• the magic flute'un diğer adı
  • ingmar bergman’in cektigi, mozart’in die zauberflote isimli operasinin filmidir.

    yalniz, bergman operanin konusunu senaryolastirmamistir; oyanan operayi, seyircileri ve arada dinlenen oyunculari filme cekmistir. bu nedenle bir belgesel havasi da mevcuttur.

    dikkatli gozler; filmin basinda, seyircilerin suratlarinin yakin cekimle gosterildigi sahnede bergman’in fetis oyuncularindan erland josephson’in de ciktigini fark edebilir. daha dikkatli gozler, bergman'i da gorecek; taniyanlar bununla da yetinmeyip "aha sven nykvist de cikti." diyerek gulumseyecektir.
  • sonbahar renklerindeki gizemin adini aşk koymus, hirs ve nefretin gözünü baglamadan, suskunlugu yasamadan cupid'in okunu yedikten sonra asik oldugu kadina asla kavusamayacagini anlatan, excalibur yerine erkekligi temsilen sihirli fülüt ile yola cikmis, fakat bu sefer ölümle degil de* kadinla satranc oynayan adamin, mozart'in vıdı vıdı yapan kayinvalidesi ile savasimini konu alan, mason inisiyasyonunu anlatan operanin, sarisin yesil gözlü bir kiz cocugu olup izlemeye koyuldugumuz ingmar bergman filmdir.
  • ernst ingmar bergman'ın 1975 yılında filme çektiği die zauberflöte uyarlaması. isveççe'dir ancak sözler o kadar güzel çevrilmiştir ki en az orijinali kadar zevk alırsınız. 135 dakikadır. ernst ingmar bergman'ın yüze yaptığı yakın çekimleri burada da bol bol görürsünüz.

    papageno'yu oynayan håkan hagegård çok feci şekilde lord of the rings'deki samwise gamgee'e benzemektedir. ulrik cold'un oynadığı tanrısal sarastro karakteri de arkadaşın babasıydı aynen. nereden bulmuş bu adamları bilemiyorum.

    bergman uyarlamada da büyük değişiklikler yapmıştır. pamina'nın babası sarastro iyi biri olarak gösterilir, bir de kraliçe'nin üç kız hizmetkarının olması ve erkek hizmetkarlarının olmayışı vardır.

    (bkz: tamino): josef köstlinger
    (bkz: üç kız): britt marie aruhn; birgitta smiding; kirsten vaupel
    (bkz: papageno): håkan hagegård
    (bkz: gece kraliçesi): birgit nordin
    (bkz: pamina): irma urrila
    (bkz: monostatos): ragnar ulfung
    (bkz: sarastro): ulrik cold
    (bkz: papagena): elisabeth erikson

    ayrıca ernst ingmar bergman ve sven nykvist seyirciler arasında görünmektedir.
  • sarastro karakterinin bugune dek izledigim temsiller icinde en insancil bicimde yorumlandigi sihirli flut uyarlamasi. danimarkali bas ulrik cold bu role harika uymus. sarastro, ikinci perdede "in diesen heil'gen hallen" aryasini kizi pamina'ya adeta ninni gibi okumus. hatirlatmak gerekir ki, operanin orjinalinde sarastro pamina'nin babasi degildir.

    osis-isiris ve eski misir baglantisinin olmadigi bu uyarlamada gece kralicesi ve onun nedimelerini ortalama bir sihirli flut'tekinden cok daha seksi buldum, monostatos rolu de cok iyi kotarilmis.

    basta uverturde olmak uzere, opera boyunca yakin cekimle yuz ifadeleri ve tepkileri gosterilen sevimli seyirci kiz, ingmar bergman'in kendi kizi linn ullmann'mis.
  • izlanda'daki bir yanardağın adı olabilir.
  • filmi daha iyi anlayabilmek için öncelikle (bkz: die zauberflöte) hafif bir göz atmak sizin için daha anlaşılır ve zevkli olacaktır.konu bakımdan üslup değişikiği yaparak tiyatrovari değil tam olarak opera çekmiştir.ancak tek bir sahne tarzında değil, film tarzında.yani tek bir mekan kullanılıp herşey akışında gitmıyor, farklı mekanlarda çekildiği belli. tiyatro havasını bozmamak için ya da daha iyi verebilmek için ilk sahnede izleyen insan yüzleriyle karşılasırız, sanki hep oradalarmış da tek sahnede oynanıyormuş gibi.muhtemelen bazı sahneler çekilirken seyirciler alındı ve çekim yapıldı.bu arada insan yüzlerini herkes kullanmıştır ancak bergmanın suyundan mı nedır?yine de insan yüzleri acayip şekilde doğal ve incelenesi.kesınlıkle haberlerı yok cekıldıklerınden, uzun gösterilen sarı kedi de kızıymış zaten.annenin yani kadının kötü, babanın ise erdemli olarak gosterilen bir oyun.kızı da ona göre şekil alıyor tabi.filmi izlerken opera kısımlarını ' cok basit konuyu anlatıyolar' tarzında değilde bir temsil olarak izlerseniz seyir zevkiniz artacaktır.masalsı opera diyebilirim.

    filmin bir sahnesi var ki tam bir bergman imzasıdır bence.perdenın ılk kısmından sonrakı arada; sahne arkasını gösterir, zaten bır dakıka surmez.

    çekimlerde yakın çekim kullanılmış olup, leziz anlar çokca vardır.bergman severseniz izleyebilirsiniz.bergman sever değilseniz çok şey kaçırmazsınız, severseniz eğer , size farklı bir tad katacağına eminim.

    düzeltme*
  • abbas kiyarüstemi leyla ile mecnun'u çekerken muhtemelen bu filmden etkilenmiştir diye düşünüyorum.

    film diyorum çünkü her ne kadar bir müzikal olsa da, seyircilerin yüz ifadesi ve set arkası sahnesi ile sinemanın nimetlerinden yararlanılmıştır.

    bergmann zaten tiyatro ile iç içe bir yönetmendir. tamamı tiyatro sahnesinde geçen başka filmleri de vardır. ama bu sefer tiyatro sahnesi film unsuru olmaktan çıkıyor adamakıllı komple bir müzikal ortaya konuyor.

    zaten filmin özelliği de bu. yukarıda diğer yazarlar aynı olaydan söz etmiş. diğer yandan bir filmi değerlendirir gibi değerlendirmek de zor.
hesabın var mı? giriş yap