• değme salak elinden çıkmış yazı.

    gerçekten bu kadar gerizekalı olmak için ne kadar çaba harcıyorsunuz merak ediyorum.

    bulgaristan ve ermenistan'da bulunan ve nuh devrinden kalma sızıntı yapan reaktörleri geçeyim, çernobil zaten klişe örnek, daha dün japonya'da olanları unuttun sanıyorum beyinsiz kardeşim.

    ha burası da türkiye, maden kazalarında 300-400 kişinin öldüğü ülke. bak burası öyle bir ülke ki, yapımı ucuza mal olsun diye beton bloklar ince konulur, izolasyon malzemeleri eksik konulur, sırf arazi değeri artsın diye başka yere yapılır.

    ulan sığır, bu ülkede 3. köprünün temeli bile yanlış atıldı. daha ne diyeyim. az oksijen lazım, nöronlara falan...
  • en büyük nükleer yalanına körü körüne inanan beyinlerin çıkarımı. dışarıya bağımlı olmayacaklarmış! o nükleer santralde kömür mü yakacaksın embesil oğlu. uranyum cevheri mi çıkıyor topraklarında. o uranyum cevherini, santralde kullanılabilecek kadar zenginleştirebiliyor musun acaba? hele bir dene bakalım, iran'ın başına çöktükleri gibi çökerler tepene. ama sen alışıksındır tepene çökülmesine ona diyeceğim yok.
  • yanlıştır. ancak ikisinin etkileri de korkunçtur. üstelik nükleer santrallerin türkiye'nin ekonomisine katkı sağlayacağını ve dışa bağımlı olmaktan kurtaracağını düşünmek daha da korkunçtur.

    "mersin’in akkuyu ilçesine yapılması planlanan nükleer santralın temel atma töreni dün protestolar eşliğinde gerçekleşti. son bir aydır türkiye’nin dört bir yanında gösterilen nükleer reklamlar ve iki gün önce akkuyu’da deniz yapılarıyla ilgili kısım için yapılan temel atma töreni mahkeme üzerinde baskı kurmayı amaçlıyor. şu anda santralın çed raporunun yürütmesinin durdurulması için açılmış birçok dava var. ara kararlar yürütmenin durdurulacağı yönünde işaretler içeriyor. örneğin mahkeme, halkın katılımı toplantısının yapılıp yapılmadığını soruyor. bizzat orada olduğum için rahatlıkla söyleyebilirim ki toplantı yapılmadı. elimizde videolar da var. şirketin derdi bu kararı çıkartmamak. reklamlar ve bu göstermelik temel atma töreniyle hem mahkemeye hem de kamuoyuna, “bu iş bitti, boşuna uğraşmayın” mesajı veriliyor.

    “türkiye’yi uçuracak” diye tanıtılan, 25 milyar doları bulacak nükleer santralın açılışına cumhurbaşkanı erdoğan ve başbakan davutoğlu’nun katılmaması işin iyice kontrolden çıktığını gösteriyor. tarihi projeyi hükümet kanadından temsil eden kişi üç ay sonra meclis dışında kalacak enerji bakanı yıldız. rusya’dan da gelen giden olmadı. işler yolunda olsa ne putin ne erdoğan böyle bir propaganda fırsatını kaçırmazdı.

    ihalenin cengiz inşaat gibi hükümete yakın bir şirkete verilmesi de manidar. reklamların seçim öncesi dönemde hükümetin bir icraatının tanıtımı gibi hazırlanması, ihalenin bildik bir isme verilmesi rus devlet şirketinin akp’nin gönlünü almaya çalıştığı izlenimini uyandırıyor. artan dolar kuruyla, astarı yüzünden pahalıya gelecek nükleer santral projesini parlatıyorlar. anlaşma imzalandığında dolar kuru 1,52 tl idi. şimdi neredeyse iki katına çıktı. hükümet içinde ülkenin çıkarını düşünen, ekonomiden anlayan birileri kaldı mı bilmiyorum ama üretilecek elektriğe 15 yıl boyunca dolar cinsinden alım garantisi verildi. türkiye’nin ekonomisini sarsacak bir projeden bahsediyoruz. sadece dolardaki artış yüzünden bile iptal edilmesi gereken bir proje ama ruslar seçim öncesi bir oldubittiyle işi garantilemek istiyor. öyle ki, altı gün önce ihaleyi açıkladılar, o hafta içinde temel atma töreni yaptılar. nükleer santralde ihale alan şirket altı gün içinde nasıl hazırlandı, güvenlik riski bu kadar yüksek bir projede temel atılıp nasıl çalışılmaya başlandı, bu sorularının hiçbirinin yanıtı yok. türkiye’yle resmen dalga geçiliyor. milyonlarca insanın hayatı riske atılıyor. bu projenin arkasında kim varsa tek niyeti türkiye’yi gerçekten de “havaya uçurmak.”

    ***

    dün deprem oldu

    kıbrıs açıklarında dün sabah saat 11:25’te 5.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. afad, saat 11.33’te büyüklüğü 4.5 olan bir deprem daha meydana geldiğini belirtti. depremin merkez üssü kıbrıs’ın güneyinde bulunuyor. haritada mersin’in hemen batısında görülen akkuyu kıbrıs’a sadece 90 kilometre mesafede. depremin merkez üssü ise akkuyu’ya yaklaşık 200 kilometre mesafede.

    akkuyu aktif ecemiş fay hattına yakın olduğu ve deprem bölgesinde yapıldığı için de eleştiriliyor. 11 mart 2011’de japonya’da meydana gelen deprem ve tsunami sırasında 3 reaktöründe çekirdek erimesi meydana gelen fukuşima nükleer santralında tarihin en büyük nükleer felaketi yaşanmıştı.

    özgür gürbüz - birgün

    kaynak"
  • zaten nükleer santral kontrollü bir atom bombasıdır.
    hayır tehlikesine vurgu ile mecazi bir tanım değil, gerçekten bir atom bombasıdır.

    ikisi de aynı prensipte çalışır.

    aradaki fark;
    birisi tüm enerjisini milisaniyelerde açığa çıkartır (patlama),
    diğeri işler yolunda giderse kontrollü olarak 20 senede açığa çıkartır (reaktör).

    yani daha ne diyelim?

    not: bununla ilgili çok önce entry girmişiz zaten,
    eh, bu da kalsın, yaşlılık işte :)
  • yav normalde ben korkmazdım nükleer santral'den falan ama böyle gazeteleri ,yavşak köşe yazarlarını mama'layıp nükleer'i övdüren tipler olunca kıllanıyorum.
    ulan rüşvetle nükleer santral övdüren adam yarın öbür gün rüşvetle sızıntı yok raporu alır..sonra maslak'ın bağrına diker koca gökdeleni millete yerleştirdiğinin bir abidesi olarak.
  • bir atom bombası değil elbet(!)
    fakat kendi topraklarında ruslar'a işletip ruslar'dan satın alınacak enerjinin çöplüğü de bize kalacak. hiç değilse kendin pişir kendin ye olsaydı.
    son olarak nükleer piknik tüpünden daha tehlikeli değildir. öle diolar...
  • istanbul'un göbeğindeki bir hurdalığa, hastane çıkışlı radyoaktif bir madde düşüyorsa, ben bu nükleer santralinin işletilmesinden kıllanırım. çünkü bir nükleer santral, ucuza işletilmez. bize bir şey olmaz mantığıyla işletilirse, bu bize pahalıya patlayacaktır.
  • cahil ve denetimsiz ellerde nükleer gücün atom bombasından da tehlikeli olduğunu çözemeyen, gözünün önünde kömür çıkarırken 400 küsür olduğu sanılan ama sayısı bile tespit edilemeyen insanın cehalet ve umursamazlıktan öldüğünü bir türlü idrak edemeyen akıl yoksunu fikir sahiplerinin açtığı başlık örneği cümle.
  • maden ocağında 301 işçisini şehit veren bir ülkede haklı hatalı algı. türkiye'nin cari açığındaki en önemli kalem enerji harcamaları, bir şekilde enerji bağımlılığı azaltılmalı. bunun için hes kurulabilir, termik santraller çalıştırılabilir, nükleer santral kurulabilir, rüzgar türbinleri ve güneş panelleri gibi çevreci üretim yöntemleri benimsenebilir, bunları yapmanın hiçbir sakıncası yok ama vahşi ve merhametsiz bir kapitalizm ile hes'ler rant aracı olarak kullanılıp dereler kurutuluyor, ekolojik denge mahvediliyorsa, termik santraller ve ısınma için çıkarılan kömür madeninde 301 işçi iş güvenliği bilimi kulak ardı edilip şehit oluyorsa kimse kusura bakmasın nükleer enerji üretimi bu ülkeyi fazlası ile aşıyor. ilime, akla inanmayıp büyümeyi sadece inşaat sanan bir zihin elbette ki nükleer santrali güvenli bir şekilde çalıştırmaktan uzak görünüyor. millete salak salak yafta yapıştıracağınıza kendi ihmalinizi düşünün. çocuğun bir nükleer facia sonrası tek kollu 3 bacaklı doğarsa, annen 40 yaşında kanserden ölürse, 25'inde kısır kalırsan o zaman ne olur bir düşün gerizekalı.
hesabın var mı? giriş yap