• harry potter izleyen insanlar genel olarak umbridge'den daha fazla nefret eder, bunu açıklayan bir şey okumuştum paylaşayım dedim, hayatımızda hep bizimle uğraşan, bizi manipüle etmeye çalışan ve üzerimizde ağır bi baskı kuran otoriter insanlar olmuştur bunlar genellikle okulda veya ailemizde karşımıza çıkar ama bebek yaşımızda ailemizi öldüren ve bizi de öldürmek için ömrümüz boyunca peşimizden gelen seri katillere pek fazla rastlayamayız, bu yüzden umbridge'den daha çok nefret ediyoruz, harry ve diğer öğrenciler ile olan ilişkisini kendimizle daha çok bağdaştırıyoruz. gerçi benim nefretlik oyum voldemort'dan yana, severus için.
  • oyumu voldemort'tan yana kullandigim arguman. ben katilmiyorum cunku suanki siyasi kaosa bile baktigin zaman yan karakterlerin hic biri hatirlanmayacak ileride basta kim varsa fatura hep ona kesilmis olacak. umbridge'i kotu yapan sey guc sarhoslugu yasamasi ve maskesinin arkasina saklanmasi muhtemelen o yuzden insanlar yasadiklari hayatta olaylarla baglanti kurdugu icin nefret boyutu biraz daha fazla ama voldermort'un oldugu her yerde sadece silik bir karakter. bence burada tartisilmasi gereken umbridge vs bellatrix konusu.
  • karanlık lord'a hakarettir. ulu önderimiz vefat etmeseydi bu karşılaştırmanın en hafif cezası 2 saatlik bir cruciatus seansından sonra kedavra yemekti.
  • en nefret edilen kişi olma konusunda dolores umbridge'in kazanacağı versustur.

    kendisi, harry potter evreninin en nefret edilen karakteridir. bu büyük bir başarı. lord voldemort gibi "saf kötülükten" yapılmış bir karakter varken serinin en nefret edileni olmak o kadar küçümsenecek bir şey değil.

    nasıl oluyor da voldemort'u geride bırakıyor diyeceksiniz. voldemort, hayatlarımızda görebileceğimiz bir karakter değil. onda iyi olan hiçbir şey yok. ona istediğini vermezseniz sizi öldüreceğini bilirsiniz. verdiğiniz takdirde de sizi öldürebileceğini bilirsiniz. eşref saatinde değildir, canı birini öldürmek istemiştir ve o anda da karşısında sizi bulmuştur. allah rahmet eylesin, ne diyebiliriz ki?

    ancak anahtar kelime bu: bilirsiniz. voldemort gibi kötü bir karakterin size kötülük yapacağının farkındasınızdır. oysa dolores umbridge gibi karakterler bizim günlük hayatta her yerde karşılaşabileceğimiz, ne beklememiz gerektiğinden emin olamadığımız, gücü eline alması gereken son kişilerdir.

    tüm çocukluğunu, hayatını insanlardan nefret ederek geçirmiş ama asla bu nefretini dışa vuracak fırsatı bulamamış, en nihayetinde üst düzey bir makama gelerek yetkilerle donatılmış o kişiyi tanıdınız mı? nefretini kusmak için makamının arkasına gizlenip yetkisini keyfî olarak kullanan o ezik kişiyi?

    işte umbridge bu. voldemort, bir makamın ya da yetkinin arkasına sığınmıyor. kendi gücünü kullanarak etrafında müritler toplayan ve yükselen bir büyücü. umbridge ise sihir bakanlığı'ndaki pozisyonunu nefretini kusmak için kullanıyor. aslında size yardım etmesi gereken, daha da önemlisi size hizmet etmesi için o makama getirilen kişi bu yetkisini size eziyet etmek için kullanıyor. voldemort'un size "hizmet etme" zorunluluğu yok, bir bakanlık görevlisi olarak umbridge'in temel görevi bu.

    bu iklininin yöntem olarak da ciddi farkları var. voldemort zaman kaybetmiyor, çoğunlukla öldürüp geçiyor. güçten düşüşü harry potter sayesinde oldu, bir bebek hayatını kaydırdı. buna rağmen temel amacı ona işkence etmek değil, onu öldürmekti. karşı karşıya geldikleri anların çoğunda harry'nin üstüne avada kadavra savurdu. diğer ölümlerde de böyle, genellikle öldürme odaklı biri. umbridge ise kurbanlarına en orijinal işkenceleri planlıyor. o ceza kalemi kendi icadı. manyak kadın öğrencilere işkence edebilmek için oturup kalem icat etmiş. bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de kurbanının karşısına geçip kurbağa suratıyla gülümsüyor.

    voldemort, ondan sadece kötülük beklemeniz gerektiğini bildiğiniz, kurtulmak için ya savaşmanız ya da kaçmanız gereken hayatın ötesinde bir karakter iken umbridge bizzat hayatın içinden bir karakterdir. bu hayatta çok büyük bir istisna yoksa voldemort gibi biriyle karşılaşmazsınız ama muhtemelen herkesin kendi kişisel umbridge'i vardır. oturduğu koltuğu kendi kibrini tatmin etmek ve nefretini kusmak için kullanan, size hizmet etmesi gereken ancak eziyet eden, sırf o makamda olduğu için etrafındakileri ayakta bekletmeyi seven ya da hor gören birileriyle mutlaka karşılaşmışsınızdır.

    bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama voldemort, umbridge'den daha şerefli bir karakter.
  • voldemort frisia kokenlidir. umbridge sakson.
  • voldemort bir katildir. umbridge ise maskülen, kurallara bağımlı yaşayan gıcık bir abladır. bu bağlamda umbridge daha kabul edilebilir. katillerle işim olmaz.
  • aşk büyüsüyle dünyaya gelen, bundandır ki sevgi nedir bilmeyen, nefret bile edemeyip hayatını en güçlü olmaya adayarak karşısına çıkanları engel görüp ortadan kaldıran bir eksik ruh ile, sevgi, nefret, kıskançlık, kibir ve daha fazlası birçok duyguya sahip saf kötü arasındaki karşılaştırmada voldemort her zaman daha tercih edilesidir.

    voldemort doğumu, tarafsız ve insani duygulardan arındırılarak, ele alındığında, eylemlerinin sorumluluğunu taşıyabilecek bir karakter değil aslında. çünkü aksini bilmiyor. duygudan azade bir kabuktan ibaret hayatında tek başına ilerleyip en tepede olma güdüsüyle hareket eden biri sadece. müritlerine dahi sempati göstermemesi bunun bir kanıtı. tüm bunlar dikkate alındığında voldemort gibi birinden insan olarak bahsedip, onu insani değerlerle yargılamak mümkün olmaz elbette.

    umbridge ise duygu nedir biliyor. iliklerine kadar hissediyor ama sevgiyi seçmek yerine nefreti tercih ediyor. ezebildeklerini ezip geçiyor, yetmiyormuş gibi bundan zevk de alıyor.
    bilinçli olarak kötülüğü seçmiş biri doğru olarak nitelendirilen safta yer aldığı için ondan daha iyi olmuyor haliyle.

    yani demem odur ki; voldemort canım, adın çıkmış dokuza inmez sekize. ama senden beterleri de var işte.
  • böyle sürekli debe eleştirisi yapıyorum gibi oluyor ama yine müdahale etmek istedim bir takım konulara.

    umbridge'i bağzı siyasi karakterlerle ilişkilendirerek (hepimiz anladık sanırım kast edilen kişi/kişileri) güzel bir benzetme yapılmış lakin bu uğurda voldemort övülmüş gibi hissettim alttan alttan. o yüzden müdahale edeceğim birazcık.

    arkadaşlar öncelikle şunu anlamanızı istiyorum ki harry potter evreninde bulunan, voldemort isimli kişi süzme orospu evladıdır. (annesiyle ne alakası var demeyin annesi de sonuçta babasını kendine aşk iksiriyle aşık eden bir gahbe)

    voldemort'un zafere giden yolda her şey mübahtır düsturunu edinmiş bir yavşak olduğunu kitapları okuyan herkes bilir. umbridge ise kendini makam, mevki hırsına kaptırmış, bu uğurda her türlü yalakalığı, şerefsizliği, puştluğu yapan bir gahbe. umbridge evet daha sinir bozucu bir karakterdir fakat şeref konusunda voldemort'tan daha aşağıda değildir asla. hatırlarsınız son kitapta voldi heriyi yakalayıp ormandan getirirken okuldakilere anons yaparak, herinin onları bırakıp kaçarken yakalandığını, şerefsiz, haysiyetsiz bir ibne olduğunu bildirir. şu şerefsizliğini gördükten sonra voldemort'a umbridge'ten daha şereflidir demek ayıptır, günahtır.

    eklemeden de edemeyeceğim, snape de ayrı bir orospu çocuğudur. içimde kalmasın.
  • voldemort kötüdür.
    umbridge ise çirkindir.
  • umbridge voldemortun hizmetkarıdır, neyin kıyasını yapıyorsunuz anlamadım ki? mantıklı olun lütfen.
hesabın var mı? giriş yap