• tevazu kelimesinin yanlış kullanımı
  • kendinde mevcut bulunan üstün vasıflara rağmen (zenginlik/ güzellik/ zeka/ akıl/ şans/ eğitim/ karakter/ kariyer vb) böbürlenmemektir.
    insan olmanın en güzel erdemlerinden biridir.
  • toplum nezdinde genel kabul görmüş üstün nitelikli biri olmana rağmen bunun bahsinin açılmasından bile utanır hale gelmek.
    fakat kibirli biri olmak ile arasında gözle görülmesi güç ince bir çizgi vardır;
    yani eğer bu nitelikleri önce göze sokup sonra yağlama bölümünde "aman efenim estafurulla" çekiyorsa işte bu mütevazılık değil kibir oluyor.
    işte bu yüzden eskiler (bkz: fazla mütevazi olma kibirden bilirler) demişler.
    çok iyi söylemişler. çokta güzel söylemişler.
  • imâm ebû hâtim(rahimehullah) dedi ki:

    "saçılmış bir meniden yaratılan, sonunda pis bir leşe dönüşecek olan, bu ikisi arasında da pislik taşıyan, nasıl olur da mütevazı olmaz."

    (ravdatu'l-'ukalâ ve nuzhetu'l-fudalâ, 61.)
  • mütevazılık ve türkiye eksenindeki en iyi değerlendirmelerden birini nuri bilge ceylan yapmıştır. kendisini bu kadar önemli bir yönetmen yapan şey de anadolu'ya dair bu tip anekdotları gayet iyi bilen ve bunları anlatabilen bir isim olması.

    "mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olamamıştır bizde. bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz."

    bu sadece sosyal değil aynı zamanda siyasal bir tespittir. doğruluğunu gündelik hayatta da, politik ortamlarda da sıklıkla görebilirsiniz. dolayısıyla dünyayı değiştirmek, iyilik ekmek vs. gibi kavramlar güzeldir ve romantiktir. romantik geldiği için güzeldir. ancak realiteye dönüldüğünde toplumsal karşılığı düşündüğünüzden çok daha sert olabilir ve bu da toplum nezdinde sizi bir orospu statüsüne bile bir anda düşürebilir.
  • güzelsen, güzelliğini öne çıkarma. zenginsen, zengin olan herkesin ulaşabileceği malı sergileme. yetenekliysen, yetenekli olduğun konuyu insanların gözüne sokma. kariyerliysen, kariyerini daha ilk cümlelerinde kusma ortaya.

    güzellik, yakışıklılık çekiciyken; ben güzelim, ben yakışıklıyım demek irite edicidir. zenginlik, statünü yükseltirken; ben zenginim demek seni görgüsüz yapar. kariyerli olmak saygınlık getirirken; ben şuradan mezunum, şurada çalıştım, şuyum diye insanların gözüne sokmak, gözden düşürür.

    neye sahipse onu gizle biraz!

    nasılsa güzel olduğunu, zengin olduğunu, yetenekli olduğunu herkes bilir. gizlediğinde mütevazılığının yanında bir de doymuş gözükürsün. daha güzel olur, daha hoş olur. cakanın büyüğü olanı yok göstererek yapılır.

    alçak gönüllülüğün bu derin cazibesi dünyanın birçok yerinde keşfedilmiş ve çok etkili kullanılıyor olmasına karşın ülkemizde bu elması henüz keşfedemedik.
  • en sevdiğim karakter özelliklerinden biri. bazı insanlarla tanışıyorsun, konuşuyorsun, yavaş yavaş keşfetmek zorunda kalıyorsun özelliklerini. anlatmıyor, övünmüyor, sen laf arasında 'ağzından laf almaya' çalışırken hayran kalıyorsun. uzun bir süre vakit geçirsen bile keşfetmeye devam edebiliyorsun çünkü bitmiyor, sıkılmıyorsun. hayranlık yaratıyor.

    bi de tüm kartlarını açan tipler var. tekte çözersin, denemesi kalır geriye. o da bir şeydir ama biraz yavan.
  • en mütevazi benim cümlesinde geçtiğinde çok komik olan kelime.
  • kendini küçük göstermek değil, küçük olduğunu idrak etmektir.
  • kişinin bilgisi, parası ve insanların gözündeki değeri arttıkça, aynı oranda artması vazgeçilmez olandır. aksi halde ortaya boktan bir karakter çıkar. tabii ki bu dozu iyi ayarlamak gerekiyor, yüksek derecede tevazuyu küstah ve kötü niyetli insanlara karşı sergilediğinizde kaybeden ya da üzülen siz olabilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap