• kulturel, ekonomik, vb. cesitli sartlar nedeniyle sadece abd'de taniklik edebileceginiz olaylar. ilham kaynagi icinse (bkz: sadece turkiye'de yasanabilen olaylar).

    bir de ornek verelim: (bkz: http://www.rofl.to/students-ruin-traffic) (on bilgi icin (bkz: amerikada karsidan karsiya gecen yayaya yol vermek)). bu sakayi turkiye'de on saniyeden fazla surduremezsiniz. hatta bunu yapmaya cesaret edecek yeterli sayida canina susamis ogrenci bulabileceginizden supheliyim. (gerci karsi ornek olarak topluca kirmizida gecmenin proleter sevinci var ama oradaki dinamikler kisi sayisindaki ezici ustunluk ve surenin kisaligi nedeniyle farkli.)
  • dünyanın en büyük ekonomisine, en güçlü ve pahalı askeri donanımına ve en gıpta edilen yaşam tarzına sahip olmanın verdiği gurur ile sokakta pislik içinde ve sersefil yaşayıp akşam yemeği için çöpleri karıştırmak.
  • lise mezunu olup okuma yazma bilmemek, iş başvurusu yaparken başvuru formuna sadece adını yazabilmek.
  • abd'nin makinevari bir duzeninin olmasindan kaynaklanan hadiselerdir. abd kuralciligin ust duzey oldugu bir ulkedir. bu nedenle abd'deki pek cok hadise turk insasina garip gelebilmektedir.

    basimdan gecen bir ornek vereyim. 2009 yili mayis ayinda, saat sabaha karsi 2.00 sularinda uzakdogulu bir genc, alkolun de etkisi ile cadde kenarina oturmus saga sola laf yetistirmektedir. fazla bir zarari yoktur gencin, saldirganlik vs soz konusu degildir. kaldirima oturmus, kendi kendine konusmaktadir. etrafta arkadasi vs varsa cocugu alip evine goturecektir belki.

    fakat aniden abd'nin cengaver polislerinden biri (hemde bayan) olay yerinde belirir, ve muhtemelen polisi arayan amerikali vatandas ta olaya aktif mudahale etmek (bkz: maydanoz olmak) babinda yerdeki genci kafakola alir, bayan polis de biber gazi puskurtur sarhosun yuzune. kendi halindeki sarhos genc zaptedilemez sekilde bagirmaya, kufretmeye baslar. bu esnada birkac tane daha ekip otosu ve ambulans olay yerine gelmistir. cocukcagizi zar zor sedyeye falan yatirirlar, kelepceleyip sedyeye baglarlar falan. ama hala kufur kiyamet gitmektedir ortalik. ve aniden olay yerinde itfaiye kamyonu belirir (bkz: oha)

    amerikali bir arkadasim olaya noktayi koyar: "itfaiye ne yapacak, su puskurtup ayiltacak mi adami".

    sonra diger amerikalilar da "biz bunun icin mi vergi veriyoruz, bi sarhos cocuga 4 polis otosu, ambulans, itfaiye geldi, yaziklar olsun vs vs" tarzinda serzenislerde bulunurlar. kimisi youtube'a koymak bahanesiyle olayi videoya ceker vs. (sen sikiysa turkiye'de polisi videoya cek bakalim).

    sonradan ogrendik ki cocuk 21 yasini doldurmus (ki bu amerikada buyuk bi olaydir) onu kutluyormus.
  • türkiye'de her gün milyonlarcası çok doğalmış gibi yaşanan kusurlar dava edildiğinde tazminat alınması.

    (bkz: turkcell/@mabeynihumayun) bu olay orda yaşansa yüklü tazminat alınırdı mesela.
  • sadece amerikada mıdır bilemem ama orda görüpte en şaşılası olay telefon hizmeti bedelinin hem arayana hem aranana yansıtılması.sana mesaj atıyorlar, sende ödüyorsun.seni arıyorlar senin de dakikan kontürün artık neyin varsa o da nasibini alıyor.
  • kemerinde kelepçe falan takılı olacak denli üniformalı bi adamın sabah 8'de kapımı yumruklaması. yusuf yusuf vaziyette, "ahanda şimdi kelepçeleyip götürecekler beni, sınır dışarı edecekler" düşünceleriyle gözümü ovalayarak kapıyı açmam. adamın yangın güvenliğiyle ilgili bişeyler geveleyip beni adeta kenara savurması ve evimin içine (ayakkabıyla) dalması. bütün kişisel gizlilik haklarımı çiğneyerek evimi dip bucak gezmesi. sonra bir kağıdı imzalayıp elime tutuşturup gitmesi.

    anca kağıda bir göz atınca anladım, adam meğerse benim evimi yangına karşı tedbirli miyim (yanan mum var mı, üçlü, uzatma kablosu kullanıyor muyum, yangın söndürücü sağ salim yerinde mi, vs.) diye denetliyormuş. üstelik evimi yeterince güvenli bulmazsa en şahanesinden cezası da varmış bunun.

    (bkz: hey dostum senin derdin ne)
  • bir baska enteresan ornek;

    ehliyet alinacaktir. arkadas tavsiyesi ile (belki el konulabilir dusuncesi nedediyle) turkiye'de ehliyet sahibi olmadigim soylenmistir (bkz: yalanin boylesi). basvuru esnasinda gorevli memur bayan, driving permit (yazili sinavi gecince verilen ve yaninizda ehliyet sahibi biriyle yola cikmaniza imkan veren belge) isteyip istemedigimi sorar, fakat tarafimca 'kurs almak istiyormusun?' gibi anlasilir (artik kafam yada gozum nerdeyse) ve 'hayir' denilir. sonra nedense geri de donulemez sozden. soyle bir diyalog gelisir;

    kadin-k the way i are-b

    k- ee peki nasil pratik yapacaksin? ehliyetin var mi?
    b- yok ehliyetim.
    k- e nasil ogreneceksin surmeyi?
    b- ya iste biz arkadasla kirsal alana cikip orda yapiyoruz pratik (yalanin boylesi, pess)
    k- olmaz! nasil olur?! imkansiz! yasak bu!
    b- ?!?!?
    k- ehliyetin yada permit'in olmadan arac suremezsin.
    b- ya orasi yol degil kirsal alan (anne o insan degil burhan), tarla, trafik mrafik yok.
    k- ehliyetin yoksa araba suremezsin, bitti! polis yakalarsa cezasi buyuk
    b- (kim takar cezayi) ok, i understand. (ulen bi geciym su sinavi, asfalti issiz adam izlemis kiza ceviricem, hungur hungur aglaticam)

    neyse, sinava girilmis, gayet rahat gecilmistir. o gunun aksaminda dert ortagi bir kardesimize diyalog aktarilmistir. tepki aynen sudur.

    "abi naptin sen, hic amerikali'ya oyle denir mi? potansiyel suclu gordu simdi seni o, kanunlari cigneyen, devlet-halk dusmani vs" (bkz: devlet dusmani)
  • > ota boka dava acip zengin olmak.
    > abuk subuk yasalar nedeniyle tutuklanmak.
    > (bkz: new york minute)
    > bankalarin promosyon amaciyla pompali tufek hediye etmesi.
    > bir ceo ile bir hademenin ayni restaurantta yemek yemesi.
    > uyumak, uyanmak, osurmak icin ayri ayri ilaclarin reklamlarina maruz kalmak.
    > ulke icindeki saat farki..
    > bir zenciyle bir yahudinin evlenmesi..
    > ayni trende be$ blokta be$ farkli lisan i$itmek..
hesabın var mı? giriş yap