solitary
-
ing. yalniz, tek, issiz..
-
fx'te ilk defa bugün izlediğim ruh hastası program. türkiye'de yapılsa olay olur. fear factormüş, suvivormış bunun yanında baby tv.
-
fx'te sonraki sezonları yayınlansın dediğim yarışmadır.
-
lenovo'nun sunduğu cuma bilimkurgu gecesinde izlenmiş, luke armstrong'un yazıp yönettiği, uzaya sıçramış bir homo homini lupus faciası.
2044'te dünyada artan nüfus ve azalan kaynaklar sebebiyle, hapishanelerde yer açmak için suçluları kolonilere göndermek gibi daha orijinalinin gerçekten düşünülemeyeceği bir distopik fikirle başlayan film, iki suçlunun bu f tipi cezaevinden ve birbirlerinden kurtulmasının hikâyesi.
ground control'ün uzaya tohum gibi saçtıkları mahkûmları toplamak için sergilediği - şaşılması beklenen - gönülsüzlük ile hücredeki iki kişiden birinin görünen kişi olmadığı düzenekte filmin yerçekiminden bağımsız uçuşacak kadar hafif drama çatısı zayıf. kötü oyunculuk ile birlikte, bu dramayı akıtmak için art arda gelişen, biri biter bitmez diğeri başlayan ufak felaketlerden müteşekkil olay örgüsü msü sinema televizyon bölümü üçüncü sınıf öğrencisinin pek rahat şekilde yazacağı aşikâr.
"dar alanda kısa paslaşma" olan bu mücadeleyi, uzayda tek başına kalmış bir bireyin dünyanın yörüngesindeki 3,5 metrekarede giydiği hüküm sonrası kendiyle hesaplaşması izledikçe ve bu hesaplaşma sonrasında evrenin neresinde olursa olsun "sevdicek" kişisine ne pahasına olursa olsun ulaşma klişesi ile insanı gerçekten içinde geçtiği uzay hücresinde basınçsızlık ve havasızlık ile boğan kötü film. -
-
skye edwards'ın mind how you go albumunden bir parça..
zaman zaman kendi kendine konuşuyormuş tadı veren vokal zaten şahane olmakla birlikte sözler de pek enfes.. dinleyip dinleyip bıkılmayası, bir süre unutulup sonra tekrar dinlenince aynı tat yeniden alınası bir şarkı..
you said the thing you said and you twisted me up
i don't feel any different but there it is in my head
stuck like glue, like a molecule
like my brain, a speeding train
i'll never be the same
will we always be the same
you did the thing you did, and it twisted me up
now i'm wrestling with reality
waiting for the bell to ring
and you kill me, you still me
come find me, don't lose me
that is all i want, that is all i want
the sky, the rising sun... solitary
and you my only one... solitary
and in the morning when i wash my face
i see happy, i see tired
i see ugly, i see peaceful
i'm waiting, running, i'm not angry or wired
i just get a little worried sometimes
then i do the things i do, but they still twist me up
i'm wrestling with my sanity
listening for the bell to ring
and i kill me, i fool me
can't find me, don't lose me
that is all i want, that is all i want
the sky, the rising sun... solitary
and you my only only one... solitary
no time, no end believe... solitary
you did the thing you did, and it twisted me up
now i'm wrestling with reality
waiting for the bell to ring
and you kill me, you still me
come find me, don't lose me
that is all i want, that is all i want
the sky, the rising sun... solitary
and you my only one... solitary
the shore is to the sea... solitary
and in the end we'll be... solitary -
(bkz: solitary shell)
-
-
don dokken'ın 2008 çıkışlı akustik albümü.
-
***1*** luke armstrong'un yazıp yönettiği, johnny sachon, lottie tolhurst, michael condron gibi isimlerin yer aldığı bilim kurgu filmi.
***2*** olivia washington, barry pepper , jimmie fails, david oyelowo gibi isimlerin yer alacağı, nate parker 'ın yöneteceği drama projesi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap