• "unutma insanlar bilgi değil, avuntu isterler" deyip nokta koymuş insan.
  • "yeryüzündeki bütün gerici kuvvetlerin, barış ve milli bağımsızlık düşmanlarının, faşistlerin ve her çeşit yalancı, düzmece demokratların en korktukları yazıcılardan biri de maksim gorki'dir. neden? çünkü maksim gorki yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti, barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. çünkü o, insanın, insanlığın geleceğinden, güzel günler göreceğinden emindir. çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla çalışan insanı, yeryüzünün gerçek, biricik efendisi sayar."

    "gorki insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. çünkü yeryüzünün en büyük şairidir."

    nazım hikmet
  • büyük rus yazarı maksim gorki denilince akla, ünlü romanı “ana”, birkaç ciltlik büyük destan romanı “klim samgin'in yaşamı”, yine “foma gordayev”, “artamonovlar” vb. romanları; “çocukluğum”, “ekmeğimi kazanırken*”, “benim üniversitelerim*” başlıklarını taşıyan özyaşamsal üçlüsü; “dipte”, “küçük burjuvalar” vb. oyunları ve daha pek çok yapıtı gelir. fakat bunlar arasında, “yaşanmış hikâyeler” (özgün adıyla “eskizler ve hikâyeler”) başlığıyla 1898 yılında iki ciltte yayımlanan ilk hikâyeler, denebilir ki yazarına en büyük ün ve yaygınlık sağlayan yapıtı olmuştur...

    özyaşamsal üçlünün ilk kitabı “çocukluğum” şu ünlü satırlarla son bulur:

    “annemin toprağa verilişinden birkaç gün sonra dedem:

    - eh aleksey, dedi. madalya değilsin ki seni boynumda taşıyayım. git ekmeğini kazan.

    ben de ekmeğimi kazanmaya gittim.”

    bu ekmek kazanma savaşımı sürecinde genç maksim gorki'nin (asıl adıyla aleksey maksimoviç peşkov) gördükleri, yaşadıkları, ve bunların sonucunda “eskizler ve hikâyeler” başlığı altında toplayarak yayımladığı hikâyeleriyle rus ve dünya edebiyatına, büyük, özgün, benzersiz bir yapıt kazandırdı.

    ekmeğini kazanmaya çıktığında 11 yaşındaydı (doğumu, 1868). annesinden çok daha önceki yıllarda yitirdiği babası marangozdu. annesiyle birlikte yanına sığındıkları dedesi, bir boya işliği sahibiydi. küçük aleksey emekle kazanılan bir yaşama böylece adım atıyordu. dükkânlarda çıraklık, bir gemide aşçı yamaklığı yaptı. çalıştığı geminin aşçısı, o dönem rusya'sında çokça karşılaşılan okumuş emekçilerdendi. maksim gorki'nin okuma tutkusu böylece başladı. eline ne geçerse yutarcasına okudu. bir ara kazan üniversitesi'ne girmeyi denediyse de olumlu bir sonuç alamadı. canına kıymaya kalkışmasına yol açacak kadar büyük yoksunluklar içinde, hamallık, fırınlarda yamaklık yaptı. 1892'de bir taşra dergisinde yayımladığı ilk hikâyesi “makar çudra”yı “acı” anlamına gelen gorki takma adıyla imzalaması böyle bir yaşamın sonucudur. bu hikâyeyi, başkent dergilerinde yayımlanmaya başlayan başkaları izledi. 1898'de iki ciltte kitaplaşan bu hikâyeleri, önce rusya'da, sonra ülke dışında büyük ilgi uyandırdı. yazara dünya ölçüsünde ün sağladı.

    “yaşanmış hikâyeler” halk yaşamından çıkarılmış gerçekçi hikâyelerdir. bunlarda, devrim öncesi yıllarda rus toplumunun içinde bulunduğu yoksulluk ve acımasız ortam büyük ustalıkla yansıtılmıştır. fakat gorki'nin bu yapıtlarının asıl seçkin özelliği, tümünün içerdiği insan sevgisi ve özgürlük tutkusudur. “konovalov ”, “çelkaş”, “yemelyan pilyay”, “malva” vb. hikâyelerin kahramanları, toplum dışına itilmiş kimseler, serserilerdir. yürekleri sonsuz bir özgürlük duygusu ve yaşam sevgisiyle, insanlara karşı acıma ve sevgiyle dolu yitik kişilerdir. bu insanların yitip gitmesine neden olan acımasız toplumsal koşullar, bütün bu hikâyelerde büyük bir yazarlık gücü, yürek burkan bir insan sevgisiyle anlatılmaktadır. “konovalov”un unutulmaz kahramanı, mutsuzluğunun toplumsal koşullardan değil, kendi bireysel kusurlarından ileri geldiğinde ne kadar ayak direrse diresin, genç yazar, toplumsal koşulların bu işte nasıl başlıca etken olduğunu çok iyi bilmekte ve göstermektedir... “malva”, “çelkaş”, vb. hikâyelerde, köylülüğün küçük burjuva, edilgen yapısına yöneltilen eleştiriler genç gorki'nin narodnik hareket içinde giriştiği devrimci çalışmalarda edindiği acı gözlemlerin ve deneyimlerin sonucudur...

    “yaşanmış hikâyeler”in pek çoğunda maksim gorki, gerçekçi ve romantik edebiyat öğelerinin eşsiz bir sentezini yaratmıştır. “makar çudra”, “kocakarı izergil”, “şahinin türküsü" vb. hikâyelerde, söylence, masal, folklor öğelerinden ustaca yararlanılmıştır. yer yer bireysel başkaldırı özellikleri öne de çıksa, tümüyle bütün bu hikâyeler, halkın yaşam ve özgürlük tutkusunun simgesi olmuştur.

    sovyet rus yazarı isaac babel, “yaşanmış hikâyeleri şu sözlerle niteliyor:

    “gerçek hayattan çıkarılmış ve bu hayatı açıkça tehdit eden kahramanları; hareket, güçlülük ve renk dolu betim araçlarıyla her şey yeni ve güçlüydü bu kitapta. bütün bir aristokrat ve küçük burjuva edebiyatının tümünde, gorki'nin bu ilk hikâyelerinde olduğu kadar çok güneş, parıldayan deniz, yaz ve kızgın sıcak betimlemesi yoktur...''

    kaynak: ataol behramoğlu/rus edebiyatı yazıları
  • // rus öykü, roman ve oyun yazarı. maksim gorki, kanımca hem devrim öncesi hem de devrim sonrası dönemleri gerçekliğinden koparmadan anlatan eserler yazmış tek sovyet yazarıdır. bu yanıyla yaşadığı çağın en büyük ustalarından biri olan maksim gorki, sanata yeni bir kahraman ve sosyalizme estetik bir ideal katar. sadece sovyet edebiyatında değil dünya edebiyatında da sosyalist gerçekçi bir sanat anlayışının yerleşmesinde çok büyük katkısı olan sovyet edebiyatının kurucusu maksim gorki gelecek rus yazar kuşaklarına da örneklik sunar, önderlik eder.

    maksim gorki'nin açlık, yoksulluk ve acılarla örülü bir yaşamı olur. bundan dolayı sovyet edebiyatı'nda en büyük proleter yazar sayılır. bu dönemde tüm dünyada işçi sınıfının mücadelesinde bir yükselme vardır. ve bu durum maksim gorki'yi daha da çok öne çıkartır ve geliştirir.

    asıl adı aleksoy maksimoviç peşkov olan maksim gorki 28 mart 1868'de novgorod'da köylü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. çocukluk yılları astrahan'da geçer. babası burada bir gemi acentasında çalışmaktadır. maksim gorki daha beş yaşında iken babası ölür. çok küçük yaşta yetim kalınca, doğduğu yer olan nijni novgorod'a döner. bu arada annesi yeniden evlenince maksim gorki büyükannesi ve büyükbabasının yanında kalır. boyacılık yapan büyükbabası, işleri iyi gitmediğinde gorki'ye bağırır, çağırır, azarlar ve kötü davranır. büyükannesinden başka sevgi ve şefkat göreceği hiç kimsesi yoktur. maksim gorki sevgisiz büyür.

    maksim gorki yedi yaşına gelince bir sanat ilkokuluna başlar ama burada en fazla birkaç ay kalabilir. yoksulluk ve açlık kendini dayatınca çalışmak zorunda kalır. bir daha da okuma fırsatını bulamaz. daha sekiz yaşındadır ve çalışmaya başlar. o yıllarda çarlık rusyası'nda tüm halk açlık, yoksulluk ve sefalet içinde bir yaşam sürdürmektedir. tabi ki maksim gorki de bu yaşamdan payına düşeni fazlasıyla alır. çoğu zaman aç, üstü başı yırtık pırtık, yalınayak bir haldedir. maksim gorki açlık, sefalet ve acılarla geçen yaşamından dolayı rusça'da "acı" anlamına gelen gorki takma adını alır.

    maksim gorki, sayılamayacak kadar çok yerde çalışmak zorunda kalır. iş için rusya'nın güney ve doğu bölgelerini adım adım dolaşır. çeşitli işlere girer çıkar. sekiz yaşındayken başladığı ilk iş ise eskiciliktir. daha sonra ayakkabı çıraklığı, aşçı yamaklığı, ikon ressamı yardımcılığı, gemi hamallığı, fırın çıraklığı, duvarcılık, gece bekçiliği, demiryolu işçiliği ve avukatın yanında sekreterlik yapar. bütün bu yıllar boyunca açlığın, yoksulluğun ve acının ne olduğunu yaşayarak öğrenen maksim gorki, sokaklarda tam bir sokak çocuğu gibi kavgaların içinde, hatta kavgalara elebaşılık yaparak büyür. gorki sokakları sessiz iken sevmez. sokak çocuklarının sesi, onun için sokağa çıkma ve kavgaya başlamanın işareti gibidir. sokak çocuklarıyla birlikte bir çete kurar. gorki'nin en büyük zevki dövüşmektir. başka da bir eğlencesi yoktur. sokak kavgaları gorki'nin kendini ifade etme biçimi olur. içinde büyüttüğü acılarının, ağır çalışma koşullarının, açlığının yarattığı öfkesinin, isyanının dışavurumu gibidir sokak kavgalarına olan sevgisi. gorki'nin isyankâr yanlarıyla birlikte çok temiz bir vicdanı vardır. örneğin sokak çocuklarının dilencilerle alay etmelerine tepki gösterir.

    maksim gorki, çocukluk ve gençlik yılları boyunca mutluluğu, huzuru ve sevgiyi hiçbir yerde bulamaz. dolayısıyla o yaşlardayken içinde bulunduğu ruh halini; "(…) sanki karanlık ve derin bir çukurun içinde yaşıyordum. hissiz, duygusuz ve körleşmiş gibiydim. yarı ölüye dönmüştüm." diye açıklar. ayrıca sevgiden yoksun geçen yılları için; "sevgi denen canlı ve coşkun duygular ruhumda solmuştu... kalbimde ağır bir intikam duygusu bu anlamsız, karanlık ve ölü dünya içinde yalnızlığımın şuuru kül altında bir ateş gibi gıcırdıyordu."

    maksim gorki daha çok küçük yaşlarda iken bile iyi bir gözlemcidir. daha çocuk yaştadır ama çalışma koşullarının adaletsizliği ve patronların çıkarları için ne kadar çirkinleştiklerini, ahlaksızlaştıklarını görür ve anlar. dolayısıyla patronlara karşı büyük bir kin ve öfke besler. patronların koyduğu kuralları çiğneme isteği vardır. halkın çarlık baskısı altında açlıktan ve yoksulluktan birer birer öldüğünü görür. zenginlerden alıp fakirlere vermek, fakirlerin karnını doyurarak mutlu ve neşeli olmalarını sağlamak hayallerinin bir parçasıdır.

    işsizlik ve çok ağır çalışma koşullarının ortaya çıkardığı ahlaki ve sosyal çöküşü genelevleriyle, sokak çocukları ve sokak kızlarıyla görmek mümkündür. rusya'daki bu genel tablo maksim gorki'nin yaşantısında da kendisini hissettirir. üvey babası işten çıkarılınca yaşamaları daha da güçleşir. annesi açlıktan ve sefillikten verem olur. tedavi ettiremeyen anne ölür. yüreğinin derinliklerinde annesini kaybetmenin acısı ve üzüntüsü vardır. ama hayatın gerçekliği acımasızdır ve büyükbabası gorki'ye artık tek başına kendisine bakmayı öğrenmesi gerektiğini anlatır. gorki on yaşındadır. şehrin merkezindeki bir ayakkabı mağazasında çıraklık yaparak tek başına ekmeğini kazanmaya başlar. gorki'nin çocukluğu son derece cahil, acımasız, dar görüşlü ve anlayışsız insanların arasında geçer.

    maksim gorki edebiyattan para kazanana kadar iş için çok değişik yerlere gider. volga nehrinde yolcu taşıyan bir gemide bulaşıkçılık yapmaya başlar. geminin kaptanı gorki'ye okuması için kitaplar verir. bu kitaplar gorki'nin çok ilgisini çeker ve kendi başına ısrarla, inatla okuma yazma öğrenmek için çalışır. ve çok kısa bir zaman içinde yaşamının en büyük tutkusu haline gelen okuma yazmayı öğrenir. artık bütün parasını kitaplara yatırmaya başlar.
    gorki üniversite öğrenimi için kazan'a gelir ve ilk gençliği burada geçer. düşündüğü gibi kazan'da üniversite'ye giremez ama burada ilk defa devrimci düşüncelerle tanışır. o dönemde rusya'da köylülüğün önderliğinde devrim olacağını savunan narodnikler vardır. maksim gorki narodnikler'in temsilcileriyle tanışır. güçlü bir gözlem yeteneği olan gorki narodnizmin rus köylüsünü olduğundan abartılı ve idealize eden yanlarını görür, yanlış bulur ve eleştirir.

    gorki'nin gençlik yılları kazan'da geçer. gorki 18 yaşındadır ve 10 kapik gibi çok düşük bir ücretle dondurucu soğuklara karşın ölesiye çalışmak zorunda kalır. bu yetmezmiş gibi bir de patronlarından, ustalarından sürekli dayak yer, hor görülür, itilip kakılır ve yoksulluk, sefalet hiç peşini bırakmaz. kazan'a yüksek öğrenimini tamamlamak için gelen öğrencilerle tanışması ve çok istediği halde kendisinin yapamamış olmasından kaynaklı onlarla arasındaki uçurumu fark etmesi, itilip kakılması, açlık ve fukaralıkla birleşince maksim gorki yaşamın ağırlığı altında ezilir, bunalıma girer. ve 1887'de intihar girişiminde bulunur. içinde bulunduğu yaşam koşullarından dolayı tıpkı annesi gibi gorki de akciğerlerinden rahatsızdır. bütün yaşamı boyunca da bu rahatsızlık kendini hissettirecektir.

    maksim gorki, üniversiteye giremeyince kendi kendisini yetiştirmeye karar verir. eline geçen her kitabı okumaya başlar ve kitaplar gorki için yaşama tutunacak bir dal olur. sımsıkı sarılır bu dala ve birçok konuda bilgi sahibi olur ama sistemli ve programlı kitap okumadığı için öğrendiği bilgiler dağınık ve birbirinden kopuktur. gorki'nin en büyük şansı kazan'da ilk çalışmaya başladığı yer olan fırının marksist yayınlarla dolu bir kütüphaneye benzemesidir. o dönemin çarlık rusyası'nda fırınlar marksist klasikler ve yasak kitaplarla dolup taşan siyasi eğitim yerleridir. diğer yandan kazan şehri devrimci hareketin en yoğun olduğu yerlerden biridir. dolayısıyla fırında çalışmak maksim gorki için hem bir ekmek kapısı, hem de devrimci düşüncelerini geliştirme, siyasi eğitimini ileriye taşıma devrimci hareketleri tanıma, eylemlere katılma zemini yaratır. tüm bunlardan dolayı gorki'nin yaşamında fırınların ve ekmek işçiliğinin çok özel ayrı bir yeri vardır. nitekim ekmek işçileri isimli romanında da kazan'da ilk çalıştığı fırınlardan birini anlatacaktır.

    sonuçta; maksim gorki'nin siyasi eğitimi tamamen rastlantılara bağlı ve gelişigüzeldir. bundan dolayı gorki; kendisinin marksist olduğunu ama bunu kitaplardan ziyade, kazan'da eski ekmek işçilerinden arkadaşı semenov'dan öğrendiğini ifade etmiştir.

    rusya'daki işçi sınıfının acı ve sıkıntılarla dolu yaşam koşulları gorki'nin de yaşamının özetidir. buna dair maksim gorki; "insanı yaratanın ‘çevresine karşı direnç' olduğunu çok küçük yaşta anladım" derken, zulme karşı boyun eğmeden, dimdik durmanın, kendine güven ve haklılığına inanmakla olacağını anlatır. elbette ki bu sözleri intihar girişiminden sonra daha sağlıklı düşünerek çıkardığı sonuçlar üzerinden söyler. ve soluk alıp verdiği her günü sıkıntılar, acılar, tehlikelerle dolu olsa da sorunları güçlü iradesiyle aşmayı, onları doğru yöntemlerle çözmeyi öğrenir.

    çarlık rusyası'nda 1891'lerde korkunç bir kıtlık başlar. var olan açlık, yoksulluk, sefalet en son sınırına dayanır ve derinleşir. bu kıtlık yıllarında maksim gorki de açlık çeken halkla birlikte kırım, kafkasya ve ukrayna'ya gider. işte bu zorlu, acımasız ve ağır koşullar gorki'nin, sömürü düzenine karşı olan öfkesini büyütür ve mücadele etme azmini güçlendirir.

    maksim gorki yirmi bir yaşındadır. ve kazan'dan ayrılarak güney rusya'ya gitmiş, orada bir avukatın yanında sekreterlik yapmaya başlamıştır. ayrıca bu yıllarda maksim gorki yaşlı meşenin şarkısı isimli bir şiir yazar. şiirini şair wladimir korolenko'ya gösterir. korolenko'nun şiirini eksik bulması, onun edebiyatla uğraşmaktan vazgeçmesine neden olur. bu defa rusya'yı yaya olarak dolaşmaya karar verir. bu yolculuğu da ukrayna'dan kafkaslar'a, tiflis'e kadar uzanır. 1889'a gelinmiştir ve çar'ın polisleri, ajanları, gorki'nin peşindedir.

    gorki tiflis'te de devrimci öğrencilerle tanışır. ve öğrenciler maksim gorki'yi yaşadıklarını yazması konusunda ikna ederler. 12 eylül 1892'de tiflis'te yerel bir gazete olan kafkas eyaleti'nde makar çurda isimli ilk öyküsünü maksim gorki ismiyle yayımlar. ilk öykülerinden itibaren eserlerinde her daim bir iyimserlik, insanın yaratıcı gücüne ve insana duyulan bir güven ve hümanizm vardır. maksim gorki daha çok rus toplumunun dışına itilmiş işsiz, güçsüz insanların öykülerini yazar. ilk öyküsünün ardından maksim gorki, yerel bir gazetede gazeteci-haberci olarak çalışmaya başlar.

    maksim gorki'nin ismini asıl olarak duyuran öyküsü russkoye bogatstvo isimli aylık bir dergide yayınlanan çelkaş (1895) olur. çelkaş o dönemde maksim gorki'nin en başarılı eseridir. ve yazarlığa ilk adımlarını çelkaş ile atar gorki. çelkaş; bir liman hırsızının öyküsünü anlatır. ve maksim gorki'nin çarlık rusyası'nda ayaktakımını konu aldığı ünlü "serseri dönemi" çelkaş ile başlar. dolayısıyla artık gorki'nin edebiyat dünyasına ayaktakımının hayatı girecektir. gorki çoğunlukla çaresiz bir hayatın doğal yaşam mücadelesini yansıttığı öykülerinde; ayaktakımının, alt sınıfların, toplum dışına itilmişlerin, hırsızların, katillerin ve ezilmişlerin yaşamına duyduğu sempatiyi gizlemez. gorki'nin bu ilk çalışmaları; henüz yaşamın gerçekliği ile toplumsal gerçekliği bir dünya görüşü içinde yorumlayıp sonuçlar çıkartan eserler, öyküler değildir.

    1897'de yayınlanan malva, eski insanlar, ekmek işçileri isimli öykülerinde gorki, rusya'daki halkın yaşamını ve toplumsal olayları gerçekçi bir üslupla anlatır. ekmek işçileri öyküsüyle gorki, ismini daha geniş bir kesime duyurur ve edebiyat dünyasında kendini kabul ettirir. öyle ki maksim gorki'den tolstoy'la aynı düzeyde bir sanatçı diye bahsedilir.

    20. yüzyıla gelindiğinde maksim gorki, ard arda yeni öyküler yazmaya başlar. bu dönem çarlık rusyası'nda kapitalizmin gelişmesi ve halkın yaşamının daha da zorlaşması gorki'nin öykülerinin temel konusu olur. ilk romanı foma, devamında gordayev, onlardan üçü, itiraf, okurov kenti ve matvey kojemyakin 1899'da yazdığı eserler arasındadır. maksim gorki 20. yüzyılı şu sözlerle selamlar; "yeni yüzyıla güçlü, sağlıklı, neşeli insanlar arasında, en güzel biçimde merhaba dedim."

    19. yüzyılın sonunda avrupa'da patlak veren sanayi krizi, kısa sürede rusya'yı da kapsayacaktır. kriz yıllarında (1901- 1903) 100.000'den fazla işçi sokağa atılır, 3000 büyük ve küçük işletme kapatılır, işçilerin ücretleri indirilir… sanayi krizi ve işsizlik beraberinde daha fazla işçi, köylü ve emekçi halkı sokaklarda hakkını arar hale getirir.

    1901 1 mayıs grevi'nde çar'ın askerleri işçilere saldırır ve kanlı bir çatışma yaşanır. bunun üzerine maksim gorki; "fırtına kuşunun şarkısı" isimli bir şiir yazar. öfkenin gücü ve zafere olan inanç vardır bu şiirde. tüm devrimci çevreler gorki'nin bu şiirini dinler. "fırtına kuşunun şarkısı" isimli şiirini ve aynı tarihte "kasırga'nın türküsü" adlı öyküsünü yayımlayan marksist bir dergi olan jizn hemen kapatılır, maksim gorki tutuklanır ama çok geçmeden serbest bırakılır.

    maksim gorki 1901'de pyatnitskki'ye gönderdiği mektupta; "bu insanlar, yeni yüzyılın gerçekten manevi yenilenme yüzyılı olacağının güvencesidir. inanç, büyük bir güçtür ve bu insanlar ideallerinin yenilmezliğine inanıyor. hepsi de bu yolda canlarını vermeye hazır. talih içlerinden çok azına gülecek, çoğu büyük acılar çekecek, birçoğu mahvolup gidecek, ama yeryüzü onların yerini alacak daha çok insan yaratacak ve sonunda zafer iyilik ve adaletin olacak, insanların en yüce ölümleri zafere erişecektir." diye yazar.

    bir aydın olarak maksim gorki, ülkesinin, halkının haklı davasına olan inancını; şiirlerinde, mektuplarında, karşılaştığı tüm baskılara, yasaklara, tehditlere, gözaltılara, tutuklamalara rağmen işlemekten geri durmaz. gorki artık rusya'da eserleri, öyküleri, romanları, şiirleri, oyunlarıyla bilinir, tanınır. 1901'de ilk oyunu olan "küçük burjuva" yayımlanır. oyun çok başarılıdır. bunun için rusya polisi gorki'nin üzerine gider ama ülkenin her yanında bu durum büyük protestolarla karşılanır. gorki toplumsal gerçeklikten kopmadan inandığı ve doğru bulduğu halkın haklı davasını kendi davası olarak görür, onu sahiplenir ve savunur. bu çerçevede 1902'de bir oyun yazar. maksim gorki'nin en tanınmış oyunu olan dipte (ayak takımı arasında); toplumun en dibinde yaşayan, ne yapacağını bilmeyen çaresiz insanların, yine de umutsuzluklarını aşıp yaşamın anlamını bulmaya çalışırken, tutunacak bir dal yakalayarak, ayakta kalmak için gösterdikleri dirençleri ve yenilgileriyle içler acısı yaşamlarını anlatır. gorki, dostigayev ve diğerleri isimli oyununda da; sovyet devrimi'nin arifesinde sanayi ve ticaret burjuvazisinin yaşanacak devrim karşısındaki umursamazlığına vurgu yapar.

    gorki 1899–1906 yılları arasında petersburg'da yaşar. marksist-leninist düşünceleri benimseyen maksim gorki, rsdip (rus sosyal demokrat işçi partisi) içinde bolşevik kanadı destekler. bütün kazancını parti fonlarına yatırır. bu dönemde gorki yine verem hastalığı ile uğraşmak zorunda kalır ve tedavi için kırım'a gider.

    1902'de rusya bilimler akademisi'ne üye seçilir fakat siyasi duruşundan dolayı kısa süre içinde üyeliğine son verilir. rusya'da kapitalizmin bunalımlarının, sömüren sömürülen ilişkisinin çok açık yaşandığı bir dönemdir. gorki sansürü aşabildiği kadarıyla devrimci eğilimli genç yazarlara eserlerini yayınlama fırsatı vermek için znaniye (bilim) isimli bir yayınevi kurar. bu yayınevi aynı zamanda znaniye okulunun da temeli olur.

    rus sosyal demokrat işçi partisi'nin ii. kongresi 1903'de yapılır. bu kongre'de bolşevikler ve menşevikler olmak üzere iki eğilim baş gösterir. gorki bu süreçte de marksist bir aydın olarak bolşevikler'i destekler. rusya'nın asya tarafında artık ömrünü doldurmuş ve çürümeye yüz tutmuş feodal, yarı-feodal sistem kapitalizme geçiş sancıları içinde kıvranırken, batı yakasında kapitalizmin tekelci aşamaya gelişi söz konusudur. işte gorki'nin eserlerinde rusya'da aynı anda görülen farklı gelişim aşamalarındaki kapitalizmin yansımaları ve er ya da geç rusya'daki işçi sınıfı ve köylülüğün birleşerek çarlık rejimi ve feodal düzeni değiştirmedeki kararlılığı, bunun kaçınılmazlığı, ayrıca rus aydınlarının, burjuvazinin ve orta sınıfların eski tarz (feodal düzen) yaşama imkânlarının mümkün olması vardır

    19. yüzyılın ikinci yarısında fransa'da zola, kuzeyde ibsen natüralizmin temsilcileridir. bu dönemde lucas, natüralizmi "yüzeysel gerçekçilik" olarak tanımlar. gorki de natüralist edebiyat akımının yanlışlığını anlatır. 1904'lere gelindiğinde yağmacı ve talancı bir savaş olan rus-japon savaşı başlar. maksim gorki de bolşeviklerle birlikte işçi, köylü ve tüm emekçi halkı savaşa karşı grevlere, protestolara çağırarak mücadelenin içinde olur.

    9 ocak 1905 sabahı erkenden petersburglu işçiler açlık ve yoksulluğun sona ermesi talebiyle (karıları, çocukları, yaşlılarıyla birlikte) ellerinde çar'ın resimlerini taşıyarak "kışlık sarayı"na yürür. silahsızdırlar. bolşevikler bu yürüyüşün yanlış olduğunu ve mücadele ederek hakların kazanılacağını anlatsalar da yürüyüşçüleri ikna edemezler. yine de işçilerin en önünde yer alırlar. çar ii nikola işçilerin üzerine ateş açtırır. 2000'den fazla işçi ölür. ölenlerin çoğu bolşeviktir. 9 ocak 1905 daha sonra "kanlı pazar" olarak anılacaktır. yoksul halkın içinden gelen devrimci ve sosyalist bir kimliğe sahip maksim gorki, onurlu bir aydın tavrı göstererek kanlı pazar'ı protesto eder. bunun için çarlık hükümeti tarafından gözaltına alınarak peter ve paulus kalesinde tutulur. özellikle dış basının yoğun tepkisi ve teşhiri sonucu serbest bırakılır.

    1905'in ekim ayında bolşeviklerin yaptığı çalışmalar sonucu bütün hayat durdurularak "genel grev"e gidilir. çar korkuyla içinde göstermelik haklar vadeden 17 ekim 1905 manifestosu'nu yayımlar. bolşevikler halkı mücadeleye çağırır. gorki, bu dönemde devrimci yazılara ve toplantılara önem verir. yeni hayat isimli bir dergide çalışmaya başlar. burada yeni hayat dergisinin baş redaktörü olan bolşevik partisi'nin önderi lenin'le tanışır. lenin 1905 devrim öncesi hazırlıklar için rusya'ya döner. maksim gorki de lenin'in yanında silahlı ayaklanmanın içinde yer alır. maksim gorki insanlık tarihinin en büyük siyasal ve kültürel altüst oluşlarından birinin aktif parçası olma özelliğine de sahip olacaktır.1905 aralık silahlı ayaklanması yenilgiye uğrar. çarlık hükümeti cellâtları, işkencecileriyle katliamlarını artırır.

    gorki, 1906'da amerika gezisine çıkar. burada gördüklerini ve izlenimlerini gorod jolto vo dyavola'da (sarı şeytanın kenti) anlatır.

    rus proletaryasının devrimci mücadelesini en iyi anlatan "ana" isimli romanını maksim gorki bu dönemde kaleme alır. ve devrimci harekete atfen yazar ana'yı. maksim gorki'nin dünya klasikleri arasına giren ana isimli romanı devrimci bir niteliğe sahip önemli bir eserdir. ayrıca ana, maksim gorki'nin devrimci harekete adadığı tek romanıdır. ana sadece rusya'da değil tüm dünyada büyük bir ses getirir. gorki burada devrimin yani "sosyalist anavatan rusya ana'nın" çocuklarına neler kazandıracağına yönelik görüşlerini de ortaya koyar. gorki'nin burada işlediği tema; insanın kendini halkın kaderinden uzak tutmasıyla kişiliğini yıkarak, ruhunu öldüreceğidir. "insan olmak, halkın kurtuluşu ve mutluluğu ve özgürlüğü için yürüttüğü mücadeleye katılmaktan geçer" der gorki. ayrıca bireycilik ile ilgili olarak da; "bireycilik kadar insanın bireyselliğini öldüren daha başka bir şey yoktur " diye düşünür. işte bu tanımlar maksim gorki'nin bir çok eserinde vardır. insan onurlu bir kelimedir gorki için. buna dair de; "hümanistlik yaparak insana acımak yerine içinde yer aldığı ortamını, yaşamını yeni baştan biçimlendirme yeteneğine inanarak buna yönlendirmek gerekir" der.

    gorki 1906'da rusya'dan italya'ya siyasi sürgün olarak gider. bu yıllarda italya'daki capri adası muhalif rus sürgünlerinin kaldığı yerdir. gorki sürgünde lenin'in önderliğindeki devrimci hareketle bağını koparmaz. ancak diğer yandan gorki aleksander alek sandroviç bogodanov çevresinin "tanrı yaratma" yani her şeyde din olgusunu öne çıkartan teorilerine bağlanır. özellikle de 1908 yılında bir itiraf adlı romanında gorki'nin, hıristiyanlık ile marksizmi bağdaştırarak "tanrı yaratma" denilen dinsel felsefi eğilime kayması lenin tarafından "marksizmden sapma" olarak değerlendirilir. 1913'lerde de buna benzer eleştiriler alır gorki. lenin ile tartışmaları olur.

    1913 yılında çar'ın çıkarttığı bir afla maksim gorki ülkesine döner. gorki, rusya'nın 1. paylaşım savaşına girmesi karşısında yer alan bolşevik partisi ile aynı düşüncededir. 1917'de bolşevik partisi önderliğinde ekim sosyalist devrimiyle devletin yönetimi işçi sınıfının eline geçer. ekim devrimi insanlık tarihinde yeni bir çağı, proleter devrimler çağını açar. maksim gorki hükümetle işbirliğine girerek bilim ve kültürün yok olmaması ve gelişmesi için değişik kurumların temelini atar. örneğin yazarların, aydınların, bilim adamlarının yaşam koşullarını (yaşamlarını sürdürmeyecek durumdadırlar) düzeltmek, çeviri yaparak gelir sağlamalarına yardımcı olmak için tüm olanaklarını kullanan gorki'nin ilk temelini attığı kurumun ismi dünya edebiyatı'dır (mirovaya literatura). gorki aynı dönemde rus halkı ve aydınlarıyla yakın ilişkiler kurar. ve gorki'nin bu güçlü bağları sayesinde rusya'nın aydın ve sanatçıları halkla iç içe büyür. yine aynı dönemlerde savaş komünizmi dönemi başlar. bu dönemde de gorki diğer sanatçı ve aydın yazar arkadaşlarıyla birlikte halkın yoksulluğunu, sıkıntısını paylaşır. bir dönem sonra maksim gorki, ekim devrimi ile ilgili yanlış değerlendirmelere girer. sadece sosyal devrimden yana olduğunu, rusya'da halkın daha henüz devrim yapacak olgunluğa gelmediğini, önce bilinçlenmesi gerektiğini düşünmektedir. lenin, dostça yaklaşarak gorki'ye hataya düştüğünü anlatır ve eleştirir. gorki hatasını hemen kabullenmez. ve gorki'nin novaya jizn isimli gazetesi lenin'in yöneticiliğini yaptığı pravda gazetesine karşı sosyalizme zarar verici içerikte polemik yürütür. novaya jizn kapatılır. maksim gorki lenin ile olan dostluğunun sınırlarını zorlayınca lenin ona tüberkülozunu tedavi için yurtdışına gitmesini önerir. bunun üzerine maksim gorki italya'nın sorrento kentine yerleşir.

    maksim gorki "çocukluğum", "ekmeğimi kazanırken" ve "benim üniversitelerim" isimli üç ciltlik bir diziyi oluşturan öz yaşam öyküsünü italya'da bitirir. bunlar rusça otobiyografilerin en iyilerindendir ve gorki'nin sosyalist dünya görüşünü benimsemesine kadar giden yolu gösterir.

    bu arada 21 ocak 1924'de moskova yakınlarındaki gorki kentinde sovyet halkının önderi, öğretmeni ve bolşevik partisi'nin yaratıcısı lenin ölür. gorki italya'da lenin'le ilgili anılarını kaleme alırken lenin'i çok sevdiği bir insan olarak tanımlar. ayrıca daha önce lenin'le yaptığı tartışmalardan sonuçlar çıkartarak hatasını kabullendiğini; "proleterya diktatörlüğünün o zaman sahip olduğumuz biricik hakiki devrimci gücü yani, politik eğitimden geçmiş işçilerin gücünü çözüp yok edeceği endişesini taşıyordum" şeklinde anlatır. gorki'nin bu samimi açıklaması, marksizm'den saparak düştüğü hatayı ve kendi düşüncelerinin yanlışlığını, lenin'in düşüncelerinin doğruluğunu kabul etmesidir.

    maksim gorki 1929 yılında stalin döneminde ülkesine döner. artık sovyet yazarlarının en önde geleni ve önderi maksim gorki'dir. 1925'lerden sonra kaleme aldığı eserlerinin hemen hepsi rusya'da devrim öncesi yani çarlık rusyası dönemlerini anlatır. örneğin; "artamonovlar" devrim öncesi çarlık rusyası'nda kapitalizmin yükseliş ve çöküşünü anlatır. "klim samgin'in hayatı" dört kitaptan oluşan bir romandır. gorki'nin en çok beğenilen eserlerinden biri de yaşamının son yıllarında yazdığı rus yazarlarıyla ilgili anılarını bir araya topladığı "tolstoy, çehov ve andreyev'den anılar" isimli kitabıdır. gorki bu büyük isimleri; diğer rus yazarlarının yaptığı gibi abartı ve süslemeye düşmeden canlı bir dille anlatır. çehov ve andreyov ile olan anıları ise gorki'yi dünya edebiyatının en büyük edebi portre ustalarının düzeyine yükseltir.

    çevresini değiştirirken kendisini de değiştiren çok yaratıcı bir insandır maksim gorki. sovyet sanatı sosyalist kültürün temsilcilerinden olan gorki'yle dünya kültürüne yenilik getirir. gorki boydan boya rusya ismiyle bir araya getirdiği kısa öyküleri ve öz yaşam öyküsüyle hiçbir bencilliğe ve kaygıya düşmeden olduğu gibi kendi kişiliğini koyar ortaya. sosyalist bakış açısıyla edebiyatta, sanatta yeni bir tarz yaratmış olur. bundan dolayı 1917 ekim devrimi sonrası dönemde birbirinden farklı değişik sanat dallarının yeni ustaları gorki'nin aydınlattığı bu yolda, onun yaratmış olduğu bu yeni karakterle, yeni tarzla ilerler. bunlardan bazıları; eisenstein'in "potemkin zırhlısı", pudovkin'in gorki romanından çektiği "ana" filmi ve ostrovski'nin "çelik böyle sertleşti" isimli eserleridir. işte bahsettiğimiz bu yeni tarz eserlerdeki temel konular; rusya'daki devrimci mücadele ve sosyalist kişiliklerin oluşum ve gelişim süreçleridir. yani bu tablo rusya'da bir altüst oluşu ifade eder. ve bu dönem için gorki de lenin'in sözlerine katılır; "ülkemizde herkes için gün gibi açıktır. emeğe yeni bir bakış açısı getiriyor bu atılım ve emeğe topluma ve çevreye karşı temelden yepyeni bir tutumu temsil ediyor".

    aynı yıllarda gorki bir dizi tiyatro eseri de yazar. "batak", "vaysa", "jeleznova", "yazlıktakiler" ve "düşmanlar" yazdığı oyunlardan bazılarıdır. batak isimli oyunu almanya'da da iki yıl süreyle oynanır.

    1932'de sovyetler birliği'nde sovyet yazarlar birliği kurulur. bu birliğin ilk başkan maksim gorki olur. 1934'ün ağustosu'nda tüm rusya sovyet yazarları kongresi'nin kapanış konuşmasını gorki yapar; "çeşitli cumhuriyetlerin kültürleri biçim bakımından ulusal, öz bakımından sosyalist olarak kalacaktır…"

    maksim gorki sovyet edebiyatına "sosyalist gerçekçilik" yönteminin uygulanmasında ve yerleştirilmesinde çok önemli bir yere sahiptir. 1935'de şçerbakov'a bir mektup yazar gorki; "sosyalist gerçekçiliğin amacı, eski dünya kalıntılarıyla mücadele ederek onların etkilerini ortadan kaldırmaktır. ama temel görev, yaşamı sosyalist ve devrimci bakış açısıyla tanımaktır."

    gorki, "sosyalist gerçekçilik üzerine" başlığı altında yazdığı makalesinde sovyet halkına şunları söyler: "geçmişin zehirli, katlanılmaz, kötü etkilerinin, gerektiği biçimde ortaya konması ve anlaşılması için, bunlara şimdi kazanılan başarıların doruğundan, gerçekle ilgili büyük ideallerin yüksekliklerinden bakma yeteneğine sahip olmak gereklidir. bu yüksek görüş noktası, edebiyatımıza yeni bir tema kazandıracak, yeni biçimler yaratmasına yardımcı olacak ve bizim için yepyeni bir yönelim –sosyalist gerçekçilik- yaratacak olan, onurlu ve kıvançlı bir duygu uyandıracaktır." gorki devrimci-sosyalist bir yazar olarak kısa süreli düştüğü hatalar dışında bütün yaşamı boyunca bu görüşlerine ve düşüncelerine bağlı kalır.

    sosyalizmin yarattığı gorki'nin desteği, yardımları ve önerileri k. fedin, l. leonov, l. babel, a. makarenko gibi yazarların yolunu açar ve onların kariyerlerini büyütmelerine yardımcı olur. çünkü gorki bildiklerini, gördüklerini kendine saklamaz, başkalarına öğretir, onlandan da öğrenir.

    maksim gorki 1922–23 yılları arasında yazdığı eserlerin devrim sonrası basımına hazırlık için bütün yazdıklarını yeni baştan gözden geçirir ve sosyalist bakış açısıyla düzeltir. bu, çok büyük ve anlamlı bir çalışmadır; gorki'nin tarzını, stilini yenilemesini, edebi açıdan daha da donanmasını ve gelişimini yansıtan bir çalışma olur. beraberinde gorki'nin yeger buliçov ve ötekiler, dostigayev ve ötekiler gibi tiyatro oyunları ile vaysa jeleznova'nın yeni baskısı da dünya dramatürjisine yenilikler getirir. tüm dünyada tiyatro sanatının gelişmesinde gorki'nin oyunları etkili olur. yaşamının son döneminde tekrardan sağlığı bozulur ama hastalığına teslim olmadan yaratıcılığını arttırmaya çalışır. gorki, bütün edebiyat çevrelerinde saygı ve hayranlık uyandıran biridir.

    maksim gorki 1936'da ölür. ama geride sovyet ve dünya edebiyatı'na büyük bir hazine bırakır. tarihi açıdan, gorki'nin eserlerinde devrim öncesi, ekim devrimi ve rusya'da sovyetler iktidarı'nın ilk döneminde halkın yaşayışının çok açık bir dille anlatılıyor olması son derece önemlidir.

    maksim gorki yaşadığı çağın en büyük ustalarındandır. //

    kültür sanat yaşamında tavır
  • ana
    ekmeğimi kazanırken
    çocukluğum
    muhbir
    artamonov ailesi
    soytarı
    bosiyaklar
    serçecik
    arkadaş
    insanlarımız
    benim üniversitelerim
    ekmek işçileri
    danko'nun yüreği
    özgürlük
    dede ile torunu
    hainin anası
    zulüm
    küçük burjuva ideolojisinin eleştirisi
    üçler
    edebiyat yaşamım
    artamonovlar
    yaşanmış hikayeler
    foma
    yararsız bir adam halk düşmanı
    sıkıntı

    isimli eserlerin yazarı....
  • maksim gorki sovyetler birliğinin yücelttiği sosyalist aydın. kahramanlarını tasviri abartılı derecededir. yaşar kemalin mekan tasviri gibidir. iğne batırılsa kan damlayacak kadar gerçekçidir.
  • cocuklugum, ekmegimi kazanirken ve benim universitelerim otobiyografi uclemesiyle,'bir insan kendi hayatini nasil boyle asmis bir sekilde gozlemleyebilir?' saskinligina gark olmami saglamis rus yazar.
  • aleksey maksimoviç gorki
    ezilenlerin sesi

    19. yüzyıl, edebiyatta büyük bir atılımın yaşandığı bir zaman dilimi oldu. özellikle natüralist ve realist sanat akımları, insanı ve onu çevreleyen toplumu nesnel bir zeminde tasvir etmeye girişirken, toplumun değişik katmanlarının temsilcileri bu dönem romanlarının kahramanları oluverdiler. ancak, unutulan ya da yeterince önem verilmeyen bir insan tipi vardı ki o da, yükselen kapitalizm koşullarında toplumsal konumu belirginleşen işçi sınıfının ve onunla birlikte toplumun tüm emekçi katmanlarının temsilcileriydi. onların seslerini duyurmak görevi de, sosyalist gerçekçilik akımının kurucusu sayılan aleksey maksimoviç gorki’ nin olacaktı.
    gorki, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1868’de novgorod’da dünyaya gelir. henüz çocukken anne ve babasını kaybetmesi üzerine büyükbabasının yanına verilir. bu yıllarda onun kişiliğini en çok etkileyen kişi, edebiyata düşkünlüğüyle bilinen büyükannesi olur. 9 yaşından itibaren hayatını kendisi kazanmaya başlayan gorki, 12 yaşında evden ayrılarak avrupa rusya'sının birçok yerini kapsayacak bir geziye çıkar ve ilerde eserlerinde sıkça kullanacağı gözlemlerini edinme fırsatını bulur. gezdiği yerlerde bir yandan da çalışan genç gorki, dalgıçlık, fırın işçiliği, yazıcılık gibi, her birinde toplumun değişik katmanlarının insanlarını inceleme olanağını doğrudan yakaladığı bir dolu işe girip çıkar. ancak onu derinden etkileyen asıl kesim, toplumun sessiz çoğunluğu olan çingeneler, serseriler gibi toplumun sefalet içindeki kesimleri olur. eserlerinde, emekçilerin yaşamlarının sadeliği ve samimiyetinin yanında burjuvalarınkinin de bir o kadar ikiyüzlü, sahte ve çıkarcı olduğunu tasvir eder sanatçı. bu yıllarda sosyalist devrimciliği benimseyen gorki’nin, faaliyetlerinden ötürü tutuklanıp konduğu cezaevinde henüz on altısında bir ayaklanmaya öncülük ettiği söylenir. 1884’de kazan üniversitesi’ne girmek istediyse de başaramayan genç gorki için kendi kendini yetiştirmekten başka çare kalmaz. ilk edebi eseri; ‘makar çudra’ 1892’de yayınlandıktan sonra, deniz hırsızlarını anlattığı ‘çelkaş’ adlı hikayesiyle beklenmedik bir başarı kazanan gorki, ‘skeçler ve hikayeler’ (1899) ismindeki ilk kitabının da yayınlanmasıyla iyice tanınmış bir yazar haline gelir. çeşitli gazete ve dergilere kısa hikayeler, skeçler ve oyunlarını göndererek geçimini sağlayan gorki, yüzyılın sonuna doğru kurulan rusya sosyal demokrat işçi partisi’nin saflarına geçerek, ezilenlerin yanında oluşunu örgütlü zemine de taşımış olur. 1902’de rus edebiyat akademisi’ne seçilen gorki, sonradan hükümet tarafından lağvedilen bu oluşumdan birçok sanatçı arkadaşıyla birlikte istifa eder. edebiyat ve politik çevrelerce iyice tanınan gorki, çehov, tolstoy ve lenin’le arkadaşlık kurar. 1906’da, hem sağlık sorunları hem de çarlığın baskısı nedeniyle capri adası’na yerleşir. ertesi sene amerika’ya giden gorki, burada ünlü yapıtı ana’yı bitirirken, bolşevikler için yardım toplamayı da ihmal etmez. ‘ana’ romanında gorki, kocası alkolik olan ve tek teselliyi dini inançta bulan eğitimsiz bir kadının, oğlu devrimci olup hapse girince, eve gelip giden arkadaşlarından etkilenip, mücadeleye atılmasını anlatır. 1913’te rusya’ya dönen gorki, otobiyografi serisinin ilk örneği ‘çocukluğum’u yazar. 1917 ihtilali’ni destekleyen sanatçı, devrimin bir takım önlemlerinden rahatsız olup bir süre yurt dışında yaşadıysa da, daha önce olduğu gibi, yakın dostu lenin tarafından ikna edilip, rusya’ya döner. ‘benim üniversitelerim’, ‘yaz misafirleri’, ‘güneşin çocukları’, ‘aytmatovlar’ gibi yapıtlarını verdiği bu dönemde yazarlar birliği’nin başına geçip, sosyalist gerçekçilik akımının ilkelerini formüle eder. kronik rahatsızlıkları iyice ağırlaşan sanatçı, 1936’da ölür. gorki, ayakta kalabilmiş tek doğru dürüst sanat anlayışının toplumcu gerçekçilik olduğu bugünleri görebilmişçesine, “emekçilerin sanatı olur mu?” diye haykıranlara inat, ömrü boyunca bu sanat anlayışının insanlığın en yüce ideallerini kucaklamaya aday tek sanat anlayışı olduğunu savunmuştur.
  • "yaşlanmak, iş yerinizde sizi sevmeyen bir arkadaşınızın olması gibi" diyen, proleter yazar.
  • bir takım rusça derslerinde, vurgusuz o'ların a okunmasının anlatılması esnasında, "hocam biz bunları yanlış okusak ne olur? aklımızda kalmıyor" şeklindeki sorulara "gorki kuzeyliydi ve çok az okula gitmişti; hayatı boyunca haraşo yerine horoşo dedi. herkes de onu anladı." şeklinde cevap alındığı görülmüştür.

    gorki demezse ben hiç demem ulan!
hesabın var mı? giriş yap