• ölen insanın cesedini yakma işlemi ve geleneği..
  • krematoryumda gerçekleşen hadise.
  • kremasyon süreci şöyle gerçekleşiyor; kişi öldüğünde ceset yakılmadan 48 saat bekleniyor ki kanuni izinler alınabilsin. aynı sürede cesedin kimlik ve dna örnekleri de kayda geçiriliyor. vasiyetine göre kadavradan alınabilecek organlar transplantasyon için alınıyor. ceset kremasyon için vücudunda bulunan bütün suni protez ve metal cihazlardan arındırılıyor. bu işlemden sonra metal bir kutuya veya krematoryum fırınına uygun bir tabuta ailesinin izni ve 3 şahit huzurunda yerleştiriliyor.

    kremasyon fırınını çalıştırmak için sıcaklığın önce 872 derece, sonra 1092 dereceye yükselmesi gerekiyor. ceset fırına konuyor ve yakılma işlemi yaklaşık 80-120 dakika sürüyor. işlem sonucunda ceset kül hâline gelmiyor. ardında yaklaşık 2.5-3 kilogram ağırlığında kemik kırıkları kalıyor. parçalar mekanik bir öğütücüden geçirildikten sonra toz haline geliyor ve bir kaba alınıyor. yakınları bu işlemi izleyebiliyor.
  • (gece gece bunlari derleyip topladigimdan “bambaska bir manyak” basliginda incelenmeyi hak ettigimi ben de biliyorum lakin bildiklerimi paylasma arzum her seyin ustunde)

    kremasyon genel olarak ataerkil dinlerin olum sonrasi icin uygun gordugu bir yontem cunku vucudun duman halinde cennetteki tanrilara (“father of deities”) ulastigina inaniyorlar bu yolla. anaerkil inanislar ise oluyu; bazen fetus posturunde gommeyi tercih ediyorlar ki bunu da doga anaya donus olarak yorumluyorlar.
    katolik kilisesi; kremasyonu yeniden dogusu fiziksel olarak reddetmek olarak gordugunden yasaklamisti lakin; 1963 yilinda bu yasagi kaldirdi. yine de kullerin savrulmasi veya evde saklanmasina izin vermedi.
    ortodoks kilisesi ise kremasyona tamamen karsi.
    protestanlar katolik kilisesinden evvel kabul ettikleri kremasyon icin su rasyonele dayaniyorlar: “eger tanri bir avuc topragi diriltebilecekse, bir avuc kulu de diriltebilir”
    zoroastrianism ise tamamen farkli bir nedenle karsi: atesin insan vucudunu yakmak icin kullanilmasinin atesi kirletecegini dusunuyor. freddie mercury ise bir zoroastrian olmasina karsin kremasyon talep etmisti.

    tum bunlar ilgi cekici bilgilerken; yahudilerin kremasyona bakisi aci bir gercegin yansimasi. yakilan kisinin ruhunun asla huzur bulmayacagina inandiklari icin kremasyona karsi olan yahudiler, holocaust kabusunu yasadiktan sonra kremasyonu tamamen reddediyorlar. bu inanca sahip insanlarin yakilmasi 2. dunya savasi ile ilgili soylenebilecek sozlerin ne kadar hafif kalacagini bir kez daha kanitliyor herhalde.bir de hitler'in yakildigi bilgisini eklerseniz ustune, olaylardaki matematige akil erdirmek gittikce zorlasiyor.
  • bir çeşit soğuyan etin yeniden ısıtılması işlemi.
  • kremasyon uygulamasının mantığı cesedin kısa bir sürede (1-2 saatte) ateş ile yok edilmesidir. 50 kiloluk bir kişide 2.5 kilo kemik, 40 kilo su, 7.5 kilo yanabilen organik madde bulunur. doğal olarak organik madde bu kadar su bulunduğu için yanamaz. başlangıçta cesedin buharlaşıp kuruması için önemli ölçüde enerji şarttır. bu enerji doğal/geleneksel kremasyonlarda odun gibi doğal maddelerin yanmasıyla sağlanırken günümüzde ki kremasyonlarda petrol ya da doğalgaz kullanılır. kremasyon sırasında önce cesetteki su buharlaşır ve organik maddeler yeteri kadar kuruyunca ceset kendi kendine yanar, ilk başta odun/doğalgaz, sonra ise vücudun kendisi yakıt haline gelir ve yanmaya başlar. bu sırada beyindeki sıvı kaynadığından kafatası açılır ve patlar. bugün bu uygulama kapalı mekanda yapıldığı için kimse nasıl olduğuna bakmaz. geleneksel kremasyonlarda, kremasyonu uygulayan kişi belli zamanlarda sopayla cesetin kafasına vurup delik açarak patlamayı engeller (gizli yapar bunu). genelde insanlar yakmanın cesedi çok küçük parçalara ayırdığını düşünür, bu tümüyle yanlıştır. yanmadan sonra arta kalan kemikler daha sonra öğütülür ve küllere karıştırılır. bugün kapların içinde bulduğumuz küller bunlardır.
  • sanıyorum sapık bir dini inanış sonucunda gerçekleşir çok vahşice kendi isteğiyle de olsa kimseye yapılmaması gerektiğini düşünüyorum toprakta'da eninde sonunda yok olacağız yanmaya ne gerek var
  • vasiyetimdir. beni istanbul boğazına atın.
  • kremasyon,'yakmak'anlamına gelen, latince cremare kökünden türetilmiştir.

    "son yıllarda anadolu ve çevresinde yapılan araştırmalarda tespit edilen yakarak gömme (kremasyon) mezarlar, bu konudaki bilgilerimizin artmasını sağlamıştır. özellikle çayönü, demirköy ve aşıklı höyük'te bulunan yanmış iskelet kalıntıları, anadolu'da kremasyon geleneğinin neolitik dönem'e kadar uzandığının göstergesidir. bunlara ek olarak i stanbul-yenikapı'da bulunan urneler kremasyon geleneğinin söz konusu dönemde geniş bir
    alana yayıldığını göstermiştir.

    m.ö. ıı. bine ait hitit yazılı belgelerinde kral ya da kraliçenin ölümünün ardından
    cenaze törenlerinin nasıl yapıldığını ayrıntılı bir biçimde anlatan metinlerde, kral ya da kraliçenin yakıldıktan sonra gömüldüğü kaydedilmiştir.

    bu güne değin, söz konusu döneme ait
    metinlerde anlatıldığı gibi bir kral mezarı bulunamamışsa da bu dönemde kremasyon geleneğinin varlığını gösteren çok sayıda mezar veya mezarlık keşfedilmiştir. söz konusu mezar veya mezarlıkların sayısı son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda artmıştır. m.ö. ıı. bine ait yazılı belgelerde yer verilen ölü yakma geleneği ile ilgili olarak geçtiğimiz yüzyılda anadolu ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda, son derece önemli bilgiler elde edilmiştir, buna paralel olarak çeşitli görüş ve tartışmalar da ortaya çıkmaktadır.

    m.ö. ıı. binin ilk yarısında, orta anadolu'da, acemhöyük'te yerleşim içinde yakarak gömme geleneğini gösteren bir örnek bulunmasına rağmen, söz konusu yerleşimin yaklaşık 500 m güneydoğusunda bulunan arıbaş mezarlığı'nda bu geleneği gösteren 139 mezar açığa çıkarılmıştır .

    yakarak gömme geleneğine, yine bu döneme ait, yerleşim içinde konya-karahöyük'te, yerleşim dışında ayaş-ılıca ve osmankayası mezarlıklarında rastlanmıştır. batıda, ise eskişehir yakınlarındaki demircihüyük sarıket , çavlum ve afyon-dede
    mezarlıklarında görülen yakarak gömme
    örnekleri m.ö. ıı. binin ilk çeyreğine tarihlendirilmişlerdir. güneyde, tarsus-gözlükule'de bu geleneği gösteren tek örnek bulunmuştur. söz konusu yerleşimde geç tunç ı dönemi'ne (m.ö. 1650-1450) ait yapı katında bulunan urnenin ağzının bir kap parçası ile kapatıldığı kaydedilmiştir.

    osmankayası mezarlığında bulunan urneler :
    https://eksiup.com/6139855a6318
    arıbaş kremasyon mezarlığı:
    https://eksiup.com/fecdbbec2853

    güneyde, m.ö. ıı. binin ilk yarısında yakarak gömme geleneğini gösteren diğer bir merkez tell açana'dır. yerleşimin v. yapı katında bulunan 2 çömleğin içinde yanmış insan kemikleri bulunmuştur.

    ayrıca, izmir-ulucak höyüğü'nü güneyinde yer alan mezarlıkta m.ö. ıı. binin ikinci yarısına ait yakma mezarların bulunması da söz konusu uygulamanın batı anadolu'da yaygın bir gelenek haline geldiğini göstermiştir.

    orta anadolu ve güneyinde kremasyon adetinin m.ö. ıı. binin ikinci yarısında devam ettiğini gösteren mezar veya mezarlıklar da bulunmaktadır.
    bunlardan, bağlarbaşıkayası m.ö. 14. yüzyıla tarihlendirilmiştir. güney'de, tell açana'da açığa çıkarılan kremasyon mezarlar ise m.ö. 15-12. yüzyıllara aittir mersin soloi'de bulunan hitit imparatorluk çağı'na tarihlenen 2kremasyon mezar örneği bu adetin güneyde uzun süre devam ettiğini göstermesi bakımından önemlidir."

    hitit üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi yıl 5, sayı 1 , haziran 2012 (23-49)
  • oldugumde basima gelecek hadise.
    ailem hazirlanmis kutulardan birini sececek, kutunun boyutuna gore icine aldigi kadar ayaktan baslayarak yanmamis kemikler koyulacak ve son olarak kafatasiyla ustu kapatilacak.
    cenaze yapilmayacak, mezarim da olmayacak.
    isterlerse eve gotururler kemikleri, isterlerse de tapinaga verirler atsinlar diye.

    evet, en guzel ceset benimki olacak.

    * esimin kolyesinin icinde annesinin kullerinin az bir kismi var, cok guzel bir dusunce bence. gomulunce curuyup gidiyorsun. igrenc...
hesabın var mı? giriş yap