• sürpriz bir biçimde mezhep ayrılıkları yüzünden başlamış iç savaş. halbuki ortadoğu'da hiç böyle şey olmazdı.

    son durumun haritası aynen şöyle:

    http://archicivilians.wordpress.com/…-october-2014/
  • benim için oldukça duygusal bir yazı olacak bu sefer. yemen...

    öyle kolay değil aden'i savaşlarla anmak; kızıldeniz'e yaren toprakları bir çırpıda ondan ona atmak ve üzerinde satranç oynamak.

    taşları senin topraklarına gelir de bal dükkanlarından dökülenler, saçılan değerli kumaşlar bir çocuğun, bir kadında kalmaz da ziyan olursa yanar içim...

    devam efendim...

    yemen aslında batı ile doğunun en yoğun çarpıştığı bölgelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. bunun için kısa bir yemen tarihine bakmakta yarar vardır.

    yemen; arap baharı ile başlayan değişim hareketinden etkilenen ve kansız şekilde görevi bırakan 30 yıllık bir yöneticinin elinden çıkmıştı. bu yöneticinin adı ali abdullah salih idi. ali abdullah salih yönetiminde yemen saddam'ın kuveyt işgalini destekliyordu. o zamanlardan palazlanan husi milislerinin suud'lara karşı güçlenmesine destek oluyor ve yine o zamanlarda bir diktatör ile yönetilen libya ile iyi ilişkilerini koruyordu. ancak bu bahar denilen dalga onun kansız şekilde yönetimi bırakması ile sonuçlandı.

    yönetime sonradan gelen abdurrabbu mansur hadi yönetimi ise hızlıca demokrasiye geçiş ve yönetimde idarede adalet sözleri veriyordu. lakin her arap baharını yaşayan ülkede olduğu gibi bu geçiş sancılı olacak gözüyle bakılırken, en istenmeyeni oldu ve husi'ler sanaa'da darbe ile parlamentoyu etkisiz hale getirdi. daha da vahim olan; hadi'nin bu durum karşısında batıyı ve demokrasiyi destekleyen ülkeleri müdahaleye çağırdı. bunu doğru ve yapılmasını gerekli bulan arap koalisyonu ise devreye girerek bölgeye müdahale etme kararı aldı ve savaş başlattı.

    savaşın ilerleme şekli oldukça garip. sanaa'ya direkt operasyon yerine kuşatılma temelli ilerleniyor ve daha da ilginci sanki husi'lerden kurtarılan bölgelere sözde demokrasi getiriliyormuş gib,i aden'de kurulan güney yemen ayrılıkçı grubu da destekleniyordu. buna dayanak olarak da; '' bakın zamanında sosyalist olan bu devletin kurulmasına da öncülük ediyoruz. bakın biz çok demokratiğiz. önemli olan darbecileri etkisiz hale getirmek. '' diyorlardı alttan alttan...

    peki işin gerçeği öyle miydi? hayır.

    güney yemen'in tarihine gidildiğinde ilk kuruluşu ingiliz destekli koloni şeklinde stratejik öneme sahip aden'de kurulmuş olmasıydı. belirli bir zaman bu bölgeye önem verilmeyince batıdan destek bulamayan bu yönetim sırtını sscb'ye dönmüştü. yani ideolojik olarak saplantı şeklinde rus yanlısı bir tutumları yoktu.

    zaten bölge tamamen husiler ile bağı koparılmış durumda ve arada müdahaleye gelen arap koalisyonu var. diyorum ya direkt sanaa'yı düşürmek yerine bu çaba neden?

    (bkz: abd çin ticaret savaşı/@patryn) okuduysanız geçelim.

    bahsettiğim gibi mücadele hürmüz'de, aden'de, malakka'da devam ediyor. savaşın bu cephesinde amaç; kızıldeniz ve süveyş kanalına hakim olma durumundan ibaret.

    zaten haritada kazanılmak istenen aden körfezi ve sahil bölgesi olarak gördüğümüzde tablo netleşiyor. trump özellikle suudi'ler ve kendilerine destek olan güçlere daha çok yardım edileceğini, pyd/pkk'yı biraz gözden düşürerek belli etti. çünkü bölgede artık akdeniz'e açılacak bir pkk devleti kurma hayali uzun bir zaman rafa kaldırılmış durumda. bunun en büyük nedeni, afrin ile bab'ın kontrolünün unsurlarımıza ait olmasıdır.

    gelelim abd'nin bu kadar önem verdiği yemen'de yaşanan son duruma...

    tam bir siyasi kaos. iran'ın desteklediği husi'lerin ciddi bir direnişi olsa da bölgede kayıkçı kavgası yaşanıyor adeta. abd bölgeye tam olarak inmek istemiyor ancak bu iş suudi'lerle de olacak gibi görünmüyor. sahil kesiminde topraklar el değiştirip duruyor. tüm amaç sahil bölgesinde kontrolü kimin sağlayacağı ve kızıldeniz'de söz hakkının kimde olacağındadır. aden yönetiminin de bağımsızlık talepleri ile abd ve koalisyona yakın olması nedeniyle bu bölgede batı'nın önde olduğunu söylersek yanlış bir cümle kurmayız.

    peki biz ne yapmalıyız. kesinlikle ama kesinlikle bir süre daha gidecek federal ülkenin tesisi için çalışmalıyız. bölgede husi'lerin zaman zaman dillendirdiği ancak batının: '' siz zaten darbecisiniz, öyle demokrasi ağzıyla konuşmayın yemeyiz. '' mantığı ile sahillerde daha kaç kadın ve çocuk cesetlerini izleyeceğiz? bu bölgede yaşanan siyasi hesap; bir hiç uğruna ve şehirlerde yaşayan halkın ceset üzerine ceset yığmasından önemli olmayandır. kıyımın tarifi yapılamayacak kadar yüksek olduğu bir bölgedir yemen.

    gelelim ülkemiz için oluşan duruma...

    siyasi olarak bakıldığında bir gücün egemen olması çok da işimize gelen durum değil. nihayetinde ne batıya, ne de doğuya entegre olmuş vaziyetteyiz. şu anlık husi'lerin düşmemesi en önemli amaçlardan biri olmalı. yönetimin 2011 öncesine özendirilmesi ve istikrarın iran güdümünde husi'lerin biraz daha güçlü olduğy yapıda daha sessiz şekilde sağlanması bize daha yakını gibi duruyor.

    bir de tarihi yönüne dikkat çekmek istiyorum. yemen bizim askerlerimizin gidip de dönemediği bir yerdir. orada yerleşen ve yerel halkın kızlarını askerlerimize verdiği bir bölgedir. yemen bizde özeldir. kanlarımız ile sulanmış topraklarda birilerinin çıkarı için değil, kendimize ait denge kurmamız şarttır. oradaki halktan kopuk kaldıysak da onların bize muhabbeti büyüktür. kendimize ait denge, onların da refahı adına olacak olan bir çizgide birleşmelidir.

    sağlıcakla kalın.
  • suriye iç savaşı'nda etkin görev alan "16 temmuz gençlik hareketi" adlı çetenin bu çatışmalarda da etkin görev alması sürpriz değildir.
  • görüntü yemen'in al beyda ilinden. 7 paralı asker tepedeki husi mevzisine saldırıyor ancak mevzideki 2 husi karşılık vermeye başlıyor. husilerden biri silahsız ve ilk saldırıya taş atarak cevap veriyor. ardından diğer husi alan kazanmak için ilerlerken vuruluyor. onun vurulması üzerine diğer husi bir süre sonra vurulan savaşçının silahını alıyor ve savunmaya devam edip paralı askerlerden birini öldürüp saldırıyı püskürtüyor.
    mevzisini sonuna kadar savunan asker veya savaşçıya saygı duyduğum için paylaşmak istedim.
  • ortadoğu'nun en zengini suudi arabistan, ortadoğu'nun en fakiri yemen'i sivil vs ayırt etmeksizin bombalıyor. şii olmasıyla bilinen husi grubunun yemen'in büyük bir kısmında güç kazanarak otoritesini artırması sunni suudi'leri rahatsı etti. bu gücün arkasında yine şii iran desteği olduğu düşünülüyor. dünya olana bitene sessiz, amerika ve ingiltere suudi arabistan'a silah satmaya devam ediyor. dünya bu kadar sessiz kalmaya devam ettikçe de yemen'in somali'ye dönmesi kaçınılmaz.
  • birleşik arap emirlikleri'nin zorunluğu askerliği 16 aya çıkarmasını sağlayan savaştır.

    suudi arabistan askerleri onar on beşer ölüyordu, fransızların da ezildiğine şahit olmuştuk, koalisyonun verdiği sayıların yalan olduğu da ortaya çıkıyordu. büyük bir mağlubiyet geliyordu belliydi. bae de böyle bir karar aldı.

    bu savaş ile ilgili kesin bir şey söylenemez ama iran'ın çok büyük bir zafer kazandığı yavaş yavaş belli olmaya başladı.

    ypg'yi finanse eden suudi arabistan'ın, ypg'ye silah veren sırt sırta çarpışan koalisyonun, boynuna geçen tasma ile türk düşmanlığı yapan birleşik arap emirlikleri'nin kazanamaması elbette sevindirici.
  • türkiye'deki siyasal islam tayfasının görmezden geldiği iç savaş . suudi ve destekçileri uluslararası anlaşmalara bakmaksızın okul , hastane , toplu taşıma araçları , pazaryeri , vs ne kadar sivil hedef varsa bombalamaktan sivil katletmekten gocunmuyor . müslüman kardeşler gibi terör listelerinde gösterilen bir örgütlenmenin seçtirdiği mursi darbeyi yiyince dört parmağı havaya diken siyasal islamcı arkadaşlar yemen'deki sivil hedeflerin umursanmadan vurulmasına pek rağbet etmiyor . bu arada suudiler suriyedeki malum elemanlara para hibe edecekmiş . bakalım buna ne tepki verecekler ?
  • arkasında bir tarafta suudi arabistan, abd ve ingiltere, diğer tarafta iran, rusya ve çin bulunan ve el kaide, ışid, hizbullah gibi terör örgütlerinin her geçen gün güç ve taban kazanmakta olduğu islam dünyasındaki bir başka mezhep savaşıdır. olan yine ülkenin çocuklarına, masum sivillerine ve geleceğine olmaktadır. sözde arap baharı'nın "özgürleştirdiği" bir başka islam ülkesinde gerçekleşmektedir. konu şiddet, kan, baskı, mezhepçilik olunca müslüman toplumları silahlandırıp biri birine saldırtmak çok kolay olduğunun bir başka örneğidir.
  • 2 yıldır 10.000'den fazla kişinin ölmesine sebep olmuş olan iç savaş. şu an ise kıtlık, hastalık vs. gibi sebepler yüzünden 10 milyon kişinin ölüm tehlikesi altında. uluslararası medyada neredeyse hiç yer almıyor.
hesabın var mı? giriş yap