• fantastik bir hikayesi olan, bir küçük gemidir bu... lise 2'nin ingilizce kitaplarında wardı ayrıca bu hikaye [tarih hatırlayamayacağım kadar eski] titanik misali bi olaydır, ama mary celeste'nin hikayesi tam olaraq şudur;

    yolcuları meri seleste adındaki taze ve şirin gemiye doldurur ve yolcu ederler, bunnardan uzun bi süre haber alınamaz. sonra bi başka gemi, çılgın dalgalarla boğuşurken bu gemiye rastlar. gidip kontrol ederler, fakat hiç kimse yoqtur gemide. yiyecekler yarım bırakılmış, saatler yaz uygulamasına geçirilmemiş, dümen kapatılmamıştır. öyle bir anda terkedilmiştir sanki...

    bir salgın hastalıktan dolayı böyle bi olay olduğu tezi birinci sıradadır, bi de bermuda seytan ucgeninde kaybolduğu ve daha sonra ortaya çıktığında içinde kimsenin olmadığı warsayımı wardır, halen "sır" olaraq duran bir fantastik hikayedir.
  • rivayete göre kaptanın piposu hala yanar bi şekilde bulunmuş ayrıca sıcak yarı yenmiş yiyeceklerde varmış kamaralarda.
  • "4 aralık 1872' de kaptan david dead morehouse komutasındaki dei gratai adlı ingiliz gemisi new york ile cebelitarık boğazı arasında seyrederken, tuhaf ve başıboş bir şekilde hareket eden bir gemi gördüler. gemiye yanaştılar, seslendiler kimse cevap vermedi, kaptan adamlarına sandalları indirip, ne olduğuna bakmalarını emretti, adamlar gemiye çıktılar, görünüşe göre gemide kimse yoktu..kamaradaki altı pencere tahtalarla kapatılmıştı, elbiseler kuruydu ve jiletler paslanmamamşıtı, belli ki gemi su almamıştı, bir dikiş makinası yağı kutusu dikey olarak duruyordu, bu da gösteriyor ki, gemi dalgalarla sarsılmamıştı yeterli yiyecek ve su vardı, bir kamaradaki masada, 'sevgili eşim fanny...." diye başlayan bir mektup kağıdı duruyordu... saat bozulmuş, pusula kırılmıştı, cankurtaran sandalları yoktu, sekstant ve kronometre kayıptı, yerde bir kadın elbisesi ve bir çocuk oyuncağı vardı, sanki herkes çok aceleyle gemiyi terketmiş gibiydi, ayrıca esrarengiz kan lekeleri vardı, en tuhafı da kaptan'ın yatağınan altına kanlı bir kılıç gizlenmişti, seyir defteri hariç tüm belgeler, konşimento kayıptı, enson 24 kasım'da tutulan gemi seyir defterinde, enlem, boylamlarla, kaptan'ın benjamin briggs olduğu ve gemide eşi ve bebekleri ile ayrıca yedi kişilik bir mürettebatın olduğu yazıyıydı, peki geminin terk edilişinden bulunuşuna kadar geçen on gün içerisinde ne olmuştu? soruşturma başlatıldı, haftalarca sürdü ama bugüne kadar tatmin edici hiçbir açıklama yapılmadı. ne yolcular, ne de mürettebatan kimse bulunamadı. mary celeste' in yolcularına ve mürettabata ne olduğu esrarını bugün bile hala koruyor. ...

    dei gratia gemisinin mürettebatı, (salvaj) kurtarma parası almak için mary celeste'deki herkesi öldürdüler. (eğer öyleyse bu umduklarından çok daha az kar getirecek bir riskti)
    gemi su almaya başladı ama önemini anlayamadılar ve panik içinde gemiyi terkettiler (öyle olsa yetkin ve yetenekli biri olan kaptan, kalp krizinden ölmesi gerekirdi)
    korsanlar gemiyi bastı ve herkesi öldürdüler ( o sıralarda o bölgede korsan gemisi olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktu)
    gemideki herkes salgın hastalıktan ölde (cesetlere ne oldu?)
    gemiye dev bir kalamar saldırdı
    bir şekilde kaptan'ın eşi öldü ve kaptan üzüntüsünden kendini denize attı, mürettebat sarhoş oldu, kanlı bıçaklı kavgalardan sonra gemiyi gruplar halinde terk ettiler, ölenleri denize attılar, diğerleri karaya çıkmak için cankurtaran sandallarına bindiler
    geminin kargosunda bulunan alkol infilak etti ( ne yangın, ne de patlama izi vardı)
    bir denizaltı kaptan'ı ve mürettebatı gemiden alıp, okyanusun dibine, oradan da bir ufo ile uzaya götürdü
    kaptan, arkadaşıyla yüzme yarışı yaparken, mürettebat onları kollamak için bir platform yapmıştı, köpek balıkları saldırıp, yüzücüleri yedi ve platform mürettebatla birlikte suya düştü.
    mürettebattan birisi psikopattı ve herkesi öldürdükten sonra intihar etti. (bu durumda cesetler ne oldu?)
    ruh çağıran kişilere göreyse, kaptan kayıp kıta atlantis'i gördü ve hepsi adaya çıktılar, hayran hayran ovalara ve mermer evlere bakarlarken, ada tekrar suya battı, hepsi boğuldu." (kaynak: http://antartika.blogcu.com/996741/ ki o da başka bir yerden çevirmiş)

    ayrıca mary celeste, bugünlerde avustralya açıklarında bulunan bir gemiyle benzer kaderi paylaşıyor gibi. bu yeni bulunan gemide de motor çalışır halde, masada yemek var ve diz üstü bilgisayarı açık, ama ortada mürettebat yok.
    http://www.milliyet.com.tr/…/04/20/son/sonyas15.asp
  • (bkz: kaz ii)
  • gemide olmuş olabileceklere bir başka bakış açısını da şöyledir: mary celeste'nin ambarındaki alkol içilebilecek türden değil, kimyasal işlerde kullanılacak türdenmiş. geminin bulunmasından kısa bir süre önce geminin bir fırtınaya yakalanmış olabileceği ve fırtına esnasında alkol fıçılarından birkaçının hasar görmüş ve içlerindeki maddeleri sızdırmış olabileceklerinden bahsediliyor. fırtınanın ardından ambarı açtıran kaptanın kendisi ve mürettebatın yüzüne vuran alkol buharını görünce yangın riskine karşı aniden gemiyi boşalttırmış olabilmesi söz konusu.

    gerçekten de geminin bulunmasından sonra yapılan incelemelerde ambardaki alkol fıçılarından birkaçının hasar görmüş olduğu farkedilmiş ve bulunduğunda geminin filikasının da üzerinde olmayışı bu teorinin gerçeklik payını arttırıyor. ancak seyir defterine girilmiş son notların geminin bulunmasından on gün önceye denk gelmesi ve aynı zamanda gemiye ilk çıkanların sıcak yiyeceklere falan rastlamaları da kafalardaki soru işaretlerini koruyor.
  • casey jones reaction'ın 1995'te kaydedip de anca 2007'de gün yüzüne çıkardığı şarkılardan biri.

    sözlerini de yazayım tam olsun.

    on the marie celeste
    i was the only one left
    bruised, buggered and death
    left bleeding to death
    on the marie celeste

    all the others had gone
    i was the only one on
    drying dead on the floor
    no head for my health
    on the marie celeste

    all my company’s gone
    my friends have been torn
    out of my clinging hands
    i’m friends with the damned
    on the marie celeste

    there’s no-one else here
    my oath disappeared (?)
    they were lost in the night
    everything didn’t right
    on the marie celeste

    what do you do if the things that you see
    are suddenly taken away?
    nothing is here but an empty hand
    you want a slap in your face
    on the marie celeste

    marie celeste
    on the marie celeste
    there was nothing else left
    we were put to the test
    on the marie celeste

    everything was destroyed
    nature used us like toys
    cast us back in it’s face
    an awful disgrace
    on the marie celeste

    what do you do when the world you know
    is suddenly taken away?
    you scream at yourself but there’s nothing to do
    maybe it should be this way
    maybe you know what you’d take

    on the marie celeste
  • gazpacho'nun march of ghosts albümünden çok güzel bir şarkıdır. özellikle son dakikaları daha bir güzeldir. sözleri:

    this today is such and endless doorway to other days
    on a broken chain, time is longer to the waiting
    in the end it means nothing to you at all
    yet back home my only true love was waiting
    my true love

    when they found us on the water
    they didn't see our faces
    i hear the voices in the warmth
    but we can't get outside
    so we try a little harder
    of mirage on the sea
    our desire was too much
    so we are still here

    if the bird likes its cage so very much
    and the blue bird wears the sky on his back
    then why is the cage so tightly shut?
    you're kingdom means so little to us
    as we climb into our beds again
    now these moments melt into our heads

    you can say anything
    you see
    it sparkles when you speak to me

    when they found us on the water
    they didn't see our faces
    i hear the voices in the warmth
    but we can't get outside
    so we try a little harder
    of mirage on the sea
    our desire was too much
    so we are still here
  • gemi hakkinda tum efsaneler (dumani tuten pipo, henuz demlenmis cay, hazir sofra vs.) arthur conan doyle trollemesinden baska bir sey degildir. sherlock holmes'un yazari olan arthur conan doyle gemi hakkinda boyle bir hikaye uydurarak ilgi cekmeyi amaclamis ve bunu da bir diger troll j. habakuk jepson ile yapmistir. yani gemi ile ortaya atilan ''aniden yok olmuslar'', ''bermuda seytan ucgenine girip kaybolmuslar'' (bermuda da isini biliyor ha. murettebati cekip gemiyi birakiyor) ''uzaylilar ufoyla cekmis'', ''en son orgy yaparken yok olmuslar ve bos gemiden halen seks cigliklari yukseliyormus'' gibi efsanelerin hepsi uydurmadir, hicbir dayanagi yoktur.

    gercek olan tek sey geminin baska bir gemi tarafindan, seyir halindeyken bos bir sekilde bulunmasidir. bununla ilgili en gecerli ve mantikli teori ise sudur ki:

    geminin kargo bolumundeki kimyasal madde dolu varillerden birkaci firtina esnasinda kirilir ve gemiyi agir bir koku kaplar. firtina dindikten sonra gemi tamamen temizlenene kadar filika ile geminin hemen yani basina inen gemi murettebati, geminin yelkenlerini kapatmayi unutur. bir zaman sonra gemi hizli bir sekilde yol almaya baslar. o esnada filika gemiye baglidir ve gemi gittikce filikayi da cekmektedir. ancak gemi hizlandikca haddiden fazla dolu olan filikanin ipi dayanamayip kopar. gemi murettebatinin tamami denizin ortasinda kucuk bir filikada kalir. gemi de sonsuzluga dogru tek basina yola cikmistir. murettebattan bir daha haber alinamaz; gemi de hayalet gemi olarak unlenir.
  • sir conan doyle'un adaşı arthur c. clarke'ın a space odyssey'in 2010 bölümünde discovery adlı mekiği benzettiği gemi. kitapta "bir gazeteci discovery'ye uzayın marie celeste'i demişti" şeklinde geçiyor.
hesabın var mı? giriş yap