• yorgun, mutsuz, kırgın. kendini angut gibi hisseden, borderline, ama iyi kalpli, art niyetsiz, bazen fazla çakal, bazen fazla saf.
    kırmak istemeden çok kıran, kırılmaktan ölümüne korkan ama çok kırılan.
    her sorunu abartan, büyüten, düzen müzen zırvalarını içine sindirememiş, kafasının ve aklının içinde kalabalığın tersine yürüyen sürekli, kulağında bir kulaklık, beyninde çalıp duran bitmeyen şarkılarla...

    düzelesi var, ölesi var, çekip gidesi var, saatlerce hareketsiz oturası var..

    hiçbir şey ona özgü değildi. öyle olsun istedi.
    hastaysan eğer, hasta olan yüz binlercesiyle aynısındır. ama özel zannedersin hep, sorunlar sadece senin sorunlarındır, doktor sadece seninle ilgileniyor zannedersin, sadece senin yaralarını sarmak için bu mücadelesi... benzerlerinle karşılaşmak mutlu eder bazen, bazen de yakar. seni sıradan yapar.

    ...........................................................................

    bir süre ben yokmuşum gibi davranın ne olur.
    kendi değerimi bulmaya gidiyorum. değerim var mı görmeye gidiyorum.
    kaybettiklerimle, kazandıklarımla, kendimi kandırmalarımla, çocuksu yanımı alıp, aklımı çöpe atıp, kalbimi kızgın demirlerle dağlayıp, bedenimi alıp gidiyorum.
    yine gelirim belki ama şimdi yokum. yok olmaya gidiyorum.

    ''hadi, bir oyun oynayalım! içinde 'güneş' geçen şarkılar bulalım, güneş yeniden doğar belki diye''
  • geçen yine harika sohbetlerimizden birindeyiz. harika dediysem, bizim standart mallıklarımız işte. birini beğenmiş bu anlatıyor heycanlı heycanlı ^_^ tam stalk yap bi bak bakalım kimmiş neymiş diyecek oldum, bombayı kucağıma attı;

    -amann ne uğraşçam, şansıma ya evlidir ya da mhpli!!!

    asdfghjklasdfghjklsdfghjkl tabii ne sandınız olm kriterlerimiz var bizim!!!!!!!
  • hpv uzmanligi ile insani seksten sogutan suser.
  • kendisi dün gece o meşhur balkonumun misafiriydi, aspiratör ışığı, mum alevi, "ay ben annemi özledim"ler eşliğinde gecenin yarısında aynı mahallede yaşadığımızı farketmemizle benden "kalk kalk kalk kalk kaaalk, hemen buraya geliyorsun" nidaları yükselmesi bir oldu. sonrasını biliyorsunuz, balkonda donan misafirler, inatla şal, atkı vs ile misafiri içeriye sokmayan bendeniz balkon delisi seyran ve çene çeken muhabbetler...

    (bkz: balkonda yaşayan insanlar/#35356383)

    istanbul'a gelmiş, hoş gelmiş, minik kucağında boyundan büyük umutlar ve boğazına sığmayan bir heyecanla gelmiş, ne mutlu ona... zaten artık yamacımda, kaçsa da kurtulamaz. aspiratör ışığı altında buluşalım zirveleri devam edecek...

    yepisyeni badim, balkonuma konan minik kuşum :)
  • "anlatsana" dedim...
    tam karşısına geçtim, gözlerimi diktim, elimde sigara, yanında türk kahvesi. dumanını içime çektim, başladı anlatmaya...

    ama nasıl... bir anlatışı var, bir heyecanı var, bir insan, ancak böyle güzel anlatabilir. ancak bu kadar saf hissedebilir ve aktarabilir.

    ne anlattığına gelince, benim için geçmiş, kendisi için şimdi, başkaları için hikaye.
  • sırf üşengeçliğinden dolayı bu kadar süre yazarlığa veda etmek zorunda kalan, ama entrylerini tamamlar tamamlamaz bir günde çok sevdiği yazarlığa tekrar kavuşan kişidir kendisi.

    kısacası geri döndü.
  • uzun zamandır yapmayı ertelediğim bi şey var.
    bu ara ara darlıyo beni zaten tamam mı? şöyle önemli, böyle ciddi.

    ok diyorum.
    sonra diyorum.
    param yok diyorum.

    diyorum da diyorum.

    derken 2 sene geçti.

    bugün yine geldi.

    ok dedim.

    hemen! dedi.

    haftaya dedim.

    ertelersin! dedi.

    valla param yok dedim.

    yolladım! dedi.

    sanırım annem olma yolunda ilerliyor, dur bakalım <3
  • bir ki deneme

    "allah'ım bana kaldırımların kalbinden tak. yürüsünler, gitsinler, sesim çıkmasın."
  • ''yalnızız..
    ikimizin de sıcağı öksüz artık! hayatı yaşanır kılmak adına, yalancı süslerle bezemeye çalışıyoruz zamanı.. yarınlara ikinci el mutluluklar ısmarlıyor, her yarını dün ettiğimizde koca bir hiçle uyanıyoruz..
    olmadık insanlarla üç kuruşluk muhabbetlere oturuyor, tebessüm bile etmeyeceğimiz şeylere kahkaha atıyoruz..

    ama merhemimizin adı; zaman..
    tutkal kıvamında susuşları yalnızlığın keskin tineriyle inceltip, kendi kendimize mırıldanmalara çevirdiğimizde, dudaklarımızdan dökülen yalnızca; ‘ne yaptım?’

    ne yaptık biliyor musun?
    belirsiz bir zamire sürüldük.. aşkın hiçbir eylemi, çekilmez bu zamirle! ''
  • kaç yıl oldu...
    neler konuştuk, nelere hüzünlendik, neler anlattık, nelere sustuk. ne yaparsak yapalım hep anlandık. önemli olan sadece mutlu anları paylaşmak değil de, biz mutsuzken de konuşunca mutlu olduk. çok dertliyken bile dertlenmedik. şehirler değiştirdi, evler değiştirdi, muhabbetlerimiz değişmedi. orada bir yerde durdu hep. orada olması yetti.

    lost hiç acı söylemedi, acı gibi çıkan sözlerin altında hep anladı hep anlaşıldı. lost hep mutlu etti, yük paylaştı.
    nickini lost yükünüzü taşımaya yardımcı olur diye değiştirmesini talep edeceğim de. bu kadar da çok taşındığı için nakliyeci sanılmasından korkuyorum.
hesabın var mı? giriş yap