• ben bu filmi beğenenlerdenim. açıkçası uzak doğu filmlerinin olmazsa olmazı uzun siyah saçlı kız, onun epilasyon sorunları ve olur olmaz yerlerden mekanik hareketlerle çıkışları sıkmaya başladı. o yüzden güccükkene köyde dinleyip dışarıdaki tuvalete sıçmaya grup olarak gitmek zorunda kaldığımız hikayeleri filmde görmek hoşuma gitti.
    tek eleştirim burak özçivit’in kirli sakalı.

    --- spoiler ---

    özellikle düğün sahnelerinin hepsinde kirli sakalı ile arz ı endam etmekte kendisi. işte orada duracaksın. çünkü köyde kambersiz düğün olur ama berbersiz olmaz. benim bildiğim köyün berberi, "vay efendim adam erkek güzeli sakalı böyle iyi", "vay bu adam cinmiş; alayımızı çarpar alim allah" falan dinlemez. gerekirse usturasına ayet el kürsi kazıtır yine o adamın damat traşını es geçmez. sonra alır yolluğunu bakar dalgasına.

    --- spoiler ---
  • herkesin izlerken altına sıçtığı, sonrasında fularını takıp buraya geldiği filmdir. senaryosu daha iyi olabilirmiş. üniversite zamanı bu filmi izledikten sonra 5 erkeğin birbirine sarılıp uyuduğunu bilirim ben.
  • mahalledeki kadınlar ve komşuluk ilişkileri konusunda radikal tedbirler almaya yönlendiren filmdir.

    ---şpoyler---

    doğuma müdahele eden komşu karılar benim çocuğum insana benzemiyor diye kör makasla kesecek, ben de olaya müdahil olanı yamultmayacağım. o cin karılara da, suat' a da suat' ın yancısına da az yapmıştır evlat acısıyla. ayrıca hacı amcanın da askerliğini istihkamcı olarak yaptığını 5 kişinin 2 saatten aşşağı kazamayacağı çukuru(mezar) tek başına kazmasından anlamış olduk.

    verilen mesaj da gayet güzel:
    anlaşmayı insanlar bozdu.

    ---şpoyler---
  • insanın içini şişirip de bitmek bilmeyen, oyunculuk mesleğine ana avrat küfredilen o rezalet dabbe'ye 9, semum'a 4 ve henüz vizyona girmeyen dabbe 2'ye bile 2 sayfa entry döşenen sözlük, bunlara kıyasla gerçekten başarılı olan ve gelecek vaat eden bu filme ise sadece 3 sayfa entry'yi layık görmüştür ey okuyucu. arz ederim.
  • --- spoiler ---
    o suat'ın dostu olan kişinin, niye hacı amca suat'ı gömerken kamyonetle kaçıp gittiğini anlayamadığım film. hacı da çok tepkisiz kalmıştır bu duruma.
    --- spoiler ---
  • türk sinemasının korku filmi olarak en temiz, eli yüzü düzgün filmi diyebilirim rahatlıkla. özellikle burak özçivit'i kim bu role düşündüyse o çizgi gibi gözlerle zaten cin gibi bakıyor çocuk, film nerdeyse tamamen onun üzerine kurgulanmış olmasına rağmen altında ezilmemiş ve oyuncluğu gayet takdir edilesiydi. kaldı ki sempatikliği de çok şey katmış. "ya ben o korku sahnelerinde hep güldüm" denebilecek bir yer göremedim ben, tekrar da izleyebilirim sıkılmadan.
  • ingiliz bir vatandaş bu filmi internetten korsan izleyip pişman olmuş ve bilet parasını (10 euro) filmin yapımcısına yollamış. ilginç olansa adamın ingiltereden sterlin yerine euro yollaması olmuş bence.

    http://www.haberturk.com/…ro-korsan-ucreti-gonderdi
  • ilk izlediğimde o son sahnenin daha fazla sürmemesi için filmi çat diye kapatmıştım. ikinci izleyişimin üstünden bir seneden fazla geçti, o zaman da filmin sonunda arkadaşımı korkudan, "siktir lan evine üç harfli," diye kovmuşluğum, uzunca bir süre uyuyamamışlığım var. bildiğin korkunç film.
    diyeceğim odur ki bu filmi üçüncü kere de izlesem, beşinci kere de izlesem altıma sıçarım.
  • - isnetus, bazı insanlar bana musallat oldular; kök söktürüyorlar; hayatım karardı; intihar etmeyi bile düşündüm; bana dua eder misin?

    + ederim etmesine de sen olayın marifet boyutlarını görmelisin öncelikle.

    - ne görmeliyim isnetus?

    + insanlar kukla gibidir, hepsinin ipleri allah'ın elindedir. onları oynatan ve dilediği gibi sevk eden ancak allah'tır. sen işi yukardan bağla!

    - anlamadım isnetus. insanlarda cüzi irade yok mu? davranışları kendi tercihleri değil mi? sen insanların hepsini allah'ın kuklaları yaptın.

    + onların cüzi iradeleri kendileri ile allah arasındadır; tıpkı senin ile allah arasında olduğu gibi. ancak kulların sana bakan yüzleri itibariyle bağımsız davranma şansları yoktur. hepsinin ipleri allah'ın elindedir. onları dilediği gibi ve hikmeti gereğince çekip çeviren ancak hakktır.

    sana belayı veren, kulları üzerine salan yine hakktır. sen ellerini aç, allah'a dua et; " ey allah'ım biliyorum beni terbiye etmek, bilincimdeki çarpıklığı yani hastalığımı ortaya çıkarmak ve kalbimi arındırmak için bu olayları tertip ettin, insanları üzerime saldın. kusurumu kabul ediyorum. senden gafildim. insanların kendi kendine hareket ettiklerini sanıyor ve kendimce tedbirler almaya, hileler kurmaya çalışıyordum. hepsinden vazgeçtim. işte senin huzurunda kusurumu kabul ediyorum. beni affet allah'ım. gazabından rahmetine ve şefkatine sığınıyorum. senden yine sana sığınıyorum. üzerime gönderdiğin bu belayı lütfu kereminden kaldır allah'ım!. amin"

    işte böyle dua et. meseleyi kaynağından hallet. allah senden razı olduktan sonra kulların hükmü ve gücü yoktur. bu anlattıklarım büyük bir marifettir. iyi anla.

    - tamam isnetus, sağ ol.

    (ertesi gün)

    - isnetus, o bahsettiğim insanlar var ya, onların kalbinden bana düşmanlık silinsin diye falanca ayetleri şu kadar, filanca esmaları da şu kadar çektim.

    + büyü yaptın yani.

    - hayır isnetus büyü değil, dua ve zikir bu.

    + allah'ın ayetlerini ve esmasını egon doğrultusunda kullanmak büyüden farksız bir davranıştır. bu şekilde belki bir sonuç alırsın veya alamazsın; ancak her halükarda allah'ın gazabına uğrayacağın kesindir.

    bunlar emmare davranışlarıdır. senin kulakların sağır olmuş; duymuyor hakikatleri. elini açıp "allah'ım ben ettim, sen etme! " demek çok mu zor?

    işte hikmet buydu!

    rab(terbiye edici olan zat) sana bu belayı gönderdi; çünkü senin kendisini tanımanı istiyor.

    aklını başına devşir. belayı vereni bil...
  • şimdiye dek yapılmış -bence- en kararında türk korkusu. kurgu ve senaryo başarılı, oyunculuklar ortalamanın üstü, efekt ve makyaj sırıtmıyor... final rahatsız edici.

    filmin en önemli artısı, kurgu ve senaryo 'nun bundan önceki türk korku örneklerine oranla başarısı! öte yandan film ordan buraya falan zıplamıyor, sadece alıştığımız basma kalıp, düz-kurguyu ters yüz ediyor. bunu yapmasının sebebi de, daha güçlü bir final yaratmak -ki bunda da başarılı oluyor.-

    filmi, eheheh türk işi lan bu, şeklindeki opsiyonel türk sinema seyircisi bakışı ile izlerseniz, eheheh bu ne lan dersiniz, adamlar ne yapmışlar acep, dur şu olay örgüsünü bir düşüneyim derseniz, zevk alarak orta karar bir film izlersiniz.

    yine de usta bir yönetmenin elinde, çok sağlam bir eser olabilirmiş. ancak en azından senaryo yönünde az da olsa uğraşılmış olması biz izleyici kitlesi adına sevindirici. daha iyi örnekler de görebileceğiz belki?
hesabın var mı? giriş yap