*

  • fatih belediyesinin kentsel dönüşüm programı kapsamında bir mahalleyi yerinden etmesinin ntv ekranına yansırken kullanılan başlık.

    çingeneler (veya romanlar) m.s. 4. yy'da kuzey hindistan'da yönetimle yaşadıkları itilaf sonucu göçe zorlanırlar ve büyük göçlerine başlarlar. bugün dünyanın her yerinde görebileceğimiz bu halkın mensupları malesef ki göçlerini tamamlayamamışlardır. zira yerleşmeye çalıştıkları her yerde gerek kültürleri, gerek dilleri, gerek yaptıkları işlerle çoğunluk tararfından horlanmış ve faşizmin her hortladığı yerde ilk hedefler haline gelmişlerdir. zaten bu yüden göçlerinden yüzyıllar sonra dünyanın değişik yerlerinde gördükleri zulme bir tepki olarak "biz de insanız!" söylemi üzerinden kendi dillerinde -insan olan- anlamına gelen roman kelimesini kendilerine isim seçmişlerdir.

    romanların halen doğu avrupadaki konumları şaibelidir. mülk edinme ve yerel halkın yaşadığı yerlerde yaşamaları bazı kanunlarca yasaklanmıştır.

    romanların istanbul gelişi ise biz çılgın türkler'in surlara dayanmasından yaklaşık 300 yıl önce gerçekleşmiştir. ve bu halk bizans tarafından iyi demirci ustalarına sahip oldukları için istenmeye istenmeye istanbula kabul edilmiş ve bugün sulukule olarak bilinen yere edirnekapı içindeki sur içine yani şehir sınırına yerleştirilmişlerdir. istanbul'u fetheden osmanlı hal-i hazırda kıpti olarak bildiği bu halkı kovmayarak emeklerinden istifade etmeye devam etmiştir. cumhuriyet döneminin yakın tarihinde sulukule romanları ,ilk yerleşim bölgesinden iskan planı çerçevesinde toparlanıp bir-iki mahalle yukarıya yollanmıştır. fakat sulukule mahallesi de onlarla beraber yukarı taşınmış ve eski adını korumuştur.

    yakın bir tarihe kadar sulukule, gazetecilerin haber bulamadığı zaman gerek fuhuş yuvası, gerek uyuşturucu ticaretinin kalbi olarak lanse ederek günlük haberler kotardığı, unutulmuş bir mahalle idi. demek ki unutulmamış ve bu toprakların 900 yıllık yerlileri hala bazı insaları rahatsız ediyor ve yeniden yerlerinden ediliyor.

    anlaşılan yeni kentsel dönüşüm planı içinde başka halkaları barındırmıyor...
  • çeşitli sivil toplum örgütlerinden tepki alan ve irsn (international romani studies network) türkiye temsilicilerinin de bir raporla fatih belediyesi'nden geri çekmesini isteyeceği uygulama
  • sulukule roman kültürünü geliştirme ve dayanışma derneği, başbakan'a bir mektup göndermiş ve romanların zorunlu tahliyelerinin, türkiye’nin kabul ettiği uluslararası insan hakları yasalarının açık bir ihlali olduğunu belirtmiş...

    çözüm getirilmesi istenen acil sorunlar şöyle:

    - evsiz kalan yüzlerce roman, temel sağlık ve hijyen ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksun durumda yaşıyor.
    - bazı tahliyelerde polis, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu romanlara karşı biber gazı kullanıyor.
    - tahliye edilen aileler, muhtarlar ikametgah belgesi vermediği için, çocuklarını okula kaydettiremiyorlar.

    sonuç olarak, zorunlu tahliyeler yoluyla sulukule halkı göz göre göre sokağa atılıyor...

    henüz gidip de görmemiş olanlar için, the guardian gazetesi'nin video haberi şurada:

    http://www.guardian.co.uk/…deo/2008/jul/22/sulukule ...
  • istanbul'un nev-i sahsina munhasir semtlerinden biri olan sulukule'yi rehabilite edecegi soylenen* sehircilik projesi. tabi isin basinda bir sey soylemek onyargili davranmak olabilir ama is isten gectikten sonra da konusmak bosuna olacak ama bir olcut verip isi basinda baglayalim: basarisi, tek bir sakinini bile yerinden etmeme sarti altinda, apartman katlarinda sulukule kulturunu yasamaya calisan sulukuleli sayisi ile ters orantili olacak.
  • bu hafta hem avrupa parlamentosu nda hem de tbmm de tartisilacak olan proje.
    http://www.bianet.org/…e-hem-avrupa-parlamentosunda
  • takip etmeye çalışıp da canımı sıkan projelerden biri bu.
    yüzyıllardır yaşadıkları yerden uzaklaştırılmak zorunda bırakılacakların hikayesi.

    anladığım şu;
    görüntü ve içerik "kirliliği"ni düzeltmek adına yola çıkmış gibi görünen bir belediye.
    sulukule'de tapu sahibi olanlara, eski mekanlarını yıkıp yeni yapacaklarından birer tapu vermeyi taahhüt ediyorlar.
    lakin, elinde tapusu olan 420 kişi var.
    geriye kalan binlercesi ise, ataları 11.yüzyıldan beri orada yaşayan diğer roman kiracılar.

    biraz geriye gidelim.
    90' lı yıllarda hortum süleyman, bildik icraat tekniklerini sulukuleliler üzerinde de kullanır.
    insan avı başlar, sokaklarda dövmeler, bekaret kontrolleri vs.
    en iyi bildikleri işlerini, müziği sürdürmekte zorlanmaya başlarlar.
    yoksul insanlar ne yapar, parasız kalınca ne yapar?..suç artar.

    şimdilerde projenin gerekçe ayaklarından biri olan "içerik kirliliği" yani.

    dönelim bugüne.
    var olan evler/dükkanlar, proje kapsamında tamamen yıkılacak, yenileri yapılacak.
    belediyeye göre, bu yeni evler ve dükkanların değeri de artacak, para edecek.
    sulukuleliler "biz para etsin istemiyorduk ki" deseler de durum aynen böyle olacak.
    olmaya başlamış bile.
    para kokusunu alan rant düşkünleri, daha proje başlamadan, metrekare ederinden çok fazlasına tapuları ele geçirmeye başlamış.
    artık sukukule'de çalışıp da geçinemeyen sakinlerden bir kısmı evlerini satıp dış dünyaya taşınmaya başlamış.
    bunlar ilk gidenler.
    bir de kiracıların durumu var;
    esnaftan bir bakkal şunu söylüyordu tv'de "burada, 50 krş u deftere yazdıran komşularımız var..biz böyle yaşıyoruz..birbirimize destek olarak."

    yeni binalar yapılınca daha fazla kira bedeli ile karşı karşıya bırakılacak olan kiracıların bu rakamları karşılamaları mümkün değil.
    bunlar ikinci gidenler olacak.

    ilk gidenlere dönelim.
    evlerini şimdiden satan ve dış dünyaya giden pişman sulukulelilere.
    yılların alışkanlıkları, kültürüyle var olmakta zorlandıkları dış dünyaya gidenlere.

    sulukulelilerin kurduğu derneğin de başında olan şükrü bey anlatıyor:
    "akrabam, yazları ada'da faytonculuk yapar, plaka vergisini de ödeyen bir faytoncu..birileri, şu anki ederinden daha fazla para verdi evine, o da sattı, gitti bir apartman dairesinde yaşıyor..kışın faytonu burada evinin önüne çekerdi, kimse bir şey demez, yapmazdı.
    yeni taşındığı yerde herkes faytonundan, kokusundan şikayetçi..o da faytonu buraya bana getirdi, benim evimin önünde tutuyoruz artık."

    "bir başkası, yeni yerleştiği apartman dairesinin penceresinde çekirdek yiyen çocuğu nedeniyle, alt kat komşusuyla tartışmış..çekirdek kabukları alt kat dairenin içine girmiş çünkü."

    420 adet tapunun sahiplerinden bazıları, kiracı olup da sulukule'de artık yaşayamayacak olan komşularını anlatırken bir şeyin daha altını çiziyor.
    "bizler avlulu evlerde yaşıyoruz burada..böylece birkaç aile birden geçinip gidebiliyoruz..belediye, tapu sayısına göre ev yapacak..yapacağı daireye birkaç aile nasıl sığarız biz?"

    "şu an buraya 80 km uzakta, 3 otobüs değiştirip gidilebilen evleri veriyorlar bize, yaşayalım diye..benim yurdum burası, oraya nasıl gidip gelirim, nasıl yaşarım orada?"
    ..
    bu projeden benim çıkardığım şey, içinde yaşayacak insan olmadan yeniden inşaya başlamanın anlamsızlığı.
    sulukuleliler, evlerinin yıkılmasını değil, restore edilmesini istiyor.
    o zaman komşularıyla, alışkanlıkları, kültürleri, müzikleri ile beraber yaşamaya devam edebilirler.
    yeniden ev yapmışsınız güzel güzel de, içinde yaşayanları oradan atmışsınız !
    bunun kime ne faydası var?
    sulukulelilere bir faydası olmadığı ortada.
  • bugüne kadar yapılmış olan bütün kentsel dönüşüm projeleri sancılı olmuştur. %100 lük bir katılımla bunların yapılması zaten mümkün değildir, projeye karşı cıkan birileri mutlaka olur. fakat bu projeler gerçekleşmeden de kentin çöküntü alanlarını tekrar yenileyip kente kazandırmak mümkün değildir.

    bu projeyi diğer yenileme projelerinden ayıran büyük bir farkta mevcut; yenileme projeleri yapılırken genelde belediyeler kendilerine rant sağlayabilecekleri yerleri seçerler ve bu alanlarda yasayan insanları farklı yerleşim yerlerine gönderirler. burada belediye hiçbir rant kaygısı gütmemiş anlaşılan, sadece alandaki çarpık konut birimlerini yıkıp alanı yeniden planlayarak modern konutlar, sosyal tesislerle donatacakmış.

    tamam şöyle de bir sorun çıkacak, bu da kaçınılmaz; bu mahallelerde yasayanların büyük bir bölümü kiracı aileler, proje yapılırken bu aileler kendilerine kalabilecekleri yeni evler bulmak zorunda kalacaklar ve bir daha da kendi mahallelerine dönemeyecekler. çünkü yenilenen mahallede kendi bütçelerine uygun evler bulamayacaklar. bu mahallelerdeki yeni konutların kira bedelleri öncekilerden çok daha yüksek olacaktır.

    olan yine kiracılara olacaktır. bu projeden de mutlaka birileri kazançlı çıkacaktır, bunlarda arsa ve konut sahipleri ve asıl önemlisi istanbul olacaktır.
  • bir karagümrüklü olarak gönülden desteklediğim projedir.sorun eğer roman kültürünü yaşatmaksa insanları evsiz bırakmamaksa buna insani bir formül bulunabilir.eğer bizim mahallenin çocukları buraya sanki karagümrük pazartesi pazarına elma almaya gider gibi hap ve ot almaya gidiyorsa ve bu iş bu kadar ayyuka çıkmışsa,hemen sulukulenin dibinde bulunan igdaş a fatura ödemeye giden ben götü bi şekilde kaptırmama korkusuya yolu taaa anasının dininden dolandırıyorsam vakti gelmiş de geçiyor bile.
  • sulukulenin çevresinde oturan herkesin destekleyeceğini düşündüğüm projedir. ha beledeyie buna daha iyi bir porje bulabilir, oradaki insanları koruyabilir yada yaşam standartlarının artması yönünde daha faydalı çalışmalar yapılabilir, mümkündür fakat şu anki halini gören herkes "yıksınları gitsin buraları" demektedir. insanların edirnekapıdan yürüyene kadar akla karayı seçmektedir buralarda, mecburen yolu düşen araba sürücüleri bile tırsarak geçmektedir sokaklardan, fatih ışıklarında bekleyen tüm arabalar bıkmıştır artık bu muhitte semte yayılan sürüyle insandan, yürüken insanı eline koluna yapışan insanlardan. maksadım oradaki insanları ezmek yada aşşağılamak değil kesinlikle. ihtiyaçları olduğu konusunda aksi bir görüşe sahip değilim ama şu anki vaziyetleri göz önüne alındığında suçun onları korumayan kollamayan insanlarda değil bizzat muhitin insanlarında olduğunu düşünüyorum. en azından 20 yıldır sulukuleye 10 dk mesafede oturan biri olarak gözlemlerim bana bunu söyletiyor ister istemez
  • şehir efsanesi. ondört yaşındaydım, acı haberi ilk aldığımızda: sulukule taşınıyor! sevgili sadettin tantan'ın istanbul halkına ikinci armağanıdır. ilki daha fantastik, şöyleydi: bütün eşcinseller hayırsız ada'ya toplanacak, orada yaşayacak ve oradan ayrılamayacaklar.
hesabın var mı? giriş yap