• erdoğan'daki sorun laiklik konusunu aşalı çok oldu. devlet kavramını ortadan kaldırma yolunda ilerledi yıllar içinde, liyakati ortadan tamamen kaldırdı, rant öyle bir noktaya geldi ki ülkenin suyu sıkıldı.

    ve bence en önemlisi yaşlandı. ben ülkeyi bu kadar yaşlı insanlar yönetsin istemiyorum. insan dediğin canlının bir ömrü var, belirli bir yaştan sonra sadece cinsel gücü veya fiziksel gücü eksilmiyor; muhakeme yeteneğini kaybediyor, kafa basmamaya başlıyor, laf dinlemez ve kafası basmayan bir şeye dönüşüyor.

    konu laiklik değil. erdoğan'ın vakti geçti.
  • rte'nin sorununu laiklik sanan yazar anketi.

    rte'nin sorunu başörtüsü, din olmayı geçeli 10 yıl oluyor. rte tamamen kendisi ve çevresi için çalışan bir aile babası gibi. onun dışında hiç bir şey umrunda değil. ama bu süreçte bizi soktuğu çıkmaz ise önümüzdeki uzun yılları zor geçirmemizi sağlayacak boyutlarda.

    iddialara göre.
  • rte laik olsa zaten rte olmaz.kendini tanimladigi, en cok on plana cikardigi kimligi bu.kaldi ki oyle bir hale geldi ki her sey, laiklik oncelikli konu olmaktan cikti.dolayisiyla oy tercihinde siralamada altlara kayan bir kriter oldu.kisi guvenliginin, ifade hurriyetinin, liyakatin olmadigi yerde her tarafi laik olsa ne olur? bir de bazi kavramlar birbirini tamamlar.demokrat olursaniz laik olabilirsiniz ornegin. dolayisiyla ona gelene kadar bir firin ekmek diyorum.
  • yalancı laik de olsa dindar da olsa budist de olsa yalancıdır.
  • rte laik de olsa atatürkçü bile olsa apartmana yönetici bile yapılmaz. çünkü problem dinci olmasından çok cehaleti ve karakteri.
  • fi tarihinde, orta okulda bir almanca öğretmeni vardı. “şevki yılmaz'ın ağzı iyi laf yapıyor, ama şeriatçı. keşke laik olsa, bizim tarafta da böyle birisi olsa” demişti derste.

    ben şok geçirmiştim. laik tayfada böyle lafazan tipler olsa, onlara da armut gibi düşecekti yani. retorik popülizmine kafa sallayanlar arasındaki eğitimsiz tipleri normal karşılardım da, 'eğitimli' bir öğretmenin buna dibinin düşmesine bayağı şaşırmıştım.

    ***

    objektif olarak erdoğan'ın konuşma stilini bir an için içerikten koparalım. laik lafazanlık yaptığını farz edelim. islamcılık yapmasın da, birdenbire, kafasını şiddetli bir şekilde kayaya çarpsın, laik olsun. veya kendini laik zannetsin.

    erdoğan'ın kürsü ve balkon konuşmalarında stil açısından beni rahatsız eden bir şey var. sanki, cuma hutbesi veriyormuş gibi imamsı bir tarzda konuşuyor. yüksek bir yere çıkıp aşağıdakilerin tamamına tepeden bakıyor, adeta akıl öğretiyor ve kendini üstün gibi göstermeye çalışıyor. öyle bir üslubu, laik içerikte bile olsa, kabul etmem.

    erdoğan'ın “benden üstün” olduğunu kesinlikle ve kesinlikle düşünmüyorum. 'liderlik' literatürü ışığında, erdoğan'ın “liderlik” anlayışını sorunlu buluyorum. bu tarzda “tepeden aşağıya liderlik” anlayışı terk edileli çok uzun zaman oluyor.

    diyelim ki insanların kişiliğini eleştiremiyoruz ve sadece davranışlarına bakıyoruz. erdoğan'daki öfke kontrolü problemini ne yapacağız? 'bağıra çağıra' liderlik yapılır mı? suç işleyen partililere bile sahip çıkan, “adamımı yedirmem!” anlayışı savunulabilir mi?

    ***

    erdoğan'ın liderliğinin başarılı olduğu sanılıyor, tek sorunun “laik olmaması” olduğu sanılıyor. o bakış açısında ciddi yanlışlıklar var.

    1- basın özgürlüğünü ortadan kaldırmak, laikler de yapsa, yanlıştır. karikatüre dava açmak, laik siyasetçiler de yapsa, yanlıştır.

    2- barışçıl muhalif gösterilere bile, silahlı şiddet yoluyla saldırmak, yürüyüş yasaklamak, sokağı muhalefete kapatmak, laikler bile yapsa yanlış.

    3- gerçek olmayan ve verilerle desteklenmeyen şeyleri doğruymuş gibi sunmaya çalışmak, yani sahte propagandaya başvurmak objektif olarak yanlıştır.

    4- halkın belli bir kısmına, bir grup insana karşı kin ve düşmanlık tahrik etmek, ayrımcılık yapıp nefret söylemi körüklemek, laik siyasetçiler bile yapsa, baştan aşağı yanlıştır.

    ***

    böyle bir başlık açıp, erdoğan'a hakaret / küfür edeceğimizi filan sanıyorlar herhalde. hayır, bu kişiye veya başka bir kişiye küfür edilmemelidir kesinlikle. objektif olarak değerlendirilmelidir.

    objektif olarak baktığımız zaman şunu görürüz; “liderlik nasıl olmaz/olmamalıdır?” sorusuna en net yanıt, recep tayyip erdoğan'dır. şirketimizde bir takım kurmak istesek ve erdoğan şirketimde çalışmak için iş başvurusu falan yapsa, benden referans istese, asla referans olmam.

    1- takım çalışmasına uygun değil. davranışlarla ve insanlara hitap üslubuyla, takımı dağıtır. akp içinde ilk kuruculardan şener, gül, babacan gibi isimler ayrıldı. davutoğlu ayrıldı. bunların tümü, şu anda erdoğan'ı eleştiriyor. referansları kötü.

    2- kriz zamanlarında erdoğan'ın kriz yönetimini kesinlikle yetersiz buluyorum. ani ve fevri tepki veren/öfke kontrolünü yitiren, kendisine eleştiri yönelten insanlara “israil dölü! ananı da al git!” şeklinde hitaplarda bulunabilen bir insan, lider değildir, takım kültürüne de uygun değildir.

    3- liderlik, aktif dinleme yeteneğini gerektiriyor. erdoğan'ın insanlarla konuşması sırasında çok iyi bir dinleyici olduğunu düşünmüyorum. “soru sormak isteyen” kişileri susturmasının yanı sıra sorulan soruya yanıt vermeme huyu da var. “bu tip davranışlar” mülakatlarda bile kesinlikle hoş karşılanmaz.

    özetle, erdoğan'ın sorunu 'laik olmaması' değil. içerikten bağımsız olarak, “liderlik” anlayışında, liderlik davranışlarında ciddi problemler mevcut ve 'birdenbire laik olmakla çözülebilecek' şeyler değil bunlar.
  • burada konu isim değil. idealler ve görüştür. zaten isimlere takıldığımız için bu ülke ileri gidemiyor.
  • yeterince eğitimli, bilinçli, akıllı ve vatansever olursa neden olmasın?

    o zaman o olmaz işte.
  • değirmen sele gitmiş sen şakşak arıyosun.

    ulan bu saatten sonra bizzat ayağıma gelse değil oy bir bardak su vermem.

    laik olsaymış mış. peh!.
  • hem laik hem müslüman olunmaz dediğine göre dinden vazgeçmesi gerekmektedir. o zamanda yüzde on oyu çıkmayacağına göre oy vermen pek birşey değiştirmeyecektir
hesabın var mı? giriş yap