• tarihsel bir tartismaya en son belgeler * isiginda son vermek için asagidaki bölümü sunuyorum bilgilerinize. (parantez içinde, filmin baslangicindan beri geçen zaman hatirlatilmaktadir).
    [elsa rick's 'e gelmistir, sam onun yanina gelir seyyar piyanosuyla. biraz muhabbet ederler. sam bana burda çalmam için para veriyorlar der gibi piyanosuna döner].
    ilsa - some of the old songs, sam.
    sam -yes, ma'am
    [sam bir seyler çalar].
    ilsa -play it once, sam. for old time's sake.
    sam - i don't know what you mean, miss ilsa.
    ilsa - play it, sam. (31'00). play as time goes by (31'03'').
    sam - i can't remember it. i'm a little rusty on it.
    [ilsa hatirlatmak için mirildanir. sam çalmaya baslar.]
    ilsa - sing it, sam. (31'32'').
    [sam çalmaya söyleyerek devam eder, biz de ister istemez mirildaniriz. yan siralardan hisst derler. o sirada rick kumarhane bölümünden çikar ve irkilir]
    rick - sam, i thought i told you never to play… (32'07'').
    [sam kafasiyla ilsa'yi isaret eder ve belediye zabitasi geldiginde seyyar piyanistler ne yaparsa onu yapar, sandalyesini kapar ve piyanosunu iterek kaçar].
    (…)
    [bar kapanmistir…rick ve sam basbasadirlar. rick içmeye koyulmustur].
    rick - they grab ugarte (almanlarin o gece öldürdükleri arkadasi), then she walks in. that's the way it goes. one it, one out… sam !
    sam - yes, boss.
    rick - if it's december, 1941, in casablanca, what time is it in new york ?*
    sam - what -- ? my watch stopped.*
    rick - i bet they're asleep in new york. i bet they're asleep all over america… *** [rick masaya bir yumruk atar] of all the gin joints in all the towns in all the world, she walks into mine… * what are you playing ?
    sam - a little something of my own.
    rick - stop it. you know what i wanna hear.
    sam - no, i don't.
    rick - you played it for her, you can play it for me.
    sam - i don't think i can remember.
    rick - if she can stand it, i can. play it ! (36'45'').
    sam - yes boss.
    [sam çalar ve söyler. biz de mirildaniriz. yan siralardan bir sey demezler artik.]
  • "play it again sam" aslında casablanca filminde geçmeyen bir repliktir. orijinalinde "play it, play as time goes by" seklinde tekabul eder.
  • "madem ki internetimiz var o zaman niye hayran oldugumuz adamlarin tüm filmlerini izlemiyoruz ki" konseptinde izledigim 6. woody allen filmi.. ve bence ilk kaydadeger olani..

    öncelikle film hakkinda yaptigim ufak arastirmanin sonuclarini soyleyeyim.. woody allen in diane keaton ile oynadigi ilk film bu film.. sonrasinda annie hall ile oskar alacak bu ikili ilk kez uyusuyorlar.. opusmeleri disinda ben bir rahatsizlik gormedim acikcasi.. ama rahmetli aysel gürel'in genc bir cocukla opusmesinden sonra gordugum en rahatsiz öpüsmenin de bu ikiliye ait oldugunu bir cirpida soyleyebilirim.. bununla birlikte diane keaton kesinlikle cok güzel bir kadinmis arkadas.. gülüsüne bilmemnesine vuruldum kaldim..

    film aslinda manhattan'da long island da cekilecekmis ama donemin işcileri o bolgede ucun besin hesabini yapip greve gidince, filmin cekimleri san francisco ya sarkmis ki biz de bu travmayli ilimizi gorebilelim, ozlem giderebilelim.. sahsen ben istanbulun yokuslari icin de bu tramvaylardan bol bol istiyorum.. lütfen!

    herneyse film tam bir holivud'un altin cagina gondermeler soleni. daha sonralari woody allen ingrad bergman a selamlar cakacakken simdilik humbrey bogartlara, clark gable lara selamini cakiyor.. onlar gibi yasamaya, onlar gibi yapmaya calisarak bizi 90 dakika eyliyor..

    kesinlikle izlenmesi gereken, izlemeyen woody allen fanatiklerinin cok sey kaybedecekleri bir film. en azindan bananas, take the money and run,what s new pussycat,everything you want to know about sex gibi filmlerde gordugumuz, ucuz gaglerin, nasil durum komedilerine donustugunu aleni olarak gorebiliyoruz.. on üzerinden sey edeyim ki 9.7.. gercekten..
  • ismi hakkında bir çok farklı görüş bulunan film .kimisi der casablanca da yoktu aslı böyledir, yok efendim öyle değil aslı böyledir vs.vs.
    "play it once, sam " deniyor casablancada bi kere ama olay o değil , marx kardeşlerin a night in casablanca sında geçmiş play it again sam repliği . allen casablanca ve bogart filmlerinden güzelcene derleyip toparlamış anlicanız. marx lara olan saygısını ve sevgisini de her fırsatta dile getirmektedir zaten . casablancadaki o trajik, dramatik çaresiz aşkı bay allen almış muhteşem bir komediye dönüştürmüş. aslında çoğu filminde allen ın yaptığı da bu , benim için "gerilim, film noir, romantizm vs farketmiyor" diyor, "her durumu komik hale dönüştürebilirim öyle de zekiyim, afacanım. hiç bi şey göründüğü gibi değildir bakış açısına göre değişir" diye de ekliyor, ve bu gayesini anlamayanlar için de artık dayanamayıp melinda and melinda yı çekiyor. herkese seslenen, anlaşılmak isteyen, sevgi dolu, varoluşçu, idealist bir yönetmen olduğunu çıkarıyorum ben bu bakımdan woody allen ın . muhakkak gidin izleyin , akabinde imdb puanını yükseltin bu sevimli filmin.*
  • canım sıkıldığında, mutsuz olduğumda dönüp dönüp izleyebileceğim bir woody allen klasiği.
    kahkaha krizine falan girmezsiniz izlerken, insanın içine melankolik bir mutluluk* verir.
  • sakar, nevrotik, kaygılı, özgüven eksikliğiyle olmadık kimliklere girmeye çalışan ve bence bildiğin abaza allan'ın bogart yardımıyla yeni bir imaj yaratma hikayesini anlatan film. woody allen yönetmen koltuğunda değildir ancak öykü bize gösterir ki allen, annie hall ve manhattan'a tam yol ilerlemektedir.

    --- spoiler ---

    bence filmin en iyi sahnesi diane keaton ile gittiği sanat galerisindeki intiharı düşünen kadınla allan arasında geçen diyalog idi. allan'ın kadına kendi tarzına uygun depresif- nevrotik olma ihtimalini düşünerek jackson pollock tablosu hakkında ne düşündüğünü sormasıyla başlar. kadın tabloda hakim olan düşüncenin karamsarlık olduğunu, evrenin olumsuzluğuna işaret ettiğini söyler. ayrıca kadın varoluşun iğrenç boşluğunu hissetmektedir. cevabının özünde çıplak, kara, tanrısız bir boşluk, saçma bir evren vardır. tüm bunları sakin sakin dinleyen allan'ın ikincisi sorusu ve peşinden aldığı cevap bombadır:

    allan: cumartesi ne yapıyorsun?

    kadın: intihar edeceğim.

    allan: ya cuma gecesi?

    --- spoiler ---
  • çok güldüğüm bir woody allen filmi. barda dans eden kızla tanışmaya çalışan allen'ın linda'yla şu diyaloğu için bile izlenebilir:

    --- spoiler ---

    linda: now, start dancing. you ready? keep count. and it's one, two... one, two... right. go ahead, say something to her.

    bunun üzerine allen dans ederek kıza yaklaşır ve şöyle der:
    allen: one, two...
    linda: try something more meaningful.

    allen tekrar dans ederek kıza yaklaşır.
    allen: three, four...
    linda: speak to her.

    ve allen dans eden kıza şunu sorar:
    allen: are you interested in dancing?

    --- spoiler ---
  • maalesef beni en iyi anlatan filmlerden biridir.
  • woody allen'in kitabi. kendini sadece sinemada mutlu hissedip, en iyi oldugu konu "sinema" olan bir karakteri canlandirdigi film. filmlerden replikler söyledigi yerlerde kadinlar ona hayran olur:

    "yagmuru severim cünkü, hayat kaldirimlarindaki anilari siler."
hesabın var mı? giriş yap