• suçu saz çalmakmış.
  • selahattin demirtaş bu ülkenin en eğilmez, bükülmez, verdiği sözün arkasında olan, söylediğini inkar etmeyen siyasetçisidir.

    sevin, sevmeyin 2012’de söylediği(davası 2016’da açılan) ve kendisi hakkında halk dilinde “apo’nun heykelini dikeceğiz” dışında bilgiye sahip olmayan kardeşlerimizin devamlı kendisiyle ilgili söyledikleri cümledir.

    2012’de söylemiş olduğu ama dönemin koşulları değiştiği için savcıların geri dönüp bu sözlerden dava açtığını bilmezler. peki siyasiler fetö ve açılım döneminde neler neler demiştir hiç düşündünüz mü? geriye dönüp siyasi söylemler nedeniyle bu tarz söylemlerden eğer her siyasi için dava açılsaydı hiç bir partide siyasi kalmazdı bunu hepimiz kabul edelim iki yüzlülük yapmayalım.

    ha ama bu konuya bile büyük bir dürüstlükle savunmalarında değinmiştir demirtaş ama tabi siz davasıyla, savunmasıyla vs ilgilenmezsiniz size kara propaganda için 1 cümle lazım sadece. ben yazayım ne dediğini; dönemin siyasi koşulları ve o gün miting ortamında eksik söylediğim sözlerdir diyor ve kendisini de suçluyor. orada şunu demem lazımdı diye ekliyor “ bu ülkeye barış getirebilecek herkesin heykelini dikeriz.” bu miting ortamında yani devletin izin verdiği apo bayrakları’nın bulunduğu bu ortamda polisin gaz ve tazyikli suyla saldırdığı insanlara yapılan bir mitingden bahsediyoruz. polisin kimin polisi olduğunu da düşünerek analiz yapabilirsiniz. hükümet ve devlet yapın diyor ama polis mitingdekilere saldırıyor.

    yani bu tarz karmaşık ve ateşli bir ortamda eksik söyledim diyor.

    bugün hangi siyasi fetö veya açılım döneminde söylediklerini kabul edip öz eleştiri yapıyor?

    okuyun, öğrenin arkadaşlar eğer birini körü körüne eleştirecekseniz 1 cümlesini alıp veya medyada anlatılanları değil, hakim siyasetin size verdiklerini değil dahasını öğrenin ekşiye yazabiliyorsanız google da derin aramalar da yapıp bişeyler öğrenebilirsiniz ha tabi amacınız kara propaganda değilse.
  • tahliye mi? ben öldü mü acaba diye geldim adamı salmışlar amk. kahraman yaratmaya devam ediyor devlet.ya hiç almayacaksın ya da salmayacaksın. iki gün sonra "selahattin ölümsüzdür" derlerse şaşırmayın.
  • diğer hdp'lilerle birlikte vatandaşlıktan çıkarılıp kuzey ırak'a sepetlenmesi gereken cisim.
  • ülkedeki güzel 1-2 insandan beri. sözlükteki faşist cahillere çok takılmayın zülfü livaneli'nin de dediği gibi ekrem başkan ile birlikte uzun yıllar boyunca bu ülkenin kalkınmasında bir değer olarak görev alacaktır.

    çok özledik be başkanım.
  • "terör" parantezi içine ne kadar insan yerleştirirseniz, sistemin dışında hareket etmeye o kadar çok insanı zorlamış olursunuz. pkk dediğinin yapı, bir çoğunun hoşuna gitmeyebilir ama, artık alenen, açıkla, ilan edilebilir düzeyde amerikan kiralık askeri olarak fonksiyon görmektedir. hdp ile pkk arasında da kabul etmek ya da etmemekle değişmeyecek güçlü bir ilişki var. devlet de, özellikle yukarıda bir arkadaşın dediği gibi faşist mhp-akp bloğu, her hdp'liyi pkk'lı ilan etmekle bu ilişkiyi her hdp'li için kaçınılmaz, zorunlu hale getirmeye çalışıyor. bağımlılık ilişkisine itiyor hdp'yi. akıl almaz bir ahmaklık. anlaşılıyor ki sivilleşmeyi azaltmak istiyorlar, bu sorunun bitmemesini istiyorlar.

    herkes farkındadır, demirtaş yeni bir alternatiftir, silahsız bir siyaset için yeni bir seçenektir, ve pkk ile hdp ilişkisi popüler, karizmatik başkan imajı sayesinde bağımlılıktan alternatif olmaya evriliyor, fakat nasıl oluyorsa devlet+pkk beraberce demirtaşı içeri tıkıyorlar. ve yeniden her faşistin söyleyecek sözü oluyor, şu kriz ortamında.

    çocuklar gibi düşünmeyi bırakın, akıllı olun. dışlamakla ne kazanacaksınız, yalçın küçük'ün bir sözü vardı, "biz kendi kürdümüzü vermeyiz..." vermeyelim ulan sığırlar, her seferinde plak gibi aynı teraneyi çalıp durmayın. fırsat tanıyın ölüm makineleri yavaşlasın, bırakın sadece tartışalım, kansız bir birimize sövelim ama ölmeyelim, öldürmeyelim. kürdümüzü de amerikalılara, ingilizlere vermeyelim.
  • hemen herkesin her an terörist olabildiği bu ülkede, kendisine muhalif olanlar terörist dışında bir itham bulmaları gerekiyor.

    mesela susamam şarkısı için terörist yaftası yetmemiş; megazord tadında "pkk-fetö ortak prodüksiyonu" denmiş.

    bana sorarsanız kendisine en çok yakışan niteleme başgan. size de tavsiye ederim.
  • akp’nin yarattığı ve sonrasında üstüne sifonu çektiği siyasi figür.

    demirtaş sahip olduğu etnikçi ve terörü çözüm olarak gören zihin yapısıyla türkiye normalinde siyasette sivrilebilecek biri değildi.
    akp’nin ihanet politikaları ile pkk çizgisine yakın insanlar bir anda muteber oldular. oysa bunların 90’lar türkiye’sinde maksimum %4 marjinal pkk oyu almaları beklenirdi. akp tavizkar ve ihanetçi tutumu ile bu marjinal kesimin daha geniş bir tabana yayılmasını sağladı.
    bu tavrı ile nasıl ki iç ve batı bölgelerde tek rakip olarak chp ile yarışıyorsa; doğu ve güneydoğuda da kendi büyüttüğü hdp ile başbaşa kaldı. bu da zaten akp’nin batıdan tecrübeli olduğu ve en sevdiği “böl ve dindar muhafazakarları konsolide et” oyununa doğuda da zemini hazırlamış oldu.

    demirtaş kendini çok güçlü sanarak yanıldı, akp-pkk arasında yaşanan bir oyunun nasıl içinde kaldığını anlayamadı, herşeyi kendi başardığını sandı ve beklemediği bir şekilde rolü bitince sahneden alındı.
  • pkk'ya sırt çevirmedikçe yada en azından çevirmiş gibi gözükmedikçe hiç bir zaman sempati duymayacağım insan.
  • akp 'nin siyasal islamla birlikte sahneden çekildiği bir devre giriyoruz.

    milliyetçiliğin bu boşluğu doldurmaması için 100 kere düşünüp 1 kelime sarf etmek gerekiyor.

    ve geleceğin türkiyesinde kürtlerin türkler gibi sadece vatandaş olacağı, devletin bireylerin kültürlerinden bağımsız ve bireylerin özgürce kültürlerini yaşatabildikleri bir düzene nasıl evriliz? bunun yol haritası nasıl en sarsıntısız şekilde gerçekleşir, ne kadar zamana yayılır vs. gerçekçi , hamasete hamasetle tepki vermeyen bir çizgi belirlenmesi lazım.

    kültür denince kimliği belirleyen din mezhep dahil tüm unsurlar. artık her dk. dünya ile iletişim halinde olan bireylerin kültürlerini nasıl yaşatacaklarına güç odaklarının karar vermemesi gerekiyor. silahlı çatışmanın bireylerin yaşatacağı kültürü güç kazanmak için araç olarak kullanmaması gerekiyor.

    futbolda , din 'de, yöresel kültürde kardeş ve ortaklık arayışında ve bu tür ilkel mecralarda buluşma sağlayan değil; yarattığı mikro kültürle kendini tanımlayabilen bireylerin sadece ve sadece bu ülkenin vatandaşı olmaktan güç alacağı bir türkiye. böyle bir ülkede isteyen istediğine inanır istediğini söyler. çünkü artık birey içine doğduğu çevrenin etkisi ile kendini ilelebet savunmak zorunda hissettiği tüm değerleri korkmadan sorgulayacak bir özgür iradeye kavuşabilir.
hesabın var mı? giriş yap