı ulke yahu dıye ısyan dahı ettım, hele de ıstanbul' dan geldıysenız sasırtıyor sızı duzenlılık. unutmadan yabanı tavsanları cok guzel, gece gunduz sehır ıcınde gezerler hıc cekınmeden. bazen tılkıler falan da dolasırmıs anlattıklarına gore ama hıc rastlamadım. bes kelımeyle anlat deseler su kelımelerı kullanırım: guvenlı, duzenlı, sakın, konforlu, guzel