• sozleri su sekil olan sarkidir:

    baby, it's me... maybe i bore you
    no, no it's my fault cause i can't afford you
    [verse 1]

    girl im in love with you
    this ain't the honeymoon
    past the infatuation phase
    right in the thick of love
    at times we get sick of love
    it seems like we argue everyday

    [bridge]

    i know i misbehaved
    and you made your mistakes
    and we both got room left to grow
    and though love sometimes hurts
    i still put you first
    and we'll make this thing work
    but i think we should take it slow

    [chorus]

    we're just ordinary people
    we don't know which way to go
    cuz we're ordinary people
    maybe we should take it slow (take it slow oh oh ohh)
    this time we'll take it slow (take it slow oh oh ohh)
    this time we'll take it slow

    [verse 2]

    this ain't a movie no
    no fairy tale conclusion ya'll
    it gets more confusing everyday
    sometimes it's heaven sent
    we head back to hell again
    we kiss and we make up on the way

    [bridge]

    i hang up you call
    we rise and we fall
    and we feel just like walking away
    but as our love advances
    we take second chances
    though it's not a fantasy
    i still want you to stay

    [chorus]

    we're just ordinary people
    we don't know which way to go
    cuz we're ordinary people
    maybe we should take it slow (take it slow oh oh ohh)
    this time we'll take it slow (take it slow oh oh ohh)
    this time we'll take it slow

    [verse 3]

    take it slow
    maybe we'll live and learn
    maybe we'll crash and burn
    maybe you'll stay, maybe you'll leave,
    maybe you'll return
    maybe you'll never find
    maybe we won't survive
    but maybe we'll grow
    you never know baby youuuu and i

    [chorus]

    we're just ordinary people
    we don't know which way to go
    cuz we're ordinary people
    maybe we should take it slow (heyyy)
    we're just ordinary people
    we don't know which way to go
    cuz we're ordinary people
    maybe we should take it slow (take it slow oh oh ohh)
    this time we'll take it slow (take it slow oh oh ohh)
    this time we'll take it slow
  • bir parça sakinlik ve huzur ararken dinlenilmesi gereken şarkı. bariz bir stevie wonder etkisi hissedilse bile taklit değil yaratıcılığa katkı koyan bir etken olduğundan rahatsız etmiyor.
  • john legendi ciddi anlamda mainstreame tasiyan sarkidir. lezizdir. klibinde beyaz vardir. alisilmadik bicimde.
  • sayesinde timothy hutton'un en genc yasta oscar odulu kazanan kisi oldugu film. sonra daha genc olanlar kazandi, bu ozelligini kaybetti, o ayri.
  • ergenlik dönemlerinde okunduğunda daha bir anlamlı gelen romandır. romana dair aklımda kalan yegane öğretilerden en başat olanı ya cahil, ya da gerçekten de ölmek istemeyen insanların bir intihar yöntemi olarak bileklerini yatay kesmeleri olmuştur. anatomiyi düşününce oldukça mantıklı aslında, gençlik heyecanı işte..
  • biz siradan insanlarin asklarini firtinada limana cekmeye calisan john legend sarkisi.

    (bkz: agirdan alalim askim)
  • 1980 yapımı robert redford'un ilk yönetmenlik yaptığı film olan ordinary people'ın başrollerinde donald sutherland (baba calvin jarrett), mary tyler moore (anne beth jarrett), timothy hutton (küçük oğulları conrad jarrett), judd hirsch (psikiyatrist dr. tyrone c. berger) , elizabeth mcgovern (conrad'ın kız arkadaşı jeannine pratt) oynamıştır. film en iyi film, en iyi yönetmen (robert redford), en iyi yardımcı erkek oyuncu (timothy hutton) ve en iyi uyarlama senaryo (alvin sargent) dallarında oscar ödülü ve 5 dalda golden globe ödülü almıştır. senaryosu judith guest'in 1976 yılında yayınlanan ordinary people isimli romanından uyarlanmıştır. film, ayrıca timothy hutton ve elizabeth mcgovern'in oynadıkları ilk filmdir.

    --- spoiler ---
    film üst orta sınıf bir amerikan ailesinin büyük oğullarını bir deniz kazasında kaybettikten sonra yaşadıklarını anlatmaktadır. buck küçük kardeşi conrad ile çıktıkları bir bot gezisinde çıkan fırtına sonucu hayatını kaybetmiştir. conrad bu olayla ilgili duyduğu suçluluk duygusu ile olaydan 6 ay sonra intihara teşebbüs eder ve kurtarıldıktan sonra bir akıl hastanesinde birkaç ay tedavi gördükten sonra evine döner. conrad gördüğü tedaviye rağmen olayın etkisinden hala kurtulamamıştır. bir süre sonra bir psikiyatriste gitmeye başlar. dr berger'in yardımı ile olayların üstesinden gelmeye başlar. önce kendini suçlamaktan vaz geçer ve hayatında bazı değişiklikler yapar.

    büyük oğullarının ölümünden sonra anne babasında da değişiklikler olmuştur. babası conrad'ın durumunu anlamakta ve ona yardım etmeye çalışmaktadır, hatta dr berger'le konuşmaya bile gider. oysa annesi conrad'dan çok uzaktır, onu anlamaya çalışmaz, hep mesafelidir, psikiyatriste gitmesini hoş karşılamaz, çünkü başkalarının oğlunun sorunları olduğunu bilmesini istemez, aslında ölen büyük oğlu buck'ı daha çok sevmektedir. conrad'ın annesine ulaşma çabaları boşa çıkar.

    tedavinin de yardımı ile conrad daha iyi olur, kendine bir kız arkadaş bulur, babası ile arası iyidir ancak annesi olanlara uyum sağlayamamaktadır. en sonunda baba calvin karısının bu katılığına dayanamaz ve ayrılmalarını ister. film baba oğulun anne evi terkettikten sonra evin bahçesinde konuşup birbirlerine sarılmaları ile biter.
    --- spoiler ---

    film ve senaryo çok etkileyici. conrad'ın çektikleri, çırpınmaları, annesi ile arasındaki iletişimsizlik çok güzel yansıtılıyor.
  • fame filminde marco*'nun söylediği, orijinali john legend'dan olan şarkı.

    asher yorumu için: http://www.youtube.com/watch?v=x8q-nju0rgc
  • kendisini dinlerken insana başka hiçbir iş yaptırmayan, tüm dikkatini alan, kendisini sonuna kadar dinletip ancak öyle bırakan bencil şarkı. entry girerken bile sesini kısmak zorunda kalıyorum len, iki cümle kuracak kadar akıl bırakmıyor insanda.

    take it slow... take it slow... this time we'll take it slow...
    eheh, tamam john abi pardon.
hesabın var mı? giriş yap