• çok zeki olduğu halde kendini ifade edemeyen kısa boylu bir gencin hazin öyküsü.

    (bkz: r2 d2)
  • ilk üç filmi anti demoktrik jedi diktasının yıkılışını, sonraki üç filmi ise milletin hür iradesine karşı gelen postalcı jedi'ların gizlice örgütlenerek özgürlükçü ve demokrat cumhurbaşkanı palpatine'i öldürmesini konu alan drama serisi.
  • 2012'deki satın alım itibariyle disney tarafından hiç beklenmeyecek derecede çok kötü yönetildi. disney'in bir şekilde seri üretim yapımlarla, ecnebi tabirle cash cow'a dönüştüreceği, star wars markasının kalitesini düşüreceğini herkes tahmin ediyordu, hatta south park buna özel bir bölüm bile yaptı (obama wins). fakat bu kadar yol planı çizmeden, bu kadar vasıfsız insanlara güç vererek ilerleyeceği benim açımdan beklenmedik oldu. en kötü ihtimalle marvel cinematic universe gibi formülsel ama kendi içinde tutarlı ve fanları tatmin eden filmlerle ilerleyeceklerini düşünmüştüm. bunu yapamadıkları gibi memnun olmayan star wars fanlarını da "toksik fanlar" olarak adlandırdılar. böylece "biz yanlış bir şey yapmıyoruz, star wars hayranları sorunlu insanlar, filmlerimiz aslında başarılı" izlenimi uyandırmaya çalıştılar. bir süre de işledi bu, özellikle internet ortamında disney'in star wars filmlerinden şikayet edenler "toksik" damgası yedi, hatta daha ileri gidip seksist, ırkçı vs gibi absürt yakıştırmalar yapıldı. ama disney'in başarısızlığı kabak gibi ortaya çıkınca bunların da vadesi dolmaya başladı.

    başarısızlıktan kastım filmlerin kalitesiz olması, eleştirmenlerce ya da izleyicilerce beğenilmemesi değil tabii. bunlar da var ama bunlar disney'in çok da önceliği değil. devasa bir finansal başarısızlıktan bahsediyorum. biraz toksik bir fan olduğum için üşenmedim reddit olsun, box office siteleri olsun, finansal kayıtları tutan siteler olsun araştırdım ve bunu başkalarıyla da paylaşayım dedim.

    öncelikle filmlerden başlayalım, bu işin amiral gemisi filmler. şimdi halka öyle rakamlar açıklanıyor ki allah allah filmler ne büyük başarı yakalamış gişede, milyar dolarları koymuş kasaya diyorsun. ama öyle değil. iki nedenden dolayı değil.

    birinci neden, çok bariz olan, 1980'deki 100 milyon dolar 2020'deki 100 milyon dolara eşit değil. bunun içinde enflasyon var, sinema sayısı var, 3d'nin işin içine girişi var, sinemaya yıllar içinde artan / azalan ilgi var. var da var yani. bunu bence değerlendirmenin en güzel yanı filmlerin o dönemdeki iklim içinde, kendi yıllarındaki başarılarına göre karşılaştırmak, bir nevi endekslemek.

    böyle baktığımızda çok açık ve net bir tablo var. burada biraz geçmişten bugüne star wars filmlerinin başarısına bakmamız gerekiyor. the-numbers'taki verilere göre:

    1977'de, sonradan "a new hope" olarak adlandırılan ilk star wars filmi dünya çapında 775 milyon dolar hasılat ile birinci film oluyor. star wars'u close encounters of the third kind, saturday night fever ve the spy who loved me gibi kült filmler takip ediyor ve bu filmlerin toplam hasılatı ancak star wars'un hasılatına ulaşabiliyor.

    1980'de ikinci ve pek çok insana göre en iyi star wars filmi "empire strikes back" 548 milyon dolarla yine yılın en yüksek hasılat yapan filmi oluyor tüm dünyada. en yakın takipçisi nine to five'ın beş katından fazla bu. mad max, friday the 13th, the blues brothers, the shining gibi filmler bu sene içinde çıkıyor.

    1983'te çıkan orijinal üçlemenin son filmi ve skywalker saga'nın tek ve gerçek sonu (bu konuda tartışmıyorum bile) "return of the jedi" 475 milyon dolarla ilk sıraya oturuyor dünya çapında. ikinci sıradaki flashdance'ın hasılatının iki katından fazla. bu sene içinde roger moore'un ve sean connery'nin bond filmleri de var ilk beşte.

    1999 yılında george lucas, aslında en baştan beri aklında olduğunu ileri sürdüğü yeni bir üçlemenin ilk filmini hayata geçirdi. rivayete göre lucas zaten bu şekilde başlamak istiyormuş ama 20th century fox filmin başarısından emin olmadığı için tek film çekme hakkı vermiş. zaten ilk star wars filmine "new hope" uzantısının sonradan gelmesinin nedeni de bu, görülmedik bir başarı yakalamasından sonra devamının çekilmesine karar veriliyor. neyse konuya dönersek 16 yıl sonra gelen, benim ve benim neslimin sinemada izlediği ilk star wars filmi olan "phantom menace" 1 milyar doları aşarak hem yılın en çok hasılat yapan filmi oluyor hem de tüm zamanların en yüksek üçüncü hasılatına ulaşıyor. zaten o zamana kadar üç tane film milyar barajını geçiyor, şimdiki gibi elinden gözünden ışın atıp uçan her adamın olduğu film milyarı garantilemiyor. 1999'da phantom menace'ı 670 milyonla the sixth sense takip ediyor. bu sene ayrıca the matrix, toy story 2, the mummy, notting hill, american beauty önemli kült filmler var zirveyi takip eden.

    2002 yılında attack of the clones çıkıyor ve film 656 milyon dolarla dördüncü oluyor dünya çapında. ancak o senenin ilk üçüne baktığımızda bu biraz normal: lord of the rings the two towers, harry potter and the chamber of secrets ve günümüz süper kahraman sinemasını çıkışa geçiren film olduğu iddia edilebilecek spider-man. tabii phantom menace'ın bekleneni verememesi ve attack of the clones'un da serinin en zayıf filmlerinden olması bunda etkilidir. elbette zayıf derken lucas dönemi star wars filmleri standartında zayıf diyorum, hala oturup keyifle izleyebildiğim, kötü sahneleriyle bile eğlendiren filmler phantom menace ve attack of the clones. internet meme kültürüne de çok büyük katkıları var, bu iki filmdeki pek çok sahne meme oldu mesela.

    tabii prequel meme'lerini en çok besleyen film 2005'te gelen revenge of the sith. bu prequel meme konusuna yabancıysanız kesinlikle reddit'teki r/prequelmemes sub'ını takip etmenizi öneririm. revenge of the sith 2005'i yaklaşık 850 milyon dolarla ikinci sırada bitiriyor. ilk sırada ise yine bir harry potter filmi var ancak bayağı bir burun farkıyla ($897m) önde.

    sonra o karanlık gün geliyor ve 2012'de disney star wars'u 4 milyar dolar karşılığında satın alıyor.

    2015'te disney'in üçlemesinin ilk filmi geliyor. tabii herkes çok heyecanlı, ilk seans olan gece 12 full çekiyor akasya imax'te mesela. haliyle film 2 milyar hasılat yapıyor ve aynı uzun bir star wars yokluğu sonrası gelen phantom menace gibi force awakens da o zamana kadarki tüm zamanların en çok hasılatını yapan üçüncü film oluyor. fakat aynı phantom menace gibi insanların ağzında kekremsi bir tat bırakıyor. ama tam da bırakmıyor, bir değişik. phantom menace kötü film olarak kabul edilse de en azından kötü bir star wars filmi diyebiliyorduk. force awakens'ta hem iyi mi kötü mü karar veremiyoruz hem de tam star wars filmi gibi gelmiyor. ama diyoruz ki koskoca disney, herhalde planlamışlardır iyi bir üçleme, sonraki filmlerde toparlar bu iş.

    bu arada ufak bir dipnot: disney tabii "şu ana kadar çıkan tüm star wars çizgi romanlarını, kitaplarını falan yok sayıyoruz, biz kendimizinkileri çıkaracağız ve onlar hep birbiriyle ve ana filmlerle uyumlu olacak, hiçbir şekilde çelişmeyecek" diyor. çünkü expanded universe olarak bilinen ve 30 yıllık külliyata dayanan genişletilmiş star wars evreninde haliyle pek çok çelişki vardı. diyoruz ki mantıklı aslında, yapsın bunlar, o canon olsun. spoiler alert: daha sonra delicesine çelişiyor filmlerle.

    sonra disney "bundan sonra star wars filmi olmayan yıl kalmayacak" parolasıyla 2016'da rogue one'ı çıkarıyor ve o film captain america civil war'un ardından bir milyar hasılatla ikinci oluyor. hasılat iyi, film güzel. pesimistler olarak disney yüzümüzü kara çıkaracak, hakkaten bir planları var galiba diyoruz.

    sonra işte disney'in aslında herhangi bir planı olmadığını, star wars üçlemesi için bir yol haritası falan çizmediğini, işi de vasıfsız insanlara teslim ettiğini anladığımız film geliyor 2017'de: the last jedi. filmin neden rezalet olduğu üzerine kelam etmeye artık gerek yok, yıllarca yazıldı çizildi zaten. ama şu bir gerçek; bu filmden sonra star wars fanları disney'in bu işi beceremeyeceğini anladı. evet, film yine insanların "acaba force awakens'tan sonra nasıl devam edecek" merakıyla gişede birinci oldu ama aynı zamanda star wars markasına finansal anlamda en çok zararı veren film oldu. bu zarar da iki koldan geldi; birincisi daha sonraki filmler, ikincisi de disney'in aslında asıl ekmek kapısı olan star wars lisanslı ürün (yani temelde star wars oyuncakları) satışı.

    finansal anlamda ilk darbe solo filmiyle geliyor biz toksik fanlar ellerini ovuşturarak izlerken. film hem star wars ismini taşımasına, hem han solo gibi kült bir karaktere odaklanmasına hem de kanaatimce eğlenceli bir film olmasına rağmen yılı 24. sırada bitirdi 393 milyon dolar hasılatla. o zamana kadar bir star wars filmi için alınmış en kötü sonuç. mamma mia'nın devam filmi bile daha çok gişe yapıyor.

    şimdi solo neticede bir yan film, ana üçlemeye dahil değil, bir kazadır olmuştur, zaten film de çok beklenti yaratmamıştı diyebilirsiniz. olabilir, tartışılır. ama star wars'un 9 filmlik ana serisinin son filmi diye duyurulan (bizce öyle değil de, hadi öyle duyuruldu) filmin gişede patlaması hiçbir şekilde açıklanamaz. "rise of skywalker" 2019 yılını dünya listesinde sekizinci film olarak bitiriyor. üstelik, avengers endgame'i dışarda bırakırsak, arkasında kaldığı filmler de bir star wars ana üçleme filminin normal şartlarda asla arkasında kalmayacağı filmler. 1977'de başlayan star wars hikayesinin finali olarak duyurulan film, aladdin remake'inden daha az hasılat yapmış durumda şu an. bu rezilliktir, bu başarısızlıktır, bunu açıklayamazsın kimseye.

    kıssadan hisse, 1977'den beri her filmiyle yılın en çok izlenen filmi olan, birinci olamadığı en kötü senesinde bile lotr, harry potter gibi çok büyük serilerin az farkla arkasında kalan star wars'un, bu kadar önemli bir filmiyle sekizinci olması barcelona'nın la liga'yı sekizinci bitirmesi gibidir. ama çok gol atmışlardı diye savunamazsın, kovarlar teknik direktörü anında. üzerinde star wars adı taşıyan bir filmin yirmi dördüncü olmasına girmiyorum bile. şimdi orada bir milyarı görünce "bu mu patlamak ya, bir sürü para işte" diyebilirsiniz. evet bu patlamaktır, çünkü disney'in hedeflediği ve bu hedef doğrultusunda bütçe olarak harcadığı rakamlar düşünüldüğünde o bir milyar gişe hasılatı aslında büyük resim içinde zarardır. mesela iki yukarıda, 6. sırada, duran ve aşağı yukarı aynı gişeyi yapan joker de bir o kadar kazançtır. en başta dediğim gibi o bir milyar, bu bir milyara eşit değil.

    neden değili de açıklayayım. bu aslında en başta bahsettiğim iki maddeyle açıklanabilecek finansal başarısızlığın ikinci maddesi. dolayısıyla bu sadece son film için değil, genel olarak 8 yıllık disney macerası için geçerli. en basitinden önce yapım ve reklam bütçesini gişe hasılatından çıkarmamız gerekiyor. ancak bununla da bitmiyor, bunun bir de sinemalara gösterim için ödenen komisyonu var. konuya hakimsinizdir biraz cinemaximum olaylarından. ülkeden ülkeye değişiyor bu yüzde, abd'de %40 civarıyken çin gibi ülkelerde (ki en büyük pazarlardan biri) %75'e kadar çıkabiliyor. yani global gişe için ortalama %50 desek çok hatalı olmaz.

    bunun disney kapsamındaki tüm filmler için matematiğini reddit'te biri yapmış. temel olarak toplam gişe hasılatını ikiye bölüp (sinemaya giden komisyondan arınmış hali yani) filmlerin maliyetini çıkarıyoruz, kasaya giren kemiksiz parayı buluyoruz.

    the force awakens: $1000m-$500m = $500m
    rogue one: $500m - $300m = $200m
    the last jedi: $650m - $500m = $150m
    solo: $200m - $400m = -$200m
    the rise of skywalker: $525m - 500m = $25m

    burada önemli bir detay, filmin maliyeti sadece box office sitelerinde göreceğiniz "budget" değil. orada filmi sadece hayata geçirme maliyeti raporlanıyor. bunun çok önemli bir başka kalemi de filmin pazarlanması ki örneğin force awakens örneğinde bu maliyeti vanity fair $350m olarak raporlarken financebuzz $250m olarak raporluyor. buna dair kesin bir rakam vermek zor olsa da minimum $250m olduğunu söyleyebiliriz, bu da toplamda $500m veriyor bize. belki warner bros'un 1 milyar dolar hasılat yapan joker'den, disney'in 2 milyar 800 milyon hasılat yapan avengers: endgame'e göre daha fazla kar sağladığını duymuşsunuzdur. sebebi tam olarak bu.

    yani disney 4 milyar dolara aldığı star wars karşılığında filmlerden sadece 675 milyon dolar civarı bir parayı kasasına sokabildi. takdir edersiniz ki bu miki fare'nin oldukça sinirini bozar. şu an star wars'un başındaki kathleen kennedy'nin alaska'ya sürülmemesinin tek nedeni ortalığı velveleye verip hissedarları germemek.

    disney'in ekmek kapısının sadece filmler olmadığını belirtmiştim, özellikle star wars konusunda oyuncak çok büyük bir pazar. hatta filmlerden de büyük bir pazar. star wars filmlerinde gördüğünüz çok şirin şeylerin o filmlerde olmasının nedeni oyuncak satmak tahmin edebileceğiniz gibi. tabii bu olay disney'den öncesine dayanıyor, örneğin return of the jedi'da imparatorluğa karşı savaşan kıllı varlıkların köleliğe ayaklanan wookie'ler yerine sevimli ayıcık ewok'lar olma nedeni direkt bu.

    toys that made us'ın star wars bölümünü izleyenler (izlemeyenlere de tavsiye ederim) zaten star wars oyuncak pazarının, her zaman çok istikrarlı olmasa da, ne kadar büyük olduğunu biliyorlardır. uzun zamandır star wars'un oyuncak hakları hasbro'nun elinde ve hasbro uzun zamandan beri satışlara dair mali açıklama yapmayı bıraktı. tesadüf mü? çok sanmıyorum, çünkü orada da işler kötüye gidiyor ve tam olarak sinema gişeleriyle benzer şekilde kötüye gidiyor. the last jedi'dan sonra uzaklaşan star wars fanları oyuncak satışlarını da vuruyor.

    şu adreste konunun çok detaylı bir açıklaması var. özetlemek gerekirse makaleyi yazan arkadaşımız habsro'nun açıkladığı rakamlarla google trends'teki "star wars toys" ifadesinin çok yüksek korelasyona sahip olduğunu gösteriyor. hatta bunu pekiştirmek için lego star wars, barbie, hot wheels gibi oyuncak serilerini de deniyor.

    sonuç olarak elimize geçen tablo şu:

    https://www.jeditemplearchives.com/…01a_sw_toys.jpg

    resmi rakamlardan bildiğimiz şeyler ise, revenge of the sith döneminde elde edilen gelirin ve force awakens döneminde elde edilen gelirin yıllık 450-500 milyon dolar olduğu. yukarıdaki tablo da bunu destekliyor, bu iki filmin olduğu dönemlerde yükseliş neredeyse aynı. bu trend datasında ilginç olan hem the last jedi döneminde en küçük yükselişi görüyoruz, hem de the last jedi'dan sonraki noel döneminde 2004'ten beri gelen tüm noel dönemleri arasındaki en düşük yükselişi görüyoruz. merak edenler google trends'ten bu trendin devamına bakabilir. zira ben baktım ve rise of skywalker dönemindeki yükseliş the last jedi dönemindeki yükselişin de altında.

    bunu da filmler gibi biraz detaylandırmak gerekirse; açıklanan resmi rakamlar:

    2005 / rots dönemi: $494m
    2006: $285m
    2010: $245m
    2011: $215m
    2012: $203m
    2013: $187m
    2014: $205m
    2015 / tfa dönemi: $450m

    film olmayan dönemlerde 180-250m arası bir gelir söz konusu resmi rakamlarda. korelasyonu göz önünde alıp the last jedi ve the force awakens dönemlerindeki kazançlarını da hesaplarsak 2013-2019 arası dönemde hasbro'nun star wars oyuncak satışı gelirinin 2 milyar dolar civarı olduğu sonucuna ulaşabiliriz. disney'in hasbro'dan aldığı yüzde 2015'ten beri %20, daha önce %18'di. biz yuvarlak olsun diye hepsini %20 diye hesaplarsak buradan da kasaya giren net para $400m.

    yani en büyük iki gelir kalemi olan film ve oyuncaktan 7-8 yılda gelen net para 1 milyar doları ancak aşıyor. tabii daha blu-ray, tv dizileri, kitaplar, çizgi romanlar, diğer lisanslı ürünler var ama bunlar hesaplanmaya değmeyecek kadar devede kulak. örneğin en yüksek satış kalemlerinden biri olan blu-ray için abd pazarında the force awakens $151m brüt gelir sağlarken (en çok satanlar listesinde 5.), the last jedi $69m (en çok satanlar listesinde 31.) getirmiş. the rise of skywalker henüz çıkmadı ama elimizdeki tüm trendler doğrultusunda the last jedi'dan da az olacağını tahmin edebiliriz.

    disney'in büyük yatırım yaptığı başka bir konu da galaxy's edge: disneyland benzeri star wars tema parkları. disney'in her galaxy's edge kurulumu için yaklaşık 1 milyar dolar harcadığı biliniyor. ve zincirlikuyu metrobüsü gibi insan kaynaması beklenen bu tema parkları da sinek avlıyor. üzerine tüy dikercesine disney bu tema parkları kendi üçlemesi odaklı olacak şekilde hazırladı zaten.

    tüm bunları, gelirleri ve giderleri göz önüne alarak, topladığımızda şu çıkıyor, geçen 7-8 yılın sonunda disney bırak star wars'tan delicesine kar etmeyi, daha verdiği parayı bile amorti edebilmiş değil. ve bu durum beni o kadar memnun ediyor ki hiç üşenmeden oturup bu yazıyı hazırladım. ne kadar büyük olursan ol, istersen sinema dünyasında monopol ol, senden büyük bir hayran kitlesi var. onların cebinden çıkacak para senin kasanı dolduruyor. disney ya hatasını kabul edip 180 derece dönecek, ya da bu düşüş devam edecek.
  • resmi tarihle zerre alakasi yok. rtuk hala nasil yasaklamadi bilmiyorum.
  • doğru izleme sırası episode 4, 5, 6, 1, 2, 3, the fifth element, g.o.r.a. şeklindedir.
  • empire strikes back (imparator) ülkemizde 1 ocak 1983 tarihinde vizyona girmiştir.

    film gösterildiği ilk haftada yalnızca 11 sinemada oynamış ve 175.000 kişi tarafından izlenmiştir. (günümüzde çoğu filmin yüzlerce salonda vizyona girmesine rağmen bu rakamlara ancak birkaç hafta içinde ulaşabilmesi filmin o dönemki popülerliği hakkında bir fikir verebiliyor.)

    filmin türkiye dağıtımcılığını özen film üstlenmiştir.

    filmin tanıtımında kullanılan ömer muz çizimi afiş

    o günlerden gazete küpürleri

    ocak 1983 tarihli trt tanıtım reklamı

    filmin televiyondaki ilk gösterimi kasım 1992 tarihinde show tv tarafından yapılmıştır.

    vizyona girdiği bilinen sinemalar: şişli kent ve site, beyoğlu sinepop, çemberlitaş şafak, kadiköy süreyya, aksaray kristal, bakırköy sineması, izmir çınar sineması, ankara akün sineması, adana özen sineması.

    edit: imlâ ve görsel eklemeler
  • doğarken annelerini kaybedip farklı ailelere evlatlık verilen ikiz kardeşlerin babalarının karanlık geçmişiyle hesaplaşmasını konu alan film serisi.
  • 'bir evren'in doğuşunun perde arkası :

    - 12 haziran 1962 günü, bir california şehri olan modesto'da bir genç, yeni sahip olduğu 'autobianchi bianchina'sı ile okul kütüphanesinde işini bitirmiş ve evine dönmektedir görsel .. lise son sınıftadır, mezuniyetine 3 gün kalmıştır ve ailesine ait kırtasiye dükkanında çalışarak biriktirdiği harçlıklarına ilave olarak elbette sert mizaçlı babasının da katkıda bulunması sayesinde, artık bir arabası vardır .. oğlunun ilk tutkusu olan motorsikletlerden onu uzak tutmak amacıyla, bir nebze de olsa, okula gidip gelirken güvenli olacağını düşünerek babası ona bu arabayı almıştır ama liseli gencimiz aracı derhal modifiye ettirmiş ve sokak yarışlarına katılmaya başlamıştır bile görsel .. 'modesto' ona dar gelmektedir .. tek amacı, çok ünlü bir araba yarışçısı olmak ve dünya çapında üne kavuşmaktır ..

    ebeveynleriyle arası sürekli bozuktur .. özellikle babası, serseriliği bırakıp aile işinin başına geçmeye hazırlanması konusunda başının etini yemektedir .. ailesiyle geçireceği bir başka sinir bozucu akşam yaklaşmaktadır .. evinin bulunduğu caddeye girer ve hiç dikiz aynalarına bakmadan müstakil evin garaj yoluna doğru, sola kırar direksiyonu ve olan olur görsel ..

    okuldan beri onu takip etmekte olan sınıf arkadaşı frank ferreira, son sürat kullandığı 'chevrolet impala'sıyla arkadan kopup gelerek yan şeritten yanına yaklaşıp onu yarışa davet etmek istemiş ama arkadaşının, evine girmek için sola kıracağını hesap edememiş ve küçük cabrioya tam yan direkten bodoslama çarpmıştır .. ağır impala'nın darbesiyle iki silindirli küçük bianchina oyuncak araba gibi savrulur ve taklalar atmaya başlar .. liseli kahramanımızın emniyet kemeri kopar ve araçtan fırlayarak kaldırıma savrulur .. araba bir kaç takla sonrası bir ağaca çarparak durur görsel ..

    o sırada oradan geçmekte olan bir kişi (doğru zamanda doğru yerde olan bir adam), kaldırıma savrulmuş ve kemikleri kırılmış halde yerde baygın yatmakta olan genci, hurda haline dönmüş enkazdan uzaklaştırır .. derhal hastaneye kaldırılan çocuk, ciğerlerinin kötü durumuna ve bir sürü kırık kemiğe rağmen hayattadır ..

    biliyorum hem okuyor hem de düşünüyorsunuz 'acaba bu uzun girişin 'star wars' evreniyle alakası ne olabilir diye .. bu trafik kazası, 'çok çok uzaklardaki bir galaksinin' yaratılışının sebebi, aslına bakarsanız .. hatta bir galaksiden çok daha fazlasının da diyebiliriz .. zira kazadan yaralı kurtulan genç, 'star wars'un yaratıcısı 'george lucas'tan başkası değildir görsel ..

    - dört ayını hastanede geçirir .. zorlu bir iyileşme sürecidir ve tüm bu süreç içinde kafasını toparlamaya zaman bulur .. onu bağlı tutması gereken emniyet kemeri kopmasa çoktan o ağaca yapışmış ve ölmüş olacağı gerçeği aklından çıkmaz .. otomobil yarışlarıyla bir ömrün geçmeyeceğini, bu işin sonunun olmadığını yazar kafasına .. otomobillere olan aşkı baki kalsa da yarışçı olma fikrini aklından siler .. hız tutkusu, ileride çekeceği 1973 yılı yapımı ve neredeyse kendi lise yıllarının bir biyografisi olan 'american graffiti'de ve bir çok filminde ekrana yansıyacaktır görsel görsel ..

    dümeni önce fotoğrafçılığa kırar ve eğitimde son durağı da güney kalifornia üniversitesi sinema bölümü olur .. kaza sonrası kendini sorgulama evresi üniversite'de de devam eder, ünlü profesör joseph campbell'ın karşılaştırmalı mitoloji / karşılaştırmalı dinler konularında eserlerine kendini kaptırır ve sonraları, her fırsatta söylediği üzere kafasında 'henüz o tarihlerde adını koyamadığı bir evrenin öyküsünün' fitilini ateşleyen joseph campbell eseri olan 'the hero with a thousand faces'i başucu kitabı yapar görsel ..

    - 1967'de ucla'da (university of california, los angeles) 'öğrenci filmleri festivali' düzenlenir .. 'george lucas', festivale 15 dakikalık bir fütüristik bilim kurgu kısa filmiyle katılır : 'electronic labyrinth thx 1138 4eb' .. festivale, sinema bölümleriyle ünlü üç üniversiteden müthiş geniş katılım olmuştur (usc, nyu ve ucla) ama izleyiciler arasında, bu üç üniversitenin üçüne de başarısız lise ortalaması sebebiyle kabul edilmemiş ve sıradan bir yüksek okulda eğitimine devam etmek zorunda kalmış olan oldukça genç bir izleyici vardır .. bu genç izleyici arkadaşımız da o güne dek kendince filmler çekmiştir ama festivalde 'lucas'ın bu kısa filmini görünce çarpılır ve inanılmaz kıskanır .. doğru tahmin edenler olacağı üzere, bu genç izleyici 'steven spielberg'dür .. bu arada filmi bir kişi daha izlemiştir : 'george lucas'ın babası .. ve film sonunda oğlunun, aile işini devam ettirmiş olmasındansa, sinemacılıkta yoluna devam etmiş olmasının doğru karar olduğu yolunda ikna olduğunu söylemiştir ..

    electronic labyrinth thx 1138 4eb george lucas, 1971 yılında, bu kısa filmin uzun metraj versiyonu olan 'thx 1138'i çekecektir .. uzun metraj versiyon önemli bir gişe başarısı yakalayamayacak ama 'star wars'a giden yolda önemli bir köşe taşı olacaktır ..

    - 'steven spielberg' 1975'te 'jaws'ı çekmiş ve müthiş bir gişe başarısı yakalamıştır .. 'spielberg' 1976'da 'close encounters of the third kind'ın (üçüncü türden yakınlaşmalar) çekimlerine başlar .. yakın zamanlamayla 'george lucas' da 'star wars 'un (serinin diğer filmleriyle karışıklığı önlemek amacıyla sonraları filmin adı geriye dönük olarak star wars: episode iv – a new hope olarak kayıtlara girmiştir) çekimlerine başlamıştır görsel .. her iki film de 1977'de gösterime girecektir .. aslında 'spielberg' 'star wars'u ortak çekmek ya da en azından çekimlere katkıda bulunma teklifini götürmüştür 'lucas'a ama 'lucas' kesin dille reddetmiştir .. 'star wars', 'george lucas'ın bebeğidir .. her ne kadar muhabbetleri devam ediyor ve birbirlerine çok saygı duyuyor olsalar da iki yönetmen arasındaki tatlı rekabet zirveye ulaşmıştır görsel ..

    'george lucas', 'star wars' çekimlerinin sonuna kadar en iyisini yapmaya gayret etmiş olsa da sürekli olarak, gişe konusunda, filmin asla başarılı olamayacağını düşünmekten kendini alamaz .. her daim bir karamsarlık vardır üzerinde .. bir seferinde 'spielberg' ile karşılaştıklarında "kimbilir belki bir gün 'star wars'un hasılatı 'jaws'ın hasılatını geçer ne dersin ?" diye sormuştur tüm özgüven eksikliğiyle görsel .. oysa 'spielberg', her ne kadar kendisi de aynı yıl, çok önem atfettiği bir bilimkurgu filmi çekiyor olsa da (üçüncü türden yakınlaşmalar) 'lucas'ın çektiği 'star wars'un çok başarılı olacağına 'lucas'tan daha fazla inanmaktadır .. moralinin dip yaptığı günlerden birinde 'george lucas', 'spielberg'ün 'close encounters of the third kind' film setine gelir .. gerisini 'spielberg'den dinleyelim :

    "george yıkılmış bir haldeydi .. alabama'da 'close encounters'ı çektiğim sete geldi ve benimle bir kaç gün geçirdi sette .. sürekli olarak 'sanki bir çocuk filmi çekmiş gibi hissettiğinden' ve 'star wars'un asla istediği başarıyı yakalayamayacağından bahsediyordu .. sonra durdu ve bana :

    - "senin filmin 'star wars'dan kat be kat başarılı olacak .. dinle, sana ne teklif edeceğim : sana 'star wars'un gelirinden %2.5 vereceğim ve sen de bana 'close encounters'ın gelirinden %2.5 vereceksin, var mısın ?" görsel

    spielberg iddiayı ve teklifi kabul eder .. her iki sinema adamı da günümüzde, karşılıklı olarak birbirlerinin bu filmlerinin gelirlerinden %2.5 paylarını almaya devam etmektedir ama kazanan kesinlikle 'spielberg' olmuştur zira 1977 yılı yapımı 'star wars'un hasılatı inanılmazdır .. bir hesaba göre 'spielberg' bu iddiadan toplamda $40.000.000 kazanmıştır ve halen telif haklarından kaynaklı, geliri devam etmektedir .. görsel

    bu arada 'star wars', 'jaws'ın gerek gişe gerekse video hasılatını, kısa sürede geçmiştir .. 'steven spielberg', 'variety' dergisine tam sayfa verdiği ilanla, 'george lucas'a bu haberi müjdelemiştir, şakayla karışık, bu hasılat galibiyetiyle 'taht'ı ve hayal'güc'ünün yaratıcılığı sayesinde de tebrikleri hakettiğini belirterek : görsel ..

    spielberg-lucas ikilisi, çok yakın dost olmuşlar ve rekabeti bir yana bırakarak ortak projelere yönelmişlerdir ..

    - 'steven spielberg', her ne kadar çok istemiş olsa da george lucas'tan hiç yeşil ışık almadığı için evet, hiç bir 'star wars' projesinde yer almaz ama george lucas ile dostluğu dışında, 'star wars' evrenine dolaylı katkıları olur .. bu katkılardan ilki 'kathleen kennedy'dir .. spielberg ve kennedy'nin yolları '1941' filmi sırasında kesişir .. spielberg onu hemen sekreteri olarak transfer eder .. zaman içerisinde kennedy'nin organizasyon yeteneği 'spielberg'ü etkiler ve yapım şirketinde yönetici pozisyonuna yükselttiği 'kennedy'ye bir çok önemli projede 'yapımcı' olarak görev verir .. sonraları 'kennedy', kocası 'frank marshall' ile kurduğu yapım şirketiyle hizmet vermeye devam eder .. sonunda 2012'de şirketi kocasına devreder ve aldığı önemli bir teklife 'evet' der .. o artık 'çok çok uzaktaki bir galaksiye hizmet verecektir' .. evet teklif 'george lucas'tan gelmiştir .. 'kennedy' lucas film'e geçer .. ve aynı yıl 'lucas film' 'disney'e satıldığında da kathleen kennedy' artık şirketin başkanı olacaktır .. görsel görsel görsel görsel görsel

    ama bu arada gelelim ilginç bir diğer anekdota ki bu da kathleen kennedy'nin 'star wars' serisine sunduğu bir katkı ile alakalıdır .. bir çok röportajında ve kimi konuşmalarında kennedy şöyle anlatır bu olayı :

    "steven'ın sekreteriydim ve bir gün bir telefon geldi .. arayan 'lookout mountain' (arizona) dan bir adamdı ve evinin bodrumunda tozlu bir kutu bulduğunu ve kutunun içinde bir 'süper 8'le (kamera) çekilmiş film bobinleri olduğunu ve bunların büyük ihtimalle 'steven spielberg'a ait olduğunu söyledi görsel .. ilk aklıma gelen para sızdırmaya çalışan bir dolandırıcının bizi aradığıydı, bu nedenle 'universal' film platosunda olduğumuzu ve eğer mümkünse filmleri bize getirmesi halinde gerçekten 'spielberg'e ait olup olmadıklarını kontrol edebileceğimizi söyledim ve telefonu kapattım .."

    gerçekten de spielberg'ün çocuk yaşta çekmiş olduğu filmler kaybolmuş ve hiç bulunamamışlardır .. telefonu kapatır kapatmaz 'kennedy', 'spielberg'e 'lookout mountain' diye bir yerde yaşayıp yaşamadığını sorar, yanıt 'evet'tir .. 'spielberg' detayları duyunca sevinçten havaya uçar ..

    adam gerçekten de film kutusuyla birlikte gelir, çok nazik biridir ve hemen kontrol edildiğinde görülür ki filmler gerçekten de 'steven spielberg'ün çocukken çekmiş olduğu kayıp filmleridir ..

    sıra bu tozlu filmlerin temizliği, kayıtlar için filmlerin bobinlerden teyplere aktarılması işine gelmiştir ve kathleen kennedy'nin aklına l.a.times gazetesinde okuduğu bir haber kupürü gelir .. haber, bir film ödülü almış 15 yaşlarında 2 çocukla alakalıdır .. 'kennedy', bu iki çocuğu bulur ve onlara filmlerin temizliği görevini verir .. çocuklardan biri 'matt reeves' (yıllar sonra planet of the apes - maymunlar cehennemi- ni yönetecektir) diğeri ise o tarihten 30 küsur yıl sonra 'star wars evreni'ne yine kathleen kennedy'nin isteğiyle yönetmen ve yapımcı olarak dahil olacak olan 'j.j. abrams'tır görsel görsel ..

    - son anekdot gayet şaşırtıcı .. dikkat ederseniz bu yazı dahilinde, ismi zikredilmeyen ve anonim kalan tek bir kişi mevcut .. o kişi de yazının başında bahsi geçen trafik kazasında, genç george lucas'a yardımcı olmaya çalışan adam (doğru zamanda doğru yerde bulunan, şeklinde tanımladığım anonim kişi) .. burada kesip bir kathleen kennedy'nin geçmişine göz atalım, oradan da 2015 yılına, 'star wars: the force awakens'ın dünya prömiyerine gidelim :

    kathleen kennedy'nin anne ve babası 70'lerin başında boşanır .. babası daha sonra başka bir kadınla evlenir ve bahsi geçen hanımefendinin, ilk evliliğinden 2 oğlu vardır .. kathleen kennedy, 2015 yılında, 'star wars: the force awakens'ın prömiyerinde seyirciye duygusal bir konuşma yapar ve konuşma dahilinde bir cümlesi, herkesi şaşkınlığa uğratır :

    "1962'de george (lucas) modesto'da bir sokak yarışında kaza geçirir ve aracı bir ağaca toslar .. işte o kaza sonrası george'u enkazdan uzaklaştıran kişi benim üvey erkek kardeşlerimin büyükbabasıydı" ..

    (aslına bakarsanız bu anekdotla alakalı bilgi veren çok sayıda sayfa ve video mevcut ama hemen hemen çoğu, referans olarak 'ew'yu gösteriyorlar (entertainment weekly) .. açıkçası direk bir video yok .. ama referans gösteren linklerin kimi oldukça ciddi kanallar olduğu için daha öteye sorgulamadan anekdotu dikkatinize aktarmayı seçtim ve aşağıda da belli linkleri, kaynakçada paylaştım)

    'kennedy' konuşmasını şöyle bitirir : 'may the force be with you' (güç sizinle olsun) ..

    - star wars (ister ilk film (a new hope) olarak bakın meseleye, isterseniz filmler serisi, isterseniz star wars evreni olarak adlandırın) çoktan bir modern mit .. 'lucas' mitolojiden yola çıktı ve eğlencelik bir mit yarattı .. ve (tam yılı hatırlamamakla birlikte) 1980 veya 1981'de 6-7 yaşlarımdayken babamın beni bir akşam seansına götürdüğü ilk film, benim için bilimkurgu ile ilk tanışıklığım ..

    kaynak :

    biography - car crash
    kathleen kennedy speech at premiere
    car crash that changed the galaxy
    autobianchi bianchina
    kathleen kennedy speech proof
    lucas & spielberg - rivalry and friendship
    the man behind the curtain
    star wars locations
    electronic labyrinth : thx1138-4eb
    mitoloji - budizm - star wars
    the big bet
    ad messages over magazines
    kathleen kennedy talks about j.j.
    kathleen kennedy
    kathleen kennedy hollywood producer
    force awakens premiere
    force created coincidences

    * görsellerle alakalı olarak telif engeli göremedim ancak hak ihlali söz konusuysa lütfen uyarın, kaldırırım .. kastı aşan amacım yoktur ..

    * her ne kadar çapraz kaynakları dikkatlice kontrol etmiş olsam da eğer olay akışları veya tarihlerle alakalı düzeltme gerektiren öge görüyorsanız lütfen bildirin ..
  • bütün sinema filmlerini izlemiş ama diğer yapımlara pek dokunmamış biri olarak geçenlerde tales of the jedi'dan başlayayım dedim.
    tales of the jedi
    clone wars
    the bad batch
    şeklindeki sırayla başladım izlemeye. izledikçe bir şey dikkatimi çekti. izledikçe bir şeyler zihnimi kemirip durdu.

    bu giriyi de nesillere ışık tutsun diye, çevirmen arkadaşlara hitaben yazıyorum.

    sevgili çevirmen arkadaşlar, romalılar, vatandaşlar.

    allah aşkına sidious'un verdiği şu "execute order 66" emrini "imha emri 66" diye çevirmeyin.

    "execute order 66" emrindeki "execute" uygula, gerçekleştir manasında kullanılmakta.

    yani doğru çevirisi "emir 66'yı uygula" olacak. imha emri 66 diye bir şey yok. klonlara takılan çipte yer alan ve uymaları gereken 150 tane emirden bir tanesi emir 66.

    ayrıca imha emri 66'nın ingilizcesi "execution/extermination order 66"tir. "execute order 66" değildir. execute bir eylemdir ve takısız hali emir kipine karşılık gelir: "uygula, gerçekleştir, yap"... imha bir isimdir ve execution/extermination olarak çevrilir.

    filmlerden animasyonlara, dizilere her yerde bu çeviri hatası yapılır mı yahu? kimse mi ayıkmadı o kadar yerde bunun çevirisi yapılırken.

    the clone wars ve revenge of the sith çevirilerinde görüp duruyordum, the bad batch'te de aynı çeviriyi görünce artık dayanamadım.

    ha bu işi gönüllü emek veren arkadaşların hepsinin eline, emeğine sağlık, o ayrı konu. verilen emeği küçümsediğim anlaşılmasın. olay güzelleşsin, doğrusu bilinsin diye yazıyorum bunu.
  • indiana jones ile star wars aynı evrende geçer. bilirsiniz ki george lucas'ın zihninden çıkan iki hikayedir bunlar. birisi geçen yüzyılda geçerken diğeri çok çok uzun zaman önce'de geçer. alakasız gibi görünse de alaka vardır. star wars'la ilgili onlarca teoriden birisidir bu.

    star wars bölüm 6’da sith lordlarının ruhları hapsedilir. sith lordları ölse bile hayaletleri kötülük yapmaya devam edebilir. bu yüzden kapatılan ruhları bilinen galaksinin herhangi bir yerinde tutmak inanılmaz derecede tehlikeli olurdu. bu nedenle jedi konseyi, son bir görev için r2d2 ve c3po'yu göreve çağırır. r2-d2 ve c-3po, sandığı eski insanlarla karşılaşacakları dünya'ya götürür. robotlara aşina olmayan dünya halkı, droidleri cennetten gönderilen ziyaretçiler olarak görür. kutu ve içindeki büyük güç, indiana jones'un yüzyıllar sonra aradığı ahit sandığı olur.

    https://m.imgur.com/aodcda8

    indiana jones ilk filmin sonunda sandık açılırken gözlerini kapatır. kendisi bilmese de han solo'nun uzak akrabasıdır. luke skywalker "sandık açılırken gözünü kapat indie" demiştir sadece. başka türlü kötülükten haberi olmasını destekleyen bir sahne yok ne yazıkki filmde *

    edit: cüneyt arkın star wars dahil tüm evreninin kralıdır.
hesabın var mı? giriş yap