• --- spoiler ---

    '' üzülmeye dahi utanıyorsun. çünkü biliyorsun ki bu katliam, hesabını sormadığın önceki cinayetlerden beslendi. gidenlere özür değil ömür borçlusun. ''

    --- spoiler ---
  • "bazıları, başkalarının acısına uzaktan bakıp kederlenmekle iyi insan olunabileceğini sanıyor. hatta sadece kendi iyiliğinin altını çizebilmek için üzüntüsünü ele güne duyurmaya çalışıyor. oysa şunu iyice öğrendim ki, vicdandan en çok söz edenler, sadece başkalarının kurbanlarına üzülen katiller. kabullenmek zor ama aslında, başkalarının acısına bakarken insanda kederden ziyade hodbin hisler uyanıyor. savaş gazilerine bakmak feci bir duyguyla tanıştırıyor insanı: şükretme duygusu. duyguların en ikiyüzlü, en sefil olanı. haline şükretmelerin en rezilcesi, başkalarının haliyle mukayese edilerek yapılanı… o zaman insan yaradan’ a, verdiği mutluluklar için değil, olsa olsa başkalarına verip kendinden esirgediği acılar için teşekkür ediyor. sana şükürler olsun ki beni değil, onu seçmişsin diyor! ve bunu ne zaman fark etse, mesela hastanedeki ölü çocuklara, onların ince ayak bileklerine bakarken ruhunu derin bir utanç kaplıyor.
    ama kendime kızmıyorum. biliyorum ki insan dediğin melanetten ve iyilikten, alçaklıktan ve faziletten, zorbalıktan ve merhametten, korkaklıktan ve cesaretten, nefretten ve sevgiden karılmış bir hamurdur. iyilik, fıtratın mutlak kararı değil, ancak içimizdeki aydınlıkla karanlığın giriştiği savaşın ganimeti olabilir. geçen mektubunda söylediğin gibi, masumiyet çoktan terk ettiğimiz bir şehir, sadece çocukların bildiği eski bir şiir… ” (nermin yıldırım - saklı bahçeler haritası)
  • "hayatta kalma arzusu için, bazen gel ağla diye uzatılmış bir omuz yeter. gel ağla, gel dinlen, gel uyu, gel konuşalım, gel susalım."

    ot dergisi, subat 2015
  • kendisi hakkında "büyüyünce geçmeyen yaraların hikayesini çok güzel yazıyor" demeyi planlamışım aylar önce, ne olduysa ne düşünmüşsem yazmamışım, o da son kitabında ""oysa yaralarıyla değil, kabuklarıyla olgunlaşır insan dediğin" demiş, illa tanım isterseniz ilk kitabını beğendiğim, 2, kitabını sevdiğim 3. kitabını ise hem beğenip hem çok sevdiğim yazar.
  • ilk yara

    --- spoiler ---
    insanın neresi sancıyorsa kalbi orada atarmış. sancıyan kalbiyse peki? duracak gibi oluyor değil mi? unutmuşuz demek; affet. büyüdükçe böyle oluyor insan. ölümle kıyaslıyor hayattaki her şeyi ve ölülerin yasını tutuyor sadece. tutmayı beceremiyor yasını, bitmek bilmeyen kendi hayatının bile.

    ...

    yirmi beşinde, otuz beşinde, kırk beşinde ve elli beşinde, hep bu merdivenlerdeki haline benzeyeceksin. ilk yaradır çünkü en sağlamı, kalbe paslı çiviyle çakılanı. ilk yarandır seni büyüten. insan nasıl benzerse ellerinde büyüdüğü annesine, sen de yarana benzeyecek; ne zaman kalbin kırılsa, bu merdivenlere geri döneceksin.
    --- spoiler ---
  • son günlerde sıkça reklamı yapılan yazardır.

    ama artık şu zıtlık cümlelerinden midem bulandı. bu mu lan sanat? bu mu edebiyat?

    "...yalnızlık, irili ufaklı bütün ihtimalleri sefil birer ümit ışığına çeviriyor."

    neden sefil ? yani böyle yapınca daha mı güzel oluyor cümle? bunun mantığı ne?

    misafir kitabının tanıtımında da var bu bok gibi zıtlıklardan;
    "tek tek çıldırmaktan vazgeçip topluca delirenlerin buruk, muzip ve her şeye rağmen ümit dolu hikâyesini anlatıyor. "

    alın lan bi zıtlık edebiyatı da benden;
    "oldukça namuslu, naif ve içten bir kadındı ama aynı zamanda alabildiğine fahişe, alabildiğine götoş bir karakteri vardı... o içine sinmiş çocuksu tavrının altında ağızlara sıçan inatçı bir yaşlı gizleniyordu..."

    ohhh rahatladım. hemen yazıyorum kitabımı.
  • "kelimelere değil şiire inanırım" diyen derin bakışlı yazar.

    --- spoiler ---

    kütüphanem şiirlerle açılır. edip cansever, turgut uyar, cahit zarifoğlu, cemal süreya, melih cevdet, yahya kemal, ahmet haşim, kavafis, lorca… çünkü ben kelimelere değil, şiire inanırım.

    --- spoiler ---

    http://egoistokur.com/…lere-degil-siire-inaniyorum/
  • "kadınlar kahkaha atmasın, dayak da yiyebilsinler" diyen başbakan yardımcısı arınç'a edepli bir "tövbe estağfurulllahhh!" çeken şık bir mektup yazmış.

    http://kitap.radikal.com.tr/…rde-yaslar-niye-401908
  • tesadüfi bir şekilde yollarımız kesişti. belki de tesadüf değildi, bilmiyorum. zira hayatta çok fazla tesadüf olduğuna inanmam. bir sebep mutlaka vardır. uzak iki ülkede birbirine dokunan kalplerimiz var şimdi. mektuplar. bazen minicik mesajlar. iyi bir yazar o. hissettiğini zarifçe, olduğu gibi cümlelerle mühürleyen. o nerede yazıyorsa okuyun. bir cümlesiyle bir kitaplık meseleyi anlatır bazen. henüz okumadıysanız kitaplarını, hepsini bir solukta bitireceksiniz emin olun.

    bugün günümü umutla başlatandır:

    "feribe gibi sen de yolunu bulacaksın, gelecek geçmişten bin kat güzel olacak. bak buraya yazıyorum"
  • bibliyoterapi podcast'ınde nermin yıldırım'ın ev romanından bahsedilmişti. bi bakayım dedim. muptelasi oldum. bütün romanları su gibi akıyor. kalemine sağlık nermin yıldırım.
hesabın var mı? giriş yap