• ister istemez bir örneği olduğum tanımlama..
    üç nokta iki nokta da olabiliyor ama nedense bir tek noktaları kullanamıyorum...
    ne zaman ki,
    ellerinizden alınır noktalar ve nihai duruşlar...
    o zaman üç noktalara mahkum kalırsınız....

    bu ukala değil, aksine mütevazi bir duruş, çünkü noktalar, keskin yargıların ve tamamlanmışlıkların imleridir.
    çoklu noktalarda ise gelişime açıklık, düşünce süreçleri, acılar ve de sonsuzluklar yatar...
    süreçler
    ve geçişler..
    aralığını sizin kendinizden katacaklarınızla dolduracaklarınız..
  • "
    ciddi söylüyorum, bence sürekli üç noktalı konuşan insan kadar dayanılmaz bişey olamaz şu dünyada. bunların e-mailleri ya da ne biliyim mesajları da şöyle oluyo...

    "bilmem... belki... belki de wardir bi bildiği hayatin... amaçsizca... ya da aniden belki?.. hayat..."

    bu ne mına koyiim... cümle kur cümle. "hasan pide al" filan gibi. allah allah yaa...
    "

    ersin karabulut - sandık içi
  • iş için yolladığı maillerle şahsımı enteresan düşüncelere gark eden insandır.

    - unusual hanım, işten ayrılan arkadaşımızın şu belgesi gerekiyor... şu numaraya fakslar mısınız... teşekkür ederim...

    canım, nedir seni bu kadar umutsuzluğa iten şey? yollamam diye mi korktun da baştan bi kendimi acındırayım dedin. yolliycam belgeyi, valla bak üzülme sen. (sabah sabah bi efkarlandım üç noktaları görünce. ya ben saplantılıyım bu üç nokta konusunda ya da insanlar noktalama işaretlerini hunharca savurganca kullanıyor.)

    bi kılım ben zaten bu üç noktaya, iş maillerinde komik oluyor gerçekten ama onun dışında sürekli üç noktayla cümlelerini bitirenler hakkında kötü düşüncelere sahibim. böyle bi "dikkat çekeyim, melankolik takılayım, hayatta hiç bi şeyi tamamlayamadım ki cümlemi tamamlayım" havası var üç noktayla bitirilen cümlelerde. her cümlen, her anlattığın şey mi yarım be kardeşim, bi nokta koy artık bazı şeylerin sonuna. nokta iyidir. seviyoruz, net, imasız, dolaysız... (al sana üç noktanın gereksiz kullanımı mesela, tanım yapmışsın bitmiş, hala neye üç nokta? tamamlayamadıysan yaz bitir nokta koy, yarım bırakacaktın madem tanımı ne diye elini bulaştırdın)
  • bu kişilerin söyleyecekleri ne başlamıştır, ne de bitmiştir...
  • -merhaba sevgili dost...
    -ahanda koydu üç noktayı kesin şiir geliyor, kaçalım..
  • son zamanlarda sayılarında ciddi bir artış görülen, korkutan insan güruhu. çoğu zaman üç noktayı da tutturamayıp iki nokta veya beş bin noktayla takılıyorlar. devrik ve eksiltili cümlelerden sonra, loser edebiyatının en temel tekniklerinden olduğuna inandım. loser college'lar bunun için var sanıyorum. kelimelerle bir şeyler anlatamadıklarını bildiklerinden olsa gerek; depresyonlarını, esasen karşı cinsin dikkatini çekmeyi hedefleyen* sözde ölümcül sıkıntılarını üç noktalara saklarlar. ne kadar sorunluysam o kadar piyasa yaparım adamcıkları, intihar edecekmiş gibi davranıp ilgi bekleyen tipler, karşı cinse ağlanarak sevgili edinme kaygısı güden merhamet tacirleri...* acıları üzerinden prim yapmayı marifet saydıklarını gördükten sonra noktalara boğulmaları çok da kızdırmıyor. bırakınız eğlensin çocuklar. zaten acılıları büyük.bir de siz tuz biber olmayın.

    "sözlüğü okudum....
    intibamız çok kötü.. oysa biz her bir noktasına bir acı mimleyen insanlar değil miyiz? o her noktayı göğsüne kazıyan bizler..... en çok klanı döküleen aaah hilmiciğim. neden bu öfke anlamıyorum ki! zaten sabah da evden de kovuldum. öyle kötü bir durumdayım ki. arkadaştan online'ım........ hilmi abiyi gördüm gelirken! acım katlandı....... beynimde "i am a loser yeaah" çalıyordu...... hilmi abiyi unutmaak........... zaman..... belki.... bir gün belki evet.... ama şimdi.... hayat hoyrat... savruluyoruz..... kahbe dünya...... kahbesin ulan!!! kahbe!!!! sanırım acımı öldürmem için kendimi öldürmem gerekecek.. onu unutabilmek için........ sözlüğü unutabilmek için....... ah o sabahın ilk ışıkları.... gök yüzünün karanlığın hüznünün yok olduğu, huzurumun kaçtığı anlar. güneş doğmasın karanlık iyidir. geceyi severim... sözlükten nefret ediyorum yaa moralimi bozdu..... noktaların da g.tüne koyayım suserin de! aklıma gelmişken yazar alımları ne zaman başlyormuş bilgisi olan varsa mesajlasın? kayıtlı okur oldum bile ehueh......"

    yediniz bitirdiniz ulan.
  • - göğüslerin... serin sonbahar rüzgarında titreyen yaprak misali... titreşmekte narin bedenin... uçları dik... kardelenin varoluş mücadelesine benzer... bir ihtimal daha var... o da ısırmam mı dersin...
    - ya cezmi sen beceremiyon bu sanal seks işini ya, sıkıldım ben.
    - nalan dur... sığınacak mağarasını bulamamış piton gibi bi başına koyma benimkini... gerilmiş... evine ekmek götürmek için baltasını sallayan amelenin terli kolu gibi...
    - of cezmi ya, al işte araya üç nokta da koysan bende kol gibi kobra var demeye getiriyon işte, ne kasıyosun anlamıyorum ki.
    - ya sen... çiçek misali... işçi arısını bekleyen bal özü... şelale misali gürül gürül...
    - ı ıh... sahra çölü... güneşin örsü sanki... sen de bedevi... bu gelen ne... kutup ayısı mı dersin...
    - :(((... :'((...
  • ersin karabulut 'un penguen in son sayisinda irdeledigi tür , cins.
    bunlarla her tür muhabbet iskenceye dönüsür zamanla , iki çift laf ettirmez , geyik yapayım dersin , kalırsın olanca maymunluğunla ; çünkü o o anda hayatın anlamını çözüyordur , sen nelerle uğraşıyosundurdurdur..
    öff içim karardı be!bilenler bilir bu cinsi.
  • en çok da, yaratıcılığı olmayan insanlarla diyalog sorunu yaşayan insan tipidir bu... ingilizce sınavlarında da bir türlü "fill in the blanks" sorularını yanıtlayamayan aynı güruh, bir türlü idrak edemez bu tür insanların cümlelerini*....
  • üç noktalı cümlelerle iletişi kuran insan... kelimeler yetmez onalrı anlatmak için... kelimeler?... ne demek ki kelimeler? kelimelerle iletişim kurmak... iletişim. birşeyleri iletmek... 3 nokta da iletmiyor mu birşeyleri?
hesabın var mı? giriş yap