• http://www.idefix.com/…asp?sid=gmyfevewog0yuswc5kv4

    http://www.edebiyathaber.net/…zerine-zeynep-sonmez/

    eduardo galeano'nun türkçeye "ve günler yürümeye başladı" adıyla çevrilen kitabı. ilgi çekici bir kitaba benziyor.
  • yılın her gününe ayrı bir hikaye ayırılarak yaratılmış , aynalar tadında eduardo galeano kitabı.

    usta yazar bu kitabında da yine sisteme direnmiş,özgürlük için mücadele etmiş, kendi topraklarının sömürülmesine karşı çıkmış, emperyalizmi karşısına almış insanları, bu insanların kimi zaman kazandıkları zaferleri, kimi zamanda uğradıkları ihanetleri anlatmış gün ve gün kısa kısa.

    güçlünün sömürü çabaları ve güçsüzünde buna karşı mücadelesi gözler önüne serilmiş ve kitap bittiğinde bunu sadece tarihin bir günü ya da dönemi değil, her gün her dakika bir yerlerde bir şekilde meydana geldiğini, insanoğlunun kimi zaman ezdiğini ve aynı oranda da ezildiğini , sisteme karşı gelenlerin de nasıl güç odakları tarafından yok edilmeye çalışıldığını çok güzel anlatmıştır.

    galenao 6 ocak tarihine de kendi topraklarımızdan bir mücadeleyi not düşmüş kitabının sayfalarına;

    (bkz: nazım hikmet)

    --- spoiler ---

    türkiye 2009 yılında , daha önce vatandaşlıktan çıkarılmış olan nazım hikmet 'i vatandaşlığa geri aldı ve hem en sevilen hem de en nefret edilen şairinin türk olduğunu kabul etti.
    o bu güzel haberi öğrenemedi; yarım yüzyıl önce ömrünün büyük kısmını geçirdiği sürgünde ölmüştü.
    toprağı onu bekliyordu ama kitapları yasaktı ve kendisi de ...

    --- spoiler ---
  • (bkz: ve günler yürümeye başladı)
    takvim şeklinde yazılmış kitap. her gün için ayrı bir sayfa.
    eduardo galeano okurken bilginin ne kadar sonsuz olduğunu ve ne kadar bilgisiz olduğunuzu anlıyorsunuz.

    (bkz: ocak 3)

    isa'dan önce 47 yılının üçüncü gününde antik çağ'ın en ünlü kütüphanesi cayır cayır yandı.

    romalı lejyonlar mısır'ı istila ettiler ve julius sezar'ın kleopatra'nın erkek kardeşiyle giriştiği çarpışmalardan birinde, alevler iskenderiye kütüphanesi'ndeki binlerce papirüs rulonun büyük bir kısmını kül etti.

    birkaç bin yıl sonra kuzey amerikalı lejyonlar ırak'ı istila ettiler ve george w. bush'un kendi icat ettiği düşmana karşı düzenlediği haçlı seferinde bağdat kütüphanesi'nin binlerce kitabı yanıp kül oldu.

    tüm insanlık tarihinde kitapları savaşlardan ve yangınlardan korumaya yönelik şu projenin bir benzeri daha olmadı: seyyar kütüphane, onuncu yüzyılın sonlarında pers ülkesinin büyük veziri abdül kasım ismail'in bulduğu bir fikirdi.

    bu ileri görüşlü adam, yorulma nedir bilmez gezgin, kütüphanesini yanında taşıyordu. iki kilometre uzunluğunda bir kervan oluşturan dört yüz deve, sırtlarında yüz on yedi bin kitap taşıyordu. develer aynı zamanda eser kataloğu vazifesi de görüyorlardı: her deve grubu pers alfabesinin otuz iki harfinden biriyle başlayan kitap isimlerini taşıyordu.
  • eduardo galeano'nun , ve günler yürümeye başladı'dan bir parça;
    "1944 yılında 25 ağustos şafağında paris çıldırdı.
    nazi işgali sona ermişti.
    ilk tanklar ve zırhlı araçlar şehre birkaç saat önce girmişlerdi; "bunlar amerikalılar mı? " diye halk birbirine soruyordu.
    ama o tankların ve zırhlı araçların beyaz boyayla, eğri büğrü yazılmış isimleri şöyleydi: guadalajara, teruel, brunete, madrid, don kişot, durruti...
    paris' in ilk kurtarıcıları ispanyol cumhuriyetçiler oldu.
    kendi topraklarında mağlup olanlar fransa için savaşmışlardı.
    onlar daha sonra ispanya'nın da kurulacağını sanıyorlardı.
    yanıldılar."
  • açık gazetede her sabah bir öyküsünün okunduğu kitap.
  • açık gazete'de günlük olarak tefrika edilen kitap. bugüne hangi yıldan yürüdüğümüzse ömer madra'nın sesinden ürür.
  • (bkz: #44809670)
  • gerçeklerin masalsı bir dille anlatıldığı, günlerin tarihin zorla unutturulmuş tozlu sayfalarına doğru uzun bir gezintiye çıktığı, kimi zaman hüzünlendiren kimi zaman da gülümseten eduardo galeano kitabı. bakalım bugün neler olmuş;

    ağustos 25
    tutsak şehrin kurtarılışı

    --- spoiler ---
    1944 yılında bugünün şafağında paris çıldırdı.
    nazi işgali sona ermişti.
    ilk tanklar ve zırhlı araçlar şehre birkaç saat önce girmişlerdi;
    ''bunlar amerikalılar mı?'' diye halk birbirine soruyordu.
    ama o tankların ve zırhlı araçların beyaz boyayla eğri büğrü yazılmış isimleri şöyleydi: guadalajara, teruel, brunete, madrid, don kişot, durruti...
    paris'in ilk kurtarıcıları ispanyol cumhuriyetçiler oldu.
    kendi topraklarında mağlup olanlar fransa için savaşmışlardı.
    onlar daha sonra ispanya'nın da kurtarılacağını sanıyorlardı.
    yanıldılar.
    --- spoiler ---
  • tanrı'yı kurşuna dizen adam

    (bkz: ocak 17)

    --- spoiler ---

    1918'de moskova'da, devrimci coşkunun tam ortasında, anatoli lunacharski tanrı'yı yargılayan bir mahkemeye başkanlık etti.

    bir incil sanık sandalyesine oturtuldu.
    savcıya göre, tanrı tarih boyunca insanlığa karşı sayısız suç işlemişti. savunma avukatı tanrı'nın suç ehliyeti olmadığını iddia etti: zira ileri derece bunaklıktan muzdaripti: ama mahkeme onu idama mahkûm etti.

    1918'de bugün, şafak vakti, beş mitralyöz mermilerini gökyüzüne doğru boşalttı.

    --- spoiler ---

    (bkz: #32916514)
hesabın var mı? giriş yap