• çöp
  • ilk 1 buçuk saati izlemiş biri olarak belirtiyorum ki godfather'a olan mikkemmel atıflar, taşak geçen sahneleri, tarantino'nun pulp fiction'ındaki yan çarların film içerisine serpiştirilmesine kadar olağan üstü bir film idi.

    ikinci part'a da şimdi geçiyorum.
  • vodafone arena'nın hemen üstünde pankartını gördüğüm ve slogan olarak "3 büyükler geri döndü" yazan bir netflix çalışmasıdır.
    tebessüm ettirmiştir :)
  • açılın filmi anlatacağım.

    spoiler on.

    --- spoiler ---

    1-) film uzun ama öyle titanic uzunluğu değil. böyle, tatlı bir uzunluk. godfather serisini arka arkaya izlemek gibi. dolayısıyla hiiiç öyle denildiği gibi uzun ve sıkıcı bir film değil.

    2-) robert de niro (allah ondan razı olsun) filmin hiçbir sahnesinde biz izleyicileri yalnız bırakmıyor. eti kamyona yüklemesinden, çalmasına, avukatla görüşmesinden, aklanmasına kadar kendisine ait görüntülerle beraber hoffa ve russ’ın sahnelerinde de her zaman kamera önünde. dolayısıyla filmin hiçbir sahnesinde sıkılma şansınız yok. robert de niro’yu izle lan. bu adamı yaşarken seyretmek torunlarınıza anlatacağınız ikinci sinematografik enstantane olacaktır. ikinci diyorum, birincisi tartışmasız al pacino olacaktır.

    3-) veee huzurlarınızda kayıp adam hoffa;
    bakın iddia ediyorum hoffa yaşadığı zaman makul insanlar tarafından karanlık görüleceğinden sevilmiyordur. ama artık hiçbir şey eskisi gibi değil. çünkü pacino seni canlandırdı. hoffa her neredeysen ruhun şad olsun. sana bu şeref sonsuza kadar yeter. ışıklar içerisinde uyu karanlıkların sendikacısı. film bittiğinde hoffa olmak istedim. ama yapamam, olamam, biliyorum. kendimi onu taklit ederken buldum. ertesi gün yine etki altındaydım. kahve içerken beni bekleten dostuma kızamadım tıpkı hoffa gibi. “keşke haber verseydin” diyebildim. dostumun beni sırtından vurmasını çok bekledim ama bir türlü gelmedi o kurşun. çünkü gerçek hayatlar filmler gibi değildi. filmler gibi olsa bile ben pacino gibi sırtından vurulmuş şekilde yerde olamazdım. çünkü onun adı al pacino. (saygıyla türkiye’den boynumu eğiyorum.)

    4-) russ. sen nasıl tontiş yaşlı bir adam oldun öyle. hani filmi izlemeyenlere bu adamı nasıl anlatırım. kibar feyzonun faşo tanımı gibi. şeytanın kendisi. klikçi, hizipçi dostu olmayan bir adam. ve hep kazanan, kazandıran adam. mesleği sizce ne olabilir. tabii ki avukatlık. ben hayran kaldım. keşke onun gibi bir adam olsam da cehennemlerde yansam. ama yok işte beceremediğim için cennete girmeyi istiyorum. tanrım bu garip kullarını sen cennetine koy ya da rus bitiriciliği ver. eee bu kadar açıkladıktan sonra russ’ın sessiz gücünü düşünün ve keyif alın.

    5-) çoğunun don ile başlayan isimlere sahip bol miktarda italyan mafya üyeleri (allah onların belasını versin) ise biraz karışıklık oluşturuyor. kim kimin adamı falan takip edemiyorsun. çok önemli mi değil. zaten hepsi bir yerlerde kruşunkanarak gebermiş.(beter olsunlar)

    6-) bu tip filmlerde tanınmayan bir genç oyuncunun sıyrılmasını beklerdim. yok çıkmadı. yıldızlar geçidi gibi oynayıp geçip gittiler. (bkz: leon)

    7-) filmi sinemada izlemek isterdim. bu ülkede siyasi iktidarın burnunu herşeye sokup keyfimizi kaçırdığı gerçeği doğrultusunda, çıkan yasa nedeniyle bu imkanı da tadamadık. keyif almak ve mutlu olmak mı istiyorsunuz? olamazsınız artık. kendi mutsuzluğunuzu ve keyifsizliğinizi filmlerden çıkarmayın. neyse siyaset yapmayım, ağzı açlık kokan vasat çoğunluğun sefaleti (beter olsunlar) beni germesin yine. ama keşke sinemada izleseydik ya bu film led tv karşısında tüketilecek bir film değildi.

    8-) kadınlar eksikti filmde. uzun zamandır kadın cinsinin bu kadar pasif olduğu başka bir film izlemedim. mafya filminden ne bekleyeceksin diyeceksin ama hani o dünyaya özgü sex objesi olarak kullanılan kadınlar da yoktu. bilinçli ya da değil bilmiyorum. film erkek filmi adeta.

    9-) hoffa’nın kenedy öldürüldüğünde sendikanın yarıya indirilmiş amerikan bayrağını tekrar gönlere çekmesi güzel bir enstantane. düşünsene tüm ülke ağlarken hoffa ne kadar asil. (pipini taşıyan yesin hoffa büyüksün) umarım senin gibi olabiliriz.

    10-) ve son madde: ben, hoffa’yı öldüremezdim. o yüzden benden mafya olmazdı. homo homini lupus filmi gibiydi. hobbes bundan bahsediyordu işte. russ diyecek frank vuracak.

    --- spoiler ---
  • robert de niro ve al pacino'yu belki de son defa birlikte gördük.

    scorsese'nin de son filmlerinden biri. joe pesci'nin zaten son yirmi yılda 3-4 filmi yok.

    gerçek hikayeden uyarlama olması olaya anlam katıyor. oyunculuklara gerçekten laf yok. göndermeler ve söz oyunları muazzam. sadece daha genç dönemi oynadıkları zaman ustalar aksiyonlar için sanki yaşlı kalmışlar. mesela robert de niro'nun manavı dövme sahnesi maalesef olmamış.

    keyifle zaman geçirtiyor. süre daha uzun olmasa da olurmuş deniyor. çünkü bazı sahnelerin gerekliliği tartışılabilir.

    ımdb puanı: 8.7/10

    benim puanım: 7/10
  • yılın en iyi filmi olmaya aday bir başyapıt.

    babalar jubile öncesi bizlere görsel bir şölen bıraktılar. ayakta alkışlıyorum ki alkışladım da.
    üç buçuk saat gram sıkılmadan ve keşke bitmese diye ara ara durdurup kaç dakika kaldı diye izledim filmi.

    burada uzun uzun anlatılmış, robert de niro ve al pacino’nun oyunculuğunu yazmaya gerek yok ama geçmişlerine hürmeten değil filmin cidden hakkını vererek nefis oynamışlar.

    bu filmde sıkıldım, yok yarısında çıktım diye söylenenler de bi siktirsin gitsin süper kahraman filmi izlesin.
  • --- spoiler ---

    sonunda hepsi bir bir giderken bir efkar bastı içimi. özellikle fbi ajanlarının frank'a huzurevindeyken gelip "herkes öldü
    bir sen kaldın." dedikleri sahnede yıkıldım adeta. hemşire kızın jimmy hofa'yı tanımaması da ayrıca bir vurdu. en sağlam adam oydu. kendi giderse yanında hepsini birlikte götüreceğini de biliyordu. öyle de oldu.

    ayrıca peggy karakterinin de gerçek olup olmadığını merak ettim. o da sağlam kızdı. jimmy ile bu kadar iyi anlaşmalarına şaşmamalı. ikisi de mafia'nın ne bok olduğunu biliyordu.

    fucking wops

    --- spoiler ---
  • 3.5 saatlik filmi iki günde bitiririm diye düşünürken film bitti. oyuncuları mı özlemişim yoksa böyle bir hikayeyi mi bilmiyorum -ki aslında hikayede hiç bir ilginçlik yok bildiğimiz düz mafya- ama film aktı gitti. gerçi bunun sebebi the sopranos özlemim de olabilir. hatta jimmy'de italyanların çocuklarına sürekli tony ismini koyuşuyla tşşak geçiyor.

    --- spoiler ---

    filmin sonu bile yeterli izlemek için. o kadar tantananın, adam satmanın, en yakın arkadaşını öldürmenin sonucu bir hastane odasında yapayalnız ölmek.

    --- spoiler ---

    hikaye dümdüz dedim ama bu insanların gerçekten var olmaları ve böyle bir hayatı yaşlanana dek sürdürmeleri inanılmaz. insan kendini google'dan kim kimmiş diye aratırken buluyor.
  • 3.5 saatin su gibi akıp gittiği film. oyunculuk ve oyuncular 10/10 aynı zamanda hikaye yine 10/10 yerli yersiz bok atmaya gerek olmayan bir film.
  • angelina jolie'nin bir filminde yüzü kaplayan dudaklar yüzünden filme odaklanamıyordum bunda da alınları avatar animasyonundaki yaratıklar gibiydi. sanki karakterlerin bir kısmı androiddi.

    film çekimlerinde makyaj kısmında muhtemelen kamyon kamyon botoks enjekte ettiler oyunculara. (edit: cgi kullamışlar dediler. cgi bir çeşit macun galiba:)

    nerede heat, nerede bu film. dünya nereye gidiyor böyle. ne olacak ekonomi.

    kalan 45 dk'yı da yarın bitirebilsem bari. kaç gün oldu.

    durum şu; robert de niro da olsan, al pacino da olsan zaman herkesi çürütüyor. hepimiz ölüme gidiyoruz.
hesabın var mı? giriş yap