• gece gece aklıma geldi.

    kadıköy'deki akmar pasajında, pentagram gitaristi hakan utangaç'ın şirin bir müzik marketi vardı bundan uzun yıllar önce. belki de sadece takılıyordu, bilemiyorum. küçük şehirlerin sınırları içerisinde adam gibi müzik market olmadığından, kaset almak için istanbul'a gidiyorduk arkadaşlarla o zamanlar. karşı tarafa gitmek biraz meşakkatli olduğundan da kadıköy tarafında takılıyorduk genelde.

    her ne kadar vapur yolculuğu çok cazip gelse de o tarafa geçmek ürkütücü gelirdi biraz. asi ve isyankar ruhlarımıza bir beden büyük gelirdi karşısı, başka bir ülkeye gidip kaybolacakmışız gibi hisseder, martıları düşlerimizde beslerdik. zaten kadıköy de, küçük şehirden gelen birisi için kültürel anlamda bir cennetti, yetiyor da artıyordu bile.

    lise yıllarında aileden alınan harçlıklar biriktirilip, sadece sigara ve kasete harcandığından (en azından durum benim için birkaç sene böyle devam etti..) iki-üç ayda bir istanbul'a gidip ve soluğu akmar pasajında alıyorduk.

    yine bir pazar günü atladık istanbul otobüsüne, istanbul'a gidiyoruz. otobüste yapılan rock/metal müzik sohbetlerine şaşkın surat ifadeleriyle bakan teyzeler ve amcalara aldırış etmeden pencerenin dışında akıp giden hayata da isyan ediyoruz bir yandan. hemen her ergenin klasikleşmiş problemi aile bizde de var. megadeth'ten bahsederken konu saniyeler içerisinde aile baskısına geliyor, yarım ağızla küfürler ediyoruz kaderimize.

    normalde çorabın içine, hatta donun içine sokulan sigara paketleri, başka şehirde olmanın verdiği özgürlükle gömlek cebine terfi ediyor harem'e iner inmez. yakılıyor sigaralar en körüklüsünden. harem ile kadıköy arasındaki takribi 5-10 dakika süren servis yolculuğu esnasında bir kez daha tanık olunan istanbul kalabalığı biraz ürkütse de, bir o kadar da kendine çekiyor insanı.

    yılını hatırlamadığım o gün akmar pasajına girmemizle kendimizi o şirin müzik market vitrininin önünde bulmamız bir olmuştu, yeniden büyülenmiştik. o heyecanı, o müzik dinleme hevesini tarif etmem inanın mümkün değil. dergilerden ve televizyonlardan aşina olmadığımız grupların kaset kapaklarına bakıp, ne tarz müzik yaptıkları hakkında öngörülerde bulunurken içeriden bir ses duyduk sonra. ''gençler iki dakika dükkana bakıverin de, ben bi tuvalete gideyim.'' dedi birisi. ''tamam abi.'' dedik, daldık içeri üç arkadaş.

    dükkanın içi kaset ve plaklarla dolu bir müzik cenneti. herkesin cebinde birkaç tane kaset alabilecek para var ama şeytan dürtüyor. ''nerden haberi olacak ki ?'' diyor içimizden biri sonra. o gün, pantera'nın vulgar display of power albümünü, hakan utangaç'ın müzik marketinden (veya takıldığı müzik marketten.) çalmıştım. diğer iki arkadaş üçer dörder tane kaset çalmıştı da ben bir tane yeter demiştim kendi kendime; sanki bir tane çalmakla on tane çalmak arasında etik bir farklılık varmış gibi. kendimi kandırmışım işte.

    eve döner dönmez albümü büyük bir heves ve pişmanlıkla dinledikten sonra pantera ile tanışmıştım artık. kısıtlı imkanların sonucu, hep aynı grupları dinleyen bünyeye ilaç gibi gelmiş, bütün albümlerini almaya karar vermiştim sonra hatta. elbette bu sefer parasıyla. birkaç ay sonra da aynı dükkana gidip yaptığım terbiyesizliği ona itiraf etmiş, grubun çıkardığı bütün albümleri istemiştim. ''gençlikte olur böyle şeyler, arakladığın albüm benden olsun, diğerlerinin parasını ver yeter..'' demişti, gülümseyerek.

    öncelikle buradan hakan utangaç'a tekrar teşekkürlerimi iletiyorum. dimebag darrell'i öldüren o orospu çocuğu başta olmak üzere, bu grubun dağılmasında emeği olan herkesin de amına koim ayrıca.
    (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=ph89qlamz7e)
  • dağılmamış, phil anselmo babanın ifadesiyle "süresiz ara vermiş" efsane thrash grubudur. en iyi albümleri bence cowboys from hell ve vulgar display of power, en iyi şarkıları da cowboys from hell, domination ve i'm broken'dır. ama başkasına sorsanız o da size farklı şarkılar sayabilir. bu da tek bir şarkıyla şöhret olan gruplardan olmadıklarını gösterir.
    anselmo şu anda superjoint ritual ile takılmakta, dimebag-vinnie biraderler kendi gruplarını kurdular, rex de yine yerel (texaslı) gruplardan birine girdi*
    skid row ve özellikle sebastian bach ile dadaştırlar. 91'de skid row'un alt grubu olarak büyük turnelere çıkmaya başlamışlar, ünlü olduktan sonra da o dönem skid row'dan ayrılan sebastian bach'ı yanlarında tura çıkararak borçlarını ödemişlerdir.
    bir hatırlatma daha, 90ların başlarına kadar headbang denilen olay sadece boyun ve üzeriyle yapılan bir hareketken, "domalıp dizlere elleri koyup kafayı 360 derece çevirerek headbang" modasını da pantera başlatmıştır.

    ayrıca bu adamların kalkıp malmsteen'e alt grup olabileceğini düşünmek en hafif ifadesiyle cehalettir. son 10 senedir malmsteen'in sittin (60 demektir arapçada) misli albüm sattıklarını, konserlerde 10-15 bin kişiden aşağısının kendilerini kurtarmadığını düşünememek de toyluktur. konuyla ilgili olarak (bkz: insanların müzikten anlamadığının kanıtları) o yüzden türkiye'ye gelmeleri için tek şans da (o kadar seyirciyi toplayamayacağımıza göre) bir festivale davet edilmeleridir.

    ve en önemlisi, her zaman metalin savunucusu olmuşlardır. nirvana'nın ortamı bok etmesiyle hard rock dünyasında başlayan düşüş sırasında metallica elemanları saçını kestirip balık tutadursun, axl rose guns n' roses'ı babasının çiftliği haline getirirken, judas priest ve iron maiden frontman'leri solo albüm ve deneysellik sevdasına kapılırken, avrupa'da power, doom, swedish ve black metal özentisi birbirinin kopyası gruplar sürekli kendilerini tekrar ederken; hiç bir şeye kulak asmadan binlerce kişiyi konserlere çeken tavizsiz tek grup pantera, "metalin öldüğünü söyleyenlere işte cevabımız, arkanızı dönün ve etrafınızdaki kalabalığa bir bakın" diyebilen tek babayiğit de phil anselmo olmuştur. (bkz: 101 proof)
    metal tarihi yazmış ozzy osbourne ve rob halford gibi adamlar dahi beraber sahne alacak grup ararken ilk olarak direk pantera'yı aramışlarsa, değil 100 metreden, 100 kilometreden bile müziklerini "aha pantera çalıyo" diye tanıyabileceğiniz bu adamların daha fazla saygıya değdiği de su götürmez bir gerçektir. ama bunu metale tenor vokal, atmosferik klavye ve neoklasik virtüöz gitarist gözlüğünden bakan imaj sevdalıları anlamazlar, anlayamazlar. halbuki o gözlüğün açısını biraz genişletseler "asma ve uydurma nesil"in asıl hangi nesil olduğunu bugünkü limp bizkit korn ve linkin park gibi grupların konserlerinde göreceklerdir. ama olur da bu insanların bir kısmı boşa harcadıkları zamanlarının kıymetinin farkına varırlarsa beğenmedikleri bir grubun başlığına girip adamlara bok atmak yerine favori gruplarına daha çok vakit ayırmanın oldukça zaman tasarrufu sağlayan bir eylem olduğunu fark edeceklerdir.
  • bu grubu tamamen chuck behler'a borçluyuz. yaklaşın bir şey anlatacağım.

    90 senesinin başında megadeth yeni lead gitaristini aramaya başlar. bir kaç kişi denerler. kimi gelmez kimini dave beğenmez. grup bir müddet slash ile takılır. fakat slash guns n' roses ile kalmaya devam eder.

    biraz daha arayıştan sonra dimebag darrell'a teklif götürülür. dimebag kardeşi vinnie paul ile birlikte gelmeyi teklif eder. chuck behler hala megadeth bateristi olduğu için dimebag'in bu teklifi reddedilir. dimebag'de kardeşim yoksa ben de yokum der.

    bu olaydan kısa süre sonra chuck behler'in disiplinsiz davranışları ve sürekli gecikmesi nedeniyle davul teknisyeni nick menza davula geçer. cacophony'den marty friedman ile de gitarist olarak anlaşılır.

    sonuç olarak dimebag ve vinnie paul pantera'yı kurar*. uçarlar.

    nick menza ve marty friedman da rust in peace albumuyle megadeth'in en başarılı albümüne imza atarlar. uçarlar.

    dave siktir et chuck behler'i şu kardeşleri gruba alalım deseydi tarih bambaşka yazılacaktı.
  • sapına kadar öküz metal çalabilen, lakin bir çok şarkısında da melodik akustik pasajlar kullanan bir gruptur pantera. şimdi gidin bu şarkıların başlıklarına bakın, hepsinde şöyle şeyler var; "panteranın olduğuna inanamadığım şarkı", "panteradan nasıl çıktığını anlamadığım süper şarkı" vs vs...

    yahu kardeşlerim, belli ki gözünüzde bir pantera hayaleti oluşmuş, sanki adamlar hiç melodik şarkı yapmamış gibi hayretler içerisinde yazmışsınız yazıları ama en az on tane ayrı başlıkta var aynı mealde entryden...

    e demek ki neymiş, o şarkılar dimebag'in kafasına saksı düşünce kazara olmamış, pantera zaten ulvi bir heavy metal grubu olduğundanmış. bir daha da "aman efendim hiç panteranın tarzı olmayan pantera şarkısı" diye bir şey görürsem pantera eşliğinde odun terapisiyle ıslah edecem sizi hiç şüpheniz olmasın.
  • last.fm de bazı kişiler tarafından büyük bir nefret beslenen grup,bu şahısların iddiasına göre pantera direkt olarak exhorderın yaptığı herşeyi taklit ederek milleti kandırmış ve haketmediği bir şöhrete sahip olmuştur,bu şahıslar olayı "glad to see dimebag died" türü gruplar açmaya kadar götürmüşlerdir hatta...

    gerçeklere dönersek,exhorderin ikinci albümü the law(92) gerçekten panteranın groove metali ile felaket derecede benzerlikler taşır,lakin şöyle bir durum vardır..pantera ilk groove/thrash metal albümünü 1990'da çıkarmıştır zaten..
    (bkz: cowboys from hell)

    exhorderın ilk albümü olan slaughter in vatican ise 1989'da çıkmıştır,yani tam olarak pantera'nın glam'i bırakma kararı aldığı sene,o albüm the law kadar olmasa da fazlasıyla pantera müziği ile benzerlikler içerir,lakin exhorderin sadece iki albümlük materyal sahibi olması,müziklerinin tek yönde gitmesi ve bunların aksine pantera'nın daha açık görüşlü bir müzik yaparak ardı ardına albümleri sıralayarak kendini gerçekleştirme/metamorfoza uğrama yaşaması iki grubu ayıran etkendir

    exhorder vokalisti kyle thomas ilk başlarda pantera'ya karşı bir kızgınlık beslerken daha sonra "onlar olaya bizden daha ciddi yaklaşıyordu" demiştir...
  • sonisphere festival 2010'a "şu grup gelmezse gitmem, bu grup olmadan bi bokuma benzemez" tarzı açgözlü açılımlarla yaklaşan dostlarımı itin g*tüne sokan bendeniz, itiraf ediyorum; sonispehere'in tek -ancak en büyük- eksiğidir pantera.

    dimebag, özledik abi be.
  • sanılanın aksine cowboys from hell ilk albumleri değildir, daha onceki albumleri ve glam rock zamanları da mevcuttur.

    albumleri kronolojik sıra ile şu şekildedir:

    metal magic
    projects in the jungle
    i am the night
    power metal
    cowboys from hell
    vulgar display of power
    far beyond driven
    the great southern trendkill
    official live: 101 proof
    reinventing the steel
  • en sevdigim gitar gruplarindandi pantera. ulan biri gider kendini vurur, digerini konserde vururlar, digeri uyusturucuyu cok kacirir otel odasinda gider. bi sakin durun be olm. sizin bize karsi bi yükümlülügünüz var, aloo. kime diyorum, sen arkadaki uzun sacli.
  • çoğunlukca pek anlaşılmayan , anlaşılmak da istemeyen tabiri caizse bangır bangır bir heavy grubu.
    mesajları icinde de saklı şarkıların

    respect! walk!
  • yillar once kitapcida gezerken ayak ustu gozume kestirdigim bir muzik dergisinde anselmo roportaji okumustum, "dimebag'in yerine zakk wylde'in caldigi bir pantera birlesmesi dusunur musunuz" gibisinden bir soruya "never" diye cevap vermisti anselmo.

    o gunden sonra birlesme ihtimalinin hic olmadigini dusundugum bir gruptur.

    beni pek uzmez bu, pantera dinleyicisi degilim, sirf bilgi olsun diye yaziyorum bunu.
hesabın var mı? giriş yap