• arni'nin last action hero'daki "anaa.. sen de arni? ben de arni. kim gercek arni?" rolunun bir benzeri burada mevcut. adamlar besbelli "bi film yapalim, klonlama filan olsun, azcik dusundursun ama seviyeyi de cok yukseltmeyelim ha." diye niyet edip boyle bir ise girismisler. we can build you'yu okuduktan sonra televizyonda zart diye the sixth day'e denk gelince dayanamayip izledim, ver allah-klonu-ver-allah-replicant'i hissiyatina doyayim dedim. iyi mi yaptim bilmiyorum ama hani oyle "izlenmeye degmez." diye de nalet okumadim ardindan, orasi net. neden mi? (haha, usluba bak hele. sorularla 'apargaftan 'apargafa geciyorum)

    bir kere, ne bileyim, giriste anladim ki, filmi cekenlerin oyle buyuk bir iddiasi yok. sasaali, hisli, boyle ne bileyim derinlikli bir urun icin kasmamislar, oturmuslar takilmislar kafalarina gore. muzikler filan ayni minvalde iddiasiz iddiasiz seyrediyor zaten. extremum'lari kisa kisa soklarla, iki uc efektle vermeyi denemisler. dozu istedikleri oranda tutturduklarini dusundugum icin diyebilirim ki bence amaclarina ulasmislar. anafikir orijinal olmasa da guzel, kurgu cetrefilli olmasa da hmm, anakarakter(ler) vasatin biraz uzerinde. diger taraftan, klonlar arasi donen "abi son iki saatte iki kez oldum yae!", "susun la hepimiz olduk iste, biliyoz!" gibisinden komikli geyikler (keyfim yerindeydi, yer yer sesli bile guldum), 'kotu' karakterlerin hiyarca bir 'gercek kotu' formatinda tasarlanmasinin filme kattigi gubarak siyah-beyaz ahlaki ikilik havasini ortememis, o dandik olmus iste.

    bunlara ragmen, kindred dick'ten alisageldigimiz 'more human than human' mesajini inceden vermesini, gecis sahnelerindeki deneysel kusbakisi efektlerini, ana karakterin isminin adam gibson olmasini, biteyazan islemin ozel (cok ozel) bir iki basamakli sayida durmasini takdir ettim. talia rolundeki sarah wynter'in gotika saybirpank tarziyla gozumu gonlumu acmasi ise bonus oldu. on uzerinden hede filan diye puan vermiyorum, vermek de istemiyorum zira filmlere puan verebilecek bir konumda gormuyorum kendimi. yonetmeni de cok arastirmadim namevoting yapmayayim diye, sonra geceleri uyuyamiyorum. neticede seyrettim guldum eglendim bitti, gibi oldu. boyle yani.
  • bu filmle ilgili olarak aklımda kalan detay, arnold'un kızının şeftali tadındaki muzu arnold'a uzatması ve arnold'un da "doğal olanı tercih ederim" şeklinde birşey söylemesiydi.

    amerikan filmlerindeki bu tip "geleceği görme" tadındaki sahneler, özellikle aşağıdaki gibi bir haberi okuyunca insanı tedirgin etmiyor değil.

    http://www.milliyet.com.tr/…e=06.12.2009&b=aselsan, insansiz sistemlerde dunya liderligine kosuyor
  • arnoldın collateral damageden önce oynadığı son sinema filmi. artık arnold'ın yaşlandığının net bir şekilde görüldüğü bir filmdir. muhtemelen bundan sonra kendisini daha ağır filmlerde göreceğimizi anlamamızı sağlar. ayrıca filmde git kendini becer* ile ilgili bir dialog bulunur ki bunu da es geçmemek lazım.
  • greta thunberg'in robot bebek rolünde yer aldıgı amerikan yapımı film.
  • klonlama merkezindeki yakışıklı kötü adam, zamanin efsanesi ghost - hayalet filmindeki kötü adam carl bruner'in ta kendisi. ne günlerdi hey gidi carl seneler doldurmus gamzelerini.

    (bkz: tony goldwyn)
  • 2000 yılı yapımı, başrolde arnold schwarzenegger in rol aldığı, insan klonlama üzerine bilim kurgu filmi. doksanların sonu ikibinlerin başı gibi bir insan klonlama muhabbeti dönüyordu ki film de bunu alıp akıllıca kullanmış. akıllıca kullanmış dememin nedeni senaryo son derece iyi hazırlanmış ve işlenmiş, oyuncuların iyi performansları da filmin seyir zevki açısından da güzel olmuş. sevmediğim yanı gereksiz aksiyon sahneleriydi sadece. bir de afişinde, yazılarında ve filmin girişinde total recall havası aldım.
  • şimdikinin aksine amerika'da bir zamanlar domine olan muhafazakar/ cumhuriyetçi kültürün insanlara empoze edildiği eski amerikan filmlerinden biri.

    film adını, tanrı'nın kainatı yaratmayı 6 günde tamamlamasından, en son 6. günde hayvanları ve insanı yaratmasından alır. 7. günde, pazar günü, dinlenmeye çekilir. klonlama çalışmalarını regüle etmek için "insan klonlamayı yasaklayan" yasaya "6. gün yasası" adı verilmiş. bu yasaya rağmen, teknolojiyi elinde tutan şirket" insan klonlamaktadırlar. film 2000 yılında çıkmıştır.

    film "aydınlanma çağı"nın batı medeniyeti üzerinde yarattığı travmanın devam ettiğini gözler önüne seriyor. aydınlanma çağında bilimsel gelişmelerin hızlanmasıyla "din elden gideyeah" korkusu toplumu sarsmıştı. koyu dini yaşantının baskısından bunalan insanlar dinden uzaklaşmaya başlıyorlardı. toplumdaki çözülmeyi fark eden diğerleri bu konu da panik yapmışlardı. en büyük sorun ise dinden açılan boşluğu doldurabilecek bir şeyin ortaya çıkmamasıydı.

    bu filmde de yeni gelişme olarak "klonlama"nın iyi yanlarıyla birlikte oluşturabilecekleri tehditler işlenmiş. organ naklinin kolaylığı, donör bekleme organ uyumsuzluğunun aşılması, evcil hayvan kaybetme travmasının yaşanmayacak olması, klonlama yasallaşırsa organ nakliyle kurtarılamayak durumda olan, mesela beyin nakli gereken, insanların da kurtarılabileceği iyi yanlar olarak ilk başta vurgulanırken sonradan satır aralarında bahsedilen kötü yanlarla sadece klonlamanın riskleri değil "batılı düşünce sistemi"ni anlamamız için ipuçları verir.

    öncelikle teknoloji şirketi insan klonlamasının yasallaşmasını çok zorlamadan önce ölen evcil hayvanları klonlayarak dirilten hizmeti çok ucuza sağlar. reklamlarla insanların duyguları oynar, ucuz hizmet sayesinde bir sürü kişinin yararlanmasını amaçlar. yararlanan insanlar hem büyük acıya sebep olabilecek travmayı yaşamayacak hem de evcil hayvanlarına aynı şekilde kavuşmuş olunca klonlama üzerindeki kötü önyargıları kırılmış olacaktır. klonlamanın kötü bir şey olmadığını hisleriyle, duygularıyla deneyimlemiş olacaklar. şüpheli yaklaşan insanlarken en ateşli savunucuları olmalarının eli kulağında. ucuz olan şeyin kalan bedelini bir şekilde ödüyorsun. batılı düşünce sisteminin insanların nasıl sinsi bir şekilde manipüle ettiklerine net bir örnek olmuş.

    her ne kadar gerçekten klonlamanın yan etkisi olmayacak olsa da teknolojiyi elinde tutanların durumu suistimal etmesinin önüne geçmek çok zor. canınla ilgili bir konuda sığındığın insanlar seni klonlarken dna'na ölümcül hastalık genleri ekleyerek bunu sana bir koz olarak veya tehdit olarak kullanabilirler. filmde senatörler fikir değiştirmesin diye bu uygulanıyormuş ama yarın öbür gün yasallaştığında insanlara ilaç veya tedavi satmak için benzer bir uygulamanın yapılmayacağı meçhul. bu kadar büyük bir kozu elinde bulunduracak teknoloji şirketleri bu gibi sıkıntılı durumlar için düzgün denetlenebileceğinden emin olunabilir mi?

    bunlarla beraber filmde sürekli ölen ve klonlanarak diriltilen insanlardan gözlemlediğimiz kadarıyla insanlar yaşama kıymet vermemeye başlıyor, hayatta kalmanın içi boşalmış oluyor.

    bence filmin en can sıkıcı yanı bütün bu çok geçerli sorunlar satır aralarında bahsedilirken asıl karşı çıkmanın "çok günah", "allaha şirk koşmak bu", "abomination" tadında yapılıyor olması. eski tip amerikan filmlerinde olduğu gibi karakterler çok uç ve karikatürize. teknoloji şirketinin sahibi bildiğin "evil". hiçbir şekilde "relatable" değil. insanın sadece mantığına hitap eden bir karakter, kendi ölümünde bile kendine sempati göstermeyen, tanrı rolüne soyunmuş bir canavar olarak resmedilmiş. sterotipi tamamlamak için tipini ve giyimini de steve jobs'a benzetmişler zaten. şeytanın salt mantıkla konuşarak insanı ayartmasınan yola çıkılarak oluşturulmuş bir karakterdir. ailesi yoktur. kutsal şeyleri mantığıyla değersizleştirir. dini değerleri yoktur. böyleleri en sonunda mutlaka kaybeder mesajı verilir.

    arnold schwarzenegger ise tam bir ideal aile babası. parmağının ucuyla helikopter uçurur, helal parayla ekmeğini kazanır, küçük bir ailesi vardır onlarak bağlıdır. kendi küçük hayatında mutludur ama siz yine de onu yabana atmayın. yeri gelirse çatılardan atlar, rol yapar, bütün kötü adamları yola getirir. siz onun mütevazi takılsa da kıvılcımı bir anda aleve dönüşüp bütün demokratları yakar. tanrı'nın kılıcı gibi mübarek. gerçek zenginlik, güç ondadır. öyle parayla pulla ölçülmez. filmde tipik amerikan aile yaşantısı yüceltilir. aile yaşantısına mahkum edilerek iğdiş edildiği söylenen aile babasının erkekliği kurtarılır. en büyük zenginliğin aile ve değerler olduğu, tanrı yolundan ayrılınmaması gerektiği işlenir.

    filmde üstü kapalı bir cezalandırma sistemi var. arnold'un ailesi olmayan kendini "virtual girlfriend" gibi bir abomination'a bırakmış kankası ölüyor. baş evil'ımız hem ucubeye dönüşüyor hem de ölüyor. teknolojinin mucidi doktor ölmese de hayatta en değer verdiği varlık olan karışsını kaybediyor. şeytani teknoloji geliştirmesinin bedeli bu şekilde ödüyor ama sonradan doğu yola geldiğinden canı bağışlanıyor. klon arnold ailesine sahip çıkıp işbirliği yaptığından o da hayatta kalabiliyor.

    sonuç olarak, zamanın ruhuna uygun olarak yapılmış bir propaganda filmi olmasına rağmen sürükleyici, düşündürücü ve eğlenceli bir film. küçükken izlediğimde de sevmiştim şimdi başka bir gözle izleyip yine sevdim. bu kadar duyusal düşünmeye hitap etmese çok daha güzel olabilirdi.
  • tüplü televizyonda insanın beynini yakacak cinsten görsellere sahip filmken hd dönemle beraber bu ne rezillik klasında filme dönüşmüş arnold emmi filmi. bence 90'lar ( ne kadar 2000'li yıllarda çekilmiş olsa da 90'lar kafası filmidir) aksiyon, bilim-kurgu filmlerinin en büyük sorunu gelecekteki her şeyin aşırı fütüristtik olacağı yanılgısı. arabaların orasına burasına gereksiz plastikler yapıştırınca araba geleceğin arabası olmuyor.
  • insanoglunun klonlanmasi sonucunda meydana gelecek olasi hadiseleri konu alan filmdir. vanilla skyda gozlerle kimlik tesbiti, bu filmde de, parmak izi ile vurgulaniyor.

    *klonunuz insanin, size ait olanlari uhdesine gecirmesini, ozellikle, partnerinizle gozlerinizin onunde kutur kutur yiyismesini islemesi acisindan ilgincti. evet, sakata gelmek bu olsa gerek.
  • başrolde arnold schwarzenegger yerine herhangi bir aktör olsa vanilla sky tadınca bir iş çıkma potansiyeli olan film. schwarzenegger başrolde olduğu için verdiği mesajları ve sunduğu ütopik dünyayı çoğu yerde bir kenara iterek ucuz aksiyon filmi olmaya çalışmış.
hesabın var mı? giriş yap