laterna
-
kolu cevrilince muzik calan sehpali alet.. bunun oldugu yerde bir maymunun olmasi ve elindeki tasla para toplamasi $arttir.. fiktif bir cocuk romani unsurudur gunumuzde gormeniz pek zordur..
-
25 haziran 2006’da iki yaşına girecek olan göz bebegi.
laterna, denizi, ruzgarı, egeyi, dostlukları, yemek için yaşamayı *, zevk için içki içmeyi sevenlerin, müziği yaşam biçimi olarak kabul edenlerin, her yudum ve lokmanın tadını verenlerin, nerede olurlarsa olsunlar gözlerini kapadıklarında hissettikleri yerde olabilenlerin hepsinin dönüp bakmaya doyamadıkları bebeğidir.
laterna üzerine titrenen, her şeyin * * * * en iyisine sahip olması gerekendir. özenle giydiği mavi beyaz kıyafetler, ankara’nın bulutuna ve gökyüzüne en çok yakışandır.
laterna’ya şarkılar söylenir * * *, laterna’ya dans edilir * * * * * * * *; laterna’da kahkahalar yükselir, laterna'da kadehler kaldırılır *, laterna’da köpekler de oturur, kediler bahçede gezer...
laterna’ya sabahın ilk saatlerinde ekmeğini getiren, öğlen ayvalik tostunu hazırlayan, karşi kiyi’dan ouzosunu, retsinasını ulaştıran, cundadan papalinasını tutan, deniz börülcesi’ni bulan hep aynı özenle bu bebeği büyütmüştür...
laterna’nın baş köşesinde vassilis tsitsanis ve markos vamvakaris oturur, tesbih çeker, muhabbet ederler... sotiria leonardou uğrardı ilk zamanlarda, şimdilerde marika * var sadece, o da şarkı söylemeden oturuyor bir masada. manos hacidakis, i laterna şarkısını görmeden laternayı bilerek bestelemişti*. teodorakis, alexis zorba ile dans eder bazı akşamlar *.
hep bir ağızdan frangosiriani söylenirken, protopsalti, den xero poso s agapo ile araya girmişti bir gün... haris alexiou uğradığı zamanlarda patomayı söylerken, köşede istoria mou ya da s agapo mırıldanan yunan müziğine giriş seviyesindeki dostlar olurdu. den tha ksanagapiso’nun çeşitli yorumlarının arkasından, istersen hiç başlamasinı da hep bir ağızdan söylemek adettendi.
ben doğduğu günü de hatırlıyorum; serin bir ankara akşamıydı, şampanyalarını alıp kutlamaya giden arkadaşlarıma takılıp, çocuk sesi * * ve kokusu * * * * özlemimi gidermek üzere o dünyalar güzeli ouzeriye gitmiştim. varlığının ilk günü de bugünkü gibi neşe ve huzur kaynağıydı. şimdi iki yaşında…
tam iki senedir emeklemeden yürüyen, yürüdükçe arkasında zeytin ağaci kokusu, zakkum manzarası, ağızlarda sakiz, zeytinyaği ve retsina tadı, hatıralarda gülümsemeler, hafızalarda düşünceler bırakan; kimilerini çocukluğa` :çocukluk anıları, kimilerini olgunluğa, kimilerinidünyaya, kimilerini deankara’ya geri getiren 1000 yıl yaşayasıçocuk`,
sen çok yaşa...
hronia polla! -
pera güzeli. eskiler böyle diyorlar onun için. bu yıl istanbul ve laterna yeniden buluştular. laterna geçtiğimiz aylarda istanbul'u karış karış dolaştı. ama bir yer vardı ki sanki en çok oraya yakıştı, eskilerin pera'sı, şimdilerin beyoğlu'na...
istanbullular bu müzik kutusuyla 1900'lerin başlarında tanışmışlar. tanışmaya vesile olan kişi ise italyan bir levanten olan guiseppe turconi. turconi italya'dan getirdiği laternaları galata'da, bankalar caddesi'ndeki dükkanında satmaya başlamış. o dönemde laternalar italya'da üretildikleri için içlerinde italyan ezgilerini taşımaktalarmış. bu nedenle laterna, özellikle italyan kökenli levantenlerin yoğunlukla yaşadıkları izmir, pire, selanik ve siros adası gibi bölgelerde büyük ilgi görmüş. -
ntv radyo'nun en kaliteli programlarindan biri.
özge ersu'nun anlatimi o kadar hos ve yalin ki bu hafta da bizlere sundugu istanbul'un tarihi ve muzikleriyle beni mest etmis programdir.
ntv podcast
http://www.ntvmsnbc.com/id/25142842?act=podcast -
heidide vardi. heidi frankfurt'a tasindiginda sokakta edindigi arkadaslardan biri laternaci cocuktu. laterna olayini ilk defa beyinlerimize kaziyan cizgi filmin heidi olmasinin onemi buyuktur. zira heidi buyukannesi yetmezmis gibi bu laternaci cocuga da ha bire beyaz ekmek tasidigi icin laterna ezgisi bana bir gariban havalari, yoksulluk hickirigi tadinda seyler cagristirir.
-
yunanistanin turistik muhitlerinde yasli amcalarin gecimlerini saglamak amaciyla sokaklarda gezerek, cogunlukla rebetiko sarkilar caldiklari yürüyen nostaljik müzik kutusu...
-
yine yaz gelip de bahcesinde oturabildigimiz icin cok cok sevindigimiz ouzeri. kuddusi - can ikilisini de acik havada akustik dinlemek baska turlu bir keyifmis.
-
22 şubat'tan itibaren her çarşamba kuddusi can ikilisi'nin eski kırkbeşliklerden türkçe şarkılar dinletecekleri yer. salı, cuma ve cumartesi zaten oradalar. (bkz: #8774282)
-
insan oğlunun hayatına 19. yüzyılın sonlarına doğru girmiş, metal bir silindir üzerine işlenmiş bir ezginin üzerindeki kolu çevirmek suretiyle çalabileceğiniz bir tür org ya da daha yaygın tabiriyle müzik kutusu.
-
trt müzik'in kaliteli müzik programı. meral azizoğlu öyle bir yaz yağmuru söyledi ve orkestra öyle eşlik etti ki, serdar ortaç kendi şarkısını tanımaz, öyle bir söylediler. vaktiniz varsa kaçırmayın.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap