• özellikle 19. yüzyılın sonunda yaygın olarak görülen ölülerin fotoğraflanması pratiğidir. memento mori olarak da adlandırılır. özellikle viktoryen dönemde çocuk ölüm oranları çok yüksek olduğu için bu fotoğraflara ailelerce gösterilen ilgi artmıştır. post mortem fotoğraflar bir yandan hayli ürkünç görünse de, garip bir şekilde insanı çeken bir yanı vardır. walter benjamin en ünlü yazılarından olan `the work of art in the age of mechanical production` da bu son gözlemime çok doyurucu bir yanıt buluyor. benjamin'e göre ilk dönem fotoğraflarında portrenin (insan yüzünün) temel olması hiç de tesadüfi değildir. sevilen kişilerin hatıralarının kültü bir anlamda çekilen fotoğrafın kült değerini oluşturmaktadır. insan yüzünün fani ifadesi bir aura yaratmaktadır. benjamin bu fotoğraflarda gözlenen melankolinin ve kıyaslanamaz güzelliğin bu aura nedeniyle oluştuğunu söylemektedir. dolayısıyla hissedilen başka şeye (ürkünçlüğün yanında) dair benjamin çok doyurucu bir yanıt veriyor. galiba ilk dönem portrelerinde uzun süre pozlama esnasında oluşan ifadesizlik de (ya da biraz bu ölü ifadesi) bu ilk dönem portrelerine (post mortem olmayanlara) benjamin'in bahsettiği bu aura nevi bir değer katıyor.

    örnek çok internette ama enteresan bir örneğini wikipedia vermiş: http://upload.wikimedia.org/…_deceased_daughter.jpg

    edibüdü: dikkat edilirse yukarıdaki fotoğrafta anne baba flu iken ölü kız nettir. o dönemde pozlama biraz uzun sürdüğü içindir bu. yani anne baba fani kız pek canlı çıkmıştır. bu da böyle bir ironik durum.

    edit: kırmızı başlıklı kızın uyarısıyla link güncel.
  • 21. yüzyıl insanı tarafından önyargıyla karşılanan doğal olarak da yanlış anlaşılan bir fotoğrafçılık türü. modern insanın çoğunlukla "marazi" bulduğu post-mortem fotoğraf,aslında o yüzyıla ait yas sürecinin bir parçasıdır. hızla ilerleyen bilim, gelişen toplum, değişen anlayışlar, çürütülen fikirler, yıkılan ve yeniden oluşturulan inanç sistemleri, yöntemler, teoremler, akımlar, keşifler, icatlar ve nihayet teknoloji, bugünün insanının ölümle ilgili algısını da değiştirmiştir. 1800'lerde, erken yaşta ölümler çok sık rastlanan bir olguydu, bu nedenle de daha "doğal" karşılanıyordu. ya da başka bir deyişle o dönemin insanı ile şimdinin insanı için bir ölüme "erken" diyebilmenin kriterleri çok farklıydı. bebek ve çocuk ölümleri de yaşanma sıklığıyla doğru orantı göstererek nisbeten normal karşılanıyordu. üstelik fotoğraf çekmenin bugünkü kadar kolay ve ucuz olmadığı bir dönemde, insanların sevdiklerini son halleriyle hatırlamak istemeleri ve bunun için onları fotoğraflatmaları çok "olağan"dı, hani neredeyse "son görev" gibi. tabii bir de pozlama meselesi var. dönemin fotoğraf çekmeye yarayan aletleri, çok uzun sürelerle pozlama yaptıklarından, karşısında hareketsiz beklenmesi gereken zaman da uzuyor. eh, fotoğrafı çekilen bir "ölü" olduğuna göre.... yok ben modern kalayım arkadaş. bak buz kestim şimdi. brr...
  • the others filminde konusu gecen olu fotograflar albumu ile baslamisti merakim ama arastirmalarim sonucsuz kaldigindan aklimin bir kosesinde saklanmisti, belkide film icin uydurulmus birsey oldugunu dusunmeye baslamisken the haunting in connecticut filminde ayni konuyu gorunce yine costu merakim ve bu sefer inat edip daha kapsamli bir arastirma sonucunda eski caglardan kalma bir fotografcilik cesidi oldugunu kesfettim

    ilk basta fotograflari gorunce --buda nedir boyle-- fikirleri ucusup kafa karissa da arastirma devam ettikce zamanin sartlarina gore dusunmeye baslayip bir nev-i empati kuruldugunda garip bir huzun kaplar insanin icini ozellikle bebek ve cocuklarin uyuyormus gibi duran masum yuzlerine baktikca dahada artar bu huzun

    olumle erkenden yuz yuze gelmis insanlarin caresizligini barindirir fotograflar, sevdikleri insanlara doyamamisken kaybetme duygusunu hissettirir bakana
  • sally mann'in böyle güzel fotograflari var,what remains'te basilmis olan. ancak yas tutma ya da ölüye saygi amacli degil.

    --- (uyarı üzerine warning) buradan sonrası at your own risk ---

    örn.
    http://tinyurl.com/sallymann-edit
    http://tinyurl.com/sallymann2
    http://tinyurl.com/sallymann3
    http://tinyurl.com/sallymann5

    edit:
    ölmüs linkleri yeniledim.
  • ilk olarak the others filminde varlığından haberdar olduğum ve film için uydurulmuş birşey olduğunu düşündüğüm, ancak gerçekten de böyle bir olayın var olduğunu öğrenmemle dehşet içinde kaldığım olay. nasıl bir zihniyet ölmüş kardeşi ya da küçük çocuğuna sanki canlıymış gibi poz verdirip onunla aile fotoğrafı çektirir, bunu ne tür bir ruh haliyle yapar akıl sır erdirmek mümkün değil. fikrimce dünya üzerinde uygulanan en ürkütücü uygulamalardan biri. aşağıdaki linkten bazı örnekleri görülebilir.

    http://io9.com/…e-victorian-era-post-mort-472772709
    http://listelist.com/…ici-post-mortem-fotograflari/
    http://forum.bodybuilding.com/…p?t=138304283&page=1
    http://brightbytes.com/collection/memento.html
    http://www.hauntedorange.com/…lbum?albumid=11242572
  • internette konuyla ilgili araştırma yaparken hem kısa da olsa bilgi veren hem de pek güzel fotoğrafların mevcut olduğu bir site karşıma çıktı. aha buyrun. doya doya bakın, ensenizde soğuk bir nefes; sırtınızda ruhsuz, kemiksi bir el hissedin.http://www.sanatvetarih.net/…lu-fotografciligi.html
  • insanı ürperten bir dönem anlayışı. sadece anlamakta zorluk çektiğim ölen bir insanın gözünü nasıl açabiliyorlar, nasıl belli bir yere odaklanan bakış atmasını sağlıyorlar. bazı fotoğraflarda ben ölünün kim olduğunu ancak "ölü bu" denildiğinde anlayabildim. o denli canlı duruyor bazısı.
  • tuhaf olanın ölülerin fotoğrafının çekilmesi olmadığı, onların sanki yaşıyorlarmış gibi giydirilip canlı insanlar (hatta küçük çocuklarla) birlikte oturtulup ya da çeşitli desteklerle ayakta tutulup poz verdirilmesi olan fotoğrafçılık anlayışı.

    bu ne lan şimdi:
    http://news.xinhuanet.com/…12/21/122459670_941n.jpg
  • islami paradigma ile değerlendirilmesi halinde asla ve kat'a algılanamayacak sanat(?)
    anadolu islam kültüründe ölüye dair son görev genellikle helva kavurmaktan ileriye geçmiyor...

    her ne kadar pek bilmiş islam bilginleri, müslüman anadolu coğrafyasında hayat ile ölümün iç içe geçmişliğini anlatmak için kabristanların nasıl da medrese, ibadethane vs. gibi yapıların yanlarında bulunduğunu ve şehirlere yakın olduğunu hatta merkezlerde olduğunu iddia etse de modern hayat pratiğinde durum hiç de böyle değildir.

    anadolu islam kültürü ölüyü yok saymaya şartlıdır... ölüden korkmak vak'adır.

    oysa batı toplumunda ölüye dair yapılan son görev onun giydirilip, makyajlanıp canlılık katılarak ailenin, eş-dost, cümlenin vedasını tesis etmek üzerine kuruludur.

    büyük aile ferdinin en son musalla taşının üzerinde teşhis edip, yıkadığı ölü kavramı yerine sanki sadece derin bir uykuya dalmışçasına istirahat eden ölü... belki de ölünün sahiden hayati yetilerini yitirdiğini kabullenememe var ancak bu mühim değil zira inkar, aşılması ve yaşanması gereken bir aşamadır.

    post mortem fotoğrafı bu doğrultuda incelersek eğer ailelerin, özellikle çok küçük yaşlarda ölen çocuklarını ölümsüzlüğe yaklaştırarak fotoğraflaması ve dahası bu ölüleri tıpkı yaşıyormuşcasına göstertme çabası benim nazarıma göre sadece kaybı kabullenemeyişin romantik bir dışavurumu.

    kaldı ki fotoğraf biliminin ve sanatının gelişmesi açısından da önemli bir rolü olduğuna inanıyorum!

    ha bir de ölüden daha iyi model bulunabilir mi?
hesabın var mı? giriş yap