• bu sene oscar alacak bu film.
    (bkz: söylemedi demeyin)
  • tam anlamıyla ilk dakikalarda gerçekleşen sahneyle geri kalanına ışık tutan film*.
    her bir felaketin birbirine şaşkınlık bilmeyen karakterlerce özenle bağlanışı inanılmaz. seçilen müzikler de bir o kadar yakışmıştır.
  • --- spoiler ---

    üzücü olayları o kadar başarılı kapatmışlar ki filmin sonunda saçma bir mutluluk hissediyorsunuz. aslında ailenin başına neler geldiğini kısaca bir düşününce çok kötü bir yolculuk olduğunu anlarsınız. yönetmenin ustalığı da burada gizli zaten. film acayip karamsar ve mutsuz ama çekimleri o kadar başarılı ki yüzde gülümseme bırakıyor... müzikleri ve oyunculuklar oldukça iyi olmuş...

    --- spoiler ---
    sezonun en izlenilebilir filmlerinden biri. (7.5/10)
  • sinemada garip akımı diye bir şey olsaydı, tam da yeni nesil amerikan yarı-bağımsız sineması gibi olurdu heralde. me and you and everyone we know ile miranda july geldi, sideways'le alexander payne, bir ara i heart huckabees dolanıyordu ortalıkta(liste uzar), akımın son güzelliğii de little miss sunshine oldu, pek sevdik kendisini. (akımın amerika'daki ismi de amelie sendromu olabilir, orasını araştırmak lazım ama kökleri linklater amcaya iner heralde)

    her karakterine özen gösteren filmleri seviyorum herşeyden önce. ikincil karakterlerine üvey oğullarıymış gibi davranınca bazı filmler, samimiyetlerinden yitiriyorlar. bir de sade sade işlenmiş diyaloglar bir çıkmaza girmeyip, bir hafifliğe(dayanılmaz olanı mı acaba?) doğru yol alınca ben de daha mı reseptif kesiliyorum nedir, satır satır içine girebiliyorum filmin. ha iş bununla da bitmiyor tabi, görsel olarak da kendi garip dünyasını kuruyor little miss sunshine. bakınız muk bizim garip akımı için ne güzel söylemiş: "şiirde önemli olan yalınlıktır, şiirin hitap ettiği kitlenin dilini şiire sokmaktır, şiirin göze güzel görünmesidir" (bkz: #5307760)
    yalındı, salındı, göründü efenim, kalın sağlıcakla...
  • --- spoiler ---

    dede karakterinin: 'kaybeden; kaybetmeye korkusuyla denemeye dahi cesaret edemeyendir, deneyen kişi kaybeden değildir' sözüyle 'loser' kelimesinin en sağlam tanımını yaptığı film.

    filmin sonunda tüm ailenin dansı ise inanılmazdı.
    tabi bir de steve carell inanılmazdı, döktürmüş adam.

    --- spoiler ---

    8/10
  • hollywoodun aptal klişelerinden uzak, uzun zamandır izlediğim en güzel filmlerden birisi. 4 dalda oscar adaylığı var filmin. en iyi film, en iyi yardımcı erkek oyuncu ile alan arkin, en iyi yardımcı kadın oyuncu ile abigail breslin ve en iyi senaryo. bakalım kaç tanesini alabilecek.
  • son dans sahnesinde gulmekten geberten, bir hafta boyunca insani gulumseten film. sevilesi ya da nefret edilesi bi film arasi olmaz. ayni insanin icini eritme etkisine sahip diger filmler: happiness, napoleon dynamite, me and you and everyone we know. tam o kadar olmasa da: friends with money, the good girl.
  • sorunları olan ve bu sorunları yolda giderken cozmeyi basaran bir amerikan aile filmi daha. filmin en seyredilesi yanı en kötü şanssızlıkları bile atlatmanın ne kadar kolay oldugunu göstermesi. bunu o filmdeki karakterler bile basarıyorsa siz ey seyirci neden yapamayasınız ödülünü vermek lazım.

    --- spoiler ---
    basarısız bir intiharla film baslar, bos sıralara seminer verir bir adam, sigara içtigini kocasından saklayan bir kadın araba kullanır, eroin bagımlısı oldugunu sonradan ögreniriz yaşlı adamın. 9 aydır konusmuyordur evin ergeni. bütün bunların yanında 7 yaşında sevimli mi sevimli bir kiz vardır ki little miss sunshine lakabı ona verilerek hiç olmadığı kadar anlamlı olmuştur.
    --- spoiler ---
  • ailenin küçük kızı rolünde abigail breslin'in harikalar yarattığı bir filmdir. böyle bir çocuk oyuncu uzun yıllardır görülmemiştir.
  • film 4 dalda oscar adayı olmuştur. buna en iyi film ve en iyi yardımcı kadın oyuncu (abigail breslin) oscar'ı dahildir.
hesabın var mı? giriş yap