• nasrettin hoca fıkralarıyla tanınmış bir halk filozofudur.
    ilk bilgilerini köy imamı olan babasından öğrenmiş, daha sonra akşehir'e giderek tanınmış bilginlerden dersler almıştır.
  • kanal 7'de yayınlanan kalp gözü ve türevi yapımlar misali didaktik ögelerle bezenmiş bir yaşam. özellikle kazanın doğurması ve timur'un fili günümüzü betimlemekte yeterlidir.
  • aslen sivrihisar da doğmuş ve ölmüş kişi. avukat orhan keskinin girişimleri ve çabası sonucunda kızı ve kendisinin mezar taşı eskişehirin sivrihisar ilçesinde bulunmuştur.
    akşehirliler uyanıklık edip türbesini yapmışlardır. ama tarihsel olarak kızı ve kendisinin naaşı memleketleri sivrihisardadır.

    nasrettin hoca mezar taşı
  • nasreddin hoca, türk edebiyatının ve geleneğinin en önemli mizah ustalarından ve bilgelerinden biridir. 1208 yılında sivrihisar’ın hortu köyünde doğan nasreddin hoca, iyi bir eğitim almış, imamlık, müftülük, öğretmenlik ve kadılık yapmıştır. 1284 yılında akşehir’de vefat etmiş ve farklı üsluptaki mizahı ile yüzyıllardır halkın sevgilisi olmuştur. genellikle eşeğin üzerine ters binmiş şekilde karikatürize edilir. aynı şekilde inşa edilmiş bir heykeli ve nasreddin hoca adına yapılmış nasreddin hoca türbesi, akşehir’de ziyaretçi akınına uğramaktadır.

    insanlar tarafından çok sevilen nasreddin hoca, islam inancına bağlı biridir. hazırcevap olma yönü ile herkesi hem şaşırtmayı hem de güldürmeyi başarmıştır. toplumsal hayatta karşılaşılan sosyal problemlere mizahi bir üslup ile yaklaşan nasreddin hoca, fıkralarında, anadolu insanlarının yapısını, düşüncesini ve olaylara bakışını anlatmıştır. fıkralarının özünde insanları iyiye ve doğruya yöneltme, kusurları ve hataları espriler ile birleştirerek gözler önüne serme anlayışı hakimdir.

    bireyleri ve toplumları her yönü ile çok iyi tanıyan nasreddin hoca, aile, komşuluk, dostluk ve iş ilişkilerinde gördüğü aksaklıkları kendine has tarzı ile dile getirip insanlara ders verecek şekilde latifelerle birleştirmiştir.

    nasreddin hoca fıkraları türk sözlü edebiyatının kısa, açık ve sade olma özelliklerini taşır. dolaylı anlatımlara başvurmadan, açıksözlü ve net ifadeler kullanılır. fıkralarda anlatılan olayların sonunda ise her zaman bir ders verilir. en büyük amacı insanları düşündürmeye sevk etmek olan fıkraları sayesinde, hem türk toplumunda hem de diğer ülkelerde tanınmakta ve günümüz dünyasında bile adından bahsettirmektedir. nasrettin hoca fıkraları batı dillerine de çevrilmiştir. ayrıca azerbaycan'da adına dergi çıkarılmıştır.
  • hoca 1208 yılında eskişehir ili sivrihisar ilçesinin hortu köyünde doğmuştur. köy imamı olan babasının adı abdullah, anasının adı sıdıkadır. asıl adı ahi evren'dir.

    öğrenimine hortu'da başladı, daha sonra fıkıh okumak için konyaya geldi. burada ünlü islam bilgini seyyid mahmut hayraninin öğrencisi oldu. sonra akşehirde öğretmenlik yaptı. evlendi, çoluk çocuğa karıştı. 1243'te kösedağ savaşında selçuklular moğollara yenilince moğolların hakimiyetine girip halk sıkıntılı zamanlar geçirdi. timurla ilgili anlatılan fıkralar aslında timurun atalarıyla ilgili olduğunu tahmin edilmektedir. 1284 yılında akşehir'de öldü. (başka bir kaynakta 1261 yılında moğollara karşı savaşırken öldü, akabinde esprili hikayeleri talebeleri tarafından yayıldı) tabii ki bu bilgiler kanıtlanmış değildir.

    bunun yanında birçok ülkede farklı isimlerle benimsenmiştir. uygular nesirdin efendi, acemler nesreddin, yunanlar anastratdin, gagavuzlar nastradin, tatarlar nesreddin oca, türkmenler ependi, tacikler efendi, azeriler molla nesreddin şeklinde kullanarak bahsetmektedir.

    ülkemizde hoca ile ilgili pertev naili boratav, eflatun cem güney, samim kocagöz ve aziz nesin gibi yazarlar çalışmalar yapmıştır. biz okullarda hep hocanın insanların bencil bakış açısını daha bencil şekilde yüzlerine vurduğunu gösteren güzel hikayeleriyle tanıdık fakat arşivlerde burada bile yazılamayacak müstehcenlikte hikayeleri de olduğunu öğrendik. aslında bizim kültürümüzde fazlaca olan bu durum, din adamlarının, dindar denilen insanların kahvehanelerde rahatça küfürlü konuşmalarıyla bağdaşlaştırılabilir.

    sonuç olarak nasrettin hoca fıkra/hikayelerinde fazlaca içeriğe müdahale olmakla beraber aslolan oldukça kısa olmalarıdır. bir de hikayeleri okudukça birçoğu günümüz şartlarında anlamsız gelebilir fakat 1200lü yıllarda oldukça anlamlı olabilir diye düşünmekteyim. o zamanın değer yargıları kim bilir nasıldı? okurken bu da hikayemi dediğim çok var, hatta fazlası öyle ama birçoğu da günümüzde bile geçerliliğini koruyan insanları küçük düşüren, bencillik, sömürücülük, misafir ağırlama ve misafirliğe gitme kurallarını öğreten hikayeler. nasrettin hoca hikayelerini/fıkralarını okurken amaç gülmek değil, düşünmek olmalıdır diye yorumlayarak noktamı koyuyorum.
  • türk mizah sanatının en eski örneklerinden sayılan nasreddin hoca öykülerinin yüzyıllar öncesinden kalan ilk versiyonlarında, ana tema cinselliktir. nasreddin hoca üzerine çalışan araştırmacılar, ilk dönem öykülerindeki cinselliği halk düşünce ve felsefesinin gerçekçi ve sınırlama konmamış bir ürünü olarak niteliyorlar.

    bu şekilde öykülerin kaydedildiği ve 16. yüzyıldan kaldığı sanılan elyazmalarından biri, hollanda'nın groningen üniversitesi kitaplığı'nda (cod. gron. a g 8) saklanıyor. yazmada bulunan 75 öyküden bir kısmı, cinsellikle ilgili.metin ilk kez, k.r.f. burill tarafından bilimsel bir dergide, orijinal dili ve bugünün türkçesi'ne uyarlamasıyla birlikte yayınlanmıştı (archivum ottomanicum, tomus ıı, anno 1970).

    bu bilgi murat bardakçı'nın osmanlı'da seks adlı kitabında geçiyor. fıkralar ise namık kemal'e, neyzen tevfik'e rahmet okutacak cinsten. bir kaç örneği:

    nasreddin hoca, bir gün sivrihisar'da vaaz ederken demiş: "müslümanlar, bu sivrihisar'la karahisar'ın havası birmiş. dinleyenler, "neden?" demişler. hoca, cevap vermiş: "orada da sikimle taşağım beraberdi, gördüm ki burada da beraber.

    nasreddin hoca bir gün minareyi göstererek "şuna ne derler?" diye sormuş. halk, "şehrin siki" demiş. hoca demiş: "ona uygun götünüz var mı?

    nasreddin hoca'nın avratı bir gün boş evde amına bakmış demiş ki: "benim devletim ve saadetim am! senin yüzünden bunca saadetlere uğradım, kim bilir daha ne saadetlere uğrayacağım". derken, hoca tesadüfen işitmiş. görmüş ki, hal böyle. hemen dışarı çıkmış, sikini açmış, "beni türlü belalara uğratan hep sensin! daha kimbilir ne belalara uğratacaksın" diye ağlarken avratı içerden işitmiş, dışarı gelmiş. görmüş ki hoca sikini taşağını açıp durmaz, ağlar. "koca, n'oldun?" demiş. hoca da demiş ki: "behey amını siktiğim! ben senin amının düğününe gelmedim. sen benim sikimin yasına niçin gelirsin?" demiş..."

    nasreddin hoca'ya bir gün iki avrat gelmiş. birisi demiş: "efendi, biz ikimiz bir çanağa bir karanlık yerde işedik. birimizden sidik, birimizden şirligun (susam yağı) geldi. hangimizin sidik, hangimizin susam yağı, bilmiyoruz" demiş. hoca da demiş ki: "o kolay... gelin, ikinizin de götüne basayım, hanginizden ki küspe çıkar, yağ onundur...
  • pertev naili boratav'ın uzun seneler süren araştırmalarının sonucunda, akademik araştırmalarını ve yazmalardan çeviridiği nasrettin hoca fıkralarını topladığı kitap.

    1996'da yayınlanıp, devletimiz tarafından yasaklanan daha sonra 2000'li yıllarda tekrar yayınlanması sağlanan bir kitap.

    araştırmaları okurken tam olarak neyle karşılaşacağınızı anlamıyorsunuz, lakin fıkraların ilk bölümü - ki nasrettin hoca'dan bahseden ilk yazmalar olduğunu okuyunca daha da - büyük bir şok dalgası yaratıyor.

    baştaki fıkralar: "sik, taşak, eşek sikme" arasında geçiyor.

    son yazma olarak 1926'da bahai adıyla yazılan kitaptan derlenen fıkralar aslında bugün bildiğimiz nasrettin hoca fıkralarının temelini oluşturuyor. temelini oluşturuyor çünkü bugüne fıkraları kim çevirdiyse çok şiirsel çevirmiş bu arkadaşın kitabından. bugün deyim olarak kullanılan "ye kürküm ye", "parayı veren düdüğü çalar" gibi fıkraların asıllarında bu söz öbekleri yer almamakta.

    nasrettin hoca, bizdeki "temel", amerikada'ki "aptal sarışın" gibi bir fenomen olunca tüm fıkralar onun üzerine yapışmış. tarih boyunca yazılan fıkralar gelip bir şekilde nasrettin hoca isminde kendine yer bulmuş. zaman-mekan atlamaları da bunu destekliyor.
    kitapta birden fazla şekle bürünmüş nasrettin hoca sizi bekliyor.
    kirapta birden fazla
    hayırlı okumalar.
  • hiç yaşamamış hayali bir kahraman olması gayet mümkündür. nesiller boyunca farklı insanlar tarafından uydurulan komik hikayeler nasrettin hoca isimli hayali bir karaktere atfedilmiş olabilir.
  • yoluna düşmüş bir esrarkeş olması muhtemeldir.

    anlatılan hikayelerinden vardım bu kanıya. kafası çok değişik biri.
hesabın var mı? giriş yap