• içinde daniel auteuil, vincent perez, philippe noiret, marie gillain gibi ünlü fransız oyuncuları barındıran, 14. louis fransasında geçen eğlenceli film.
    parmakları ve kılıç tutan kolu kaşınan lagardaire (auteuil) duc de nevers'e (perez) meydan okur, ancak duc adamımızı madara eder. ikisi kısa sürede dost olurlar. duc hain kuzeni tarafından katledilince lagardaire adamın kızına göz kulak olmayı insanlık görevi bilir. kız büyüyüp marie gillain olunca birbirilerine aşık olurlar. ne var bunda dense de kız adamı onca sene babası bilmiştir, sonra adamın gerçek babası olmadığını öğrenince olsun biz de evleniriz der.
    işin hoşu bu ensestsel hikaye kimseyi rahatsız edecek gibi durmamaktır. tersine oldukça da eğlencelidir, fransızlar komedi ya da macera filmi yapsınlardır, bunalımlı hayatları anlatmaktan vazgeçsinlerdir.
  • fransızca, kambur anlamına gelen kelime. en ünlü kambur için (bkz: quasimodo).
  • bir kız, gercek babası olmasa da yıllarca babası bildigi kendisini büyüten adama babası olmadığını öğrendiği anda nasıl aşık olabilir merak uyandırsa da ekran karsında kenetlenerek izlenilebilecek bir film..bunun yannda fransızların kambur takıntısını da akla tekrardan getirmiyo değil.
  • bol bol kılıcı beyne verme sahnesi içeren film. öğrendik ki o rönesans çıbık kılıçlarının ucu sivriymiş ve alna dayadın mı lökür diye giriyormuş.
  • öyküsüyle bir the princess bride olmasa da, kahramanımız lagardere yüce ustamız inigo montoya'yı buradan anmamı sağlayan intikam ateşi ve kılıç ustalığına sahip iyi bir adam. kılığına, kılıcına, şövalye ruhuna kapıldığımız çağlardan bir başka seyri güzel film.

    --- spoiler ---

    lagardere'i oynayan daniel auteuil bir süre sonra filmi tek başına alıp götürüyor. her açıdan muazzam bir performans. filmin başında ona eşlik eden bir diğer muazzamlık vincent perez şüphesiz. performansıyla saf serseri nevers rolüyle düklüğe yeni bir tanım getirmişti ama anasını satayım burada da ona bir mutluluğu çok görmüş pezevenkler*. sevdiğine kavuşamadan gitmesini bırak 2 saati aşkın bir film için çok erken gitti ve film bambaşka bir yola girdi.

    lagardere'den le bossu'ye geçiş çok başarılı gelgelelim sahteliği sonradan ortaya çıkan babaya hallenmek... bu açıdan aurore karakteri biraz bağırsaklarımı bozdu. neyse bunu da filmin fransızlığına verdim bir de marie gillain'ın emsalsiz güzelliğine.

    --- spoiler ---

    neredeyse 20 yıl olmuş. hey gidi şövalyelerim, leydilerim.
hesabın var mı? giriş yap