• 3 hafta önce kadıköy viktor levi'de yemek yerken gördük. garson dedi ki saçlarına falan bakar mısnız? kaç yaşında ne kadar havalı? ben de dedim ki "bu insanlar boş yere meşhur olmuyorlar". neyse yemek bitti kalktık, masalarının yanından geçerken baktım yerinde yoktu, olsaydı iyi akşamlar diyecektim. tam çıkıyorduk koridorda karşılaştık. sadece merhaba süleyman bey dedim. o kadar samimi o kadar güler yüzle konuştu ki acaba beni birine mi benzetti dedim. nasılsınız? siz de mi buraya geldiniz? ben burayı çok beğendim dedi. fotoğraf çekilirken arkadaşım "tüm çocukluğum gözümde" dedi, süleyman bey de "ne çocukluğu?, bebekliğin, bebekliğin" dedi.

    bu kadar centilmen, naif bir beyefendi 36 yıllık ömrümde görmedim. eski beyefendiler böyleydi herhalde dedim içimden.
    bugün öğlen vefat haberini alınca inanamadım. çok sağlıklı ve dinç görmüştük 3 hafta önce. kalp kriziymiş. huzur içinde uyusun yeşilçam duayeni, centilmen jönümüz.

    not: aklımda memoli dizisindeki karakteri geliyordu hep, annem çocukluğumda saklanıp kalan aklımdan silinen bir rolünü hatırlatıp içimi burktu. "oz büyücüsü"filminin türk versiyonunda kalbi olmadığı için üzülen robotu süleyman turan oynuyordu. o robotun en sonunda ağlayıp kalbi olduğunu anladığı sahneden çok etkilenmiştim.
    film türkçeye ayşecik ve sihirli cüceler rüyalar ülkesinde (1971) olarak çevrilmiş – orjinali the wizard of oz (1939).

    wizard of oz-türk versiyon
    16.47 dakika süleyman turan'ı teneke adam olarak kalp istediği anı görebilirsiniz.
  • türk sinemasının en kral adamlarındandı. allah rahmet eylesin.
  • türk sinemasının bir türlü hakkını vermediği başına birşey gelmesi halinde uğruna gözyaşı dökeceğim nadir aktörlerden biridir. hiç unutmam 2002 yılında küçük bir kaza yapmıştı , ona birşey olacak diye o kadar üzülmüştüm ki.. değeri gün gelecek daha iyi anlaşılacak.

    1936 istanbul doğumludur, asıl tam adı süleyman başturan'dır. çok yönlü sanatçılarmızdan biridir. çoğu kişi onu sadece beyaz perde'den bilir ancak turan, ayrıca şair,ressam, roman ve senaryo yazarıdır. çok küçük yaşlarda sinema ve resime duyduğu tutku nedeniyle kadıköyde halk evlerinden çıkmaz. ilk ve orta öğretimini kadıköyde yapar. haydarpaşa lisesinde ise gelecekte çok yakın arkadaşları olacak olanizzet günay vegöksel arsoy ile tanışır çok sıkı birer dost olurlar. liseyi bitirdikten sonra sinema ve resime tutkusu olması rağmen istanbul üniversitesi ingiliz filolojisinde eğitim almaya başlar ki 3. yılında da ayrılır askerlik zamanı gelmiştir ve yedek subay olarak vatani görevini yapmaya başlarken kore savaşı patlak verir. hani bir insanın yüzüne bakınca aşağı yukarı nasıl biri olduğunu anlarsınız ya işte ben süleyman turanın gözlerinden çok yardımsever ve her daim gönüllü biri olduğunu görmüşümdür ki geçmiş zaman beni yanıltmamıştır çünkü askerde gönüllü olarak türk birliğine katılarak japonya görevine gider.

    görev devam ederken askerler arasında yetenek yarışması düzenlenir, ordumuz askerleri yarışmaya ingilizce bir piyes ile katılır ve birinci olurlar, bu oyunla ilk sahne deneyimini yaşar. görev bittikten sonra memlekete dönmez ve uzun bir süre uzakdoğu ve amerikada yaşar. memlekte geri döndükten sonra para kazanmadan hayatın yaşanmayacağının bilincinde dergilere karikatürler çizer hatta veliefendi hipodromunda bilet bile satmışlığı vardır.

    bir gün tiyatro'da çok iyi bildiği oyunun oyuncularından olan selim naşit gelmemiştir ve rol saim alpago tarafından ona verilir. yetenek allah vergisidir ama eski dönemlerde bazı yarışmalarda (ki hala devam ediyor) fena bir şekilde torpil dönerdi. torpilin olmadığı yerlerde kişide yakışıklılık ve güzellik gerekliydi, süleyman turan kazanamayacağını bile bile yarışmaya katılır (yıllar sonra hürriyet gazatesinde ki röportajında okumuştum, juri ye not verir: "bu yol sinemaya girmek için seçtiğim en dürüst yol") ve hiç beklemediği bir şekilde finale kalır diğer finalistler ise ediz hunile ajda pekkan'dır.sayın bayan adlı filmle sinema hayatına bağladığında produktörlerden biri soyadındaki "baş" 'ın fazla olduğun söyleyerek turan olarak değiştirir.

    9. antalya altın portakal film festivalinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü güllü adlı filmle almıştır. bir diğer ödülü ise altın koza film festivalindendir: yarın son gündür.

    senaryosunu yazdığı filmler: 1997 tarihli sevgili dayım ve 1982 tarihli baş belası'dır. oynadığı film ve tv dizilerinin sayısı yaklaşık 160'dır. en önemlileri ise: dikkat kan aranıyor (temel gürsu), güllü geliyor güllü (atıf yılmaz), yarın son gündür(yılmaz güney) ama onu tüm türkiye'nin tanıdığı karekter ise ne yazık ki yılan hikayesinde canlandırdığı komise kemal karekteridir.
  • gerçek bir beyefendi ve gerçek bir sanatçıdır.

    geçtiğimiz cuma akşamı işyerimden çıkıp neşeyle evime giderken, biraz ileriden bana doğru gelen tanıdık yüzü görünce bir an donup kaldım kim olduğunu anlamak için. hani bazı adamlar görürsünüz ellerinde alışveriş poşetleriyle yürürken bile karizmatik ve jön gibi bakımlı hani "artiz" gibi görünürler yaşlarına rağmen, işte bu abimiz de pardesüsü, şık kaşkolu ve rüzgarla gelen -tahminen pino olmalı- parfümüyle o karizmayı etrafa öyle bir salıyordu ki daha yüzünü tanıyamadan durup kim olduğunu anlama ihtiyacı hissettim, kısa bir duraksamadan sonra da gülümseyerek selam verdim.

    yeşilçam zaten bir yana, bir de çizgi roman konusuyla ilgilendiğim için benim gözümde çok önemli yere sahip, çok yönlü bir sanatçı olduğunu söyleyince tüm mütevaziliğiyle bunun aynı anda iki iltifat olduğunu ve kendisini çok sevindirdiğini söyledi. artık çizmiyormuş, zaten çizgi diyarı forumundaki röportajında da yerli çizgi romanlara ilgi olmadığı için çizse bile yayımlatacak kimse bulamadığını söylemişti biraz kırgınca. konuşsam sabaha kadar konuşmak isterdim, sanırım kendisi de kibarlığından bir şey demezdi ama o soğukta fazla tutmak istemediğimden iki dakika sohbet edip yoluma devam ettim bu arada uzun uzun düşünerek. bu adamlar türlerinin son örnekleri, hayatlarının son gününe kadar sokağa çıkarken insan içine karıştıklarının bilincinde oldukları için bakımlı, yaptıkları işleri kendilerini takip edenler için yapan ve bu yüzden de mütevazilikten ödün vermeyen bir ekol'den gelen hazine gibi adamlar. ne yaptığı belli olmadan hatta "birilerinin bişeysi" oldukları için televizyonda gazetede boy gösterenlerin dünyasına ait değiller, kokuşmuşlukla gündemde tutunmaya çalışanların çürük yumurta yağmuruna tutuldukları, yuhlandıkları döneme ait adamlar. ne olacak onların jenerasyonu tamamen bittiğinde?
  • türk sinemasının yüz aklarından. her gözüktüğü sahnede izleyici de bir güven duygusu oluştururdu. beyefendi, sakin, babacan, kendi halinde bir insandı. mekanı cennet olsun, allah rahmet eylesin inşallah...
  • yanlış hatırlamıyorsam aynı zamanda karikatürist ve çizer idi süleyman turan. çok yönlü bir sanatçıydı yani. ruh u şad olsun.
  • aktörlük mahçup adamın intikamıdır, diyen mahçup bir aktör. ruhu huzur bulsun.
  • sabah saatlerinde yaşamını yitirmiş. iyi bilirdik.

    https://twitter.com/…das/status/1171312028033699845
  • o filmlerde bir kere bile esas kizi kapamayan, hep ikinci adam olan, super temiz kalpli, iyi niyetli ve gazeteci olmasi muhtemel kisiyi oynamistir neredeyse hep.
  • kemik rengi trenckot enternasyonal mecrada humphrey bogart ile özdeşleşmişse yerel düzlemde de kendisinin karşılığı süleyman turan'dır. kimseye ona yakıştığı kadar yakışmaz bu giysi. evet, cüneyt arkın'a bile.
hesabın var mı? giriş yap