• stadyumlarinin atmosferi cok ilginctir. bes alti yil once columbus crew takiminin ic saha maclarina bilet buldum bir sekilde, ancak uc tanesine gittim. bir daha da kolay kolay gitmem mls macina.

    oncelikle, crew denen takimin ayri stadyumu var, yuz bin kisilik amerikan futbolu stadinda 5 bin seyirci duduk gibi kalmiyor, tribunler sahaya yakin, kapasite 20 bin civarinda, en azindan benim gittigim maclarda guzel bir sekilde dolumustu stad. fakat dolduranlar kimler, kim bu takimini desteklemek icin gelen cefakar taraftar? bildiginiz orta sinif beyaz amerikan aileleri, coluk cocuk geliyorlar, hatta ozellikle kizlarini getiriyorlar, soccer kiz oyunu ya. macin ilk devresi boyunca surekli insan geliyor, yarim saat kacirmak gayet normal taraftar icin, sonucta mezara kadar degil pazara kadar crew'liler (pazar gunu en hakiki amerikan futbolu var, cumartesi de olabilir sehrin universite takimi buckeyes oynuyorsa).

    stad gayet guzel tabii de taraftar profili yüzünden oyuna odaklanmak, oyle agizini doldura doldura karsi takima veya hakeme saydirmak mumkun degil. bizim onumuze uc-dort yas civarinda kizlari olan bir aile geldi, babasi kiza 'bak sari giyenler columbus, maviler karsi takim sen hoze, biz kimi destekleyecegiz?' diye sordu. kiz 'ben kirmizililari sevdim' dedi. sahada kirmizi giyenler hakemler tabii. bu sevimli kiz on sirada otururken hakeme "o dudugu al da ananin..." diye bagirmak mumkun degil haliyle. o hale geldim ki ofsayt olunca stadyumdaki havaya uyup "niye durdu la bunlar" diye merak ediyordum macin sonlarina dogru.

    tezahurat yoklugu buyuk dertmis futbolda. bu yaraticiliktan uzak amerikan taraftari durumundan nba, nfl vs de muzdarip. hayir 'ingilizce tezahurata uygun degil' desek premier lig var kapi gibi. amerikalilar icin soccer macinda durum daha garip, olmadik yerde "lets go crew, lets go", "dee-fense" gibi bir iki tezahurat duyuluyor. benim gibi, karacabeyspor taraftarinin 45 dakika meeleyerek bursa merinosspor'u sahadan sildigini gormus birisini kesmiyor haliyle. kale arkasi tribunlerden birinde crew'un ultra taraftarlari var, bayrak sallama, sarki soyleme gibi avrupai adetleri yerine getirmeye calisiyorlar, ama adamlar da baymis "bagirmayan taraftar siktirsin gitsin" deseler, millet colugun cocugun kulagini kapatip stadyumu bosaltacak. bir canikli mekansızlar degiller yani.

    mactaki anons sistemi ayri bir alem, korner atilacak, 'bu kornerin sponsoru value city, value city mobilya icin dogru adres', diyor amcam, mobilyaci kornere nasil sponsor olur hala muamma benim icin. 'ayaklarimizi yere vurarak ses cikartalim', 'haydi simdi kuzey tribunden meksika dalgasi baslasin' gibi cakma amigoluk girisimleri de oluyor anonscunun. (bkz: amerikalıların futbolu sevmeme nedenleri/@advil)

    stadin dort bir yani yiyecek icecek satan concession stand, abur cubur ailecek goturuyor taraftar. sirada bekleyenler muhabbet ediyor, arada ekrana bakiyorlar ama pek de umurlarinda degil ne olup bittigi sahada. bir macta seyircinin sahaya en yogun ilgi gosterdigi zaman devre arasiydi, columbus ortaokullarinda okuyan cocuklarin riverdance gosterisi vardi, taraftarin cogu sanki bu cocuklarin aileleriymis hissi uyandi bende.

    neyse, uc maca gittim, stadyumda futbol izlemeyi cok sevdigim halde bir gram zevk almadim, skorlari bile hatirlamiyorum. yine de dusununce, belki de boyle taraftar elinde doner bicagiyla gezen tiplerden iyidir. bunu da mac cikisi yanlislika gecekondu taraftar grubunun icinde kalmis biri olarak soyluyorum.
  • avrupa'dan aparma ek isimleriyle gulduren takimlara sahip lig. mesela; d.c. united, houston dynamo, colorado rapids... hele bir de real salt lake var ki akillara zarar.

    asagida cevap niteligindeki entryi ancak farkettigim icin aylar sonra gelen edit:

    takimlara ek isim koymak tabiki de amerigan adetidir ayni zamanda. fakat komik olan, isimlerin avrupa'dan taklit edilmesi. orneklerle aciklayalim:

    united: bu isim avrupa'da iki takimin birlesmesinden olusan, ya da dagilan bir takimin tekrar birlesmesinden olusan takimlara verilir. orn: newcastle united, manchester united, leeds united. halbuki d.c. united'in herhangi bir takimla birlestigi falan yok. sifirdan kuruldu.

    dynamo: bu isim 1923'te kurulmus bir sovyet spor toplulugunu ifade eder. bu ismi tarsiyan tum takimlara bakinca zaten bunu anlamak zor degil: dinamo moskova, dinamo kiev, dinamo baku, dinamo bukres, dinamo berlin, dinamo tiflis .... e sen simdi tutar da houston takimina sovyet ismi verirsen hic kusura bakma tasak malzemesi olursun.

    sporting: bu isim avrupada yalnizca futbol degil, birden fazla bransi olan kuluplere verilir. orn: sporting lizbon, sporting braga. halbuki sporting kansas city yalnizca bir futbol takimi.

    real: iste en can alici olani bu. ispanyol takimlari real on adini ingilizcedeki gibi 'gercek zaragoza' ya da 'hakiki madrid' anlaminda degil royal yani kraliyete baglilik anlaminda kullanirlar. peki salt lake hangi krala hangi kraliyete bagli?

    bir de "fc" kisaltmasini kullanan takimlar var ki onlara hic girmiyorum.
  • beraberlik kavramina ali$amami$ amerikalilar nedeniyle, ligde beraberlik yoktur. e$it gollu biten maclar penaltilarla sonuca baglanir ama nasil penalti...forvet topu orta sahaya yakin alir, surer, surer, kaleciyle karsi karsiya kaldiginda tek vuru$ hakki vardir..

    bu durum play-off'larda gecerliydi sanirim sonra degi$tirmemi$lerse soyleyin acilen yola gelsinler.
  • bu ligin heyecanlıdır. kimse bunun aksini iddia etmesin. çünkü takımlar genellikle hücum futbolu oynarlar. ilk yarı 2-1, 2-2, 3-2 gibi skorlarla biterek izleyicisini canlı tutar. süper lig'deki gibi 1-0'dan sonra defans futbolu olmaz.
    33-34 yaşındaki yıldızları kadrosuna katarak dikkatleri üstüne çekiyor. tahminimce beş sene içerisinde çok iyi yerlere gelecektir.
  • mac basina 19000 kisi ile seyirci ortalamasi olarak super ligin ustundeki ligdir.
    hem de pasolig'in olmadigi seneler de dahil olacak sekilde.
  • avrupa futbolu'na alışkın kişilere değişik gelen lig.

    bu ligde oynanan oyunun adının soccer olması dışında farkı yok ancak oyun dışında belli farklılıklar var. öncelikle futbol arada mola alınabilen bir oyun değildir, uzun devrelere sahiptir. böyle olduğu için mls yayınlarında nhl, nba, nfl ve mlb yayınlarında olduğu gibi molalarda reklam sıkıştırılamıyor. bugün portland - seattle maçında saha kenarı yorumcusunun yorumu yarıda kaldı ve ikinci yarı 45:43'ten itibaren yayınlandı.
    bir diğer durum da nba seyircilerinin artık bildiği bir durum, ekrandaki skorbord. yeni başlayan mls seyircileri bilemeyebilir, kuzey amerika'da ev sahibi ikinci kısıma yazılır. avrupa'da olduğu gibi ilk kısıma yazılmaz. x ve y maç yaptıklarında avrupa'da "x hosts y" (x, y'yi ağırlıyor), kuzey amerika'da "y is at x" (y, x'te) gibi bir düşünce vardır. bu yüzden mls maçı seyrederken aklınızda olsun, ev sahibi skorbod'daki ikinci takımdır.

    nfl sahalarını bırakıp adam gibi sahalarda daha kaliteli top oynasalar dünyanın geri kalanında tutulabilecek bir lig. mls ve bundesliga olmasa kulüp futbolu seyredemeyeceğim. mls, mis gibi lig.
  • bu ligdeki en tıraş takım türkiye ligini her sene ilk 5'te bitirir, arada şampiyon da olur.. net.

    amerika'lılar ellerine sonradan aldıkları çoğu işi neden bir süre sonra diğerlerinden daha iyi yapmaya başlıyorlar aklım ermiyor.
    ayrıca, yıldızı sönmek üzere olan oyuncuların son durağı olması bakımından seyir zevki oldukça yüksektir.

    şu an canlı yayınlanan derbide pirlo, lampard ve david villa var mesela. (nyr vs nyc)

    tek bir sorun var ki o da hakemler kararlarında tuhaf bir amerikan standardı tutturmuş gibiler. sertliğe fazla göz yumuyor. faul çalmak konusunda çok isteksizler.. momentum düşsün istemiyorlar. işte tam amerikan tarzı.. sarı kart konusunda da cimri davranıyorlar dolayısıyla.
    az önce lampard çok net bir penaltı aldı mesela ama hakem çalmadı.
    nba hakemlerinin, turnikeye giren oyuncu 4 adım atsa da steps çalmaması gibi.

    not: nyr ikiledi..
    not2: su akar yolunu bulur.. dünyanın en sevilen oyunu seni de eline geçirmek üzere amerikacım..
  • bahis oynanacaksa kesinlikle ilgi gösterilmesi gereken bir lig. diğer avrupa, güney amerika, asya liglerinin aksine çok az sürpriz çıkıyor. tabi burda sürpriz derken her daim düşük oranlı takımın kazanması anlamında söylemiyorum bunu. istatistiksel olarak şu ana kadar beni çok çok az yanılttığını, bayaa da ekmeğini yediğimi belirtmek isterim.
  • draft sistemiyle, salary cap uygulamasıyla ve sponsorluk anlaşmalarıyla; nba'de uygulanan her boku bünyesine adapte etmiş ama sonuçların kıçlarında patlaması sebebiyle çare arayan organizasyon.
    ilk olarak, beckham için salary cap uygulamasını yumuşattılar ve her kulübe bir yıldız futbolcu transfer etme hakkı tanıdılar.superliga adında bir uygulamaya gidip meksika'lıları tribüne çekmeye çalışıyorlar.kanada'dan fc toronto'yu bünyelerine kattılar.
    ama hala takımların göğüs reklamı alması yasak(red bull new york ,cinlik yapıp amblemini red bull'la aynı yapıp çatır çatır reklamını yapmakta!). bütün takımların ekipmanları adidas tarafından sağlanmakta.

    kısacası tam bir muamma oluşum.
hesabın var mı? giriş yap