• filmin geçtiği mekan harika, esas hatunun piyano çalar parmak hareketleri ve esas çocuğun şapka koleksiyonu gibi ufak ayrıntıları pek de güzel ama sonu nanay. bir 50-60 dakika daha eklenip fikir terbiyelense mükemmel bir film olabilirmiş.
  • çocuk filmi olmadığını düşündüğüm film. ya da ben hala biraz çocuk olduğum için beğendim. filmin sonu biraz daha iyi olabilirdi ama buna rağmen yüzümde gülümsemeyle ve yer yer üzüntülü bir şekilde filmi izledim.

    bilmiyorum ne söylenir. ne diyebilirim filmi anlatacak? aklıma kelime gelmiyor. çünkü filmin ağızda bıraktığı tadı kelimelere dökemiyorum. sadece izlerken gerçek dünyadan kopup "mutlu" bir yerlere gittiğinizi söyleyebilirim. ama bu bıraktığı duygulardan sadece biri. "allahım bu ne güzel film!" mi? değil evet. ama bana nedense çocukluğumda özellikle 31 aralık/1 ocak tarihlerinde akşam üstü 3-4 civarlarında tv'ye konan noel filmlerini izlediğim zamanları hatırlattı. belki de çocukluğumun en çok özlediğim anlarından birkaçıdır onlar. ve belki de o anları geri hatırladığım için sevdim bu filmi.

    ve son olarak içinizde bir yerlerde azıcık bir çocuk kaldıysa izlemelisiniz.

    ve bu sefer gerçekten son olarak: boru mu lan? dustin hoffman, natalie portman falan.
  • ne alakadır bilmiyorum ama aşağıda spoiler olarak vereceğim sözleri aklımda kalmış filmdir.

    --- spoiler ---

    iyi değerlendirilen 37 saniye, bazen bir ömür olabilir.

    ....................

    natalie portman: bu tahta parçasıyla ne yapacağım ben?
    dustin hoffman: ne yapacağını bulacaksın.
    n.p: ama bir tahta parçasıyla milyonlarca şey yapılabilir.
    d.h: evet, bir tahta parçasıyla milyonlarca şey yapılabilir. mesela ona inanabilirsin.
    --- spoiler ---
  • diyaloglarını aşırı derecede küçük prens'e * benzeten bir ben değilimdir diye düşündüğüm film.
  • (bkz: since 1453)
  • breaking bad'de şöyle bir dialogda bahsedilir:

    --- spoiler ---

    - ... you will mostly be limited to watching dvds.
    + "mr. magorium's wonder emporium"... two copies.
    - i'm not much of a movie guy.

    --- spoiler ---
  • müzikleri bu filme ayrı bir hoşluk katıyor. hatta filmin hoşumuza gitmesinde etkisi büyük bile diyebilirim.
  • küçükken annemle, şehirden oldukça uzakta kırsal bir yerde bulunan yazlığımıza otobüs ile yaptığımız çok hoş yolculuktan sonra akşam üstü, hava hafif kararmışken varmıştık. eve gelir gelmez televizyonu açtığımda bu film vardı: sihirli oyuncakçı. o zamanki çocukluk duygularımla seyrettiğimde çok hoş bir filmdi. natalie portman'in, elleri ile piyano çaldığını düşünmesi sahnesini ve oyuncakçı dükkanının yeniden o sihirli ve etkileyici görünümüne kavuşması unutamadığım sahnelerdendi.
hesabın var mı? giriş yap