• - cengiz kargo..ama yorgunum aşağı iner misiniz?
    - elbette..hemen geliyorum..
    ..
    - merhaba..
    - merhaba..önce şu paketi vereyim..
    - aa şey..iyi de bu bana gelmemiş ki..
    - evet..en üst kattaki eve geldi ama onlar inmek istemediler..siz çıkarın bi' zahmet..
    - yuha!
    - yorgunum..
  • klasik "işi bu kardeşim, gelecek yapacak işini, yağma yok"çularla "ama kardeşim, adam emek veriyor, halden anlayın"cıları kapıştıracak olay.

    komik olmamak lazım tabii...
  • (bkz: yorgunum ameliyat yapar mısınız diyen doktor)

    zöge: içinizden geliosa inin tabi arkadaş. isterseniz diğer paketleri de siz dağıtın hatta. ironi yapmıyorum ciddiyim. bu sizin çok iyi bir insan olduğunuzu gösterir. ama inmeyen birini de vicdansızlıkla suçlamak çok saçma. işini yapan birine yardım etmeyen herkes vicdansız o zaman. şu saatlerde dışarıda çöp kamyonları da vardır muhtemelen onlara da yardım edebilirsiniz. bi farkı yok ki ha kendi kargomu getirene yardım etmişim ha başka bir işte çalışana. 'vicdansız olmayan' arkadaşlar aşağı inip çöp toplayanlara yardım etmekle işe başlayabilir bence. ben de büyük ihtimalle aşağı inerdim böyle bir durumda, içimden geldiği için, iyilik olsun diye, ama inmeyene de hiçbir şey demem. parasını vererek hak ettiği bir hizmeti talep eden insana vicdansız denmesi beni bitiriyor.
  • gayet insani bir istekte bulunan kargocudur. ne olur aşağı inseniz, gariban emekçiye yardımcı olsanız, incileriniz mi dökülür matmazel ?

    "saat dokuzda kargonun işi ne" demek normal de, "saat dokuza kadar çalışan bir adama yardım etmek" mi anormal?

    (bkz: ne pis adammışsın sen be)
  • özetle kibar davranmış kargocudur kendisi.

    bize gelenler posta kutusuna not bırakıp "gelin şubeden alın" , "bizi arayın getirelim" diyorlar.

    bir gün dışarı çıkıyorum, gözümün önünde posta kutusuna kağıt yapıştırırken gördüm kendisini, napıyon hacı dedim, zile basmışmış falan... paket varmış ama evde yoklarmış, e hani paket dedim. 2 kg bile etmeyen, 10 cm genişliğinde 3 santim yüksekliğinde bi paketti. gitti arabadan getirdi, paketi bile yanına almadan gelip posta kutusuna "geldik evde yoktunuz, bizi arayın. - smiley,evet bildiğiniz smiley -" diye not bırakan kargocudan kibar kargocudur kendisi.
  • herkes işini iyi yapsa dedirten durumdur.

    klasik söylemlerle "iki dakika iniverseydin" demekle haklı olunmuyor.
    iniverseydiniz diyen kişi de çalışıyor tüm gün, unutmayın. ev kadını olsa bile çalışıyor. hayat kadını da olsa, muhasebeci de olsa vs.

    boyacısın, tüm gün evi boyamışsın artık sonları. seni tutan kişiye "kardeş ya şu kısmı da sen boyasan belim çok ağrıdı" der misin?
    muhasebecisin, tüm gün hesap kitap yapmışsın. bir müşteriye "arkadaşım ya senin faturayı kesemiycem sen kessene beyin amcıklaması geçiriyorum şu an da" diyebilir misin?
    grafikersin, mesaiye kalmışsın işin yetişmesi gerek. bitiyor mu diyen müşteriye "yaa son iki bişiisi kaldı, sana yolliyim sen yapmasa" der misin?
    bankada çalışıyorsun, tüm gün geberik olmuşsun gelen kişiye "allah aşkına al şu kağıtları oku şimdi sana iki saat anlatmiyim şu kredi işlerini, çok yoruldum" der misin?
    senaristsin, yönetmen oyuncular senaryo bekliyor. "ya bugün çok yoruldum size yolliyim son sahneleri siz yazın" der misin?

    der misin ve sana denmesine izin verir misin?
    cevap net değil mi aslında...

    o zaman genel geçer beylik cümlelerle "iniverseydin", "götü kaldıramayan kişiye denk gelmiş", "emekçi düşmanı" vs gibi tuhaf ve aptalca yorumlar yerine, daha aklı başında yorumlar yapmak bu ülke için daha hayırlı olacaktır.
    bu yorumları yapanların çoğunluğu yüzünden zaten bu halde değil miyiz?
  • bütün suç binayı yapan müteahhitin anladığım kadarıyla.. yapsaymış zamanında binaya bi asansör herkes mutlu olacakmış amk..
  • aslında iki yönden de bakmak lazım bu olaya. hizmet alan, yani müşteri açısından, en doğal hakkı pek tabi inmemek. sonuçta bir insan bir ricada bulunmuş, teorik olarak kabul etmek gibi bir zorunluluğu yok kimsenin. ama benim başıma gelse ben inerdim heralde. aslında merhametten çok, hayır sen çıkacaksın gibi bir tartışmayla uğraşmaktansa, inmek daha kolay. üşenirim ben tartışmaya.

    kargocu açısından olay daha tuhaf. yorulmuşsun, ricada bulunuyorsun, eyvallah. kabul edilmiyor bir şekilde, ama senin kızman gereken o aşağı inmeyen insan değil ki. senin asıl kızman gereken senin o saatte o hale gelmene ve hala çalışmana sebep olan kurum ya da işveren.

    sonuç olarak, boktan bi olay, ama şu hayatta sahip olmak istediğim iki tarafın da rahatlığıdır. düşünüyorum da, benim kargo getirdiğim bir insana aşağı inip alın diyebilmem için bir bacağımın kopmuş olması onu elimde taşıyor olmam falan gerekirdi heralde. hakeza yok inemem demek için de. ya bende problem, ya da siz fazla rahatsınız.
  • arkadaş ne kadar iyiymiş milletimiz de görmüyormuşuz, bugün bunu bize kanıtlayan(?) kargocudur. bütün sözlük ahalisi, ki çoğu bilgisayar başından kalkıp su içmeye üşenen insanlar*, hepsi biri rica etti diye götünü kaldırıp muhtemelen üstünü değiştirip o kadar kat aşağı inip çıkarmış hiç düşünmeden. ki günün yorgunluğunu katmıyorum bile.

    bir insanı iyilik(aciz biri dayak yerken yardım etmek türü bir iyilik değil bu) yapmadığı için kötülemek biraz abuk bir hareket. hadi kargocunun ricasını anlarım, olabilir rica edebilir*; reddettiğimde beni fırçalamaya hakkı da yoktur. bu açıdan haksızdır. "abi adam/kadın sabahın köründe başlıyor acımasızca 10-15 saat çalıştırılıyor asgari ücrete" olayını da müşteriye yıkmak da bambaşka bir hareket gerçekten.
hesabın var mı? giriş yap