• zamanında oldukça rağbet gören bu half life deathmatch haritasında, su kanalının açıldığı kapalı mekanın asansörle çıkılan yerinde bir düğme olurdu.bu düğmeye basıldığı vakit, o an üstünde durulan platformun tam altından başlayarak, mazgallar her yeri kapatır ve aşağı bölüm suyla dolardı.düğmenin bulunduğu kısma giden tek yol asansör olurdu.düğmeye basan kişi aşağıdakiler boğulsun diye,tam asansör boşluğunun yanına gelip asansörün yukarıya gelmesini sağlar,çıkışı kapatırdı.fakat suyla dolu asansör boşluğunun en tepesine kadar yüzüldüğünde oradaki bir boşluktan nefes alınabilirdi.o yüzden bu düğmeye basmak oyunun akışını 1 dakika kadar yavaşlatmaktan başka bir işe yaramazdı.tabi bazı düğmeye basanlar ise,asansörün karşısına mevzilenir ve aşağıdan kek gibi gelenleri indirirlerdi.o yüzden kek gibi gelmemek lazımdı.*
  • içinde anlamsız manasız gereksiz fazla tek nota ya da tek kelime bulundurmayan mükemmel tool albümü.. isyanı, sitemi, öfkeyi, hiddeti insanın damarlarına kulağından zerkeden bir albüm..

    intolerance ile açılır..
    sabrının zorlanmamasını samimiyetle isteyen bi insanın ses tonudur.. sözler de bunu söyler.. sana güvenip silahımı bırakmak istiyorum ama sen yalan konuşmaya, hileye, çalmaya devam ediyorsun der.. sana nası anlayış göstereyim der..
    sonra kızar.. hem karşıdakine hem kendine.. eşeklik bende der.. fazla müsamaha ettim sana, ama artık tolerans yok, bedeli kendi ağıma sıçmaksa bile der..

    prison sex gelir sonra..
    şarkı genelde çocuklara yönelik cinsel şiddetten bahseder ve öfke doludur.. evet nefes alıyorum, hayattayım heralde bana pek öyle gelmese de der.. şahidim ki etten kemikten insana güvenilmez der.. elimdeki bu kan, bok ve dölde geçici bi dinginlik buldum der..

    sonra albümün en meşhur şarkısı sober gelir..
    biraz din, biraz çaresizlik, belki biraz alkol-uyuşturucu sorunundan kaçış gibi.. müzik de vurur dümdüz eder, sözler de vurur dümdüz eder.. her ne ise adamımızın peşini bırakmaz, içine eder.. adamımız isa'dan medet umar olmaz.. ayık olmak istiom, baştan başlamak istiom der, makus kaderine isyan eder.. sonraki verse çok pistir zaten.. "i will only complicate you, trust in me and fall as well.. i will find a center in you, i will chew it up and leave.. i will work to elevate you just enough to bring you down.." özellikle ilk kısım belki de judas'ın isa'ya ihanetini anlatır ya da işte herkesin dost bilip göçmesine neden olan şeyler ya da kişileri simgeler.. bu sefer de meryem'e yalvarır..
    i want what i want..

    sonra adamı dibe vurduran şarkı bottom gelir..
    kendinden mutlu olamayan oldurulamayan yıkılmış birinin hikayesidir.. umudu tükenmiştir.. suç, nefret ve zayıflıkla beslenmiştir.. ruhu yanmaktadır.. bok en dipte yığılmaktadır.. müzik de vokaller de pek güzel anlatır bu hissi.. gerçi albümün tümünde nefis verilmektedir bu ambians.. sonra acaip gaz konuşma kısmı gelir..
    "müsade etsem bana kendimi yokettirirsin, seni kurtarmak için önce kendimi kurtarmam lazım..
    daha dibe gidemem ve seni affedemem..
    seninle yüzleşip silmekten başka çarem yok..
    acı eşiğimi artırmak için çok çabaladım, hatalarımı sana karşı kullancam, başka çarem yok..
    artık günahsızım, isimsizim, hiçbişeyim, hiçkimseyim..
    ama ruhum demir gibi olmalı çünkü korkum çırılçıplak..
    çıplak ve korkusuzum ama korkum çıplak.."
    içi ölmüştür.. korkularını görmüştür onu bu hale getirenler.. artık kaybedecek bişey yoktur.. nefret hile ve suç artık adamımızı güçlendirmeye yaramaktadır.. inceden bi öldürmeyen güçlendirir mesajı verilir böyle..

    sonra crawl away başlar tüm hiddetiyle..
    muhtemel bi eski sevgiliye adanmış nefret dolu bi sitemdir özetle.. benden uzaklaştın, elimden geleni yaptım ama diyecek bir şey kalmadı mesajı verilir.. madem artık sen sallamıon senin istediklerinde kasımpaşa kavşağıdır benim için der.. arkanı dönüyosun ve elimden gelse bıçağı sırtına saplardım der.. işte sana duyduğum aşk bu der.. en sonunda kıyamaz gene.. gitmiyceini söyle der.. duygusallaşır böyle ama öfkesinden de taviz vermez pek..

    hemen peşinden gene aynı minvalde bir eser, swamp song başlar..
    uyardım ama dinlemedin burnunun dikine gittin hıyarlık ettin der.. bataklıkta dolanıosun, burda kaybolması kolaydır ama sen salaksın ısrar ettin, kimse çağırmadı ki seni buraya, bi de gelme dedik, işalla seni bi emsin o bataklık da gör ebeninkini der..
    sözleri kısa olsa da albümdeki en öfke dolu şarkı adayımdır benim.. her saniyesinde hissedilir o hiddet..

    akabinde albüme adını veren şarkı..
    tam analizi güç bi şarkı aslında.. daha çok bi kabullenmişlik içeriyo gibi.. çekilen dalgalarla beraber hep olduğu yerde sayıp rahatsız edilmek istemeyen, istese de bişeyleri değiştiremeyeceğinin verdiği kabullenmişlik ile yapay mutluluğa boyun eğmişlik arasında giden bir psikolojiyi anlatıyor gibi diycem de.. yine de çok kaale almayın..

    ardından four degrees..
    şimdi james maynard keenan "bildiğiniz gibi göt deliği, kuku deliğine göre 4 derece daha sıcaktır.. isviçreli bilim adamlarıyla konuştuk haberler iyi.." dedikten sonra bu şarkıya çok bişey yazmak abes öncelikle.. ama özellikle ilk verse ve nakarat bize önce "gel hayal kuralım ufkumuzu açalım, akıntıya kürek çekelim dimağımızı parlatalım" sonra "bah sen biiimiyon ben sana başka yoldan gösterteyim" mesajı verir gibidir.. şarkının kendini gaza hiddete verdiği kısım da "sikayet etme senin de hosuna gidezek" intibası uyandırıp "you can take it all.. just like that.." diye bağlanmakta.. korkutucu tabi..

    ve flood..
    uzunca bir giriş sonrası şarkı hareketlenir.. ve bu da öfke dolu şarkılardan biridir.. ama öfkeye kaybetmişlik ve bunu kabullenmişlik eşlik eder.. tecrübenin nesneleştirilmesi yoluyla nesnelerin işe yaramazlığı anlatılır sanki ve daha gerçek doğruları bulma çabası eşyalarını selden kurtarmak için tepelere tırmanan insanların çabasına bağlanır.. öfkeli bir benim olan benimdir ne istersem yaparım çıkışından sonra sel gelcek benim olanları alacak, sallayıp tepelere çıkmam lazım moduna girilir.. ulan çıktık tırmandık ama yanlış tepeye çıkmışız şaşkınlığı yaşanır.. "i was wrong.. this changes everything.." en sonunda da ayakların altındaki toprak parçalanır, sele düşülür.. ama tabi su temizleyici ve arındırıcıdır.. (uyandırılırız..)

    üstüne hafif dozda disgustipated alınırsa, bu albüm insanı gerer.. hem büyüler hem gerer hem büyüler.. sokakta vokmende falan dinlemeyiniz bunu.. agresifleşmeniz, çiçek satan minik kızı voleyle vitrinin doksanına takmanız falan olasıdır.. aman diyim..
  • "let me break the things i love i need to cry!
    let me burn it all!
    let me take my fall!"

    diyen pain of salvation şarkısı. öldürür.
  • kayıtlarında bas gitarları paul d amour tarafından çalınmış tool albümüdür.
    bu albüm 1993 yılında piyasaya çıkmıştır ama içerisindeki bazı parçalar 1991 yılında zaten tool tarafından çalınmış, 1993 yılındaki konserlerinde de dinlenebilmiştir.
    bunlardan 1991'de çıkarılan demo için kaydedilmiş olan parça sober'dır.
    1993'deki san diego konserinde çalınmış ve kaydedilmiş olan parçalar ise;
    undertow, sober, flood, prison sex ve bottom.
    (bkz: #9967695)
  • fear factory - archetype, kaiti garbi - esena mono ile beraber hayatimda devamli fon muzigi olan chroma key $arkisi. yalniz $arkilarin halet-i ruhiyelerine bakinca ben bile anlam veremiyorum. ufak ufak kafayi yiyorum sanirim.

    yinelemek gerekirse:
    "road music if you wanna break up, quit your job and drive to mexico."
  • bi nefeste dinlemelik sidsel endresen albümü.
  • hayatımın resmi marşı.let me bleed...
  • track listi şu biçim olan tool albümü:

    1- intolerance [4:54]
    2- prison sex [4:56]
    3- sober [5:06]
    4- bottom [7:13]
    5- crawl away [5:29]
    6- swamp song [5:31]
    7- undertow [5:21]
    8- 4º [6:02]
    9- flood [7:45]
    10- disgustipated [15:47]
  • boyle sakin sakin, melankolik bi sekilde baslıyan sarkı..ama sonunda o kazandırdıgı heyecan, cosku, ofke, kızgınlık..baska boyle bi sanat eseri var mı bilmiyorum..

    (bkz: pain of salvation)
    (bkz: remedy lane)
  • dünya üzerinde çok nadir olan kuvvette bir şarkı.adamı tüketen,en sert bünyeyi bile yamultabilecek şiddette birşey bu sözler bu melodi bu duygu seli.çok nadiren böyle bir şarkı gelir dünyaya,bu da sanırım onlardan en kuvvetlisi.iyi ki de var.let me die...
hesabın var mı? giriş yap