• odamda seyahat, benim de rahatlıkla yapabildiğim eylem.

    bu arada, kitabın 1944 çevirmeninin adının doğrusunun "sitare sevim" olduğunu da hatırlatalım.

    1944 tercemesinin (fransız klasikleri dizisinin 74. kitabıdır) ikinci paragrafı şöyle:

    "hayat, artık ben eserimi içimde saklayacak değilim; işte efendiler okuyunuz. odamın içinde kırk iki günlük bir seyahate kalkıştım ve bu işi başardım. yol boyunca dikkatimi çeken müşahedeler, duyduğum devamlı hazlar, bana bu seyahati herkese anlatmak arzusunu veriyordu; bunun faydalı olacağı kanaati bana kararımı verdirdi. sayısız zavallıların çektikleri acılara bir merhem, can sıkıntılarına emin bir çare sunduğumu düşündükçe kalbim tarif edilmez bir memnunluk duyuyor. (insanın odasında yaptığı seyahatten elde ettiği zevk, insanların endişeli kıskançlıklarından masundur; paraya bağlı bir şey de değildir.)
  • türkçeye ilk olarak 1944 yılında istanbul'da maarif matbaasında basılıp sitate sevin tarafından çevrilen fransız yazar xavier de maistre'nin kitabı. bu kitap beş yılda 100 tercüme eser arasından 74. kitap olarak basılmıştır. bu basımda günümüzde fazla kullanılmayan türkçe kelimelerde vardır. hatta kimi kelimeler farklı şekilde yazılmıştır.

    '' başımı önüme iğdim.''

    xavier de maistre bir düello neticesinde 42 günlük bir hapis cezası almıştır. bu hapis cezasını da kendi odasında geçirmeye mahkum edilmiştir. işte ''le voyage autour de ma chambre'' adlı bu eserini bu 42 günlük mahkumiyeti esnasında yazmıştır. ilk defa 1794 yılında paris'de basılmıştır.

    eserde yazar okuru ile sürekli sohbet eder bir durumdadır. hatta yazar, okuyucusuna öğüt bile verir kitabında. okuru ilk düşleyen yapıt cervantes'in don kişot'u olmuştur. laurence sterne (bkz: #14809750), (bkz: #15643150), (bkz: #15643149) kitabı tristram shandy*'de ise bunu bir kademe ileri görmüştür. kitabı okuyunca maistre'nin sterne'nün kitabından etkilenmiş olma olasılığını düşündüm. okuru bir izleyici olarak değil de yaratım sürecine katan diğer bir yazar ve yapıtı ise :ıtalo calvino'nun bir kış gecesi eğer bir yolcu*'dur.
  • odamda yolculuk adıyla kırmızı kedi yayınlarından çıkan çevirisi piyasada mevcutken, odamda seyahat ismiyle iletişim yayınlarından çıkanı bir türlü bulunamayan eser.
  • odasında yolculuğa çıkan xavier de maistre'nin kitabıdır.
    kitapta 42 gün boyunca odasının her köşesinde daldığı derin düşüncler, hayaller anlatılmaktadır. yazarın hayat ve olaylar üzerine, kendi düşünceleri içerisinde buluyorsunuz kendinizi. kitapta pek çok antik çağ kişisine yapılan küçük benzetmeler yazarın bilgi kaynağının bir haylü yüksek olduğuna ispattır.
    ayrıca kitap, iletişim yayınlarından odamda gece seferi adlı diğer hikayeyle birleştirilerek yayınlanmıştır. bu kitabın iletişim yayınlarının dizisine aktarılması orhan pamuk'un referansıyla olmuştur.
  • xavier de maistre'nin 1794 yılında yazdığı, ali ba$ak tarafından 2005 yılından fransızcadan türkçeye odamda seyahat adı altında çevrilip, tamer aydos tarafından düzenlenen 157 sayfalık kitap.

    "18. yüzyıl fransa'da, açıkça ifade edilmeyen bir nedenle kırık iki günlüğüne evine, sürgün edilen bir asilzadenin bu zorunlu inziva sürecinde kaleme aldığı; kendisi, uşağı, köpeği, eşyaları, dostları, kitapları, sanat, dünyanın gidişatı ve geneş olarak hayatın kendisine ilişkin anlatıları, yorumları..."

    (bkz: xavier de maistre/@ibrahim tatliseks)

    http://www.ideefixe.com/…p?sid=jhrpzw0fxs5sd0nwvo5p

    ukteyi veren: kurulananfok (09.08.2005 13:40)
  • madem bu kitabın adı odamda yolculuk, ben de hep yolculuk esnasında okurum bu kitabı diyerekten başladım ve sadece kızılay-hacettepe arası seyahatlerimde okuyarak bitirdim. zaten metroda okuyanların duygularını merak ederdim hep, güzel bir deneyim oldu.

    şaka sağ yana*, xavier de maistre amcam hapisteki 42 gününü bu kitabı yazarak geçirmiş. zaten kitapta da yaptığı yolculuk 42 gün sürüyor. yataktan masaya masadan kapıya yolcuğunu anlatırken çok güzel bilgiler ve deneme vari hoş sohbetler sunuyor biz çocuklara.

    anlamadığım tek şey, ceza neden 42 gün? 42 nedir? konya değil di mi? lütfen konya olmasın. aa hani o dünyanın anlamıydı yaa!* ondan mı yoksa? belki de yargıcın ayakkabı numarası. ya da varsayalım sadece seviyor 42 demeyi. varsaydım bile.
  • çok keyifli ve tatlı bir kitap olmasına rağmen bu kadar az entry görmek beni şaşırttı açıkcası. okurlarla sohbet etmesi çok hoşuma gitti daha fazla bir şey söylemek istemiyorum çünkü kimse görmeyecek yine :d
  • kırmızı kedi yayınlarından ışık ergüden çevirisi ile okuduğum fakat çevirisini beğenmediğim eser.kitap 1794 yılında yazıldığı için belki zamanın fransızcasının da etkisi olabilir bunda.
  • bu kitap bana, esaretin zihinlerde olduğunu, insanın mekanlardan bağımsız bir şekilde var olabileceğini ve özgürlüğün kutsallığını düşündürtüyor.

    fransızca ismi tam olarak mı çevrilmiş bilmiyorum ama, ev hapsi cezası olan birinin dilinden aktarılan bir kitabın adının odamda seyahat olması çok anlamlı. odanda istediğin her yere gidebilirsin.

    “korkak durur gitmez köyün en son çitine
    inanır o sınırda dünyanın bittiğine” diyen ünzile de, uçurtma avcısı'ndaki o hayal gücü de… “bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen bir balta gibi olmalı” diyor franz kafka. bir cehaletle mücadele mi ediyorsunuz, kitap verin. bir çocuk mu yetiştireceksiniz, kitap ile.

    kitap fetişisti değilim fakat kitapların bu gücüne hayranım. dilden dile, zihinden zihne. dünyadaki en büyük, en kuvvetli ve en ekonomik kuvvet bu bence.
  • 18. yüzyılın sonlarında, başarılı bir asker olan xavier de maistre, karıştığı bir düello sonucunda 42 günlük bir ev hapsi alır ve odasında geçirdiği bu süreyi yazarak değerlendirir. odasındaki nesneler, uşağı joanetti, köpeği rosine ona ilham kaynağı olur önce; sonrasında da kültür-sanat, toplum ve birçok felsefi konuda görüşlerini kaleme almaya devam eder ve "dünyanın tüm zenginliklerini ve nimetlerini barındıran olağanüstü bir diyar" olarak gördüğü odasında yine kendi deyimiyle "keşiflerden keşiflere" gider. hapis süresinin bittiği gün özgürlüğe kavuşmasından ötürü pek de mutlu değil gibidir hatta: "şehirde dolaşmamı engellediler, ama bana koca bir evreni bıraktılar. (...) işte bugün özgürüm veya aslında hapishaneye geri dönüyorum! işlerin boyunduruğu yeniden üstüme çökecek; attığım her adım vazife ve görgü kuralları tarafından ölçülecek." anlaşılan odasında çıktığı yolculuktan epey keyif almış olan yazar, yıllar sonra bu kez odasına gönüllü olarak tekrar girer ve yeniden bir yolculuğa çıkar. kırmızı kedi yayınevi, yazarın "odamda yolculuk" ve "odamda gece seferi" isimli iki ayrı kitabını birlikte basmış.

    --- spoiler ---

    - insanın içine çekilip herkesten saklanabileceği bir odacığının olmaması asıl terk edilmişlik ve bedbahtlık değil midir?"

    - adımlarına ve fikirlerine çok hâkim olan insanları sevmem. bunlar der ki, "bugün üç ziyarette bulunacağım, dört mektup yazacağım ve başladığım şu işi bitireceğim." ruhum her türden fikirlere, zevklere ve duygulara o denli açık ki; önüne gelen her şeyi büyük bir açlıkla kabulleniyor!... hayatın o kadar zorluklarla dolu olan yoluna serpilmiş hazları neden reddetsin ki? bu hazlar o kadar nadir, o kadar seyrek ki, insanın karşısına çıkanları toplamak için durmaması, hatta yolunu değiştirmemesi için deli olması gerekir.

    - evet, kalbimin üstüne bir buz parçası koymak istiyorum.

    - şerefim üzerine yemin ederim ki ben müzisyen değilim. tanrı ve beni keman çalarken gören herkes buna şahittir.

    - ah tatlı yalnızlık! sevgililerini sarhoş ettiğin güzelliklerini ben de tanıdım. yalnız kaldığı tek bir günü bile sıkıntının huzursuzluğunu duymadan geçiremeyenlere ve kendisiyle sohbet etmektense, gereğinde ahmaklarla sohbet etmeyi tercih edene yazıklar olsun!

    - aslında hiç sevmediğim şeyleri ve insanları görmekle ve artık görmediğim insanları ve şeyleri özlemekle tam bir sene geçirdikten sonra, torino'ya geri döndüm.

    - ey insanlığın hazin hali; en ufak bir sevgiyle bağlanabileceğin, kalıcı tek bir nesne bulamamak!

    - geçmiş zevklerimin tümü, şu andaki sıkıntılarımın tümü, hepsi gelip kalbimde eridi ve onu keder ve pişmanlıklarla doldurdu.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap