• ne yazık ki son hırıltılı nefesini vererek aramızdan ayrılmış büyük efsane.

    kendisinden 1 yıl sonra doğan elvis presley, 1977'de genç yaşta öldü, elvis'in gitaristi scotty moore bu sene öldü, keza ilk albümünü cohen'le aynı yıl çıkaran* david bowie de bu yıl öldü. geçen ay çıkan röportajında; "tamamlanmamış şarkılarım için endişeliyim, aslında bu şarkıları bitirecek zamanımın kaldığını pek de sanmıyorum. kim bilir? ama ölüme hazırlıklıyım, umarım çok rahatsız değildir, benim için önemli olan bu." demişti. maalesef haklı çıktı.

    umarım ölüm rahatsız değildir.
  • bugün oğlumun doğum günü.
    daha doğmadan, karnımdayken cohen dinlemeye başlamıştı* cohen çalınca karnımda dönüp durmaya başlardı hep.
    doğduktan sonra da hep sevdi cohen'in sesini ve şarkılarını. dili döndüğünce eşlik etti. ne tesadüftür ki doğum gününde öldü cohen.

    hayat böyle, doğanlar, büyüyenler, yaşlananlar, ölenler. mühim olan hayatın tadını çıkararak, tam içinde var olarak, duygularımızla yaşamak. leonard cohen, bunu başarmış olduğunu müziğinde hissettiğimiz ve bizim de yapmamıza büyük katkıları olan bir ozandı.

    hep iyiler gidiyor romantizmine kapılmayacağım. hepimiz gideceğiz bir gün. keza aşkın* ve ölümün devası yoktur. bize böyle güzellikler bırakıp gittiği için teşekkür etmekten başka bir şey gelmiyor elden. toprağı bol olsun.
  • bu adam gibi ses tonum olsa, telefon rehberini acip rastgele bekar kadinlara telefon etmekten beni ne alikoyardi bilemiyorum.
  • lise sonda annem odamda sigara içerken yakalamış ve azarlamak için kapıda dikilerek çalan şarkının bitmesini beklemişti. o şarkının sahibidir bu adam. ne çaldığını şuan hatırlamıyorum ama yıllar sonra annemle bu anımızı andığımızda; ''adam öyle güzel söylüyor, sen de öyle güzel içiyordun ki, bitene kadar bozmak istemedim'' demişti.

    bir yol sonra edit: büyük ihtimal gypsy's wife' dı şarkı, dinlerken anımsadım.

    edit2: bütün o güzel şarkılar için minnettarız. yıllar sonra şimdi, tıpkı ilk gençlik yıllarımda olduğu gibi şarkılarında sigara tüttürüyorum.
  • onu dinlerken şair hissederdik kendimizi,
    yakışıklı hissederdik.
    klas hissederdik sanki şarkıların ortağı gibi.
    dünyanın en güzel kadınlarına aşık olmuş ve terk edilmiştik.
    sadece bize ait bir çizgimiz olurdu onu dinlerken
    hep görkemli kaybedenlerdendik
    bir boka yaramayan romantik sahtekarlardık ama hiç önemsemedik
    yağmur yağardı onu dinlerken
    ve ölüm haberi geldiğinde de yağmur yağıyordu...

    "hiçbir zaman yeterince sarhoş, yeterince fakir, yeterince zengin olamadık"
  • ... röportaj:

    - öldükten sonra nasıl bir dünya istersiniz?
    - ölümden sonra yaşam mı? umarım öyle bir şey yoktur.
  • "we are not mad. we are human. we want to love, and someone must forgive us for the paths we take to love, for the paths are many and dark, and we are ardent and cruel in our journey.“
    bağışlanamaz sevme suçlarının karşısında alınabilecek en naif ve anlayışlı tavırlardan birini ifade etmiş, canım arkadaşım cohen. keşke daha çok yaşasaydın. türkiye'de birinin bir zamanına her şarkınla eşlik ettiğini keşke görseydin. bir ağaç seninle anlamlı, bir aşk acısı seninle bütünlük bulur, bir kadın seninle teselli bulur. asıl sana thanks for the dance.
  • 82 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

    2016 baştan sona ne iğrenç bir sene oldu be?!
  • insandan bas gitar sesi çıkar mı sorusuna verilebilecek en güzel cevap
  • aşık olduğun kadınla, sessiz bir evde, gün batarken, bi' kadeh şarap eşliğinde ilk ihtiyaç duyulan kişi değildir. mümkünse uzak dursun ne işi var amınakoyım yanımızda tövbe ya!
hesabın var mı? giriş yap