• şu anki araştırmalara göre insan vücuduna zararlı bir etkisinin gözlenmediği malzeme. kaynaksız ve asılsız bilgi veren yazarlardan birine (patikliteletapi) mesaj yoluyla ulaşıp kaynak göstermeme rağmen hatasını kabul edip yazıyı değiştirmemesi üzerine bu entryi girmeye karar verdim. kendisi ise kimya mühendisliğinde yüksek lisans yaptığını söyleyerek ve youtube'tan ''dünyayı kim yönetiyor?'' isminde bir video atarak cevapladı. video'da kesinlikle nanomalzemeler ya da nanokimya ile ilgili bir fikri bulunmayan bir 'kişisel gelişim uzmanı' dünyadaki büyük oyunu gördüğünü ve ilaç şirketlerinin dünyayı nasıl yönettiğini anlatıyor. büyük oyunu görmek ya da gülmek için videonun linki: https://www.youtube.com/watch?v=a4ujvs-tc3i
    insanları yanlış bilgilendirip mışıl mışıl uyumak bazı insanlar için çok kolay sanırım ancak ben doğru bilginin yanındayım, bu sebeple biraz uzun bir entry olacak.

    bu asılsız bilginin son zamanlarda birden patlamasının sebebi, fransa hükümetinin titanyum dioksit içeren tüm gıda maddelerini 2020 yılının başından sonuna kadar yasaklaması. bunun sebebi ise inra'nın (institut national de la recherche agronomique yani fransa tarım araştırma enstitüsü) yayımladığı bu makale: http://presse.inra.fr/…sse/additif-alimentaire-e171

    ingilizcesi: http://presse.inra.fr/…-releases/food-additive-e171

    makalede özet olarak titanyum dioksit nanoparçacıklarının fare diyetinde test edildiği, sonuç olarak da bazı farelerde kolon kanserini belli oranda arttırdığı belirtiliyor. belirtilen kanser türü aberrant crypt foci (acf) denilen bezlerde oluşması muhtemel kanser türü. yani spesifik bir bezde ortaya çıkan spesifik bir kanser ve bunun testi farelerde yapılmış. zaten makalenin araştırmacıları bunun insan vücudu için örnek teşkil etmediğini, öneri olarak insanlardaki etkilerinin araştırılması gerektiğini söylüyor.

    makale, tio2'nin insanlar üzerinde zararlı bir etkisini kanıtlamadığı halde potansiyel bir tehlikeyi ortaya çıkardığı için fransa hükümeti yapılması gerekeni yapıp anses'e (agence nationale de sécurité sanitaire, yani fransa gıda güvenliği ajansı) konuyu daha detaylı araştırması için görev veriyor.

    bunun üzerine 15 nisan 2019'da anses görüşlerini bildiren bir bildiri yayımlıyor:

    https://www.anses.fr/…commendations-consumer-safety

    bildiride özet olarak inra'nın , e171'in güvenliği konusundaki endişelerini sorgulamak için yeterli bilgiye sahip olmadığı sonucuna vardıklarını söylüyorlar. ancak bu araştırmaların üzerine fransa hükümeti yine de 17 nisan 2019'da bir kararname çıkararak tio2 içeren tüm gıda maddelerinin üretimini ve ülkeye girişini 2020 yılı için yasaklıyor.

    tabii ki akademi dünyası bu iki görüş arasında geçen sürede boş durmayıp fazlaca çalışma yapıyorlar. hepsinin ortak noktası ise tio2'nin bioinert bir malzeme olduğu, yani vücutla reaksiyona girmediği yönünde oluyor. zira vücutta iskele (scaffold) olarak kullanılan bir çok malzeme de tio2'den üretiliyor. bunun yanında tio2 nanoparçacıklarının ise hayvanlarda belli sağlık sorunlarını tetikleyebileceği yönünde fikirler de oluyor ancak bunlar bahsettiğim gibi spesifik durumlar ve insan vücudundaki durumla örtüşmüyor. zira hayvanlarda sağlık sorunlarına yol açıp da insan vücudunda herhangi bir soruna yol açmayan çok fazla malzeme kullanıp tüketiyoruz. aksi halde bunların hepsinden vazgeçmemiz gerek.yine sırf ''kimyasal'' içeriyor diye bir şeylerden vazgeçeceksek elimizde tüketim malzemesi kalmıyor zira modern hayatta envai çeşit kimyasallar birlikte yaşıyoruz ve bunların bir çoğu ya zararsız ya da önemsenecek ölçüde zarar teşkil etmiyor. tio2 ile ilgili bu dediklerimi destekleyen en önemli kurumlar ise the european food safety authority (efsa) ve titanium dioxide manufacturers association (tdma). bununla ilgili birkaç kaynağı da bırakıyorum:

    https://particleandfibretoxicology.biomedcentral.com/…
    https://www.efsa.europa.eu/en/efsajournal/pub/4545
    https://tdma.info/…4cs31yr8j_njwkpfuveaasimealw_wcb

    titanyum dioksit zeka geriliğine, kansere, alzheimer'a yol açıyor gibi büyük bir iddia ortaya atıp bunu desteklememek resmen insanları yanlış bilgiyle zehirlemektir. internette dolaşan bir listeyi kopyala yapıştır yapıp favori toplamak için entry girmek yerine okuyup araştırsanız öncelikle kendinizi bilgilendirirsiniz. bununla beraber yanlış olduğunu düşündüğünüz kısım varsa iletmekten çekinmeyiniz. zira bilim kolektif ve tartışmaya açıktır. önemli olan doğru bilgiye ulaşmak.
  • tam bir mal bulmuş mağribi hikayesi, malesef. ilk de değil üstelik. radyasyonun (insan vücuduna) faydalı bir şey sanıldığı zamanlarda, ki bu 20. yüzyılın ortalarına hatta son çeyreğine kadar geliyor, insanlar radyoaktif su, uranyumlu diş macunu, sabun, radyumlu fitil, hatta radyoaktif elementler içeren oyuncaklar kullandı, radyumlu çikolata, ekmek yedi, toryumlu krem sürdü, radyum sayesinde parıldayan saatler taktı (bu noktada anmadan geçilmez; radyum kızları)... o noktadan, bugün "kaç la kaç uranyum geliyo" seviyesine gelebilmemiz takdire şayan. bununla birlikte bu tip durumların çizdiği motifi görmemek de mümkün değil; zira ileride, olur da rastlaşırsak "anaaam! titanyum!!!" diye bağırıp akabinde elimizde ne varsa atarak kaçacağımızı (bkz: run for your lives) anlamak için curiegiller'den olmaya gerek yok. ki onların da radyasyonun zararlarını anlaması epey sürmüş zaten. amma velakin bugün kullandığımız birçok ürün malesef bu güzide maddeyi içeriyor, kremlerden yiyeceklere kadar. 40, 50, 60 yıl önce yaşanan bu vakalar tekrar tekrar yaşanabilir. diyeceğim o ki kullandığımız ürünlere, yediğimize içtiğimize dikkat edelim. bu kadar kanser vakası, bu kadar binbir çeşit, acaip hastalıkların ortaya çıkması tesadüf değil, (yazar burada anneanne moduna geçiyor) hep bu yüzden işte; ne yediğimiz ne soluduğumuz belli değil! her bulduğunu deneme evladım üzerinde, sürme orana burana. allah allah. hayır, iyi de başlamıştım entry'ye, niye böyle oldu ki?
  • beyazlatici iddiasi ile piyasaya surulen dis macunlarinin icinde bolca bulunan boyar madde. reklamlarda gosterilen o minik kureciklerle minenin ustune masaj yapmasi, renkli tabakayi temizlemesi falan koskocaman yalanlardir, disi beyazlatan boyadir.
  • türkiye'de paket içerisinde satılan beyaz leblebilerin neredeyse hepsinde bulunur.
  • farkedilmesinin ertesinde "sahane madde" olarak adlandirilip, zaman gectikce zararlari ortaya cikanlardandir bu.

    "muhtemelen kanserojen" klasmanindadir. keza insanlarda belli olmamasina ragmen farelerde yapilan deneylerde farelerin dna yapisini bozmus, genetik tahribata yol acmistir.

    buraya kadar hersey normal, yani bir dolu kanserojen madde var. titanium dioxide i bu kadar tehlikeli kilan ise, bir dolu besin maddesinin, onun da otesinde vitamin/mineral supplementlarinin bir dolusunun icinde bu maddeden bulunmasidir.

    "neden iki kisiden biri kanser oluyor" un muhtemel yanitlarindan biri olabilir bu madde.

    bakiniz
  • bütün güneş koruyucu kremlerin etken anamaddesidir. ve fakat, esasen cilde, özellikle yüze sürülmesi tavsiye edilmeyen bir maddedir, zira "boyar madde" olduğundan kelli, gözenekleri kapama ve cilde nefes aldırmama gibi yan etkileri bulunur. ayrıca, bu maddeye hassasiyet gösteren, hatta alerjisi olan pek çok insan bulunmaktadır. bu sebeple şimdilerde, bu etken maddeyi içermeyen alternatif güneş kremleri yaratmaya çalışılmaktadır; zira cilt kanseri olmayalım diye bu maddeyi içeren kremleri sürüp, sonra bu madde sebebiyle kanserojen içerikle yüklenmek abestir.

    diğer güneş kremleri ise henüz bu maddeyi içerenlerle rekabet edebilecek seviyede iyi bir koruma sunamıyor. onlar korumayı, titanyum dioksit gibi "güneş ışığını keserek" yani cildinize ulaşmasını engelleyerek değil, ışığı kesmeden ama zararını azaltarak yapmaya çalışıyor, haliyle bir "perde" etkisi yaratamıyor.

    peki bu durumda ne yapmalı? öncelikle, zaten güneşten korunma amacı yoksa, bu maddeyi içeren kozmetikleri kullanmamaya bakın. eskiler yüze beyaz havlu bile koymaz, ağartıcı/beyazlatıcı maddeler yüz gibi derinin iyice inceldiği yerde daha zararlıdır çünkü... ha, güneşten korunacaksanız, o zaman bu ürünü sadece yağ formundaki güneş koruyucular içermiyor (o da hepsi değil), ama beyaz krem formunda olanların hepsinde var... bu durumda, güneşin etkin olduğu anlarda dışarıda bulunmayarak ve gölgeye sığınarak, daha az etkili olan alternatif ürünleri kullanıp, riski minimize edebilirsiniz. zira dermatologlar bu maddeyi içeren hiçbir ürünü tavsiye etmiyor, ancak ilaçların prospektüsünde yazan "bu ilacın hamilelerde kullanımı, faydanın riskten daha büyük olması halinde doktor tarafından belirlenebilir" cümlesini hatırlayın, onun gibi...
  • ciltten emilemeyen bir maddedir. yani bunu hiç bir madde içinde çözemezsiniz. ha gıda olarak ne yapar ne eder bilemem, gıda kullanımında uzun araştırmalar yapılırsa sonuç alınabilir. ama cildinize sürdüğünüz titanyum dioksiti vücut emmez.

    bu maddeyle evde güneş koruyucu hazırlıyorum ben. kimyasal güneş koruyuculara maruz kalmamak için. yani emmiyor yüzeyde kireç gibi kalıyor. 200 ml vücut losyonuna 30 gr titanyum dioksit 20 gr çinko oksit ilave ediyorum. toplamda, 20 liraya mis gibi kimyasal filtre içermeyen güneş kremi yapıyorum.

    şurada titanyum dioksit 3 tl http://doakimya.com/urun/titanyum-dioksit
  • bu maddenin ve nano formunun ne kadar zararlı olabileceğine dair ucla araştırmasının özeti için http://www.cosmeticsdesign-europe.com/…k-says-study linkine göz atabilirsiniz. farklı boyutlarda formlarının muhtelif etkilerinin sergilendiği http://www.ewg.org/…/ingredient.php?ingred06=726566 listesi de ilgi çekici. boyadan, gıdaya ve hatta kozmetiğe kadar her alanda haldır huldur kullanılan masum görünüşlü bu hırçın çocuğu yakından tanımak gerek. güneşten korunmak için kullanılan nano'ları dna parçalıyor yahu, kanser yapıyor işte apaçık.
  • beyaz gördüğünüz hemen her yerde (kağıt, plastik, boya, sakız vs.) kullanılan, endüstride adı titan diye bilinen madde.
  • bazi gunes koruyucu kremlerde kullanilir. mekanik koruyucu oldugundan cilt kanserine yakalanmak istemeyenlerin kullanmasi siddetle tavsiye olunur (tabii cildinizin kirismasini burusmasini engellemek icin de kullanabilirsiniz icabinda)/
hesabın var mı? giriş yap