kıvam *
-
ayar, oran.. bir kari$imin ideal hali.. (bkz: kulak memesi kivaminda) (bkz: tam kivami tutturmusken gitmek zorunda olmak)
-
pek bi önemli husus kendisi.. yakaladın mı bırakmayacaksın...
(ara: tadında) -
(bkz: kivama gelmek)
-
tutturulamadığı zaman sorun çıkaran şey.
-
(ara: kıvam*)
-
(bkz: viskozite)
-
insanın yaşarken bir türlü tutturamadığı ideal ayar. yani ne cıvık ne de topak topak bir insan olmamak için beşamel sos yaparken kullanılan yöntem izlenirse başarıya ulaşmak mümkündür.
- önce yağ eritilip içine biraz un eklenir. ne çok eksik ne çok fazla. ne çok cıvık ne çok katı olacak. (hemen ben oldum denmez)
- kavrulunca pembeleşmesi ve güzel bir rayiha çıkarması makbuldür. (büyümek azıcık pişmekle olur, yaş almakla değil)
- çok fazla yakmadan azar azar süt eklenir ve mümkünse tahta kaşıkla karıştırılır ki içinde hava kabarcığı kalmasın (beklemeyi bilen ve doğal olan kişi hemen kabarıp şişen balonlara tercih edilir)
- mevcut karışım her türlü et, tavuk ve sebzeye ilave edilerek nefis bir sos oluşturur, her şeyin yanına gider. (yavaşça pişmiş insana da azıcık edep, adap, izan eklendi mi tam kıvamını bulur ve tadından yenmez) -
taze betonun sahip olduğu ıslaklık derecesi.
-
fethiye kırsalında, sanırım sadece bizim köye mahsus olmayarak, kendi başına isimmiş veya benzetilenmiş gibi cümle içinde "kıvam gibi" biçiminde kullanılabilen sıfat. örneğin, "nerdek kıvam gibi olmuş, zehir mübarek, ağzımı burktu." örnekte görüldüğü gibi; "kıvam gibi" demek genellikle ağır, keskin, aşırı ekşi veya aşırı acı , kıvamlı anlamında kullanılır.
(bkz: gılav), gılavına getirmek -
söylerken çıkarılan seslerden anlamı hakkında fikir edinme imkanı veren bir kelimedir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap