• ilk olarak 2004 yazında iki ingiliz çocuk (gerçek anlamıyla çocuk; biri 13-diğeri 11 yaşındaydı) sayesinde dinlediğim şarkı. 'ne güzelmiş, kim söylüyor?' diye sormuştum. şarkıyı ardarda beş kez dinlediğimiz için sempatilerini kazanırım bu soruyla diye düşünmüştüm; ama bir anda iyice soğumuşlardı benden. 'bilmiyor musun? nasıl bilmezsin?' hatta söylemediler de hemen kim olduğunu, keane olduğunu öğrenmek azıcık zamanımı almıştı (kim? keane! hoşuma gitti.). ne gariptir, 5 sene olacak neredeyse; hala bıkmadan, hatta onlar gibi ardarda dinlediğim nadir şarkılardan. pek çok başka şey gibi, bana şunu da düşündürdü bugün. aynı keyifle dinleyebiliyorsa ve sevebiliyorsa aynı şarkıyı, bambaşka yaşlarda bambaşka insanlar; kim bilir nasıl bir yükle doğuyoruz-büyüyoruz, içimizde neler neler kimler kimler var. 11 yaşında bile hüzünlendirebiliyor insanı, örneğin bir 'i'm getting old and i need something to rely on' sözü. ilginç.
  • scrubs, cold case, grey's anatomy gibi dizilerde kullanilmis, her turlu diziye ve filme meze olmaya musait, muslum gurses soylese cok yakisacagini dusundugum damar notalar butunu.
  • sade ama lezzetli şarkılardan.

    akşam 22:30 civarı otobüsten inip eve varıncaya dek dinlenir. kulakta kulaklık, sokaklar boştur. bir yandan yerdeki çizgilere bakılır, bir yandan şarkıya eşlik edilir. söylemesi de kolaydır zaten...
    eve gelindiğinde hâlâ bitmemişse bitmesi beklenir, yarıda bırakılmaz...

    shuffle modda denk geldiğinde insanı sevindirir. şüphesiz ki yukarıdaki reçete de bu şekilde keşfedilmiştir.
  • somewhere only i know deseydi bu kadar güzel olmazdı bu şarkı, ama gitmek için oraya da hep we olmayı bekliyoruz, yoruluyoruz, basit şeyleri özlüyoruz, rüyasını kurduğum bu muydu diyoruz, yoruluyoruz beklerken bir şeylere başlamayı... do you have a minute?
  • son günlerde haluk bilginer'in seslendirdiği "tomofil herkesin hakkı" temalı renault reklamında fonda duyuyormuşum gibi geliyor ama bilemiyorum. benim gibi müzik kulağı özürlü biri benzettiyse kesin vardır bi numarası.
  • kullanabilinecek kelimelerin yetersiz kaldigi, bazi cumlelerin soylenemedigi, dokunabilmek icin can atilan ama cesaretin yetmedigi; sadece, icleri isil isil parlayan, binbir, belki de tek bir anlamla bakan iki cift gozun konustugu zamanlarda mesajlar veren, kivilcimlar yakan, birseyler baslatan; biraz daha beraber vakit gecirebilmek mazeretiyle bitmesini beklemek icin arabadan inilmesini saglamak yerine yepyeni bir yola direksiyon kirdiran sarki... tipki bugun oldugu gibi bu sarkiyla baslayan asklarin benzer durumlari yasayip iliskilerinin sarkisi ("bizim sarkimiz") ilan eden ciftleri gercekten cok sanslidir; tabi yillar sonra bile birbirlerine "bak bizim sarkimiz" diyebiliyorlarsa... bu anlari yasayip bu sarkiyi hayatlarinin sarkisi yapan, bir zaman sonra o hos muzigi ve guzel sozleri duyduklarinda "bak bizim sarkimiz" diyecekleri kisiyi artik yanlarinda bulamayanlarsa o kadar sanssizdir... keske kelimeler, cumleler gizlenmese, insanlar sevdiklerini, asik olduklarini, o'nu istediklerini acikca, cesurca dile getirse, her seyi konusabilse... o zaman sans kendiliginden gelmez mi...
  • son günlerde üstüste dinlemekten bıkamadığım ve kendimi alamadığım keane şarkısı.
  • dinlediğimden bu yana geçen sürede pop-alternative-indie tarzlarında ilk kez dinlediğim diğer tüm şarkıları bununla kıyaslıyorum. sanırım daha iyisi çıkmadı.

    (bkz: keane)
  • insanın sevdiğini alıp dünyanın bütün gürültülerinden ve derdinden beş dakikacık dahi olsa kaçmak istediği, kendi aklındaki "mutlu yer" şarkısı. belki de her şey bitmektedir, neden o sonun bile tadı çıkarılamasındır? ve o eski mutlu yer hatırladığınız mutlu yerden çok farklı ve kolay küçük mutluluklar çok uzak olmasın sakın?

    "oh simple thing where have you gone
    i'm getting old and i need something to rely on
    so tell me when you're gonna let me in
    i'm getting tired and i need somewhere to begin

    and if you have a minute why don't we go
    talk about it somewhere only we know?
    this could be the end of everything
    so why don't we go
    somewhere only we know?"
hesabın var mı? giriş yap