• --- spoiler ---

    rec'i izleyen insanların çoğunun filmin sonunu anlamadığını gözler önüne seren devam filmi. çatı katına giriş sahneleri, odanın her yanına dağılmış dini öğeler, vatikan ve romaya göndermeler, gazete küpürleri hatta üstüne olayı (yani küçük bir kızın içine şeytan girdiğini) aynı zamanda papaz olan bir doktorun ağzından anlatan bant kaydı. bir tek ben mi izledim bunları rec'te?* ikinci filmde din'e bağladılar çok kötü olmuş demenin manası ne. ilk filmde bağladılar bile sizin haberiniz yok.

    rec 2'de ne yazıkki bir şeyler eksikti.. nasıl desem.. hah evet orjinallik. birinci filmin üzerine pek bir şey koyamamışlar. içeri giren adamların amacı baştan belli, şeytanın amacı belli. böyle olunca gerilecek pek birşey de kalmıyor aralarında kapışıyolar. anca işte ordan burdan fırlayan possessed* elemanlar yerinizden zıplatıyor o kadar.

    bir de adamların görevinin çok başarısızca kurgulandığını söylemeden geçemeyeceğim. tamam sen rahipsin, doktorsun deney yapıyosun falan birşey olursa diye de kanının örneğini alıp aynı dairede(!) bir yere gizliyosun. lan git vatikana filan ver manyak madem virüs yayılırsa diye saklıyosun virüsün kaynağının yanına koymak dangalaklık değil de ne? oraya kadar gelen kaynağından da alır zaten. bir de kana alelacele egzorsizm çeken abiyi kutlamak istiyorum mundar ettin lan mal! bekleyemedin mi dışarı kadar? dışarda duran mobil bi labaratuvara falan götür. ha sahteyse döner devam edersin görevine bu acelen ne zaten sardınız mekanı giren çıkan yok. etrafında şeytanın adamları dolaşırken, elindeki tüp son örnek ve gayet kırılganken bir de oracıkta test yapıyosun. oh olsun.

    --- spoiler ---
  • biz zombieleri topraktan çıkan ve "brain brain" homurtularıyla insanların peşinden sürüklenen cansızlar olarak bilirdik ancak dünyada doğal ne kaldı ki efenim. mis kokan köy domateslerinin yerini genetiğiyle oynanmış veya hormonlu domateslerin aldığı şu dönemde artık zombieler de topraktan filizlenerek çıkmıyor. bu tabiata aykırı durum özellikle danny boyle'un "28 days later"ında başımıza musallat ettiği (boyle buyurdu danny) rage virüsünden etkilenen talihsiz insanları zombie sınıfına koysak mı sorunsalını da beraberinde getiriyor. 2007'de çevirilen ve büyük başarı sağlayan, amerikalıların da "quarantine" adı altında yeniden çevrimini yaptığı [rec], hatırlarsanız aynen bu damardan girmişti. filmin çok beğenilmesi ve uzatılmasına imkan sağlayan sona sahip olması peşinden devam filmini de getirdi.

    ilk filme pek spoiler bulaştırmadan bir hatırlatma yapalım. neydi mesele? şehrin itfaiye birimine tv çekimi için giden yerel kanalın antipatik ama tatlı muhabiri angela o gece hiç beklemediği türden bir sürprizle karşılaşır. itfaiyeye gelen yardım çağrısı şehirdeki bir apartmandandır. ancak apartman, alevlerin değil rage virüslülerin istilası altındadır. vazife aşkı depreşmiş angela ve kameramanı pablo olayların içine dalar ve biz de olup biteni pablo'nun kamerasından izleriz. genel zombie filmlerinin yarattığı agorafobi (açık alan fobisi) yerine klostrofobik bir ortamda geçen [rec], bir yandan da hakim olan kaosla beraber izleyeni avucunun içine almış ve bununla beraber seyir zevkini arttırmıştı.

    [rec]2, tahmin edilebileceği gibi ilk filmin bittiği noktadan başlıyor. yani her şey sıcağı sıcağına ve dumanı üzerindeyken. aslında bunu izlemeye başlamadan önce [rec] bir kere daha elden geçirilebilir ve böylece [rec]2'ye daha hakim olabilirsiniz. bu sefer apartmana daha teknik donanımlı bir özel ekip gelir, amaç ise apartmanın çatı katındaki gizemi çözmektir. zombie sinemasının baba isimlerinden lucio fulci'nin filmlerindeki dinsel motiflere bu filmde de rastlıyoruz. apartmandaki kurbanlara bulaşan virüs diğer filmlerdeki gibi sadece bir virüs değildir, dinsel açılımları da vardır. ve söz konusu operasyon bu gizem çözülünceye kadar sürecektir.

    ilk filmdeki gibi klostrofobik unsurlardan yararlanan ve gücünü ortamdaki kaostan alan [rec]2, süre geçtikçe izleyenin kafasındaki "acaba" ile başlayan sorularını teker siliyor ve kendisini zevkle izlettiriyor. devam filmlerine önyargıyla bakan biri olarak çok tuttum ben bu filmi de. ilk filmi yöneten jaume balagueró & paco plaza ikilisi filmi nihayetlendirirken 3. filme de kapıyı açık bırakmış. bu sefer virüslüleri ispanya sokaklarında panik yaratırken görebiliriz, tabi bu da bir bütçe meselesi.
  • ilk filmi beğenen her muhteremin gönül ferahlığıyla* izlemesi gereken film. bir öncekli gibi pek tatlı, pek şeker olmuş.

    --- spoiler ---
    ilk filmin tutmasının asıl nedeni olan kamera kullanım tekniğinin geliştirilmiş, son 15-20 dakikadaki sahnelerden pek birşey kaybedilmemiş olması ve devamında şeytan unsurunun işleneceğinin bas bas bağırılmış olmasına rağmen lanet okunmasına anlam vermek mümkün değil. hayır, ilk filmdeki gazete küpürlerinde, pederin* ses kaydında, odasındaki eşyalarda işin şeytana getireleceği zaten belliydi, neye bu isyan? insanların bir yeriyle film izlemesinin suçunu film ekibine kestiğini ilk defa gördüm. enteresan.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    ilk filmde apartmanın akibetinin bulaşıcı bir virüs olduğunu ve girenlerin etkilendiklerini düşünmüştük; bir nevi resident evil vari yani.. ikinci filmde senaryoyu oraya bağlayacaklarına yine şeytanı işlemişlerdir; ve kurtuluş yine hristiyanlıktadır.. haçlar, incilden kesitler vs.. ilk filmden aldığım keyfin zerresini alamamış olmakla birlikte, film başladıktan yarım saat sonrasında sonunu öngörebiliyorsunuz.. ve sonda da burum buram üçüncü filme hazır olun diyorlar..
    --- spoiler ---

    birinci filmi izleyip de beğenenler, bırakın öyle kalsın hatırınızda rec; ikiyi izleyip zamanınızı ve küfür etmek için nefesinizi boşuna öldürmeyin.. izlemeye gerek yok, izlettirmeyin de..
  • antibiyotik almaya çıkan babanın da "hasta" olduğunu anlamamızla başlayacağını düşündüğüm korku çekimi.
  • papaz gelmiş, tadı kaçmıştır. ilk film iyiydi, demek ki çevresi kötüymüş. yoksa böyle kötü bir devam filmi çekilmezdi. çok eksiği var, keşke daha iyi olsaymış. ben daha iyisini çeker miydim? benim işim üretmek değil, tüketmek.
  • --- spoiler ---
    tamam, senaryoyu anladık. yine dindi şeytandı karıştı, anladık. dümdüz bi zombi filmi olamazdı, anlam yüklenmeliydi, tamam. ama dellenmiş yaratıklar birbirini ısırınca iblislik mi bulaşırmış ulan (kabalaştırıyorsunuz)!
    ayrıca milletin sesini taklitten sakınmayan, kafası kopmadığı sürece körlemesine koşan varlık; gece görüşüne mi teslim olacak! böyle, 'aha bunu da başardık, şerefsizim sıçtılar altlarıne hehe' diye bağlanan filmin bazı sahnelerinde hopladığımla kalakaldım. ve o da ne... son sahne, ağızdan ağza nükseden bir yumuşakçalar.
    (bkz: ey ruh geldiysen git bi çay koy)
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    öncelikle ilk filmde gördüğüm alan daraltma gibi psikolojik sahnelerle tekrar karşılaştığım için muazzam bir gerilim yaşadığımı söylemeliyim. haliyle işin içinde el kamerası varsa bu tip kolektif sahnelerin olması kaçınılmaz bir durumdur.

    hollywood sinemasının aksine bu filmdeki sonu olmayan ve gerilim yaratan korku sahneleri, filmin ilerleme biçimi ile temposu artan veya azalan bir müzik ile beraber izleyicilere yansıtılmamıştır. yönetmen bunun yerine kadrajda olan oyuncuların - ki özellikle kameramanın soluk soluğa bir şekilde nefes almaları ile izleyiciler üzerindeki gerilim voltajını had safhaya çıkarmıştır. ilk filmde işlenen senaryodan ziyade bu tarz sinematik tavırların olması izleyiciler tarafından devam filminin izlenebilir kılmasını sağlamıştır, en azından böyle tahmin ediyorum.

    ayrıca - filmin sonunda - çatı katında geçen nightvision sahnesini, - ilk filmin verdiği tecrübe de var tabi - beni yeşil dünya ile buluşturacağından dolayı ekranı küçültüp o şekilde izledim. çünkü korku denilen aldatıcı baskıyı gerçekten hissetmiştim.

    son olarak üçüncü filmin senaryosu hakkında kafamda herhangi bir şablon belirlemiş durumda değilim. ilk filmde gelişen olayların bir apartmanda geçmesi bizlere ikinci film için bir tahminde bulunmamızı sağlamıştı; fakat bu filmde iblisin artık dışarıda olması bu durumu güç bir hâle getiriyor.

    bu arada değinmek istediğim bir nokta var: - yamuluyorsam itina ile düzeltin lütfen - iblisin ilk filmde apartmanın dışına çıkmama nedenini, hapsederek çürüttüğü bir bedenin içinde olmasına bağlıyorum. çünkü o haliyle baya bir ilgi çekeceğini düşünüyorum. bu yüzden bağırsak kurdu şeklindeki biçimiyle muhabir kızın içine girdi ve bu şekilde dışarı çıkabilir. peki ya daha sonra?

    (bkz: rec 3)

    --- spoiler ---
  • zombi kavramına yeni bir boyut katmış film. zombilik müessesinin orjinalliğini bozmadan, bedene şeytan kaçması klişesini olaya dahil etmek farklılık yaratmış.

    --- spoiler ---

    kanımca filmin sonu kutsal damaca'dan araktır, bağırsak kurdu biçimli şeytan olayını ilk biz bulduk, mnsktiklerim resmen çalmışlar.

    --- spoiler ---
  • mantikli oldugu icin korkutan ilk filmden sonra olaylarin nedenlerini tumden carmih, seytan, din, ufuruk vs. ye dayandirdigi icin baymis filmdir. seyirliktir ama begenilmez cok fazla... cok beklentiniz olmasin.
hesabın var mı? giriş yap