• "ortadoğu dinlerinin esiri olmamış isimler böyle olur genco" denmesi gereken iddia.
  • gurur duyulacağına garipsenen gerçektir.

    bir de litvanyalı’ya mahcup olmuş, onu anlatıyor. neyse küfretmeyeyim.

    pulp fiction’da bruce willis’ın oynadığı butch karakteri takside kadın şoförle sohbet ederken kadın ‘butch’ isminin anlamı nedir diye sorar.

    butch’un cevabı şöyledir: ben amerikalıyım hayatım. bizim isimlerimizin anlamı filan yoktur.
  • batıdaki isimlerin çoğunun incilden arak olması ve bunun yabancı olmasından ötürü kuul durmasından ötürü gelen sanrıdır

    yani kısacası john ve samuel imrendiğin isimler olabilir de bunlar bildiğin abdurrahman'ın, davut'un yabancı versiyonu be gülüm

    (bkz: napak gandalf mı koyak)

    edit: ahah arkadaş litvanyalıymış

    (bkz: petras kaustas bunu beğenmedi)
  • garip sensin garip de... neyse.

    dinci ve sonradan elit ailelerin koydugu sikimsonik isimleri bir kenara birakacak olursak, turk isimleri son derece guzeldir. eger yabancinin biri bunu garip buluyorsa bu, onun sigligi ve sigirligidir.
  • "ay götüm" diye entriye giriş yapanı ilk defa gördüm. gelişme bölümünde göt macerasına devam edecek sandım.
  • asil onlari isimleri garip.
    cogu hala ibranice kokenli isimleri tercih ediyor.

    cunku; (bkz: din)
  • italya'da ev arkadaşımın adı stefania.
    tanıştığımızda birbirimize isimlerimizin anlamlarını sormuştuk. o bana kendisininki için; "taç giymiş, galip kişi" demişti. yalnızca italyancada değil, birçok avrupa dilinde kadın ismi olarak kullanıldığını eklemişti. uluslararası isimler sözlüğünde anlamına bakınca da "crowned, winning" karşılıkları çıkıyordu.
    şimdi ne dersin bu kıza, isminin bizdeki muadillerini düşünsen: asil?, sultan?, galibe?
    olmadı değil mi? bence de olmadı...
    ama bak mesela italyancada çok tatlı, melodik bir fonetiği var: site-fanya
    her ismi, mensup olduğu dil ve kültürle bütünleşik değerlendirmeli belki de, kendi dilinizdeki isimlere uyarlamadan.
  • (bkz: türk isimlerinin gayet güzel olması)

    bir kere her ismin bir anlamı var ve özellikle doğaya ve soyut kavramlara dayalı isimler çok daha hoş. sebebini de açıklayayım;

    eski türklerde çocuk doğduğunda isimsiz olur ve zamanla ismine kavuşurdu. bu ismi de genelde yapmış olduğu iyi bir hareketten ya da fiziksel özelliklerden alırdı. islamlaşmamış türk toplumlarında ise tam tersi, ismi verip çocuğun o şekilde olmasını istersin. onur mesela, çocuğunun onurlu bir birey olmasını istediğin için koyarsın. bu soyut örnek. bir de su ismi koyarak çocuğunun su gibi saf ve temiz olmasını dilemen var. bu da suya yüklediğin anlamla alakalı. türkçe isimler bu açılardan oldukça güzeldir yani.

    litvanyalı ibne boş yapmış, bizim pasif ibne de karşı koyamamış.
  • muhtemelen düşünsel ve geleneksel kökenimiz bir nevi proto kızılderili-şaman yapısında olduğu için normal bir durumdur. kim bilir, belki de köken olarak proto kızılderili proto avrupalı karışımıyızdır. ama kızılderili düşüncesi ve gelenekleri ağır basmıştır.

    en azından adların birer anlamı var. bu da gayet olağan.

    not: proto kızılderili ve proto avrupalı karışımı olabileceğimiz ihtimali konusunda bazı belgeselleri izlemenizi öneririm. kennewick adamı, asya'da bulunan yaklaşık on beş bin yıllık cesetler ve mumyaları araştırabilirsiniz. duruma bakılırsa asya'nın kuzey ve orta kısımları, bir zamanlar -on beş bin yıl kadar önce- beyaz ırkın ataları ile kızılderililerin atalarının bir arada yaşadığı, avlandığı hatta göç ettiği bir kıta idi. kennewick adamı, muhtemelen bering boğazı üzerinden yapılan göç sırasında ölen beyaz ırka mensup bir adam.
  • ne yapalım alexander mı koyalım? sonra çocuğun arkadaşları alexander sik sallandır diye gezsin ortada. gayette güzel isimler mevcut. geçiniz.
hesabın var mı? giriş yap