• kesinlikle yanlış numaradır, baltimore mcdonalds çıkıyor karşınıza, ben gaza gelip iki hamburger bi kola sipariş ettim... bakalım gelecek mi
  • - alo iyi günler nikol hanım mi acaba?
    - evet buyrun benim...
    - ben telekomdan arıyorum da, acaba hattınızda bir sorun var mı diye deneme yapıyorduk, ahizeye üfler misiniz acaba?
    - tabii. pıfffffffffft...
    - ben... yani... o kadar güzelsiniz ki... yapamıycam...
    - !?
  • nicole'ün ev telefonundan tavşan çıkarması olayıdır. nicole bu numara için 3 yıl çalıştığını ve 6 ayını tavşanlarla birlikte geçirdiğini belirtmiştir.
  • tom kruuuuz'dan boşandıktan sonra değiştirmemiş numarayı, o yüzden rehberden tom diye arayın
  • -haloovvv nikol hanımın evi midir?
    -vat ta fak iz dis? ingliş pliz
    -senin var ya gonuşurkene ağzının aldığı şekli yirim ben yirim
  • 1974 bahariydi.

    kucuk catherine'in cani cok sikkindi. o gun hayatinin o ana dek en onemli girisimini gerceklestirmis, fakat cabasi hor gorulmus, asagilanmis ve reddedilmisti.

    henuz ilkokul ikinci sinif ogrencisi olan kucuk cathy'nin en buyuk ilgi alani elektronik aletlerdi. o zamanin en yaygin elektronik aleti dijital saatlerdi, keza cathy de dijital saatleri cok sever, hep dugmelerine basardi. ama zamanla bu ona yetmemeye baslamisti. yedi yasina girdigi gunun aksaminda, musonun sidney'e surukledigi firtinanin simsekleri cathy'nin kafasinda bir isik yakti: neden telefonlar da elektronik olmasindi ki? boylece telefon calinca ciyuvv ciyuvv diye ses cikarabilirdi.

    hemen kursun kalemini acip ucunu iyice sivriltti, akademik yasantisinin ilk ve tek makalesini yazdi: "dijital telefonlar, zir zir calmayacak teknoloji istiyoruz". tam sekiz cumleydi. gece heyecandan uyuyamadi, sabah ici icine sigmiyordu. yazisini okul gazetesinin editoru david'e (ki babasi gurbete editorluk yapmaya gitmis olan jonah jameson idi) verip okumasini sabirsizlikla bekledi. david okudu, yuzunu burusturdu, kagidi geri verdi. cathy'nin "neden?" diye haykirdigini gozlerinden okuyabilirdiniz inanin. david de esek degildi, sebebi soyledi: kendisinden once bir tanim mevcut degil. cathy yikildi.

    iste basta bahsedilen can sikintisi bu yikimin akabindeki can sikintisidir.

    ogle yemeginde cathy'nin tatlisini bitirmedigini goren sinif ogretmeni rose hanim bir seylerin ters gittigini anlamisti. cathy tatlisini asla yarim birakmaz, aksine arkadaslarinin tatlilarini asirip onlari da yerdi. yanina gidip "cathy'cim nen var yavrum?" diye sordu. cathy'nin gozleri domur domur oldu, kendini gozyaslarinin seline birakip yazisinin okul gazetesince reddedildigini anlatti. rose hanim cathy'ye acidi. ona su verdi. cathy sakinlesip gozyaslarinin yerini burun cekmeler alinca dedi ki: "hey cathy, yarin oynayacagimiz piyeste tam sana gore bir rol var. ilgilenir misin?" cathy rose hanim'a supheyle bakti, ne alakaydi? o da dijital telefonun gelecegin teknolojisi oldugunu goremeyen bir zavalliydi. ona agzinin payini vermeye yemin etti!

    aslinda piyeste cathy icin uygun rol filan yoktu. zavalli rose o anda uydurmustu rolu: telefon olacakti cathy. zaten kim aglasa kim sizlasa "dur sana rol vereyim", "vay cok guzel rolum var tam senlik" diye diye piyes de cigrindan cikmis, cok afedersiniz kicima benzemisti. cathy'nin tek yapmasi gereken sahnenin bir kosesinde bir sehpanin uzerine oturup rose hanim ona isaret verince zirlamaktan ibaretti.

    oyun basladi. birinci perdede rose hanim uyuyakaldigindan hic telefon calmadi. ikinci perdede aldigi isaret cathy'nin hayatini degistirecekti. cathy sehpadan sahneye atladi ve bir yandan kugu gibi dansederken bir yandan billur sesiyle su sarkiyi soyledi:

    telefon caliyor, telefon caliyor
    ah kim ariyor, kimler ariyor
    chris ariyor, saclarini tariyor
    chris'in kirmizi cantasi cok guzel

    sarkisi ve dansi bittiginde tum salon cathy'ye adeta buyulenmiscesine bakakalmisti. tam o anda cathy'nin ve tum dunyanin yasantisini degistiren seyler oldu..

    kizi ella'nin dantelli televizyon ortusu rolunu izlemeye gelmis olan yeni zelanda'li midilli yetistiricisi fransisco polyponny telefonun cikardigi seslerden cok etkilenmisti. oyundan sonra ciftligini satip bir muzik studyosu kurdu ve polyponnyc adini verdigi telefon melodileri bestelemeye basladi.

    kendi uretimi tuvalet fircalarini japonya'ya ihrac etmek amaciyla tokyo'ya gidecekken yanlis ucaga binen ve sidney'e gelen, cekik gozlerinden ve tokyo mokyo demesinden japon sanilarak ne kadar tapon turistik gosteri varsa kakalanan rune nokia ise bir an once gosterinin bitmesini ve ankesorlu telefondan evi aramayi umuyordu. fakat danseden telefon onu cok etkilemisti. kablosu olmayan ve hareket edebilen bir telefon ne kadar kullanisli olurdu! finlandiya'ya donunce tuvalet fircasi fabrikasini ufak duzenlemelerle cep telefonu fabrikasina cevirdi.

    cathy'nin hayatini degistirecek olan gelisme ise suydu: oglu chris'in (gunumuzde christopher walken ismiyle taninmaktadir) agac rolunu izlemeye gelen holivud yapimcisi babasi morris walkyrie kucuk chris'in aslinda kucuk mucuk degil esek kadar oldugunu farkedip okuldan ilisigini kesmeye karar vermisti. yaninda los angeles'a goturup organize sanayide bir ciraklik ayarlamayi tasarlamisti. cathy'nin dansi ve sarkisi, sahneye uyumu, ve derisinin rengi onu cok etkiledi. cathy'ye holivud yolunu acan da o oldu...

    iste bugun bizlerin nicole kidman olarak tanidigi catherine h. kidney'in unlu bir aktrist olmasini saglayan sey, rose hanim'a cektigi o numaradir. nicole'un bugunki incecik belinin sebebi de o gun yarim biraktigi o tatlinin ugur getirdigine inanip bir daha tatli yememesidir. tabi pozitif biliimle ugrasan piril piril bir beynin batil inanclarla dolmus olmasi uzucudur, fakat filmlerindeki muthis performansini ve sut gibi olmasini bu batil inanclara borcluysak, kim takar pozitif bilimleri diyorum efenim.
  • bende cidden var numarası ama herkese vermem...ssg icin bi ayrıcalık yapabilirim....ne de olsa hala caylagız di mi?
  • cepten ödemeli arayın, evden çok yazıyor
  • 555 ile başlar
hesabın var mı? giriş yap