• biraz sex and the city biraz call my agent biraz "devil wears prada" karışımı dizi. sex and city'e çok da paye vermemek için 3 kadın karakterle tutulmuş; malum konuların etrafında dönen dizi. yeni bir şey katmayacağı açık... olur da bir ıssız adaya düşerseniz ya da bütün dünyayı etkisi altına alan bir pandemide evde hapis kalırsanız ve ne yapsam acaba derseniz vakit öldürmek için beklentileri boşa çıkarmayan dizi
  • kalitesiz netflix içerikleri arasında dolanıp hiçbir şey izleyemeden çıkmak hobim haline gelmişti ki bu diziyle karşılaştım. beklentim düşük olduğu için çalışırken en azından arkada ses olur diyerek ilk bölüme başladım ve 3 sezonu, her bölümünden acayip keyif alarak 3 günde bitirdim. öncelikle şunu söyleyeyim, büyük resimleri dünyada sizden başka kimsenin görmediğini düşünüyorsanız, fikirleriniz tartışmaya kapalıysa, doğrularınızı ölümüne savunmak gibi bir huyunuz varsa bu dizi size uygun olmayabilir.

    --- buradan sonrası spoiler ---

    netflix dizilerinin çoğunda bir sosyal mesaj kaygısı olduğunu biliyoruz, aynı durum the bold type'de de var ancak bu diziyi diğerlerinden ayıran en önemli özellik işledikleri her konuyu çift taraflı ele almaları ve her yönüyle sorgulamaları. örneğin scarlet dergisinin sosyal medya yöneticisi kat'in, terfi aldıktan sonra biyografisini yazıp yazı işlerine teslim etmesi gerekir ancak ne yazacağını bilemez. siyahi bir erkek olan çalışma arkadaşı alex, neden "en genç siyahi yönetici" olduğunu yazmıyorsun diye sorar ve kat siyahi olduğunu neden vurgulaması ya da vurgulamaması gerektiği üzerine güzel bir sorgulamaya girişir. kat bu sorgulama sonucunda kendi doğrusunu bulur güzel olan şey ise kat'in doğrusunun seyirciye dayatılmaması. yani, biz gerekli soruları sorduk kendimizce cevaplar da verdik ancak siz kendi cevaplarınızı kendiniz bulabilirsiniz demişler sanki.

    beni etkileyen bir başka nokta da karakterlerin kendi yanlışlarıyla yüzleşmeleriydi. lezbiyen çalışma arkadaşının sarhoşken kendisini öpmesine izin vermeyecek kadar duyarlı olan alex'in bilmeden de olsa, zamanında birlikte olduğu kadınları ilişkiye zorladığını fark etmesi; jacqueline'nin, çalıştığı modelleri istismar eden fotoğraf sanatçısının ifşa haberini yaptıktan sonra aslında kendilerinin de çocuk yaştaki mankenleri çalışmalarında kullanarak bu düzene hizmet ettiklerini anlaması gerçekten çok çarpıcıydı.

    son olarak kat, jane ve sutton arasındaki dostluk o kadar güzeldi ki, kıskandım imrendim keşke benim de olsa dedim. tek tesellim böyle şeylerin yalnızca dizilerde ve filmlerde olması inşallah gerçek hayatta böyle dostluklar yoktur.

    --- spoiler ---
  • kat'in onla bunla sürtmesini izlemekten yorulmama sebep olan dizi. ama seviyorum.
  • moda, aşk, seks ve sosyal medya ilginizi çekiyorsa kendinizi yormadan izleyebileceğiniz keyifli bir dizi.
  • normalde dergicilik böyleyse türkiye'deki ne abi o zaman dedirten dizi

    birine anlatırken cosmopolitan gibi bir dergide geçiyor demiştim meğer gerçekten cosmopolitan'ın hikayesiymiş

    sex and the city benzetmeleri biraz aşırı bence ama yine de benzer nitelikte
  • ben de gossip girl' un plaza ofis kafası olarak algıladım.

    kafa dağıtmalik, çerezlik, kız muhabbeti dizisi, izlenir mi ? yeaah ;)
  • ayy dedim çıtır çerez kız dizisi, akar gider gülerim falan ama sara sara izliyorum.

    müslüman lezbiyen sanatçı fotoğrafçı bi karı, ama içki içmiyor, sadece başı bağlı, memintolar ortada, namaz kılıyor, vibratör bağımlısı falan ... ben burdaki kafası karışık sapık müslümanlardan bıkmışken, amk newyorklu seksli topuklu ayakkabılı dizisinde bile peşimi bırakmıyor. bugün de delirdim oh
  • 4. sezonu düzgün bulan dm den yesillendirsin b)
  • (bkz: #120754129)

    böyle bir tipseniz zaten başlamayın hiç. eminim ki, kızların üçünü de sıfır beden olmasın, milyon tane estetik geçirmemis olsun diye sectiklerinden. ha bence yine muhtemelen üstte referans entry sahibini hepsi cebinden çıkarır o ayrı.

    bi daha çıtır çerez diyen olursa ağzına terlikle vurucam. dizide kadın erkek eşitliği , feminizm konularini geçtim, kadının kadina ettiği zulüm bile gayet adilane bir açıdan işleniyor. ırkcilik, racial profiling, feminism, din, siyâset, digital transformation, her sey var dizide. ama kendi aklı kadar alanlar yine gelsin çerezlik dizi desin, sen bunu friends gibi izle gülüm napim artık bu saatten sonra.

    office'ten jane'i böyle olgun bir rolde görmek başta zor olabilir ama alıştık. jaqueline reyiz.
  • bu diziye çıtır çerez diyen ya seyrettiğini anlamıyor ya da çerez ne bilmiyor.

    edit:2.sezondan bildiriyorum. ne bok yemeye anlamadım ama sağlam feminist söylemleri olan diziyi çereze çevirdiler.kabul ediyorum çıtır çerez yorumları çokta haksız değilmiş. bir de bu jane daha ne kadar kezbanlaşabilir merak ediyorum.hatun baya baya iki iltifat aldığında götü uzaya çıkan türk kızlarına döndü.
hesabın var mı? giriş yap