• delerium'un o müthiş standardının altında bir albüm.
    ilk albümlerinden biri gibi. belki başka bir grup yapsa güzel albüm diyebilirim ama delerium olunca, ne kadar uzun süre ayrı kalmış olsak da, diyemiyorum işte. massive attack'in son albümü gibi bu yönden.
    monarch ve chrysalis heart'ı beğendim. diğer şarkılar kötü değil ancak özellikle bazıları önceki şarkıları hatırlatıyor bir hayli. bir de leigh nash'de ne ses var be abi! teknik olarak müzikten anlasam ne yorumlar yapacağım da neyse.
    bence önceki albümden daha iyi bir albüm çıkaramıyorsan hiç çıkarma daha iyi ama bir süre sonra paraları bitiyor herhalde.
  • nasıl bir mantıkla ilk albümlerinden birine benzetildiğini anlayamadım, eğer "ilk albümlerden biri"nden kastedilen 10. albüm olan karma değil ise. zira music box opera da, üzülerek belirtiyorum ki, birkaç şarkı dışında (aynı adlı parçayı, raindown'ı ve awakening'i beğendim) o albümden beri süregelen delerium'un poplaşması sürecindeki son halkadan başka bir şey değil. bu kendiliğinden kötü bir şey mi, hayır değil, ama başlığı okuyup heves eden kimse bu albümde öyle "faces forms and illusions", "morpheus", ya da "semantic spaces" gibi şahane albümlerdeki o havayı beklemesin, alakasız çünkü.

    chimera'yı ve nuages du monde'u sevdiyseniz bunu da seversiniz, onun dışında bana pek de bahsedilesi bir albüm gibi gelmedi maalesef. fulber'ın bu işi doğru düzgün yaptığı oluşumu için, bir süredir olduğu gibi (bkz: conjure one).
  • bu albümü değerlendirirken öncelikle son 10 yılda ne yapılmış ona da bir bakmak lazım. conjure one ve front line assembly'i şimdilik değerlendirmelerin dışında tutalım ve delerium olarak ne yapıldığına bakalım. nuages du monde ve chimera'da bir karmaşıklık, homojenlik eksikliği göze çarpıyor. 10 yıldır sanki böyle hayran kitlesinin bütününe hakim olma kaygısı ya da "herkes için bir şeyler yapalım kaygısı" var. bu albüm de dahil olmak üzere son 3 albümde 1997-2000 dönemine benzer 3-4 parça, radio friendly ya da cheesy dediğimiz 5-6 parça ve 1-2 tane de bu ikisinin arası bir şey bulunuyor.
    music box opera albümünden örnek vermek gerekirse hakikaten de en peynir kokulu parça "consciousness of love". sevdim mi? hayır, direkt atlıyorum. peki still kill? bayıldım! leigh nash, tarihsel bir öneme sahipken (bkz: innocente) (bkz: fauxliage) albümün genel havasıyla paralel gitmeyen, yukarıda da belirttiğimiz gibi 97-00 dönemine benzer bir eser ortaya koyulmuş. albüm beni memnun etti? evet, oldukça.. "delerium bir şeyler üretsin yeterli" mantığıyla bakıyorum ama tabii bu albümün benimsenmemesini de anlarım.
hesabın var mı? giriş yap