• demin oturuyorum, pat diye aklıma geldi bu kampanya. dünyada deprem, doğal afetler konusunda, organizasyon becerisi konusunda japonlardan daha ileride bir insan evladı tanımadım ben. adamları 9 şiddetinde deprem vurdu, yetmedi tsunami şehirlerini aldı götürdü, bugün bizim van'da 3 günde yaşadıklarımızı yaşamadı adamlar. bunda vatandaş bilinci kadar yöneticilerin de başarılı olmasının katkısı büyük.

    o halde neden kızılay'ın başına bir japon atamıyoruz? neden bu konuda tecrübeli bir japon gelip organizasyon becerisini aktarmıyor?

    bizde o işi yapacak adam yok mu? diye serzenişte bulunacak arkadaşlara diyeceğim tek bir şey var; yok arkadaşım! kaç deprem, sel, felaket yaşadık hangi birinde "kızılay işini hakkıyla yaptı, helal olsun" dedin?

    denedik denedik olmadı anasını satayım, bir de böyle deneyelim kızılay'ın başına bir japon başkan getirilsin, görelim bakalım neler değişecek?
  • alt kadroları da japonlar ile değiştirmediğiniz taktirde bir sonuca ulaşamayacağınız kampanya.

    (bkz: sistemin çarkları)
  • mudur- maaoooaa.
    1. mustesar- .......
    2. mustesar- tam sey yapamadik mudurum?
    mudur- maaoooaaaa.
    1. mustesar-........
    2. mustesar-.......
    mudur- maaoo.
    1. mustesar- evet!
    2. mustesar- niye evet dedin lan?
    1. mustesar- anlasan hayır mı diyecektik?
  • çok gereksiz kampanya. adam geldi diyelim kızılay'ın başına ve başarısız oldu. japon bu, gurur meselesi yapar. istifa etmekle de yetinmez, intihar falan eder. sonra bu olay bizim bakanlara, milletvekillerine vs. örnek teşkil eder. yok canım, kimsenin rahatını bozmaya gerek yok.
  • 2 haftada bir patır patır harakiri yapan kızılay başkanları nedeniyle soykırıma dönüşebilir. gerek yok. istifa edebilen birini bulsak yeter bize.
  • http://www.youtube.com/watch?v=zc1-ajy6dha kısa sürede şu şekilde bir arkadaşa dönüşebilir
  • gayet de güzel fikirdir, desteklediğim kampanyadır.

    devletin aksayan, hergün küfrettiğimiz kurumlarının bir türlü düzelememesinin benim gözümde yegane sebebi, başarısız bürokratı koruma ve afişe etmeme tavrımızdır. mevcut kanunlar, devlet memurunu her türlü basın ve ifşaattan korumaktadır. hergün iett'ye söversiniz mesela ama kimse iett genel müdürü'nün adını bilmez. ya belediye başkanına söver, ya bakana..hal böyle olunca, iett genel müdürü veya sövülen kurumun müdürü herkimse, sadece bakanının tansiyonunu ölçer, halkı pek de sallamaz.

    keza kızılay.. marmara depremi'nde çuvallayınca baştan aşağı bir elden geçti..veya biz öyle zannettik. yurtdışı olaylara yardım gönderirken maşaallah pek bir yetenekliydi. dün akşam haberlerde izlediğim görüntüler ise kafa karıştırıcı. bir yanda nisbeten düzgün kurulmuş çadırkent, öte yanda çadır dağıtılırken halkı dağıtmak için havaya ateş açılması görüntüsü, belediye önünde inanılmaz izdihamlar vs..

    bu işin çözümü, kurumun başındaki bürokratın kafasında manevi bir kılıç sallandırmaktır. o bürokrat her an kendini manşetlerde görebileceğini, kanunun veya yaygın devlet alışkanlıklarının onu korumayacağını bilmelidir. "yetkililer" kelimesi lügatımızdan kaldırılmalı, o yetkili kimse ismiyle yazılmalıdır..

    kızılay'ın başına japon başkan..süper fikir.. böyle birkaç göreve işin ehlini getirirsin veya getirebilmek için yasal düzenlemeleri yaparsın, ötekiler de sike sike hizaya girer. sonuna kadar destekliyoruma aga..
hesabın var mı? giriş yap